Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/56 E. 2022/169 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/56
KARAR NO : 2022/169

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/02/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalı …’ın 04.05.2018 tarihinde saat 17:15 sularında Güzelbahçe ilçesi … Cad. ile … sokak kesişiminde kendi yönetimindeki … plakalı otomobil ile müvekkil … … yönetimindeki … plakalı motosiklete çarptığı, kaza sonucunda müvekkili … basit müdahale ile giderilemeyecek ve hayati tehlike oluşturacak şekilde ağır yaralandığı, kaza sonrasında müvekkili …’a 112 acil ambulansı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecek Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığı, müvekkili …’ın adı geçen hastanede ameliyat olmasına rağmen günlük yaşam aktiviteleri orta/ağır derece yetersiz hale geldiği, bu durum hastaneden taburcu edildikten sonra dahi 6 ay devam ettiği, bu dönem kendisine annesi …’ın yardımcı olduğu, kaza nedeniyle müvekkili … …’ın sağ uyluk kemiğine vida takılmak zorunda kalındığı, sağ bacağındaki kırıklar nedeniyle yaşamın geri kalan bölümünde cismani olarak eksiklikle yaşamak zorunda kalacağı, davalı … yönetimindeki aracın … Seyahat Acentesi isimli firmaya ait olup … Sigorta A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile sigortalı olduğu, açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMUK’un 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000-TL cismini zarar maddi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi teminatları ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacı müvekkil … …’a verilmesine, 6100 sayılı HMUK’un 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi teminatları ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacı müvekkil … …’a verilmesine, 6100 sayılı HMUK’un 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi teminatları ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacı müvekkil …’a verilmesine, 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak müvekkili … …’a verilmesine, 10.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak müvekkili …’a verilmesine, 10.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak müvekkili …’a verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Seyahat vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; hiçbir şekil ve şartta davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla … plakalı otomobil trafik sicil kaydında müvekkil şirkete ait görünmekle birlikte uzun süreli kiralama yapılması nedeniyle otomobilin işleteni değişmiş olduğundan Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Mmaddesi gereği sorumluluğun tümüyle kiracıya ait olduğunu, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olduğunu, ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” demekle işletenin tanımını yaptığını, uzun süreli kiralamalarda kiracının işleten sıfatını kazanacağını ve bu kiralama süresince araç malikinin sorumluluğunun bulunmadığını hüküm altına aldığını, buna göre yapılan kiralama sözleşmesi ve düzenlenen faturaların işletenin … Ajans Reklam Tanıtım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olduğunu göstermekte olup, bu nedenle araç he ne kadar trafik sicilinde müvekkil şirket adına kayıtlı görünse dahi aracın işleteninin kiracı olduğu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, … plakalı araç genişletilmiş kasko poliçesi çerçevesinde … Sigorta A.Ş. tarafından ihtiyari mali mesuliyet ve ferdi kaza teminatlarına sahip olarak sigortalanmış olduğundan davanın sonuçlarından etkileneceğinden davanın … Sigorta A.Ş. ve işleten sıfatına sahip … Ajans Reklam Tanıtım Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesine karar verilmesini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe no.lu 07.12.2017-07.12.2018 vadeli Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Trafik Poliçesi ile sigortalandığı, müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami poliçe limiti ile sınırlı olarak sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, davacının her ne kadar arabuluculuğa başvurmuş olsa da yeterli ve gerekli evrakla başvuru yapılmaması ve evrakların taraflarına iletilmemesi sebebiyle sürecin olumsuz sonuçlandığı, arabuluculuk aşamasından önce geçerli başvurunun yapılmadığı, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği, Poliçenin tanzim tarihi 01.06.2015 sonrası olan poliçelere ilişkin geçici iş görmezlik taleplerinin teminat dışında tutulduğu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “Karayolu”nda meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğu, bu sebeple adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden kusur raporu alınması gerektiği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarında sigortacı tarafından tazmin edilecek zararın davacının meslekte kazanma gücünün daimi kaybı oranı olmayıp özür oranına denk gelen gerçek maddi zararı olduğu, bu sebeple adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden kusur raporu alınması gerektiği, izah edilen sebepler ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmili ile öncelikle KTK 97.madde gereği yerine getirilmesi icap eden sigorta kuruluşuna başvuru şartının davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddi davayı kabul anlamına gelmemek koşu ile kusur durumunun ve özür oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp İhtisas Dairesine gönderilmesine, dosyanın tüm bu eksiklikle tamamlandıktan sonra zararın oluşup oluşmadığı var ise ne kadar olduğunun tespiti için aktüer bilirkişiye gönderilmesini, anılan kazada hatır taşıması veya müterafik kusur gibi tazminatta indirim sebebi olacak sair hususların mahkemece resen tespitini, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasına, hükmolunması halinde müvekkili şirketin sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ve eklerinin davalı …’a usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; kaza tespit tutanağı, hastane raporları ve kayıtları, iş göremezlik raporları, bilirkişi, tarafların mali ve sosyal durum araştırma raporları, tanık ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; sigorta poliçesi, ceza dosyası ve bilirkişi deliline dayandığı görülmüştür.
İzmir 8. ASHM’nin …/… Esas, …/… Karar ve 07/02/2019 tarihli ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esasa kaydı yapıldığı görülmüştür.
İzmir 52.Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2020 kesinleşme tarihli …/… E.-…/… K sayılı dosyası incelendiğinde mağdurların …, … …, müştekilerin … ve …, sanığın … olduğu, suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu olduğu, Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde 11.02.2020 tarihinde sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı … Seyahat vekilinin cevap dilekçesindeki talebi doğrultusunda dava … Sigorta Anonim Şirketi ile … Ajans Reklam Tanıtım Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine ihbar edilmiştir.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben, dava konusu davalı … Seyahat Ajentesi Teks San Tic Aş adına kayıtlı … plaka sayılı aracın kaza tarihinden önce dava dışı … Ajans Reklam Tanıtım San Tic Ltd Şti’ne uzun süreliğine kiraya verilip verilmediği hususunun tespiti hususunda dava dosyası SMMM Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan 21/01/2020 tarihli raporda; Davalı … Seyahat Acentesi Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2017 yılına ait elektronik yasal defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmamış olduğu, kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin uyumlu olduğu, davalı … Seyahat Acentesi Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2018 yılına ait elektronik yasal defterlerinin açılış-kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmamış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin uyumlu olduğu, işbu raporun Tespit ve Değerlendirmeler başlıklı H bölümünde ayrıntısı ile belirtilen bilgiler ışığında, taraflar arasında uzun süreli bir ticari ilişki bulunması, dava dışı şirkete kiralanan başka bir çok aracın da mevcut olması, taraflar arasında düzenlenen genel bir kiralama sözleşmesinin mevcut olması, tarafıma ibraz edilen sözleşmeler üzerinde araç plaka bilgilerinin bulunmaması, dava konusu araç için olduğu beyan edilen oto kiralama faturasının başka araçları da ihtiva etmesi sebebi ile salt davalı şirket yasal defterlerinden dava konusu … plakalı aracın uzun süreliğine kiraya verilip verilmediği, verildi ise hangi süre verildiği ve kira tutarının ne olduğu konusunda herhangi bir tespit yapılmasının mümkün olmadığı, Sayın Mahkeme tarafından davalı şirket tarafından ibraz edilen 17.06.2017 tarih … no.lu Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesine ek olarak üzerinde plaka bilgisi bulunmayan ancak dava konusu araca ait olduğu beyan edilen Araç Kiralama Teslim Sözleşmesinin dava konusu araca ait olduğu beyanının kabul edilmesi durumunda, dava konusu … plakalı aracın 08.01.2018-03.01.2019 tarihleri arasında yıllık 51.480-TL aylık 4.290-TL bedel ile dava dışı … Ajans Reklam Tanıtım San.Tic.Ltd.Şti.’ne kiraya verildiğinin kabul edilebileceği şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davacıya ait tedavi evraklarının dosyaya teminine müteakiben dosyanın bir bütün olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na gönderilerek davacının kaza nedeniyle malul hale gelip gelmediği, gelmiş ise davacı …’ta oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ve geçici iş göremezlik süresini gösterir rapor düzenlenmesi talep edilmiş, ATK tarafından dosyaya sunulan 30/10/2020 tarihli raporda; kişinin engellilik oranının %8, şahsın tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 149 (yüzkırkdokuz) gün olarak kabulünün uygun olacağı şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin İPTALİNE karar verilmiş olup, iptal kararının RG’de yayınlanmış olması ve gerekçesi göz önünde bulundurulduğunda zarar hesaplamasının genel şartlara göre yapılamayacağı, dosyada alınan maluliyet raporunun genel şartlara göre alındığı anlaşılmakla, davacının 04.05.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasından kaynaklanan; geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığının, geçici iş göremezlik süresinin ne olduğu,tespit edilmesi halinde geçici iş göremezlik/sürekli iş göremezlik ile gerçekleşen kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, çalışma gücü kaybı var ise, sürekli iş göremezlik oranının haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan MALULİYET TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ hükümlerine göre tespiti amacıyla heyet raporu düzenlenmesi için dosya Ege Üni. ATK’ya gönderilmiş, ATK tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 18/02/2021 tarihli raporda; şahısta birden fazla arıza olduğu için Baldhazarth formülünden faydalanıldığında Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı şahsın olay tarihindeki ve bugünkü yaşına göre %9.3 (dokuznoktaüç), iyileşme süresi ise 149 gün olarak kabulünün uygun olacağı şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, kazanın meydana geliş şekli, dosyadaki bilgi ve belgeler, olaya ilişkin fotoğraflar değerlendirilmek suretiyle kazada sürücülerin yüzdelik kusur oranları, davacı …’ın kaza sebebiyle daimi ve geçici iş gücü kaybı maddi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı, davacı Gülten’in mahrum kaldığı gelir bulunup bulunmadığı hususunda dosya Trafik Bilirkişi … ile Aktüerya Bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 30/07/2021 tarihli raporda; davalı … Seyahat Acentesi Tekstil Sanayi ve Tiç A.Ş Tarafından … Ajans Reklam Tanıtım ve Tic. Ltd. Şti’ne 03.01.2018 tarihinde yapılan protokol ile 08.01.2018-03.01.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kiraya verilen ve davalı … Sigorta A.Ş. Nezdinde 07.12.2017-2018 tarihleri arasında … sayılı ZMS. (Trafik) poliçesiyle, dahili davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ise … sayılı ihtiyari mali mesuliyet genişletilmiş kasko poliçesiyle sigortalı olan … plakalı 2017 model Mercedes marka otomobil sürücüsü davalı …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ve yönetmeliğin 109/B-8 ile sürücü asli kusurlarından 84/F (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) hükümlerini ihlal ettiği, 2-) … plakalı 2016 model motosiklet sürücüsü 02.12.2001 doğumlu 16 yaşındaki davacı … …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B hükmünü ihlal ettiği, 3-) … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurallara aykırı herhangi bir etken davranış faktörü görülmediği, davacı … …’ın maddi tazminat talepleri yönünden; davacının Geçici İş Göremezlik Zararı 7.962,56 TL olarak tespit edilmiştir. Tespit olunan bu zarardan sayın mahkemece takdir olunacak oransal kusur durumuna ne kadar tutar tazminat belirleneceğinin ve yine oransal kusur durumuna göre belirlenen bu tutardan ne kadar SGK ödemesi mahsubu yapılacağı ile davacının talep edebileceği bakiye tazminat tutarının tespitinin takdiri sayın mahkemeye bırakılmıştır. Davacının Sürekli İş Göremezlik Zararı 175.058,64 TL olarak tespit edilmiştir. Tespit olunan bu zarardan sayın mahkemece takdir olunacak oransal kusur durumuna ne kadar tutar tazminata hükmedileceğinin takdiri sayın mahkemeye bırakılmıştır. C-Davacı …’ın Kazanç Kaybı Zarar Talebi Yönünden: Kazanç kaybı zararı 7.205,64 TL olarak tespit edilmiştir. Tespit olunan bu zarardan sayın mahkemece takdir olunacak oransal kusur durumuna ne kadar tutar tazminata hükmedileceğinin takdiri sayın mahkemeye bırakılmıştır. Tespit olunan zarar tutarları davalı sigorta şirketinin poliçe limiti içinde kalmaktadır şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davalı … vekilinin kusur raporuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya önceki kusur bilirkişisine gönderilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 07/01/2022 tarihli ek raporda; davacı sürücünün ehliyetli olup olmamasının yapmış olduğu hızla illiyet bağı yoktur. Dolayısıyla sayın davalı vekili dosyaya, kök rapora itirazlarını destekleyici her hangi bir yeni bilgi ve belge sunmamış olduğundan kök raporda belirtildiği gibi sonuçta; 1-) Davalı … Seyahat Acentesi Tekstil Sanayi ve Tiç A.Ş Tarafından … Ajans Reklam Tanıtım ve Tiç.Ltd. Şti.ne 03.01.2018 tarihinde yapılan protokol ile 08.01.2018-03.01.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kiraya verilen ve davalı … Sigorta A.Ş. nezdin de 07.12.2017/2018 tarihleri arasında … sayılı ZMS. (Trafik) poliçesiyle, dahili davalı … Sigorta A.Ş nezdinde ise 251131042304 sayılı ihtiyari mali mesuliyet genişletilmiş kasko poliçesiyle sigortalı olan … plakalı 2017 model Mercedes marka otomobil sürücüsü davalı …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ve yönetmeliğin 109/B-8 ile sürücü asli kusurlarından 84/F (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) hükümlerini ihlal ettiği, 2-) … plakalı 2016 model motosiklet sürücüsü 02.12.2001 doğumlu 16 yaşındaki davacı … …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B hükmünü ihlal ettiği, 3-) … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurallara aykırı herhangi bir etken davranış faktörü görülmediği, 4-) Yargıtay Ceza Genel kurulunun 24.05.2016 tarihli E.2015/12-276K-2016/263 sayılı kararında, yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/6414 E -2020/4591K. sayılı kararında kusur oranı belirleme yetkisi sayın hakimliğinizin yetkisinde olduğu, yine Bilirkişi Bölge Kurulu Başkanlığının “BİLİRKİŞİLERİN UYACAĞI REHBER İLKELER VE BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA BULUNMASI GEREKEN STADARTLAR” başlığı altındaki 27. maddesinde “kusurun tespiti normatif bir değerlendirmeyle mümkündür. Ve sadece hakimin yetkisindedir. Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranı) her hangi bir değerlendirme yapamaz, Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hakimin yerine geçmeyi ifade eder.” Denilmektedir. Bu nedenlerle raporda tarafımdan asli, tali ve yüzdelik kusur oranı belirtilmediği şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
04/05/2018 tarihinde davacı … …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile davalı … Seyahat Acentesi Teks. San. Tic AŞ’ ye ait davalı, … Sigorta AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçların karıştığı trafik kazasında, dosyada mevcut hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile üzerinde geçme yasağı anlamında düz şerit çizgisiyle belirlenmiş, karşılıklı bir gidiş ve bir geliş şeritli trafik akımı çalıştığı … caddesini takiben Narlıdere istikametinden Urla istikametine seyrederken … caddesi … sokak üçlü (T) kontrolsüz kavşağı Yalı Balık önüne geldiğinde, yol zeminindeki geçme yasağı anlamındaki yer işaretlemesi düz şerit çizgisine dikkat edip seyrine devam ederek ileride trafik işaretlerinin izin verdiği her hangi bir yerden geri dönüş yaparak olay mahalline gelip sağ tarafa otoparka emniyetli bir şekilde girmesi gerekirken; sürücülerin trafik düzen ve güvenliği açısından uymak zorunda oldukları bu hususlara gerekli önem ve özeni göstermemiş ve davacı sürücü … … idaresindeki … plakalı motosikletin önünü kapatıp hareket alanını kısıtlayarak motosiklet sürücüsüne geçiş önceliği tanımaması sonucu, motosiklet sürücüsü hızından dolayı duramayıp kazayı önlemek bakımından zorunlu olarak sola manevra yaparak sol şeride geçerek sol şeritte çarpışmış olmalarıyla meydana gelen olayda, sol şeride geçmenin her ne sebeple olursa olsun yasaklandığı ve bunun yer işaretlemeleri düz çizgi ile belirlendiği yolda davalı sürücünün sola kontrolsüz dönüş manevrası etkili olduğundan 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ( Kara yolundan faydalananlar, Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadırlar.) ve yönetmeliğin 109/B-8 (Dönüş yapan sürücüler, doğru geçmekte olan araçlara geçiş hakkını vermek zorundadırlar.) ile sürücü asli kusurlarından 84/F ( Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) hükümlerini ihlal ettiği, 02.12.2001 doğumlu 16 yaşındaki sürücü belgesiz davacı … …’ın ise sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halindeyken dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne verip, her an karşılaşabileceği risk ve tehlikelerden korunabilmek adına motosikletinin hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği mahal şartlarına uyarlayarak yaklaşması, önünde aynı istikamete yolun sağında durup yolun solundaki otoparka girmek için sola dönüş manevrasıyla önünü kapatan … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’a, yoldaki varlığını belli edecek tarzda gerekli uyarı ve ikazla birlikte fren tedbirine başvurarak durması ve kazayı önlemek bakımından bu tedbirleri alması gerekirken; bu tedbirleri almaya gerekli önem ve özeni göstermemiş aksine davranışla, her an karşılaşabileceği risk ve tehlikelerden korunabilmek adına motosikletinin hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği mahal şartlarına uyarlamamak suretiyle mevcut seyir hızıyla olay mahalline yaklaşması sonucu duramayarak, önünde görüş alanı içinde yolun sağından sola dönüş yaparak önünü kapatan davalı sürücü … idaresindeki … plakalı otomobile çarpmamak ve kazayı önlemek adına sol şeride geçmek zorunda kaldığı (zorunluluk hali olduğu) için 2918 sayılı yasanın – 47/C maddesini ihlali olarak değerlendirilemeyeceği nedeniyle sol şeride manevra yapmasının kazanın oluşumuyla illiyet bağı bulunmadığından bu maddeden kusur izafe edilemeyeceği, kazaya katkı sağlayan asıl etken motosikletinin hızını gerekli şartlara uyarlamamasından kaynaklanmış olması nedeniyle meydana gelen olayda, 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B (Sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.) maddesini ihlal ettiği kanaatine varıldığı, davacı sürücü Mert …’ın sürücü belgesiz motosiklet kullanmasının kazanın oluşumunda doğrudan doğruya kusur izafesini gerektiren bir durum olmadığı, sürücü belgesiz araç kullanmasıyla kazanın oluşumu arasında illiyet bağı bulunmadığının belirtildiği, buna göre Mahkememizce kazanın meydana gelişinde davalı sürücü …’ın %75 oranında, davacı … …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu takdir edilmiştir.
Davacı … …’ın meydana gelen kaza nedeniyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun 30.10.2020 tarihli raporu ile Engellilik Ölçütü ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının %8 ve iyileşme süresinin 149 gün olduğu belirtildiği, aynı Kurulun 18.02.2021 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen raporunda ise davacının maluliyet oranının %9,3 ve iyileşme süresinin 149 gün olarak belirlenmiş ise de, Yargıtay 17.HD’nin 01.03.2021 tarih 20/7120 Esas ve 21/2627 Karar sayılı emsal kararına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğin Engellilik Ölçütü ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik kapsamında düzenlenen Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu’nun 30.10.2020 tarihli raporu hükme esas alınmış, sözkonusu raporlara göre davacı … …’ın meydana gelen kaza nedeniyle meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı %8 ve iyileşme süresinin ise 149 gün olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması gerekmektedir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta vekili tarafından davacılarla davalı sigorta şirketi arasında trafik sigorta poliçesi kapsamında sulh protokolü imzalandığı, sulh protokolünde belirtilen 70.000,00 TL ana para, 15.000,00 TL faiz, 9.900,00 TL dava vekalet ücreti(bürüt ücret+KDV), 5.000,00 TL icra vekalet ücreti (bürüt ücret+KDV) ve 1.800,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 101.700,00 TL’nin ödenmesi hususunda sulh olduklarını, ödemenin davacı vekilinin hesabına ödendiğini ve ibranamenin düzenlendiğini belirtilerek sulh protokolü, ibraname , feragatname ve makbuz ibareli belgenin dosyaya sunulduğu ve davacı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığının belirtildiği; davacı vekilinin 22.09.2021 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketi ile yapılan anlaşma gereği iş bu dosyadaki maddi tazminata ilişkin ana para, işlemiş ve işleyecek faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin tüm taleplerden ve maddi tazminat davasından tüm davalılar lehine feragat ettiklerini, manevi tazminat davası yönünden ise davaya devam ettiklerini bildirdiği görülmüştür.
Davacılar vekilinin vekaletnamesindeki feragat özel yetkisine dayanarak tüm davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasından feragat ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü gereğince davacıların maddi tazminat davasından tüm davalılar lehine feragat etmeleri nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Davaya konu kaza nedeniyle davacı … …’ın bedensel bütünlüğünün bozulduğu, kendisinde %8 oranında kalıcı maluliyet meydana geldiği, 149 gün iyileşme süreci geçirdiği dikkate alınarak çektiği elem ve ızdırap ile davaya konu trafik kazasında davalı sürücü … %75 oranında kusurlu olması ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebileceğinin düzenlendiği, davacılar … ve … ‘ın müşterek çocukları 02.12.2001 doğumlu davacı … …’ın trafik kazasında yaralanması nedeniyle duydukları elem ve acı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulundukları, Yargıtay 17.HD’nin 13.12.2018 tarih 2016/3674 Esas ve 2018/12183 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebileceklerinin belirtildiği, somut olayda davacıların müşterek çocuklarının kalıcı maluliyet oluşacak şekilde yaralandığı, yaralanmanın mahiyeti ve iyileşme süresi dikkate alındığında davacı çocuğun anne babası olan davacıların çektiği elem ve ızdırap nedeniyle manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu anlaşılmakla, davaya konu trafik kazasında davalı … %75 oranında kusurlu olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı anne … için 3.000,00 TL manevi tazminatın , davacı baba … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacıların tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 34,15 TL harcın mahsubuyla bakiye 46,55 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden, davalı sigorta lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan; AAÜT’nin 3/2 maddesinde “müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur ” düzenlemesi uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalı … ve davalı … Seyahat Acentesi Teks. San. Tic A.Ş’ye eşit olarak verilmesine,
Davalılar … ve davalı … Seyahat Acentesi Teks. San. Tic A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ,
10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı … …’a verilmesine,
3.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine,
3.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 1.092,96‬-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 170,78-TL ‘nin mahsubu ile bakiye 922,18 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafın manevi tazminat davasında yaptığı 170,78 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı nazara alınarak 54,64 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına.
Dava kısmen kabul edildiğinden davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
Dava kısmen reddedildiğinden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … …’a verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve sarf edilmeyen avansın artan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.