Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/538 E. 2021/443 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/538 Esas
KARAR NO : 2021/443

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize verdiği 02/12/2019 tarihli dava dilekçesi ile; Davalının birikmiş aidat borcunun 2.962,71 TL işlemiş faizi olduğunu, davacı Kooperatifin üyeler tarafından yapılan ödemeleri öncelikle asıl borca mahsup ettiğini, davalının yaptığı ödemeleri öncelikle aidat ve ana borçlara mahsup ettiklerini ancak geç ödemeler nedeni ile tahhakkuk eden faiz borcunun davalı tarafından ödenmediğini, davalı hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile icra takibinin durduğunu, davalının itirazının iptaline takip konusu alacağın %20’snden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesinin talep ve dava edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile gönderilen 28/01/2020 tarihli yanıt dilekçesi ile; İddia edilen alacağın zaman aşımına uğradığı, yetkili ve görevli Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dava konusu taşınmazı 16/03/2016 tarihinde sattığını ve bu hususun davacı kooperatif yönetimine bildirdiğini, kooperatifteki taşınmazın eksik, kusurlu ve ayıplı olduğunu, bunu da kooperatif yönetimine bildirdiğini, buna rağmen ayıp, eksik ve kusurların giderilmediğini, bu konuda sunduğu dilekçelerin suretlerini dilekçesine eklediğini, davacı kooperatife Nisan 2011 ayı itibari ile tüm borcunu ödediğini, davacı kooperatif tarafından herhangi bir şekilde binadaki ayıp, kusur ve eksikliklerin tamamlanmaması nedeni ile belirtilen borçları tamamlanması halinde ödeyeceğini beyan ettiğini, 14/09/2015 tarihinde 900,00 TL’lik aidat borcunu ödediğini ve faiz borcu olmadığını bildirdiğini, açıkladığı nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesini beyan ettiği ve istediği anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, alacaklısının dosyamız davacısı Kooperatif olduğu, borçlunun dosyamız davalı gerçek kişi olduğu, 2.962,71 TL işlemiş faize ilişkin genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresinde verilen dilekçe ile, borca ve faize itiraz edildiği, ayrıca yetki itirazında bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın davacı tarafa tebliğ edilmediği, yapılan incelemeye göre davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı Kooperatif vekili tarafından Kooperatif Genel Kurul Toplantı Tutanakları, Yönetim Kurulu Kararları ve Hazirun Listelerinin suretlerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Dava, davacı kooperatifte üye olan davalının üyeliğinin devam ettiği dönemde kooperatif üyelik aidatından kaynaklı bedellerin geç yatırılmış olması nedeni ile tahakkuk ettiği iddia edilen faiz alacığına ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine dönüktür.
Yine davalı tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de davacı Kooperatifin ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sebebi olan üyeliğe konu yerin Mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu anlaşılmış, yetki itirazının reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı kooperatif kayıtları ve dava dosyası üzerinde inceleme yapılarak davacı tarafça iddia edilen şekilde alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferilerinin tespiti konusunda inceleme yapmak üzere dosya, kooperatif bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 05/04/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından rapora itiraz edildiği, ancak itiraz sebebi olarak herhangi bir hususun bildirilmediği, davalı tarafından verilen dilekçe ile davanın reddinin istendiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacı Kooperatif nezdinde davalının üye olduğu dönem içinde aidat borcunun geç ödenmesinden kaynaklı oluştuğu iddia edilen faiz alacağının davalıdan tahsili gerektiği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiği, davalının gecikme faizleri yönünden sorumlu olduğu iddia edilen 01/01/2007 -29/02/2016 döneminde kooperatifin Genel Kurul Toplantılarında tahsil edilecek aidat ve ek ödeme tutarlarının tespit edildiği bu kararların ve ek ödemelere ilişkin hususların davacı kooperatif muhasebe defterlerine işlenmiş olduğu, davalı …’ye belirlenen dönemde Genel Kurul Kararlarına uygun olarak tahakkuk ettirilen toplam 16.094,00 TL aidat ve ek ödemelerin davalı tarafından muhtelif tarihlerde toplam 16.904,00 TL vadelerinden uzun süre sonra aralıklarla ödendiği, davalının bu dönem için kooperatif tarafından tahakkuk ettirilen aidat ve diğer ek ödeme ana para tutarlarına herhangi bir itirazda bulunmadığı, ana para tutarlarının tamamının 02/02/2016 tarihinde ödenmiş olduğu, davalıdan talep edilen faiz yönünden ise davacı kooperatifin 2007 – 2010 yıllarında yapılan genel kurullarda gecikme faiz oranı ile ilgili bir karar bulunmadığı, kooperatifin vadesinde ödenmeyen aidat ve diğer ek ödeme alacaklarına %1,5 oranında gecikme faizi uygulama kararının 2007 yıllından önceki yıllarda yapılan genel kurul toplantılarında alındığı, karalaştırılan faiz oranının TBK mad. 120 uyarınca temerüd faizine ilişkin olduğu ve kooperatif tarafından 3095 Sayılı kanuna göre belirlenen yasal faiz oranının 2 katını aşamayacağı, buna göre de davalı için vadesinde ödenmeyen aidat ve diğer ek ödeme borçlarına uygulanması gereken gecikme faizi oranlarının azami aylık %1,5 olacağı, davacı tarafın davalıdan talep edebileceği gecikme faizinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve buna göre 26/11/2013 tarihinden sonra ki aidat alacaklarından kaynaklanan gecikme faizini talep edebilecekleri, bu durumda 26/11/2016 – 29/02/2016 döneminde vadesinden sonraki tarihlerde yapılan ödemeler yönünden gecikme faizi uygulanması gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre belirlenen süre içinde toplam 592,50 TL gecikme faizinin oluştuğunun kabulü gerektiği, davalının bu bedelden sorumlu olduğu ve itirazında bu bedel kadar haksız olduğu ve itirazının kısmen iptaline karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu hususta düzenlenen bilirkişi raporunun dosyadaki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu görülmüştür. davacı tarafça icra inkar tazminatı isteminde bulunulduğu görülmekle alacağın aidat alacağından kaynaklandığı ve kararlaştırılan ve ön görülenr nitelikte olduğu görülmekle likit olduğunun kabulü gerektiği, icra inkar tazminatı isteminin hükmolunan alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 592,50 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İcra İnkar tazminatı isteminin KABULÜNE,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan karar ve ilam harcı maktu karar ve ilam harcından az olduğundan maktu karar ve ilam harcının tamamlanması gerektiği görülmekle, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 592,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 95,20 TL başvuru harcı, 500,00 TL Bilirkişi ücreti, 79,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 674,20 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 134,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 592,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kesin yasa yolu kapalı olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okundu.
03/06/2021

Yazman …
E-İmza

Yargıç …
E-İmza