Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2021/399 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/609
KARAR NO : 2021/399

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 25.12.2019 tarihli adli yardım talepli dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 08.12.2018 tarihinde … Taşeron kontratı başlıklı hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen tüm edinimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı şirketin müvekkiline ödemesi gereken 161.000 Euro’yu ödemediğini, müvekkilinin ticari itibarinı zedeleyerek kullanmış olduğu cep telefonunu dahi satmak zorunda kaldığını, müvekkilinin dava açmak için gerekli olan harç ve gider masrafını karşılayacak maddi durumunun bulunmadığını, vekâlet ve ihtarname masraflarını arkadaşlarından borç alarak karşıladığını, hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılama hakkı kapsamında adli yardım talepli olarak müvekkil ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme gereğince … isimli teknede tüm boya işlerini müvekkilinin üstlendiğini, 22.12.2018 tarihinde … limanına teknenin geldiğini ve karaya alındığını, 45.000 Euro yer kapama bedelinin ödenmediğini, kendisine ödenen %30 boya parası ile tekne kapama bedellerinin ödendiğini, müvekkilinin eksik ücret nedeniyle boya ve sarf malzemelerini alamadığını, müvekkiline herhangi bir çizim ve proje sunulmadığı için marangozluk işlemi yapamadığını, işçilere ödeme yapamadığını, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, müvekkilinin teknenin tamiri için yapmış olduğu iş karşılığı 161.000 Euronun dava tarihinden itibariyle işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekiline tensip zaptının 12 ve 13. maddesinde belirtildiği üzere talebi olan 161.000,00 Euro alacağın somutlaştırılması ve delilleri bildirmesi için 2 haftalık süre verilmiş, 25.02.2020 tarihli beyan dilekçesinde 161.000,00 Euro nun taşeronluk sözleşmesi kapsamında alacakları olduğunu belirterek açıklama yapmamıştır.
Yine tensip zaptının 13. maddesine göre müvekkilinin tacir olduğunu bildirmiştir.
Davalı … Şti.’nin 28.02.2020 tarihli cevap dilekçesinde; öncelikle müvekkilinin iş sahibi olduğunu, davacının …’na karşı dava açması gerektiğini, müvekkilinin bu sözleşmede acente vazifesi gördüğünü, müvekkili şirketin 20 yıldır yat turizm hizmet sektöründe faaliyette bulunduğunu, davacı tarafın dayandığı 08.12.2018 tarihli sözleşmenin 282.660,00 Euro olup davacı yana 233.933,77 Euro ve 89.700,00 TL toplamı 248.000,00 Euro ödeme yaptığını, davacının işi tam ve eksiksiz bitirmesi halinde bakiye alacağının 34.660,00 Euro olacağını, davacının 161.000,00 Euro yu nasıl talep ettiğinin anlaşılamadığını, davacı tarafa ödenmesi gereken toplam tutarın sözleşmeye istinaden 349.660,00 Euro olup 248.000,00 Euro nun ödendiğini, davacının talep edebileceği en fazla tutarının 101.742,00 Euro olup bundan fazla talep edemeyeceğini, ayrıca 113 gün karşılığı cezai şartın talep edilmesiyle (günlüğü 2.400,00 Euro) davacının 271.200,00 Euro cezai şart borcunun olduğunu, davacının işin teslim tarihine uymayarak işi bitiremediğini, yaklaşık değeri 40.000,00 Euro olan yata davacının eksik, hatalı ve kusurlu imalat yaptığını, sözleşmenin 28.10.2019 tarihinde feshedildiğini belirterek davacının adli yardım talebiyle davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 16.03.2020 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; davalının husumet itirazının kabul etmediklerini, davalının işveren olduğunu, müvekkille yapılan sözleşme gereğince müvekkilin hak ettiği bedelin ödenmediğini, müvekkille davalı davacı şirket arasında olan çizim anlaşmazlığından dolayı müvekkilinin marangozluk işlerini yapmadığını ve boya işlerinin aksadığını, 2019 yılı Kurban Bayramından itibaren teknenin … Limanına götürüldüğünü, müvekkilininde eksik kalan işleri burada yaptığını, teknenin suya indirilip aradan 5 ay geçtikten sonra sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilime ödenmesi gereken ücretin ödenmediğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin 09.04.2020 tarihli düplik dilekçesinde; davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmesini istediklerini, davacı tarafa ödenen 248.000,00 Euro nun nereye ve nasıl harcandığının açıklanmadığını, davacının 271.200,00 Euro cezai şart borcunun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; adli yardım talebi ile açılan eser sözleşmesine dayalı olarak alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış, dava dilekçesi ekinde sunulan davacıya ait Adli Yardım Talep Formu ve SGK prim borcunu gösterir belgeler ile davacıya ait menkul ve gayrimenkul kayıtları ile araç kayıtları UYAP üzerinden çıkartılmış, taraflar arasında yapılan 08.12.2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi ödemelere ilişkin kayıtlar CCS raporu, ihtarnameler, bilirkişi incelemesi incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin bu beyanları üzerine yapılan değerlendirme ile yapılan işin tutarı, işin karşılığında şuana kadar alınan bedel, davacının tacir olması ve işin ve davanın ticari işten doğması gözetilerek davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının dava dilekçesini somutlaştırması ve taleplerini açıklaması için tensiben iki haftalık kesin süre verilmiş ve bu süre içerisinde davacının talebini açıklamadığı belirlenmekle 08.12.2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi kapsamında teknenin boyanması ve diğer işlerin yerine getirilmesine ilişkin değerlendirme yapılmasına dair 30.09.2020 tarihli celsede karar verilmiştir. Ayrıca yapılan işin niteliği, davacının adli yardım talebi değerlendirilerek tacir olma yükümlülüklerini taşıyıp taşımadığı, Bakanlar Kurulu kararına göre esnaf / tacir ayrımında tacir sayılanlardan olup olmadığını açıklaması için 27.12.2019 tarihli tensip zaptının 13. bendinde davacıya iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak davacı bu kesin süre içerisinde tacir olmadığı, esnaf olduğuna ilişkin bir beyanda bulunmadığı gibi tacir olmadığı iddiasında da bulunmamıştır. Böylece davacının adli yardım talebi şartları gerçekleşmediğinden 30.09.2020 tarihinde bu talebi ret edilerek eksik kalan harçları Harçlar Kanunu m. 28 ve 30’a göre gelecek celseye kadar tamamlaması aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağı ve HMK m. 150\5’e göre işlem yapılacağı ihtar edilmiştir. Davacı taraf kendisine verilen kesin süre içerisinde harç, ayrıca yapılacak işlemler için gider ve bilirkişi incelemesi için delil avansı yatırmadığı, tespit edilmiş olup, ayrıca davacı vekili 09.12.2020 tarihli celseye mazeret bildirdiği halde 10.02.2021 tarihli celseye mazeret bildirmeksizin katılmamıştır. Sonuç olarak hem Harçlar Kanunu m. 30/1f gereğince eksik harcın ödenmemiş olması ve hem de HMK m. 150/1 gereğince davanın takip edilmemesi (davalı tarafında davayı takip etmemesi) gözetilerek dosyanın 10.02.2021 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, ancak gerek eksik harçlar tamamlanmadığından ve gerekse dosyanın yenilenmediğinden HMK 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Mahkememize ait iş bu dava dosyası müracaata kaldığı tarihten itibaren üç ay içinde taraflarca yenilenmediğinden ve herhangi bir başvuru yapılmadığından; HMK 150/5. maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
Davalı vekili için AÜTT 7/1. maddesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. maddesi gereğince gider avansından artanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır