Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2022/331 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/134
KARAR NO : 2022/331

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili ile davalı arasında elektrik malzemeleri ve işçilik hizmetine ilişkin 28/01/2019 tarihli 2 adet fatura düzenlendiğini, işbu faturaların düzenlenmesinden önce davalı şirket genel müdürü tarafından imzalanarak müvekkile gönderilmiş olan 2 adet fatura mutabakatını da işbu dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkilinin söz konusu davalı şirket genel müdürü tarafından kendisine gönderilen fatura mutabakatlarını esas alarak düzenlediğini ve davalı firmaya gönderdiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete fatura konusu malzemeleri davalı şirketin … Rafinerisinde taşeron olarak çalıştığı işlerinde kullanması amacıyla temin ve teslim ettiğini, Mahkemece gerek duyulması halinde … Rafinerisine müzekkere yazılarak davalı şirketin … Rafinerisi bünyesinde iş yapıp yapmadığının sorulmasını ayrıca müvekkilinin oğlu …’ün de işbu fatura konusu malzemeleri davalı firmaya teslim etmek üzere birçok kez … Rafinerisine giriş çıkış yapıp yapmadığının sorulmasını talep ettiklerini, davalının yapmış olduğu itirazda, düzenlenen faturaları kabul etmeyip hiç bir mal ve hizmet almadığını beyan etse de, Türk Ticaret Yasasının 21/2 maddesindeki “Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa içeriğini kabul etmiş sayılır.” hükmü çerçevesinde davalı yanın fatura içeriğini kabul ettiğini, davalı şirketin genel müdürü …’in kullanılan malzemelerin, yapılan masrafların ve işçilik hizmetini detaylı bir şekilde belirten fatura bedeline ilişkin mutabakatı kendi isminin ve imzasının bulunduğu bir şekilde müvekkiline gönderdiğini, müvekkiline gönderilen fatura bedeline ilişkin mutabakatta davalının genel müdürü … ‘Fatura bedeli uygundur. Düzenlenerek gönderilmesini rica ederim.’ şeklinde fatura detayını ve faturadaki bedelleri açıkça kabul ettiklerini beyan ettiği, davalı şirketin aradaki ticari ilişkiyi inkar etmesi muhtemel olduğundan iş bu fatura mutabakatları altında yer alan imzanın da davalı firma genel müdürü …’e ait olup olmadığının sorulmasını ve gerek duyulması halinde imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle borçlunun haksız ve kötü niyetli olan itirazının iptaline ve duran takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmayan icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalının adresinin …/… Sokak NO:…/… … İzmir olduğundan yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya konu icra takibi de önce Aliağa İcra Müdürlüğünde açıldığını, yetki itirazında bulunmaları üzerine davacı vekilinin yetki itirazını kabul ettiğine dair beyan dilekçesi ile İzmir İcra Müdürlüğüne geldiğini, İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali bu dava ile talep edilmiş olduğundan davalı şirketin adresinin de İzmir adliyesi sınırları içinde kalması nedeniyle yetkili Mahkemenin Karşıyaka Mahkemeleri değil İzmir Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, açılan davanın itirazın iptali davası olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak icra dosyasındaki itirazın iptalinin talep edilemeyeceğini, takip dosyası incelendiğinde takip miktarının bin lira değil daha fazla olduğunu, ortada belirsiz bir alacak davası bulunmadığı da düşünülürse ıslah da mümkün olmadığından itirazın iptali talebinin de fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın tam olarak belirtilmesi gerektiği, bu nedenle davacı tarafın dava etmiş olduğu alacağının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması mümkün olmadığını, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyasına davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun olmadığına yönelik itirazlarının haklı bir itiraz olduğunu, davalı şirketin davacı ile hiçbir ticari ilişkide bulunmadığını, herhangi bir mal ya da işgücü alımı da yapmadığını, takibe konu edilen faturaların davalı şirkete gönderilmesine müteakip davalının süresi içerisinde İzmir …Noterliği’nin 07.02.2019 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturalara itiraz ettiğini ve fatura asıllarını davacıya iade ettiğini, dava dilekçesinde davacının oğlunun faturalara konu malzemeleri teslim etmek için Aliağa … Rafineri işletmesine giriş çıkış yaptığının ifade edildiğini, bu ifadenin de niteliği itibari ile doğru olmadığını, davalı şirketin davacıdan hiçbir mal alımı yapmadığını, fatura içeriğindeki malların davalı şirkete teslimi gibi bir durumun olmadığını, davacı tarafın bu konuda geçerli bir teslim belgesi, irsaliye sunmak yerine davacının oğlunun şantiye sahasına girip çıkmasını delil olarak gösterdiğini, davacının oğlunun şantiye sahasına giriş ve çıkış yaptığını, ancak bu giriş ve çıkışların mal teslimi için değil davalı şirkette 03.09.2018 ile 26.10.2018 tarihleri arasında sigortalı olarak çalışması nedeniyle olduğunu, davacı tarafın mal teslimi için girdiği iddiasının asılsız olduğunu, bildikleri kadarı ile bu kişinin daha sonra da benzer bir işyerinde çalışmaya devam ettiğini, bu nedenle davacının oğlunun şantiye sahasına girip çıkmış olmasının mal teslimi olarak yorumlanmasının yasal mevzuata uygun olmadığını, davalı şirketin davacıya fatura mutabakatını içerir bir belge sunmadığını, dava dilekçesinin ekinde sunulan ve davalı şirketçe davacıya yollandığı iddia edilen iki adet belgenin davalı şirket tarafından davacıya yollanmadığını, bu iki belgenin mal alımı yapılan başka bir firma olan … (… ELEKTRİK) e yollandığını, davacının oğlu olan …’ün davalı şirkette çalıştığı süre içerinde bu belgeleri “izinsiz olarak şirket kayıtlarından aldığını ve söz de alacağa delil olarak gösterilmeye çalışıldığını, bu iki belgenin davacıya hitaben yazılmamış olduğunu, davacının sanki kendisine hitaben yazılmış gibi göstererek olmayan alacağına delil olarak sunmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin davacıdan hiçbir mal ve hizmet almadığını, davaya konu faturalara itiraz edilerek noter aracılığı ile davacıya iade edildiğini, davacının elinde iş yaptığına ya da mal teslim ettiğine dair hiçbir yasal belge olmadığından davanın reddine karar verilmesini, davacının olmayan alacağı için fatura kesip haksız olarak icra takibi başlattığını ve haksız olarak bu davayı açtığını, davalı şirket özel ve resmi kurumlara ait birçok ihaleye girip taşeron olarak iş aldığını, hiçbir alacak olmamasına rağmen yapılmış olan icra takibi nedeniyle ihale alımlarında sorun yaşamakta olduğunu, bu nedenle bazı iş ihalelerini de alamadığını, açılan davanın reddine karar verilirken haksız ve kötü niyetli olduğundan icra takibi nedeniyle takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına da hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YETKİSİZLİK KARARI: Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine açılan iş bu davada, Mahkeme tarafından 27/12/2019 tarihinde …/… Esas, …/… Karar sayılı karar ile davalı şirketin adresinin … Mahallesi …/… sokak … Apt. No: …/… …/İZMİR olduğu, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili ise de, dosya içeriğine göre taraflar arasında elektrik malzemesi ve işçiliğine ilişkin sözleşmenin kurulduğu konusunda bu aşamada kesin bir delil bulunmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesine ekli olarak sunulan iki adet listenin ise davalı tarafından davacıya mı yoksa başka bir şirkete mi düzenlendiği hususu belirli olmadığını, davacının ikametgahının Sakarya olduğu, dava dayanağı icra takibinin Aliağa İcra Müdürlüğünün …/… Esasına kayıtlı olarak açıldıktan ve davalı borçlu vekili tarafından yetki itirazında bulunulduktan sonra davacı tarafından yetki itirazı kabul edilmiş ve icra takip dosyası İzmir İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, bu itibarla süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan yetki ilk itirazının yerinde görüldüğü, davaya bakma yetkisinin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın 23/01/2020 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen karar ile birlikte dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esasa kaydı yapıldığı görülmüştür.
DELİLLER :Davacı vekili dava dilekçesinde İzmir 2. icra dairesinin …/… E. Sayılı dosyası, elektrik malzemeleri ve işçilik hizmetine ilişkin 28/01/2019 tarihli 2 adet fatura, fatura bedellerine ilişkin 2 adet mutabakat, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi, bilirkişi incelemesi, imza incelemesi ve yemin delillerine dayanmış ayrıca davacı vekili tarafından sunulan 02.01.2020 tarihli dilekçe ile ıslah yoluyla …’in tanık olarak dinlenilmesi talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; takip dosyası, bilirkişi incelemesi, SGK kayıtları, şantiye giriş çıkış kayıtları, ticari defterler, noter ihtar belgeleri ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davacı gerçek kişinin 2019 yılı itibariyle ticari işletme işleten tacir olup olmadığının tespiti için vergi dairesine, ticaret sicil müdürlüğüne, esnaf ve sanatkarlar odası başkanlığına müzekkere yazılmıştır.
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … vekili tarafından, davalı … Elektrik … Ltd. şti. Aleyhine 28.01.2019 tarihli 42.076,35 TL bedelli ve 28.01.2019 tarihli 20.271,95 TL bedelli 2 adet faturaya dayalı olarak 62.348,30 TL asıl alacak, 1.315,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 63.663,59 TL alacağın tahsili amacıyla 25.03.2019 tarihinde Aliağa İcra Dairesinde …/… Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 13.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16.05.2019 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin İzmir Merkez icra dairesi olduğunu, alacaklı …’den hiçbir mal ve hizmet alınmadığını, takibe konu faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, alacaklı tarafa hiç bir borcun bulunmadığını, bu nedenle borca, işleyen faize ve faiz oranına itiraz edildiğini belirttiği, alacaklı vekilinin icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı kabul etmesi üzerine dosyanın İzmir 2.İcra Müdürlüğünün …/… Esasına kaydedildiği, İzmir 2.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında çıkarılan ödeme emrinin davalıya 22.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından sunulan 22.07.2019 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile yetkisine itiraz ederek yet borçlu vekili tarafından 22/07/2019 tarihli dilekçe ile alacaklı olarak görünen …’den hiçbir mal ve hizmet alınmadığını, takibe konu faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, alacaklı tarafa hiç bir borcun bulunmadığını, bu nedenle borca, işleyen faize ve faiz oranına itiraz edildiğini belirttiği itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığından gelen 31.03.2020 tarihli yazıda davacının vergiye tabi olup ikinci sınıf tüccar olduğu belirtilerek alış ve satışlarını gösterir kayıtlar gönderilmiştir.
Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 24.03.2020 tarihli yazıda davacının gerek gerçek kişi tacir gerekse de herhangi bir şirket ortaklığı ve/veya yetkili durumuna rastlanmadığı belirtilmiştir.
Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları birliğinden gelen 31.03.2020 tarihli yazıda davacının oda kaydının olduğu beildirildmiştir.
Davacı gerçek kişinin işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşıldığından tacir olup olmadığının tespiti için davacı taraf defterleri üzerinde, davacının ticari işletme işleten tacir olup olmadığı 2019 yılı itibariyle vergiye tabi olup olmadığı, tabi ise hangi usulde vergiye tabi olduğu, birinci ve ikinci sınıf tüccar kaydının olup olmadığı, yıllık hasılası alış ve satışlarına göre bilanço usulüne göre defter tutması gerekip gerekmediği, bu kapsamda tacir olup olmadığı tespiti hususunda dava dosyası SMMM Bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda sunulan 03/12/2020 tarihli raporda; davacı … ‘ün Vergi Dairesi tarafından sunulan beyan yazısına görc, 2019 yılında Gelir Vergisi mükellefi olarak İşletme Defterine Tabi İkinci Sınıf Tüccar olduğunun beyan edilmiş olduğu, davacı …’ün Mali Müşaviri tarafından dava dosyasına sunulmuş olan 2019 — 2020 Yılı Resmi Defterlerinin Elektronik Ortamda Kayıt edilen İşletme Defteri olduğu, 2019 Yılı Gelir Vergi Beyannamesi üzerinden yapılan tespitlere göre; Davacının İşletme Deflerine Tabi 2. Sınıf Tacir olduğu, 2019 Yılında 164.093,80.-TL tutarında Emtia satın almış olduğu, 160.959,56.-TL Tutarında Hasılat elde edilmiş olduğu, 2020 Yılı 3. Dönem (Ocak-Eylül/2020 Dönemi) Geçici Vergi Beyannamesi üzerinde Yapılan İnceleme Neticesinde: Davacının İşletme Defterine Tabi 2. Sınıf Tacir olduğu, 2020 Yılı 9. Ay Dahil olarak 257.690,54.-TL Tutarında Emtia satın almış olduğu, 45.376,04.-TL Tutarında Hasılat elde edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Davacı …’ün Faaliyel Kodu ve Konusunun ; “… – BİNA VE BİNA DIŞI YAPILARIN (ULAŞIM İÇİN AYDINLATMA VE SİNYALİZASYON SİS. HARİÇ) ELKT. TESİSATI KABLOLU TV VE BİLGİSAYAR AĞI TESİSATI İLE KONUT TİPİ ANT. (UYDU ANT. DÂHİL), ELKT.Lİ GÜNEŞ ENRİ. KOLLEKTÖRÜ,ELKT.SAYACI,YANGIN VE HIRSIZ. ALARM SİST.VB. KURULUMU” olduğu, davacı …’ün Faaliyet Kodu ve Konusuna göre; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 177. Maddesinin 1. Bendinde yazılı olan “Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan” işleri yapan tacir sınıfına giren Gelir Vergisi Mükellefi olduğu görüş ve kanaatine varılabileceği, 1.Sınıfa tabi Tüccar olabilmesi için yıllık alımlarının tutarı 2018 YILI İÇİN 190.000 TL, 2019 YILI İÇİN 230.000 TL, 2020 YILI İÇİN 280.000 TL tirayı veya satışlarının tutarı 2018 YILI İÇİN 260.000 TL, 2019 YILI İÇİN 320.000 TL, 2020 YILI İÇİN 390.000 TL lirayı aşması gerektiği, davacının Yukarıdaki Gelir Vergisi Beyannamelerinden yapılan tespitlere göre 213 sayılı VUK 177. Maddesinde belirlenmiş olan tutarlara ulaşamamış olması sebebi ile 213 Saylı Vergi Usul Kanunun Tüccar Sınıfları Madde 176’ya göre Davacı …’ün 2019 ve 2020 yılında 2 nci sınıf Tüccar olup, Gelir Yergisi Mükell lefi olarak İşletme Hesabı esasına göre defter tutması gerektiği görüş ve kanaatine varılabileceği, davacının dava dosyasına sunulan — Gelir Vergisi ve Geçici Vergi Beyannamelerinden yapılan tespitlere göre de, 2019 ve 2020 Yılında Davacının İşletme Defterine Tabi 2. Sınıf Tacir olarak Gelir Vergisine Tabi mükellefiyet türünün belirlenmiş olduğu, ayrıca davacı tarafından 2019 ve 2020 yılında Yasal Defterlerinin Sadece İşletme Defteri olduğu tespit edilmiştir. Bu Minvalde Davacı …’ün 2019 ve 2020 yılı yıllık hasılatı, alış ve satışlarına göre bilanço usulüne göre defter tutmasının mümkün olmadığı şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davacının BA-BS formlarının celbi için Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 08.04.2021 tarihli cevabi yazıda, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğundan Form BA-BS verme zorunluluğu bulunmadığından kayıtlarda form BA-BS bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalı şirketin BA-BS formlarının celbi için Bornova Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının BA- BS formları Mahkememize gönderilmiştir.
Davacı defterleri üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, varsa davacının davalıya elektrik malzemeleri ve işçilik hizmeti sunup sunmadığı, bu kapsamda davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti hususunda Sakarya ATM’ye talimat yazıldığı, SMMM Bilirkişi …’ tarafından düzenlenen 04/08/2021 tarihli raporda; a) Dava dosyasında mevcut taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının fatura düzenlemek yoluyla yasal müeyyidesi gereği vergi anlamında bir külfete katlandığı açıktır. Ancak dosya içeriğinde malın teslim edildiğine dair herhangi bir belgesinin bulunmadığı, b) Davalı dosyada mevcut fatura içeriğini ihtiva eden iki adet belgenin davacıya yollanmadığını, mal alımı yapılan … Elektrik firmasına yollandığını belirtiyse de davalının Form BA-BS bildirimlerinden, Form Ba bildiriminde sözü edilen firmaya ait bildirimin olmadığı, C) Davalı davacının oğlunun şirkette çalıştığı süre içerisinde şirket kayıtlarından izinsiz aldığı belirtmektedir. Davacının oğlu davalı şirket kayıtlarında 03.09.2018 — 26.10.2018 tarihleri arasında SGK Sigortalı işe giriş ve sigortalı işten çıkış belgeleri ile sabit olup, davalının müşterisi olduğu anlaşılan … Rafinerileri A.Ş.’nin adresinde davalıya ait SGK taşeron dosyasında çalıştığı, ancak çalıştığı konum ve mevkii hakkında dava dosyasında bilgi bulunmadığı, davalı dosyada mevcut fatura içeriğini ihtiva eden iki adet belgenin davacıya yollanmadığını, mal alımı yapılan … Elektrik firmasına yollandığını belirtiyse de davalının Form Ba-Bs bildirimlerinden, Form Ba bildiriminde sözü edilen firmaya ait bildirimin olmadığı, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri çerçevesinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde, davacı …’ün, davalı şirkete fatura düzenlediği tarihte (davalı şirket yetkilisinin 2 adet belgenin başka firmaya gönderildi dediği “… Elektrik”) … firmasından 82.600,00 TL (KDV dahil) emtia alım faturasının GİB Defter-beyan kayıtlarında görüldüğü, 2. Davalının, davacının iddiasına karşılık ileri sürdüğü başka firmaya gönderildi (… Elektrik – …) savının da dosyada mevcut Form Ba-Bs bildirimlerinden Form Ba bildirim listesinde adı geçen firmaya ait alış faturasının görülmediği, 3. Davacının GİB Defter-Beyan kayıtlarında bulunan adı geçen firmaya ait faturanın (Emtia bedeli 70.000,00 TL, KDV 12.600,00 TL., Genel Toplamı 82.600,00 TL) olduğu ancak içeriği konusunda bilgiye ulaşılamadığı şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dava dışı … Elektrik (…)’in dinlenmesi ve isticvap davetiyesi çıkarılması ayrıca … Rafineriye müzekkere yazılarak davacının oğlu … ‘ün giriş ve çıkış kayıtlarının istenilmesini talep etmiş ise de, taleple ispatı istenen hususlar dikkate alındığında ve ayrıca davalının bu hususta açık muvafakati bulunmadığından davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatıldığı, ancak davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmamıştır.
DEĞERLENDİRME :Dava; elektrik malzemeleri ve işçilik hizmetine ilişkin düzenlenen faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Tacir olan davacı taraf, davalı şirkete elektrik malzemesi ve işçilik hizmetine ilişkin icra takibine konu ettiği 28.01.2019 tarihli 42.076,35 TL bedelli ve 28.01.2019 tarihli 20.271,95 TL bedelli irsaliyeli faturaları düzenlediğini, faturaların düzenlenmesinden önce davalı şirketin genel müdürü tarafından 2 adet fatura mutabakatının imzalanarak davacıya gönderildiğini, sözkonusu faturaların bu mutabakatlar esas alarak düzenlediğini, faturaya konu malzemelerin davalı şirkete teslim edildiğini ancak fatura bedellerini davalının ödemediğini ileri sürdüğü; davalı taraf ise davacı ile hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını, fatura konusu malların davalıdan satın alınmadığı gibi hizmet sunumunun da bulunmadığını, takibe konu edilen faturalara süresi içerisinde itiraz edilerek davacı tarafa iade edildiğini, söz konusu mutabakat metinlerinin davalı şirketin genel müdürü tarafından imzalanarak dava dışı … Elektriğe yollandığını savunduğu görülmüştür.
Buna göre iş bu davada ispat yükünün davacı tarafa düştüğü, dava ve takibe konu irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmında imza bulunmadığı, davacı tarafça ibraz edilen mutabakat metni olarak ifade edilen 2 adet belgede tarih ve firma adı bulunmadığı gibi davacıya hitaben düzenlediğine dair ibare de bulunmadığı, mutabakat metninde liste olarak belirtilen kalemlerin dava ve takibe konu faturalarda açık olarak belirtilmediği, faturalarda belirtilen işçilik bedeli açıklamasının ise mutabakat metninde yer almadığının görüldüğü, davalı şirketin söz konusu mutabakat metinlerinin davalı şirketin genel müdürü tarafından imzalanarak dava dışı … Elektriğe yollandığını savunduğu, dolayısıyla bu mutabakat belgelerinin davalı tarafından davacıya hitaben düzenlendiğinin kabul edilemeyeceği gibi davacı tarafın beyanının aksine mahkeme dışı ikrar olarak da kabul edilemeyeceği dolayısıyla davada ispat yükünün de yer değiştirmediği, davalı tarafın sözkonusu faturalara konu mal satımı/hizmet sunumunu kabul etmediği ve faturaları davalı tarafa iade ederek akdi ilişkiyi reddettiği, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, davalının BA formlarında da takip konusu faturaların yer almadığının görüldüğü, her ne kadar davacıya ait ticari defterlerde takip konusu faturalar kayıtlı ise de faturalardaki malın tesliminin/hizmet sunumunun sevk irsaliyesi, teslim belgesi makbuz vs. delillerle ispatlanması gerekli olup davalının tanık dinlenmesine muvafakati bulunmadığından davacının …’in (… Elektrik) dinlenmesine ilişkin talebi reddedilmiş, yine davacı tarafça dava dışı …’e (… Elektrik) isticvap davetiyesi çıkarılması talep edilmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 169.maddesi uyarınca davanın taraflarının isticvap edilebileceğinden davacı tarafın bu talebi reddedilmiş, davacı tarafça dava dışı … Rafineriye müzekkere yazılarak davacının oğlu …’ün giriş ve çıkış kayıtlarının istenilmesini talep edilmiş ise de, söz konusu giriş ve çıkış kayıtlarıyla mal tesliminin ispatlanamayacağından davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiş, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, ancak davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmamış, böylece tüm dosya kapsamından davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından İİK 67/2. Maddesindeki kötüniyet tazminatının şartları gerçekleşmediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Kötüniyet tazminat şartları gerçekleşmediğinden, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 36,30- TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.24/03/2022

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.