Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/525 E. 2022/558 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/525
KARAR NO : 2022/558

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Anonim Şirketi vekili 26.01.2019 harç tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili bankanın …. Şubesi ile dava dışı …. Ltd. Şti. ve müşterek borçlu müteselsil kefil davalı … arasında 04.04.2018 tarihli 1.000.000,00 TL ve 23.05.2018 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli sözleşme kefalet bedelli sözleşme akdettiklerini, 23.05.2018 tarihli sözleşmenin kefalet tarihinden evvel ki borçları da kapsayacak şekilde Genel Kredi Sözleşmesi yapıldığını, borçlulara 26.08.2019 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçluların itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlunun takibin tümüne ve ferilere, ayrıca yetkiye itiraz ettiğini, yetkili Mahkemenin İzmir Mahkemesi olduğunu, sözleşmenin 13/4/e numaralı bendinde İzmir Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiğini, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce dava dışı kefil …’un 04.10.2019 tarihinde ana kredisi borçlusu hesabına banka alacağına mahsuben 358.122,81 TL ve vekâlet ücreti olarak ta 20.677,19 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerin banka alacağından mahsup edildiğini ve dava değerinden düşüldüğünü, davalı ile arabuluculuk görüşmesi yapılarak arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyadaki davalı … yönünden itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09.01.2020 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin … Bankası AŞ ile yapılan sözleşmede, yetkili mahkemesinin Manisa İcra Dairesi ve Mahkemesinin belirtildiği, arabuluculuk görüşmelerinin de Manisa’da yapıldığını, dava dışı … Ltd. Şti. ile müvekkili … ve banka arasında yapılan 04.04.2018 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli, 23.05.20189 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli GKS kapsamında şirkete kredi kullandırıldığını, müvekkilinin kefil sıfatı ile sorumlu olmadığını, zira 6098 sayılı TBK m. 583’de yer alan kefalet sözleşmesinin şartlarının gerçekleşmediğini, kefalet tarihi ve türünün kendi el yazısıyla belirtilmediğini, kefalet sözleşmesi yazılı bir şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefaleten geçerli olmayacağını, TBK m. 594 gereğince eş rızasının da gerekli olduğunu, bu şekle aykırılıklarının hâkim tarafından resen göz önüne alınması gerektiğini, sözleşmedeki yazılar ile kefalet ilişkisine dair yazıların yazım tarihlerinin de incelenmesini istediklerini, kefalet sözleşmesinin şekil şartları bulunmadığından davanın reddini istediklerini, dava dışı …. tarafından 358.122,81 TL ödemenin aslında 378.800,00 TL olduğunu, bu bedelin mahsup edilmesi gerektiğini, dava dışı ….’un 1.000.000,00 TL bedelli ilk GKS sözleşmesinden sorumlu olduğunu, ancak ….’un yaptığı ödeme karşılığında bankanın bu kefili ibra etmemesi gerektiğini, geriye kalan 621.200,00 TL’lik miktardan da sorumlu olması gerektiğini, banka kayıtlarının incelemesiyle durumun tespit edileceğini, TBK’na göre alacaklının kefillerden birisinin durumunu diğerlerine göre iyileştiremeyeceğini, şirketin esas yöneticisinin … olduğunu, …’un 17.04.2018 tarihinde şirket yönetiminden ayrıldığını, müvekkilinin şirket yönetimi ile ilgisinin bulunmadığını, kullandırılan krediler ve limitleri konusunda bilgilendirilmediklerini belirterek davanın reddini ve %20’den aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 28.01.2020 tarihli replik dilekçesinde; davalı tarafın yetki itirazını kabul etmediklerini zira sözleşmenin 13/4/e bendinde İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkisinin kararlaştırıldığını, HMK m. 17 gereğince bu sözleşmeyle bankanın ve borçlunun bağlı olduğu gibi 6102 sayılı TTK m. 7 gereğince kefillerinde bu ticari nitelikteki GKS nedeniyle müteselsil sorumlu olduklarını bildiklerini, aynı zamanda sözleşmeye de bağlı olduklarını, arabuluculuk görüşmelerinin Manisa ilinde yapılmasının Sulh Hukuk Mahkemesinin temyize tabi olmayan kararı nedeniyle meydana geldiğini, İzmir İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisinin ortadan kalmadığını, davalının 04.04.2018 tarihli sözleşmeyi kabul ettiğini, 23.05.2018 tarihli sözleşmeden haberdar olmadığını ve bu sözleşmenin şekil şartlarının kabul etmediğini belirttiği, ancak bu iddiaların doğru olmadığını, TBK m. 583 gereğince imzaların kefil …’in imzasıyla atıldığını, sonradan sayfaların doldurulmadığını, TBK m. 584/3 gereğince eşin rızasına ihtiyaç olmadığını, imzanın davalının el ürünü olduğunu, buna ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığını, İİK m. 68/b’de kefil yönünden uygulanamayacağı iddiasının itirazın kaldırılması davasına ilişkin olup, konu kefil …’un kredi borcundan sorumluluğuna ilişkin olarak ise, bu kefilin 1.000.000,00 TL bedelli, 04.04.2018 tarihli GKS’ne kefil olduğunu, 23.05.2018 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunmadığını, bu nedenle 04.04.2018 tarihli sözleşmeden doğan borca ilişkin ödemeyi yaptığını, imzasının bulunmadığı sözleşmeye ilişkin talepte bulunamayacağını, TBK m. 581 ve devamı gereğince kefil sözleşme limiti kadar ve kendi temerrüdünden sorumlu olduğu gibi temerrüde düşürülmemiş olsa dahi asıl borçlunun temerrüdünden de sorumlu olduğunu davalının borcun tamamından sorumlu olduğundan diğer kefilden yapılan tahsilat ile ödeyeceği miktarda azalma bulunduğunu, kefil …’un müvekkili banka ile yapılan anlaşma ve itiraz süresi içerisinde sorumlu olduğu borcu ve ferilerini ödeyerek hukuka uygun olarak ibra edildiğini, tahsil edilen 20.677,19 TL vekâlet ücretinin alacaktan düşülmesi gerektiği iddiasının ise doğru olmadığını, icra takibinin TBK m. 100’e göre açıldığını ve müvekkili bankanın öncelikle tahsilatta faiz ve ferilerde düşme yapıldığını belirtmiştir.
Davalı vekili 07.02.2020 tarihli düplik dilekçesinde; yetki itirazlarının halen devam ettiğini, Manisa İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin TBK m. 583’deki şekil şartları gerçekleşmediğinden kefaletten sorumlu olmadığını, kefalet tarihi ve türünü el yazısıyla belirtmediğini, yine TBK m. 584’de göre eş rızası gerektiğini, müvekkilinin ikinci kredi sözleşmesinden haberi olmadığını, 04.04.2018 tarihli ilk GKS’deki yazılarında müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle yazı ve imza incelemesi istediklerini, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmesiyle itiraz ettiklerini, İİK m. 68’e göre usulüne uygun hesap kat ihtarı gelmediğini, dava dışı …’un yapmış olduğu ödemenin 378.800,00 TL olduğunu, davacının …’u yapmış olduğu ödeme ile ibra etmemesi gerektiğini belirterek eski itirazlarını tekrar etmiştir.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın yapmış olduğu takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir
İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Genel Kredi Sözleşmeleri, Bilirkişi incelemesi, davalı bankanın kayıtları incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …Bankası A.Ş., takip borçlusu …, … ve …. Ltd. Şti. hakkında 1.660.502,97 TL asıl alacak ve 79.030,85 TL asıl alacak ile işlemiş faizlerle birlikte 1.807.698,36 TL üzerinden 19.09.2019 tarihinde ilamsız icra takibine geçtiği, ödeme emrinin borçlulardan …’a 02.10.2019, …’e 21.09.2019 ve … Ltd. Şti.’ne 23.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlulardan …’un 03.10.2019 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğu, …’in 24.09.2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında arabuluculuk müzakeresinin 22.11.2019 tarihinde yapıldığı ve arabuluculuk görüşmelerinde banka ile borçlunun anlaşamadığına ilişkin tutanak düzenlendiği belirlenmiştir.
Mahkememizce toplanan dosyalarla birlikte davalının defterleri ve kayıtları üzerinde Bilirkişiler …, …. ve ….’dan alınan 08.09.2020 tarihli raporda; davacı banka ile dava dışı … LTD ŞTİ arasında 04.04.2018 tarihli 1.000.000,00 TL limitli ve 23.05.2018 tarihli 3.000.000,00 TL limitli iki ayrı GKS yapıldığı, 03.04.2018 tarihli sözleşmeyi dava dışı … ile davalı … ve dava dışı …’in 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda el yazısı, kefalat tarihi, kefalet türü ve limiti belirtmek suretiyle imzaladıkları, …’un kefalet bedelinin 1.000.000,00 TL, … ve …’in ise 3.000.000,00 TL olarak belirlendiği, kredinin 13 taksitinin ödenip geri kalan taksitlerin ödenmemesi üzerine hesabın 21.08.2019 tarihinde hesabın kat edildiği, dava dışı asıl borçlu şirkete ve davalıya 26.08.2019 tarihli ihtarnameyle ödenmesinin bildirildiği, davalıya 29.08.2019 tarihinde tebliğ yapıldığı, temerrüdün 03.09.2019 tarihinde gerçekleştiği, ödeme yapılmayınca bankanın İzmir 18. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla dava dışı asıl borçlu ve müteselsil kefil … ile davalı müteselsil kefil … hakkında 1.739.533,82 TL asıl alacak, 63.551,81 TL işlemiş faiz, 3.177,59 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 1.806.263,22‬ TL üzerinden takibe geçildiği, borçluların mahkemenin yetkisini ve borcu yönelik itirazda bulunduğu, sözleşmede kullanılan kredinin ticari kredi olduğu belirtildiği ve ön bilgi formunun da taraflarca imzalandığı, kefalete yapılan itiraz incelendiğinde kefaletin el yazısıyla kefalet tarihi, türü, limiti belirtilerek kefil tarafından imzalandığı, kefalet tarihi itibariyle eş muvafakati gerektirmediği, sözleşmede ki imzaya itirazın inceleme kapsamı içerisinde kalmadığı, hesap özetinin asıl borçluya gönderildiği, kat ihtarının ise davalıya gönderildiği, asıl alacağın incelenmesiyle de asıl alacağın 1.738.877,81 TL, işlemiş akdi ve temerrüt faizinin 49.065,86 TL, %5 BSMV nin ise 2.453,30 TL olup toplam 1.790.396,97‬ TL den davalı …’in sorumlu olduğu, müteselsil kefil …’tan kredi borcuna karşılık 04.10.2019 tarihinde 358.122,81 TL tahsil ettiği, yapılan ödemenin mahsubuyla 04.10.2019 tarihinde kalan borcun (1.791.382,11 TL – 358.122,81 TL =) 1.433.709,30 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacı bankanın talep ettiği alacak olan 1.429.877,19 TL alacağının bulunduğu ve bu taleple bağlı kalındığı, buna göre bankanın bu talebi üzerine takibin devamına karar verilebileceği, bu alacağı yıllık %46,80 temerrüt faizi ve %5 BSMV hükmedilebileceği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili itiraz etmemiş, davalı vekili ise 22.09.2020 tarihi itiraz dilekçesiyle; kefalet şartlarının gerçekleştirildiğine ilişkin tespite katılmadıklarını, … tarafından yapılan ödemenin ve bu kefilin ibra edilmesinin sonuçlarının incelenmediğini, …’un 1.000.000,00 TL’lik miktar üzerinden sorumlu olması sebebiyle yaptığı ödeme miktarı ile artık 1.000.000,00 TL’lik kısmından dolayı bankanın müvekkillerini de ibra ettiğini, TBK m. 168/2 gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına katlanması gerektiği, davacı bankanın borçlardan birini ibra ettiği durumda diğer borçlularında bu borçtan kurtulduğu, 1.000.000,00 TL kredi sözleşmesinden dolayı artık müvekkiline müracaat edilemeyeceğini, istenen faiz oranlarının fahiş olduğunu, TBK m. 583 gereğince kefalet türü, kefalet tarihi, kendi el yazıyla yazılmadığı bu unsurların sonradan doldurulduğunu, kredi limitinden haberdar olmadığını, hesap kat ihtarnamesinde emredici sürelere uyulmadığını belirterek imza ve yazı örnekleriyle kredi sözleşmelerinin asılları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını, ayrıca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalının kredi sözleşmesindeki imzalara ve yazılara itiraz etmesi nedeniyle HMK m. 208 vd. göre imza incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurumu Başkanlığından 29.12.2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda: kredi sözleşmesindeki imza ve yazıların … eli ürünü olduğu belirlenmiştir.
Yine davalının bankacı heyetinden oluşan bilirkişi raporuna itirazı gözetilerek bilirkişiler …, …. ve …’den 01.03.2022 tarihinde ek rapor alınmıştır. Bu raporda; dava dışı kefil …’un kredi sözleşmesine istinaden yapmış olduğu ödemelerin davalı yönünden etkisi değerlendirilmiş ve …’un müteselsil kefil olarak dava dışı … Ltd. Şti’ne 04.04.2018 tarihinde 1.000.000 TL limitli olarak kefil olduğu, bankanın kullandırdığı, ticari kredi basınız kredi kartından dolayı takip tarihinde toplam 360.898,68 TL talep edildiği, bu kefile 2.775,87 TL indirim yapılarak 358.122,81 TL kredi borcu ve vekâlet ücreti ile birlikte toplam 378.800 TL ödeme yaptığı, dava dışı …’un kefalet limitinin davalı ile aynı olması nedeniyle ödediği bu tutarın yarısı kadar 189.400 TL’nin davalıya rücu hakkının bulunduğu, davacı bankanın …’un yapmış olduğu ödemenin düşülmesi ile 1.433.709,30 TL üzerinden kalan borç üzerinden 1.429.877,19 TL üzerinden dava açtığı belirtilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve yapılan incelemeler değerlendirildiğinde;
Davacı banka ile dava dışı … Ltd Şti arasında 04.04.2018 tarihli 1.000.000,00 TL limitli ve 23.05.2018 tarihli 3.000.000,00 TL limitli iki ayrı GKS yapıldığı, 03.04.2018 tarihli sözleşmeyi dava dışı … ile davalı … ve dava dışı … 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda el yazısı, kefalet tarihi, kefalet türü ve limiti belirtmek suretiyle imzaladıkları, …’un kefalet bedelinin 1.000.000,00 TL,… ve …’in ise 3.000.000,00 TL olarak belirlendiği, kredinin 13 taksitinin ödenip geri kalan taksitlerin ödenmemesi üzerine hesabın 21.08.2019 tarihinde hesabın kat edildiği, dava dışı asıl borçlu şirkete ve davalıya 26.08.2019 tarihli ihtarnameyle ödenmesinin bildirildiği, davalıya 29.08.2019 tarihinde tebliğ yapıldığı, temerrüdün 03.09.2019 tarihinde gerçekleştiği, ödeme yapılmayınca davacı bankanın İzmir 18. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla dava dışı asıl borçlu ve müteselsil kefil … ile davalı müteselsil kefil … hakkında 1.739.533,82 TL asıl alacak, 63.551,81 TL işlemiş faiz, 3.177,59 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 1.806.263,22‬ TL üzerinden takibe geçildiği, borçluların mahkemenin yetkisini ve borcu yönelik itirazda bulunduğu, sözleşmede kullanılan kredinin ticari kredi olduğu belirtildiği ve ön bilgi formunun da taraflarca imzalandığı, kefalete yapılan itiraz incelendiğinde kefaletin el yazısıyla kefalet tarihi, türü, limiti belirtilerek kefil tarafından imzalandığı, kefalet tarihi itibariyle eş muvafakati gerektirmediği, sözleşmede ki imzanın ve yazının ise Adli Tıp Kurumunun Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığının 29.12.2021 tarihli raporuyla davalının eli ürünü olduğunun belirlendiği, hesap özetinin asıl borçluya gönderildiği, kat ihtarının ise davalıya gönderildiği, asıl alacağın incelenmesiyle de asıl alacağın 1.738.877,81 TL, işlemiş akdi ve temerrüt faizinin 49.065,86 TL, %5 BSMV nin ise 2.453,30 TL olup toplam 1.790.396,97‬ TL den davalı …’in sorumlu olduğu, müteselsil kefil …’tan kredi borcuna karşılık 04.10.2019 tarihinde 358.122,81 TL tahsil edildiği, yapılan bu ödemenin ise davacı bankanın alacağından mahsup edildiği 04.10.2019 tarihi itibari ile kalan borcun (1.791.382,11 TL – 358.122,81 TL =) 1.433.709,30 TL olduğu, (yapılan ödemenin öncelikle TBK m. 100 hükmüne göre faiz ve eklerine mahsup edilmesi ile ) dava tarihi itibariyle davacı bankanın talep ettiği alacak olan 1.429.877,19 TL alacağının bulunduğu ve bu taleple bağlı kalındığı, buna göre bankanın bu talebi üzerine takibin devamına karar verilebileceği, bu alacağı yıllık %46,80 temerrüt faizi ve %5 BSMV hükmedilebileceği belirlenmiştir.
Her ne kadar davalı taraf alınan asıl ve ek raporlara itiraz da bulunmuş ise de itirazların yerinde olmadığını ve bankanın TBK 168/2 ye aykırı olarak diğer borçlular yönünden onların durumunu kötüleştirici, onlara zarar verici bir işlem yapmadığı böylece başka borçluların durumunu iyileştirici herhangi bir işlem yapmadığı da belirlenmiş olduğundan taleple bağlı kalınarak takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı bankanın davasının KABULÜ ile;
Davacı bankanın, Davalı/ Kefil … aleyhine İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında yaptığı ilamsız icra takibine itirazın kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak; 1.429.877,19 TL asıl alacak, üzerinden takibin devamına,
Takip konusu asıl alacak olan 1.429.877,19 TL kredi borcuna kısmına takip tarihinden itibaren yıllık %46,80 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Alacağa yapılan itiraz haksız olup alacak likit olduğundan takip konusu alacak yönünden %20 icra inkar tazminat tutarı olan 285.975,44 TL’nin bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
Ödemelerin, icra giderlerinin, icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 97.674,91 TL harçtan dava açılışında alınan 15.380,24 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 82.294,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 44,40 TL ve peşin harç 15.380,24 TL ile yazışma ve tebligat gideri 251,20 TL, ATK gideri 688,80 TL ve bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 17.864,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 82.845,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza