Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2022/1055 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/529 Esas
KARAR NO : 2022/1055
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2022
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 26/02/2018 tarihli dilekçe ile, davacı şirketin davalıya vermiş olduğu kargo hizmeti tarihlerinin 02/01/2014 – 06/01/2015 arasında olduğu, bu dönemlere ait toplamda 218.639,31-TL kargo hizmet bedelinin 96.024,73-TL’sinin ödenmediği, 11/02/2015 tarihinde davacı tarafından düzenlenen ihtar ile bu bedelin davalı kurumdan istendiği, bu ihtarın ekinde davacıya ait borcu yoktur yazılarının davalı kuruma sunulduğunu, davalı kurum tarafından davacı şirketin prim borcu olduğu iddiası ile bu fatura alacaklarının bir kısmını ödemediğini, sistemlerinde borç göründüğü için ödemenin borca karşılık mahsup edildiğini beyan ettiklerini, ancak davacının SGK’ya herhangi bir borcunun olmadığını, çalışma yöntemi itibariyle sigorta primlerinin davalı kuruma süresinde ödemesine rağmen süre gelmeden önce davalı kurum tarafından yapılan kesintiler nedeniyle alacağın tamamının ödenmediğini, ancak davacı tarafından da yeniden prim ödemesi yapılması üzerine bir sonraki ayın prim ödemesinin gerçekleştirildiğini, hakedişten kesilen bedelin iade edilmediğini, yapılacak olan mahsuplar sonrasında ödemenin gerçekleşebileceğinin beyan edildiğini, sonuç olarak davacının takibe konu 52.245,49-TL davalı kuruma borcu olmadığı halde bu bedeli alamadığını, bu bedel yönünden davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin Mahkememizin 2018/258 Esas numarasını aldığı görülmüştür.
Dava dilekçesi davalı kuruma tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile, söz konusu davada görevli mahkemenin İzmir İş Mahkemesi olduğu, icra müdürlüğü nezdinde bildirilen borcun sebebi olarak gösterilen faturaların büyük kısmının hak ediş olarak davacı şirkete ödendiğini, sadece Ağustos, Eylül, Ekim 2014 dönemine ait toplam 15 adet fatura tutarının davacının ilgili dönemlerde Türkiye çapındaki iş yerlerinin sigorta prim borçlarına karşılık, davalı kurumun ödeme sistemi MOSİF tarafından otomatik olarak mahsup edilmesi nedeniyle kısmi ödeme gerçekleştiğinin anlaşıldığını, mahsup işlemlerinin mükerrer olup olmadığına ilişkin yapılan yazışmalar sonucunda bu tutarların önemli bir kısmının davacıya iade edilmesinin sağlandığını, bu itibarla ödeme emrine itiraz edildiğini, davacının hak edişlerinden prim alacağı nedeniyle yapılan kesintilerden davacının itirazı üzerine yersiz olduğu belirlenen meblağların iade edildiğini, haksız ve yersiz şekilde davalı kurum tarafından bir kesintinin yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine konmuş, yapılan incelemede alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı Sosyal Güvenlik Kurumu olduğu, takip talebinde numara ve tarihleri gösterilen faturalara dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine davalı tarafça süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, davalı kurum ile davacı şirket arasında hizmet alım sözleşmesine ilişkin davacı şirketin verdiği hizmet karşılığı hak edişlerinden davalı kurum tarafından yapılan prim kesintilerinin haksız olduğu ve hak edişlerin haksız şekilde kısmen ödenmediği gerekçesi ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce … Esas, … Karar sayılı kararı ile; Davacı şirket nezdinde çalışanlar yönünden davalı kurum tarafından prim kesintilerinin sözleşmeye dayalı olarak davacının alacağından gerçekleştirildiği iddia edilmekle birlikte yapılan kesinti olup olmadığı, bu kesintinin neye istinaden yapıldığı, davacının iddia ettiği şekilde alacağının doğup doğmadığı hususlarının incelenmesi için davalı kurumun sıfatı dikkate alındığında tacir olmadığı ve davalı kurum aleyhine açılan ve prim kesintilerine ilişkin işlemlerin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesine konu olan uyuşmazlıkların görülme yerinin Sosyal Güvenlik uyuşmazlıklarına bakmakla görevli İş Mahkemeleri tarafından çözülmesi gerektiği, davanın gerek tarafların sıfatları, gerek davalı kurum tarafından yapılan kesintinin niteliği dikkate alındığında mutlak ticari dava olmadığı, bu nedenle görev hususunun Mahkememizce doğrudan yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği ve HMK md.114/1-c hükmüne göre davanın görevli mahkemede açılması ve görülmesinin dava şartı niteliğinde olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği, mahkememizin görevsiz olduğu, HMK md.115/2 hükmü uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen kararın kesinleşmesi üzerine yasal süresi içinde başvuru üzerine dosyanın İzmir 9. İş Mahkemesine tevzi edildiği, … Esas sayısını aldığı, Mahkemece verilen 219/189 Karar sayılı karar ile Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu gerekçesi ile uyuşmazlığın yargı yeri belirlenmesi yolu ile giderilmesi talebi ile dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderildiği, 6 Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı kararı ile; ” Dava, davalı kurum ile davacı şirket arasında hizmet alım sözleşmesine ilişkin davacı şirketin verdiği hizmet karşılığı hakedişlerinden davalı kurum tarafından yapılan prim kesintilerinin haksız olduğu, hakedişlerin haksız şekilde kısmen ödenmediği gerekçesi ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davalı kurum ile davacı şirket arasında 02/01/2014 – 06/01/2015 tarihleri arasındaki döneme ait kargo hizmeti sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı şirket hizmet alım sözleşmesine dayanarak kargo hizmeti ile ilgili alacağını talep etmektedir. Davacı şirket tacir olup aralarındaki çekişme sözleşme ilişkisine dayanmaktadır. Uyuşmazlığa bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. ” şeklinde gösterilen gerekçe ile Mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği, işbu karar ile dosyanın Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Dava dosyasının Mahkememizin 2019/529 Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile davalı kurum arasında imzalanan kargo hizmeti alımına ilişkin sözleşme, sözleşmeye ek teknik şartname ve kurum nezdinde davacı şirket tarafından davalı kuruma yapılan hizmeti gösterir kayıtlar davalı kurumdan celp edilerek dosyamız içine alınmış, sözleşme içeriğine göre yapılan hizmet bedeli karşılığında davalı kurum tarafından yapılacak ödemelerin davacı şirketi prim borcuna mahsup edilebileceği yönünde bir hükmün tespit edilemediği görülmüştür.
Davacı tarafça ticari defter ve kayıtlara dayanıldığı görülmekle, davacı defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere davacı yan defterlerinin İstanbul da olduğu görülmekle dosyanın Nöbetçi İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, davacı defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 14/06/2021 tarihli raporun talimat yolu ile dosyamıza sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Davacı şirketin davalı kuruma borcunun olmadığı, davacı tarafından ibraz edilen; 2014-2015 yılına ilişkin ticari defterlerin T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226 ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, dava konusu ile ilgili defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı defterlerinin Kayıt nizamı bakımından V.U.K. m, 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket lehine deli) kabiliyetinin bulunduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi olarak 52.245,49.-TL. alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, davacı şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sn. Mahkeme’ ye ait bulunduğu sonuç ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı SGK tarafından yapılan itirazlar doğrultusunda bilirkişilerce yanıtlanması gereken hususların tespit edildiği, dosyanın rapor düzenleyen bilirkişi heyetine yeniden tevdi edilmek üzere Nöbetçi İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, 11/09/2022 tarihli raporun talimat yolu ile dosyamıza sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Kök Rapora yönelik dosyasına sunulu belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, davalı Taraf’ın itiraz ettiği MOSİP emanet hesabına aktarılan 22.753,97 TL tutarın … Kargo A.Ş. hesaplarına havale yapıldığı bir önceki kök raporda muhasebe hesap hareketlerinde mevcut olduğu gibi, ihtilaflı bir durumun olmadığı, diğer tarafından davacı vekilinin ek itiraz raporunun devamında bahsettiği; kalan 22.358,145-TL’lik tutarın 02.12.2015 tarihinde ödendiğine dair muhasebe kaydının davacı defter kayıtlarında rastlanılmadığı, dava dosyasına sundukları Bilirkişi Kök Raporu hakkında sundukları vaki itirazları ile beyanlarının, Raporun neticesini değiştirecek hususları içermediği, şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin takip tarihi ile davalı şirketten kaydi olarak 52.245,49.TL, alacaklı olduğu, raporun neticesini değiştirecek hususları içermediği kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı SGK vekili tarafından rapora itiraz dilekçesinin dosyaya sunulduğu, davalı kurum nezdinde bulunan kayıtlara göre kurumun Mali Hizmetler Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından davacı şirket hesaplarına ödeme yapıldığı, bu ödemenin dikkate alınmamasının hakkaniyete aykırı olduğu yönünde beyanda bulunulduğu ancak bilirkişilerden ayrıca rapor alınmasını gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacı şirket ile davalı kurum arasında 02/01/2014 – 06/01/2015 tarihleri arasında kargo hizmetleri verilmesine ilişkin hizmet sözleşmesinin imzalandığı, bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı görülmüştür.
Hizmet verilen süre içinde davacı tarafça davalı kuruma toplamda 218.639,31 TL bedelinde hizmet verildiği ve buna ilişkin kayıtların davacı taraf kayıtlarında ve davalı kurum kayıtlarında olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça davalıya verilen hizmet bedelinin 52.245,49 TL’lik bedelin davalı kurum tarafından davacıya ödenmediği iddiası ile davalı kurum aleyhine icra takibi başlatıldığı, İzmir 8, İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya verildiği iddia edilen kargo hizmetine ilişkin düzenlenen faturaların ve kayıtların davacı defterlerinde usulüne uygun şekilde kayıtlı olduğu, ayrıca SGK İl Müdürlüğü nezdinde bulunan kayıtların da dosyaya sunulduğu ve buna göre yapılan inceleme üzerine bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre davacı şirketin takip tarihi itibari ile davalıdan icra takip dosyasında gösterilen bedel kadar alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı kurum tarafından bir kısım ödemenin yapıldığı belirtilmiş ise de iddia edilen ödemenin davacı şirkete ait defter muhasebe kayıtlarında ve defter kayıtlarında rastlanılmadığı, bu hali ile davalı tarafından yapıldığı iddia edilen havalenin davacı şirket kayıtlarında tespit edilememesi neden ile davalı şirketin bu iddiasının bu hali ile ispatlanamadığının kabulü gerektiği, davacı şirket kayıtlarına göre usulüne uygun düzenlenen fatura ve kayıtlara dayalı olarak ilgili hakediş bedellerinin davacı tarafından tahsil edilmediğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacı şirketin prim borçlarına mahsuben ödeme yapılmadığı yönündeki davacı tarafa bildirilen gerekçenin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi yönünden dinlenemeyeceği, davacı şirketin prim borçlarının yapılan hizmet karşılığı hak edilen alacaktan mahsup edilebileceği yönünde bir hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer almadığı, bu durumda birbirinden ayrı değerlendirilmesi gereken hukuki ilişkiler olduğunun kabulü gerektiği, davacı şirketin çalışanı için davalı kuruma karşı yükümlülüğü ile davalı kurum ile aralarında mevcut hizmet sözleşmesi uyarınca verilen kargo hizmetine ilişkin hukuki yükümlülüklerin birbirinden ayırt edilmesi gerektiği, davalı kurumun bu şekilde kesinti yapma hakkının bu hali ile doğmadığı, bu nedenlerle davacı tarafça usulüne uygun tutulan ticari defterlerde görülen bedelin davalı tarafça ödenmesi gerektiği, bu konuda davalı aleyhine başlatılan takibe itirazında davalının haksız olduğu, alacağın niteliği itibari ile likit olduğunun kabulü gerektiği ve bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline,
Takibin 52.245,49 TL asıl alacak üzerinden devamına,
İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 3.568,89 TL harçtan, peşin alınan 35.90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.532,99 karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 77,00 TL başvuru harcı, 2.400,00 TL Bilirkişi ücreti, 419,50 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.896,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2022

Yazman
e-imza

Yargıç
e-imza