Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/416 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542
KARAR NO : 2021/416

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Ltd Şti vekilinin 13.06.2018 harç tarihli dava dilekçesi ile; Davalı … ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesaptan kaynaklanan bakiye 4.864,32 TL alacağını tahsil edemediğini bu nedenle İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, borçlu şirkete ödeme emri gönderildiği, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, yetki ve esas yönünden takibe itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin ve İcra dairesinin İzmir Mahkemesi ve İcra Daireleri olduğunu, belirterek davalı şirket itirazının kaldırılarak, itirazın iptali, takibin devamı %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava; Cari hesap ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası faturalar, bilirkişi incelemesi,
İzmir …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … LTD ŞTİ takip borçlusu … aleyhine 01.07.2017 tarihinde 4.864,32 TL asıl alacak üzerinden cari hesaba dayalı ilamsız takibe geçtiği, borçluya ödeme emrinin 07.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.07.2017 tarihinde borca ve yetkili icra dairesinin Kocaeli İcra Dairesi olduğundan bahisle yetkiye itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafın yetki itirazı incelendiğinde, takip konusu alacağın para alacağı olması nedeniyle TBK m 89 ve HMK m 10 gereğince alacağın para alacağı olması ve sözleşmenin ifa yeri İzmir olması nedeniyle İzmir mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olması nedeniyle davalının icra dairesinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış ve rapor alınmıştır. Davalı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bu konuda Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ancak davacı taraf defter ve kayıtlarını incelemeye sunmamıştır.
Yine mahkememizce davacının defter ve kayıtlarının incelenmesi için davacı tarafa da gerek 29.11.2018 tarihli celsede ve gerekse 11.03.2019 tarihli celsede süre verildiği halde davacı taraf defter ve kayıtlarını incelemeye sunmamıştır.
Davacı taraf 16.04.2019 tarihli beyan dilekçesinde defter ve kayıtlarını bulamadıklarını, mali müşavire ulaşamadıklarını, davalının whatsapp görüşmelerinde borcu kabul ettiği, malların davalıya gönderildiğini, belirterek bu malların kimin aldığını tespit edilmesini istediğini beyan etmiştir.
Mahkememizce davacının alacaklı olup olmadığı konusunda öncelikle alacağının bulunduğu, davalının kendisine teslim edilen mallar karşılığında herhangi bir ödeme yapmadığını ve bu nedenle alacağının devam ettiğini ispatlaması gerekmektedir. Ancak davacı taraf sadece taraflar arasında yapıldığı belirtilen whatsapp görüşmelerini ve davalıya malın gönderildiğini belirttiği (okunabilir olmayan kayıtlar içeren) fotokopi belgeleri ibraz ederek malların teslim edildiğini ve alacağı olduğunu iddia etmiştir. Ancak davacının dosyaya sunduğu bu belgelerle alacağını ispatlaması mümkün ve yeterli değildir. Zira davalı taraf icra dosyasındaki itirazında davacıya karşı herhangi bir borcunun olmadığını, davacının alacağının bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı taraf icra dosyasında borcu kabul ederek ödemek istediğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı gibi dava konusu malların teslim edildiğini de kabul etmemiştir. Kaldı ki davacının asıl olarak dava konusu malların teslim edilmesi dışında davalıdan alacaklı olduğuna dair öncelikle HMK m. 222 de yer aldığı üzere sahibi lehine delil teşkil edecek ve tacirin tutması zorunlu ticari defterlerini ibraz etmesi gereklidir. Aksi halde davalının davacıyla olan ticari ilişkisinde yapmış olduğu ödemelerin olup olmadığı, alacağın miktarı ve yapılan ödemeler varsa mahsup edilerek gerçek alacak miktarının belirlenmesi mümkün olmayacaktır.
Bu halde davacı taraf sahibi lehine delil olabilecek defterlerini sunmayarak iddiasını ispatlayacak delili ortaya koymamıştır. Kaldı ki bu defterler aynı zamanda HMK m. 222/4. fıkra gereğince sahibi aleyhine delil olması da söz konusu olabilecektir.
Ayrıca davacı taraf yine HMK m. 222/5. fıkra gereğince kendi defterleri bulunmasa dahi karşı tarafların defterlerine dayanarak bu defterleri kabul edeceğini belirterek ispat faaliyetine de girişmemiştir.
Mevcut durumda davalı tarafın defterlerini ibraz etmemiş olması halinde alacağının kabul edileceği yasa hükmü olmasına rağmen bu ispat hakkını kullanmadığından ve mevcut delilleriyle de alacağın varlığını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar davacı tarafça istinaf edilmiş ve 23.07.2019 tarihli istinaf dilekçesi ile kararın kaldırılması istenmiş ve İzmir BAM … HD. nin … E. … K. sayılı 28.10.2019 tarihli kararıyla mahkememiz kararı görevli mahkemenin İzmir ATM olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerekçesiyle karar kaldırılmıştır.
Davalı tarafın defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiğinden davalının tacir olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi … dan 03.06.2020 tarihli rapor alınmıştır.
Bu raporda bilirkişi Maliye Bakanlığından davalının 2015 vergi kayıtlarını istenmesiyle Esnaf Sicil Memurluğundan, Ticaret Odasından ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden bilgi edinilmesi için müzekkere yazılmasını istediği, bunun üzerine Maliye Bakanlığından Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalıya ilişkin kayıtlar istenmiş ve bilirkişiden 04.12.2020 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; davalının tacir olup olmadığı konusunda yapılan incelemede davalının ikinci sınıf tacir olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tutması gerektiği, davalının vergi kayıtlarına istinaden ticari defter tuttuğu, ayrıca VUK na göre ve TTK ya göre tacir sınıfına girdiği, işlem hacmi ve Bakanlar Kurulunun tacir esnaf ayrımına göre tacir olduğu, ancak davacının yasal defterlerini sunmadığı, davalının da yasal defterlerini sunmadığı, davacının fatura içeriklerindeki malları davalıya teslim ettiğini ve belgede sunmadığını, sevk irsaliyelerinin boş olduğunu belirterek davanın ispatlanamadığını tespit etmiştir.
Bu rapora karşı davalı … 15.01.2021 tarihli dilekçesinde; dava ispatlanamadığından reddini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davacı şirket vekili 24.12.2021 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesindeki deliller kısmını ıslah ettiklerini ve delillerde yer almayan yemin delilini dava dilekçesine eklediklerini ve davalıya yemin teklif ettiklerini belirterek davasını ıslah etmiştir.
Bilindiği üzere 7251 sayılı Kanun m. 18 ile 6100 sayılı Kanunun 177. maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere 2. fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilerek “(2) Yargıtay’ın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmüyle bozmadan sonra veya BAM kaldırma kararından sonra ıslah etme hakkı tanınmıştır. Mevcut durumda da davacı dava dilekçesi deliller kısmını ıslah ederek davalıya yemin teklif edeceğini beyan etmiş olmakla davacıya bu dilekçesi kapsamında yemin metni hazırlaması ve yemin delilin davalı tarafından ifa edilip edilmeyeceği konusunda 04.02.2021 tarihinde ara karar verilmiştir.
Bu karar kapsamında Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile davalının yemine ilişkin beyanı alınmış ve 02.04.2021 tarihinde yapılan celsede davalı taraf dava konusu olan … adet bayan abiyenin kendisine gönderilmediğine, teslim almadığına, dükkânda satmadığına, 4.864,32 TL borcu olmadığına ilişkin yemin etmiştir.
Davacı tarafa bu yemin üzerine 27.04.2021 tarihli dilekçesiyle davalıya … adet abiyeyi teslim ettiğine dair kayıtları sunması için süre verilmiş ve davacı taraf gönderi tarihiyle cari hesaptaki fatura tarihleri aynı olan …’e 05.03.2019 tarihinde mal gönderdiğine ilişkin bir rapor ibraz etmiştir. Ancak, davacı tarafın bu iddiasını ispatlayacak cari hesap kayıtlarını sunmadığı gibi davalıya bu dava konusu olan malları teslim ettiğine dair davalının elinden alınmış bir makbuz, belge veya sevk irsaliyesi de ibraz etmemiştir. Mevcut durumda davacının iddiasını ispatlayacak bir delil bulunmadığı, davalı tarafın davacının iddialarına karşılık kesin delil niteliğindeki yeminle davacının iddialarını ret ettiği belirlenmiştir. Mevcut durumda davacının davasını ispatlayamadığı ve bu nedenle mahkememizce verilen 30.05.2019 tarihli kararda da belirtildiği üzere davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak Mahkememizce İstinaf kaldırma kararı konusunda yapılan incelemeyle davalının tacir olduğu ve fakat davacının davasını ispatlayamadığı belirlenmiş olduğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 58,76 TL peşin harcın mahsubuyla eksik alınan 0,54 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır