Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2022/1124 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/104
KARAR NO : 2022/1124

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 10/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle;13.05.2017 günü saat:12:17 sıralarında … Mah., Sakartepe Mevki, Muğla Antalya Karayolu, …km’si Ula/Muğla’da meydana geler Maktul …’ın sürücülüğünü yaptığı … plakalı minibüsün karıştığı 24 kişinin ölü ve 10 kişinin yaralı bulunduğu ölümü yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, görevli polis memurlarının kazadan sonra tutmuş olduğu trafik tespit tutanağına göre oluşan kazada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, … plakalı otobüs şoförünün kural ihlal neticesinde otobüste yolcu konumunda olan müvekkilinin kusursuz olduğunu, kazadan sonra müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, 8 gün Katip Çelibi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Anestezi Yoğun Bakım Ünitesinde kaldığını, ağrılarının devam etmesi üzerine Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesine 24/05/2017 tarihinde acil giriş yaptığını ve düzelene kadar tedavi altında kaldığını, müvekkilinin halen eski sağlığına kavuşamadığını, kazadan dolayı çalışamadığını, kazada kusurlu olan otobüs şoförünün … Sigorta AŞ tarafından KTK Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ile sigortalandığını, poliçenin kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı halinde 175.000 TL teminat sağladığını, müvekkilinin poliçe limitleri dahilinde ödeme yapılması için 21/09/2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından eksik evrak olduğundan bahisle herhangi bir ödeme yapmadığını, eksik evrakların tamamlanmasına rağmen sigorta şirketi müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkili adına Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulduğunu, müvekkilinin İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınmış maluliyet raporuna göre Sigorta Tahkim Komisyonu %60 maluliyet oranı üzerinden 105.000 TL sakatlık tazminatı takdir ettiğini, ancak dosyaya sunulan maluliyet raporunun usulüne uygun düzenlenmediği gerekçesiyle Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından davanın usulden reddedildiğini, tedavisi devam eden müvekkilinin bu süreçte mağdur edildiğini psikolojik ve manevi açıdan çöküntü yaşadığını, davalı sigorta şirketinin kötü niyetli davranışları neticesinde 19/11/2019 tarihinde arabuluculuk süreci başladığını, sigorta şirketinin sorumlu olduğu zorunlu ferdi koltuk sigortasının gereklerini yerine getirmeyeceklerini beyan etmeleri üzerine tarafların anlaşamadığını beyanla, açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirket, tarafından sigortalanmış 1318260 poliçe numaralı KTK Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası tazminat bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont (avans) faizi ile birlikte müvekkiline sürekli sakatlık tazminatı bedeli ile bu süreçte müvekkili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna 3.530,00 TL yargılama masrafı yapıldığını, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli rapor ücreti olan 1.808,00 TL ile toplam 5.338,00 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; dava konusu kazanın, davacının taşımacılık sözleşmesi ile yani tüketici olarak seyahat etmekte olduğu otobüste meydana gelmiş olması nedeniyle iş bu davaya bakmakla görevli olan mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri değil, Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp, sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığı ve bu nedenle, police üzerinde azami teminat tutarının yazılmış olmasının, tamamının ödeneceği anlamını taşımadığını, söz konusu kaza olayına karışan tarafların hangilerinin ne oranda kusurlu olduğunun tespit edilmesi, davaya konu kazada kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığını belirtmekle birlikte kusur oranlarının belirlenmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, üniversitelerden , adli tıp şube müdürlüklerinden sonra adli tıp kurumu 2. İhtisas dairesinden alınan özüre ilişkin raporlarda, özür oranlarının düştüğünü veya çıktığını, bu nedenle Adli Tıp 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları uyarınca özür oranının tespitini talep ettiklerini, davacı taraf müvekkil şirketten kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuşsa da, davacı tarafın bu talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket yönünden faiz başlangıç tarihinin güncel aktüer hesabının yapıldığı tarihten itibaren başlayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda Bakanlığa müzekkere yazılması gerektiğini beyanla, öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; trafik kazası tespit tutanağı, epikriz evrakları, nüfus sureti, SGK hizmet dökümü, tramer çıktısı, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurulu’nun … Sayı, 23.09.2019 tarihli raporu, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin … Sayı, 07.09.2018 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporu, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 11.09.2019 tarih, 2019/İHK-… sayılı kararı, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 13.12.2018-2018.E…. sayılı dosya sureti, kaza ile ilgili Muğla 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …F.-…K, sayılı dosyasında hazırlanan iddianame ve gerekçeli karar sureti, tarafımızca Sigorta Tahkim Komisyonu hesabına yapılan ödemelerin dekontu, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Faküiltesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurulu’na yapılan ödemelerin makbuzu, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurulu’nun … Sayı, 23.09.2019 tarihli raporu sonrasında davalı sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesi ve yurtiçi kargo faturası, bilirkişi incelemesi delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Poliçe, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları, İTÜ, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden rapor alınması, savclık/ceza dosyasının celbi, hastane evraklarının celbi, ifade tutanakları, bilirkişi incelemesi, davacının gelire esas SGK kayıtları, nüfus kayıtları, aktüer hesaplama, yemin, keşif, tanık delillerine dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME : Dava, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Kanunla değişik 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 5/3. maddesinde ise Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TT’K’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK’nın 4/2. maddesine göre de tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, davacı gerçek kişi olup, yolcu olarak bulunduğu otobüsün Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesine dayanarak zararın tazminini talep etmiştir. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları Sigortanın Kapsamı başlığı altında düzenlenen A.1. maddesinde “Bu sigorta, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı aşağıdaki şartlar çerçevesinde teminat altına alır.”hükmünü içermektedir. Yine Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Sigortanın Kapsamı başlığı altında düzenlenen A.1. maddesinde “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına kadar temin eder. Sigortalının taşımayı zaruri haller hariç, 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapması gerekir. Bu sigorta, sigortalının haksız taleplere karşı savunmasını da temin eder.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası taşıyan tarafından taşıdığı yolcuların, sürücü ve yardımcılarının zararlarının teminat altına almak amacıyla yapılan ve zarar meydana geldiğinde sigorta şirketinden sadece zarara uğrayan yolcu, sürücü ve yardımcıları tarafından talepte bulunulabilen bir can sigortası türüdür. Bu sigorta türünde taşıyan, araçta taşınan yolcu, sürücü ve yardımcılarının taşıma sırasında meydana gelen zararlarını teminat altına almak amacıyla sigorta yaptırmaktadır. Taşıma sözleşmesinin kurulması ile araçta taşınanlar ile sigorta arasındaki sözleşme de kurulmuş olur ve taşınanların zararın meydana gelmesi halinde sigorta şirketinden poliçe kapsamında zararlarını talep etme hakkı doğar. Buna göre taşınan davacı ile sigorta şirketi arasındaki ilişki sözleşme ilişkisine dönüşmekte, davacıya sözleşme kapsamında sigorta şirketinden zararlarının karşılanmasını isteme hak ve yetkisi vermektedir.
Dava konusu olayda çözümlenmesi gereken husus taşınan yolcu ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanına girip girmediği hususudur.
Mahkememizce Yargıtay 20.HD’nin 07.02.2017 tarih 2016/14588 Esas ve 2017/887 Karar sayılı emsal kararına göre görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verildiği ancak, Yargıtay 17.HD’nin 2017/573 Esas ve 2019/9190 Kararı ile içtihat değişikliğine gidildiği, İzmir BAM 17 HD.’nin 2021/881 Esas ve 2022/1539 Karar sayılı emsal kararının da bu yönde olduğu görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki ilişki taşıma sözleşmesinin kurulması, biletin alınması veya fiili olarak taşımanın başlaması ile sözleşme ilişkisine dönüşmüş olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacı ile kurulan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davalı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olan davacının TTK’nın 11. ve 12. maddeleri anlamında ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı, tazminatın dayanağının taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiğinden 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İzmir Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi 29/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır