Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/50 E. 2022/1098 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/50
KARAR NO : 2022/1098
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18.02.2019
KARAR TARİHİ : 23.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar … ve … vekilinin 18.02.2019 harç tarihli Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açmış olduğu davada dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi …’in vefatı ile geriye davacıların mirasçı olarak kaldığı, 01.03.2018 günü saat 04.30 sıralarında … numaralı … İl yolunun 1+200 km bulunan … Köprüsü üzerinde meydana gelen tek taraflı ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası olayında sürücüsü davalı …’in sevki ve yönetiminde bulunan … plakalı otomobil ile … istikametinden … yönüne giderken kullandığı aracın direksiyon hâkimiyetini kaybedip … Köprüsü üzerinde sol tarafa doğru savrularak köprü korkuluklarına çarpmasıyla meydana gelen kazada araç dışına fırlamış olan … ve …’in kaza mahallinde vefat ettiğini, … ve …’un yaralandığını, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosya ile dava açıldığını, ölen …’in 08.05.1995 doğumlu olup askerliğini bitirdiğini, garson olarak çalıştığını ve ailesine destekte bulunduğunu, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 5.000-TL, sigorta şirketi yönünden yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin iptali ile şimdilik bakiye 5.000-TL maddi tazminat ile anne … için 150.000-TL manevi tazminat, baba … için 150.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini ve işleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekilinin 20.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacıların maddi ve manevi destekten yoksun kalma tazminatı talepleri için somut delil sunulmadığı, davacıların gelir durumunun araştırılmasını ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, Yargıtay 17. HD’nin 2014/17264 E – 2017/2231 sayılı kararı gereğince de manevi tazminatın zenginleşme aracı haline getirilmemesi, tazminat sorumlusunun da fakirleştirilmemesi, tarafların sosyal ekonomik durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini, kaza günü … ve …’in “bizde araba yok senin arabayla gidelim” diye evde yalnız olan müvekkilini aradıklarını, bunun üzerine üç arkadaşın … Gazinosuna gittiklerini, müvekkilinin kendini kaybedecek derecede sarhoş olmadığını, araçta bulunan ve müvekkilden daha fazla alkollü olanların araç içinde yaptıkları el kol şakaları nedeniyle müvekkilinin direksiyon hâkimiyetini kaybederek bariyerlere çarptığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da vefat eden ve yaralıların emniyet kemeri takmamaları ve birlikte alkol aldıkları sanığın aracına kendi istekleriyle binmeleri nedeniyle ölüm ve yaralanma konusunda tali düzeyde etken olduklarını belirterek davanın reddini talep ettiği belirlendi.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili davaya cevap vermemiştir.
Davacılar vekili 12.06.2019 tarihli replik dilekçesinde; dava dilekçesindeki taleplerini yenileyerek davalı …’in kusurluğu olduğunu beyan ettiği belirlenmiştir.
Davacıların davası Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas -… Karar sayılı 20.02.2019 tarihli kararı ile davalılardan … Sigorta AŞ’nin hakkındaki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderilmesine karar vermiş ve bu karar 25.03.2019 tarihinde kesinleşmiş, davacı tarafın süresinde verdiği tahrik dilekçesi ile dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememizin 2019/50 Esas’ına kayıtlanmıştır.
Davacıların ihtiyati tedbir talebi mahkememizce 12.04.2019 tarihli ara karar ile reddedilmiştir.
Davacı taraf yargılama sırasında 13.06.2019 tarihli dilekçesi ile; ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve taleplerini tekrar etmiştir. Mahkememizce ihtiyati haciz talebi de değerlendirilerek yaklaşık ispat kurallarına göre kusur durumunun ceza dosyasında kanaat oluşturacak şekilde belirlendiği, manevi tazminat talebinin kabulü veya reddi ile miktarının takdirinin de yargılama ile belirlenebileceği ancak mevcut durum itibariyle her iki tarafın kusur durumu, ekonomik durumu dikkate alınarak şimdilik taktiren 100.000 TL maddi ve manevi tazminat için ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmiştir.
Dava; davacıların mirasçısı 01.03.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davalılar … Sigorta A.Ş., … ve …’e karşı ZMMS sigortasına destekten yoksun kalma ve maddi ve manevi tazminat davası davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Trafik kayıtları, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası, veraset ilamı, sigorta poliçesi, araç ruhsatı, tarafların maddi durumlarının araştırılmasına ilişkin kayıtlar ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı / Ölenler … ve …, Müştekiler …, …, …, …, Katılanlar …, …, Sanık … olduğu, iddianamede Sanık …’in suç tarihinde kullandığı araçla Menderes-Seferihisar istikametinde seyir halinde iken alkollü olması ve aşırı hızla araç kullanması nedeniyle direksiyon hâkimiyetini kaybedip yolun sol tarafında bulunan köprü korkuluklarına çarptığı, araçta yolcu olarak bulunan … ile …’in öldüğü, ayrıca araçta yolcu olarak bulunan … ile …’un yaralandıkları, bu şekilde sanığın taksirle
ölüme ve yaralamaya neden olma suçunu işlediği iddia edilerek sanığın TCK’nun 85/2, 22/3, 53/6, 63 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılamada bilirkişi …’ten alınan 16.07.2018 tarihli raporda; sanık …’in asli düzeyde etken kusurlu olduğu, maktuller … ve …’in ise kusursuz olduğu, ancak alkollü bir sürücünün aracına binmeleri nedeniyle tali düzeyde etken olduğu, mahkemenin 06.09.2018 tarihli kararla “1-Sanık hakkında müşteki …’u taksirle yaralama nedeniyle açılan davanın müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilecek yaralanması ve şikâyetten vazgeçmesi nedeniyle CMK nun 223/8.maddesi gereğince düşmesine,
2-Sanığın … ve …’in ölümü ile …’ın yaralanmasına taksirle sebep olmak suçu ile ilgili olarak suçun işleniş şekli, kusurun yoğunluğu, birden fazla kişinin ölmüş olması, yaralamadaki ağırlıkta dikkate alınarak eylemine uyan TCK nun 85/2.maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Eylem bilinçli taksir ile işlenmiş olduğundan suçun işleniş şekli ve bilinçli taksirdeki yoğunlukta dikkate alınarak sanığa verilen ceza TCK nun 22/3.maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 1/2 oranında arttırılarak sanığın 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın duruşmadaki hali ve pişmanlığı lehine takdiri indirim nedeni olarak değerlendirildiğinden sanığa verilen ceza TCK nun 62/1.maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek sanığın 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına…” karar verildiği, kararın … yönünden 14/09/2018 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 14.01.2020 tarihli … sayılı raporda; somut olayda sürücü …’in … plakalı aracı kullanırken 1,56 promil alkollü olduğu, davacılar yakını yolcu …’in emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirsiz olduğu ancak yolcunun araçtan dışarı fırlaması nedeniyle emniyet kemerinin takılı olmadığına ilişkin karine bulunduğu, bu durumun olayda kusuru etkilemediğini, sürücü …’in asli derecede ve %100 derecede kusurlu olduğu, davacıların yakını …’in ise kusursuz olduğu, müterafik kusur incelenirken de TBK m. 52 ye göre müterafik kusurunun takdirinin mahkemeye bırakıldığını belirtmiştir.
Bu raporda sonra aktüerya uzmanı …’dan alınan 11.11.2020 tarihli raporda; bekar olarak ölen müteveffanın iki yıl sonra evlenebileceği ve 2 çocuk sahibi olabileceği kabul edilerek yapılan hesaplamada anne ve baba için %25’er pay verilmesinin uygun görüldüğü, … Sigorta A.Ş. tarafından müteveffanın anne ve babasına 13.11.2018 tarihinde 109.162,00 TL ödeme yaptığı, sigorta poliçesinde poliçe tarihi itibariyle şahıs basına ölüm limitinin 330.000,00 TL olduğu, sigorta ödemesinin güncel tutarının mahsubundan sonra bakiye alacağının hesaplanması gerektiği, …’in asgari ücret üzerinden geliri hesaplandığında sigortanın yaptığı ödemenin güncel bedelinin 128.702,00 TL olduğu, davacının anne ve babasının destek tazminatının bakiye ömürleri dikkate alınarak hesaplamada aktif ve pasif dönemler değerlendirildiğinde …’in bakiye ömrü boyunca toplam gelirinin 817.283,40 TL olacağı, 2018 yılı baz alınarak yapılan hesaplamada annenin 79.738,75 TL babanın ise 107.635,14 TL tazminat alacağının bulunduğu, anne ve babanın tazminat tutarlarında sigorta ödemesinin mahsup edilmesiyle anne …’nun hak etmiş olduğu DYK tazminatının kalan miktarının 24.968,38 TL, baba …’in DYK tazminatının ise 33.703,51 TL olması gerektiği, sigorta poliçesinin limitinin ise 330.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve araç işletenin davalı … ve maliki …’in de bu zarardan tazminat limitleriyle sınırlı sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacılar vekili 24.11.2020 tarihli dilekçesiyle; evlilik yaşı ve bakiye ömür hesabında PMF yaşam tablosunun uygulandığını, bu hesaplamanın davacılar aleyhine ve uygulamalara aykırı olması nedeniyle TRH2010 yaşam tablosuna göre yeniden hesaplama yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları gözetilerek aktüerya uzmanı bilirkişi …’dan alınan 03.02.2021 tarihli 1. ek raporda; kök raporda Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 17.07.2020 tarihli 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile 14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun m. 3 ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın m. 90/1 ile tazminat hesaplamasında TRH2010 mortalite tablosundan elde edilen komüstasyon fonksiyonları, teknik faizin %1,8 ve bu bileşenlerin peşin değer formülü ile aktif / pasif dönemlerin ayrı ayrı kullanılarak hesaplanması iptal edildiğinden PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplamanın yapıldığını, Yargıtay 17 HD’nin 2014/5603 Esas – 2016/885 Karar ve 25.01.2016 tarihli içtihadı doğrultusunda evlilik yaşının 25 olarak hesaplama yapıldığını, 2021 yılı asgari ücret tutarı değiştiğinden bahisle yeniden yapılan hesaplamada bekar olarak ölen müteveffanın iki yıl sonra evlenebileceği ve 2 çocuk sahibi olabileceği kabul edilerek yapılan hesaplamada anne ve baba için %25’er pay verilmesinin uygun görüldüğü, … Sigorta A.Ş. tarafından müteveffanın anne ve babasına 13.11.2018 tarihinde 109.162,00 TL ödeme yaptığı, sigorta poliçesinde poliçe tarihi itibariyle sahsı basına ölüm limitinin 330.000,00 TL olduğu, sigorta ödemesinin güncel tutarının mahsubundan sonra bakiye alacağının hesaplanması gerektiği, …’in asgari ücret üzerinden geliri hesaplandığında sigortanın yaptığı ödemenin güncel bedelinin 131.267,31 TL olduğu, davacının anne ve babasının destek tazminatının bakiye ömürleri dikkate alınarak hesaplamada aktif ve pasif dönemler değerlendirildiğinde …’in bakiye ömrü boyunca toplam gelirinin 1.174.188,17 TL olacağı, 2020 yılı baz alınarak yapılan hesaplamada annenin 100.661,04 TL babanın ise 107.635,14 TL tazminat alacağının bulunduğu, anne ve babanın tazminat tutarlarında sigorta ödemesinin mahsup edilmesiyle anne …’nun hak etmiş olduğu DYK tazminatının kalan miktarının 36.984,90 TL, baba …’in DYK tazminatının ise 47.634,95 TL olması gerektiği, sigorta poliçesinin limitinin ise 330.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve araç işletenin davalı … ve maliki …’in de bu zarardan tazminat limitleriyle sınırlı sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekiline 03.02.2021 tarihli celsede davacı / hükümlü … vasisi …’ten vekâletname alarak sunması için süre verildiği, davacılar vekilinin 19.03.2021 tarihli dilekçesiyle davacı …’e ait vesayet kararının Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 04.03.2021 tarihli … Esas – … Karar sayılı ek kararı ile kaldırıldığını beyan etmiştir.
Yargıtay 17 HD’nin 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı 14.01.2021 tarihli kararında PMF 1938 Yasam Tablosunun değil, gerçek zarar miktarının tespiti için Ulusal Mortalite Tablosunun – TRH 2010 Tablosunun uygulanması gerektiğinden gerçek zararın yeniden hesaplanması için Bilirkişi …’dan alınan 03.12.2021 tarihli 2. ek raporda; Yargıtay içtihatları gereğince TRH2010 yaşam tablosu ve %10 artırım / iskonto uygulaması üzerinden hesaplama yapıldığını, müteveffanın evlilik yaşının 55 alınmasının sebebinin Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları olduğunu, müteveffanın bakiye ömrünün 43,03 olarak hesaplandığını, önceki bilirkişi raporuna herhangi bir hata bulunmadığını, müteveffa …’in 01.03.2018’de meydana gelen kaza sonrasında vefat ettiği, 23 yaşında ve bekar olduğu, TRH2010 yaşam tablosuna göre 51,14 yıl bakiye ömrünün bulunduğu, aynı zamanda müteveffanın desteklerine sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, bu ödemelerin %9 faiz oranıyla güncellendiğinde ödenen 109.162,00 TL’nin hesap tarihine kadar faiziyle birlikte, 138.935,94 TL olduğu, pay sahiplerine müteveffa ölmeseydi ömrü boyunca azalan oranda destek olacağı, annesi …’nun olay tarihinde 51 yaşında olup, TRH2010 mortalite tablosuna göre 28,82 bakiye ömrünün bulunduğu, babası ….’in de ölüm tarihinde 46 yaşında olup TRH2010 mortalite tablosuna göre 28,36 bakiye ömrünün bulunduğu, destek hesabında destek hesabı ve süresi dikkate alındığında bilinen dönem, aktif dönem ve pasif dönem toplam olarak 1.661.487,35TL olarak destek olabileceği, net tazminat tutarının 2021 yılı baz alındığında annesi açısından 127.633,03 TL, babası açısından ise 136.110,73 TL olarak belirlendiği, anne ve babasının tazminat tutarında sigortanın ödemesi olan 138.935,94 TL orantılı olarak mahsup edilmesi halinde annesi için 60.398,02 TL, babası için ise 64.409,81 TL olduğu, sigorta şirketinin poliçe limiti olan 330.000,00 TL ile sınırlı bulunduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacılar vekili 19.12.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK m. 107 gereğince belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden sigorta şirketi yönünden temerrüt faizi ile müteselsilen tahsiline Anne …’na 150.000 TL baba …’e 150.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada davacılar vekilinin talebi gereği 2022 yılında asgari ücrette değişiklik olması sebebi ile ek rapor alınmasını talep ettiği ve bunun üzerine mahkememizce de 02.03.2022 tarihli ara kararla da ek rapor alınmasına karar verildiği bilirkişiden alınan 30.05.2022 tarihli ek raporda; müteveffa …’in 01.03.2018’de meydana gelen kaza sonrasında vefat ettiği, 23 yaşında ve bekar olduğu, TRH2010 yaşam tablosuna göre 51,14 yıl bakiye ömrünün bulunduğu, aynı zamanda müteveffanın desteklerine sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, bu ödemelerin %9 faiz oranıyla güncellendiğinde ödenen 109.162,00 TL’nin hesap tarihine kadar faiziyle birlikte, 144.475,91 TL olduğu, murisin ölüm tarihine kadar bilinen ve bilinmeyen dönem tazminat hesabının 1.640.451,31 TL aktif dönem ve 721.716,96 TL pasif dönem toplamı 2.515.565,17 TL olduğu, net tazminat tutarının ise pay sahiplerine müteveffa ölmeseydi ömrü boyunca azalan oranda destek olacağı, annesi …’nun olay tarihinde 51 yaşında olup, TRH2010 mortalite tablosuna göre 28,82 bakiye ömrünün bulunduğu, babası …’in de ölüm tarihinde 46 yaşında olup TRH2010 mortalite tablosuna göre 29,36 bakiye ömrünün bulunduğu, destek hesabında destek hesabı ve süresi dikkate alındığında bilinen dönem, aktif dönem ve pasif dönem toplam olarak 2.515.565,17 TL olarak destek olabileceği, net tazminat tutarının 2022 yılı Mayıs ayı baz alındığında annesi açısından 175.198,08 TL, babası açısından ise 188.058,28 TL olarak belirlendiği, anne ve babasının tazminat tutarında sigortanın ödemesi olan 144.475,91 TL orantılı olarak mahsup edilmesi halinde annesi için yapılan ödemenin 69.701,13 TL, babası için ise 74.774,78 TL olduğu, bakiye tazminat miktarının ise anne için 105.596,95 TL baba için 113.283,51 TL toplam 218.880,46 TL sigorta şirketinin poliçe limiti olan 330.000,00 TL ile sınırlı bulunduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin asgari ücrette değişiklik olması nedeniyle 2022 yılı bazında ek rapor alınması talebi gözetilerek bilirkişi …’dan 29.09.2022 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu tarih itibari ile müteveffa …’in 01.03.2018’de meydana gelen kaza sonrasında vefat ettiği, 23 yaşında ve bekar olduğu, TRH2010 yaşam tablosuna göre müteveffanın desteklerine sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, bu ödemelerin %9 faiz oranıyla güncellendiğinde ödenen
109.162,00 TL’nin hesap tarihine kadar faiziyle birlikte, 146.768,31 TL olduğu, murisin ölüm tarihine kadar bilinen ve bilinmeyen dönem tazminat hesabının 2.121.374,99 TL aktif dönem ve 933.299,39 TL pasif dönem toplamı 3.215.553,02 TL olduğu, net tazminat tutarının ise pay sahiplerine müteveffa ölmeseydi ömrü boyunca azalan oranda destek olacağı, annesi …’nun açısından 219.589,75, babası açısından ise 236.090,80 TL olarak belirlendiği, anne ve babasının tazminat tutarında sigortanın ödemesi olan 146.768,31 TL orantılı olarak mahsup edilmesi halinde annesi için yapılan ödemenin 70.726,78 TL, babası için ise 76.041,53 TL olduğu, bakiye tazminat miktarının ise anne için 148.862,97 TL baba için 160.049,27 TL toplam 308.912,24 TL sigorta şirketinin poliçe limiti olan 330.000,00 TL ile sınırlı bulunduğu belirtilmiştir
Bu rapora karşı davacı vekilinin 14.10.2022 tarihli beyan dilekçesiyle; raporu kabul etmediklerini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı … Sigorta AŞ vekilinin 18.10.2022 tarihli beyan dilekçesinde davacının arabuluculuğa başvurmadan dava açtığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini gerektiğini, aynı zamanda müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, müvekkilinin zaten davacılara ödeme yaptığını, kalan bakiye teminat limitinin 250.838 TL olduğunu belirterek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller değerlendirildiğinde; meydana gelen olayda davacıların murisi …’in olay tarihinde sürücüsü … olan … plakalı otomobile birlikte alkol alarak bindiği ve beraber yolculuk yapmakta iken …’in aracın direksiyon hâkimiyetini kaybederek köprü korkuluklarına çarparak hayatını kaybettiği belirlenmiş olup, hem murisin hem de sürücü …’in alkol aldıktan sonra araca binerek … ’e dönmek için saat 04:39 civarında … yolunun … … sürücünün aracın hâkimiyetini kaybetmesi üzerine emniyet kemeri olmayan murisin araçtan yola savrularak öldüğü belirlenmiştir.
Mahkememizce ATK’dan alınan 14.02.2020 tarihli raporda maktulün araç dışına fırlamasının emniyet kemeri takılı olmadığına bağlandığı ve bu durumun mahkemece takdiri indirim sebebi olarak müterafik kusur kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirlenmiştir. Yargıtay 17 HD’nin yerleşmiş kararlarına göre davalı sürücü …’in kullandığı ve eşi …’e ait ve bu kişi adına trafik sigortası bulunan araçta yolcu olarak seyahat eden …’in sigortalı aracı sevk eden sürücünün aracı sevki sırasında alkollü olduğunu bildiği halde araca bindiğini ve ayrıca emniyet kemeri takmadığı tespit edilmiş olmakla müterafik kusur indirimi yapılması gerekmiştir. Bu halde Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarına göre BK m. 44. ((6098 sayılı TBK m. 52) uyarınca zarar görenin müterafik kusuru kabul edilerek, belirlenecek kusur oranında bir indirim yapılması zorunlu olduğundan, mahkememizce zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurlu bulunduğu belirlendiğinden maktul …’in emniyet kemeri takmaması ve alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması ve bu araçta hatır için taşındığı belirlendiğinden %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği belirlenmiş olup, bilirkişi …’ın hazırlamış olduğu rapor ve ek raporlara göre davacılardan anne … için destekten yoksun kalma tazminatı olarak belirlenen 148.862,97 TL, baba … için DYKT olarak belirlenen 160.049,27 TL’den öncelikle müterafik kusur indirimi %20 yapılmış davacılardan anne … için DYKT olarak 119.090,37‬ TL, baba … için DYKT olarak 128.039,42 TL tazminat miktarı hesaplanmış ve daha sonra %20 hatır taşıması indirimi yapılınca davacılardan anne … için DYKT olarak 95.272,30 TL, baba … için DYKT olarak 102.431,54 TL tazminata hükmetmek gerektiği belirlenmiştir. Davacıların murisi söz konusu araçta taşınmasının hatır taşıması olduğu ve herhangi bir menfaat karşılığı olmaksızın davalı … tarafından taşındığı belirlenmiştir.
Böylece davacıların maddi tazminat talepleri anne … için 95.272,30 TL, baba … için 102.431,54 TL olarak belirlenmiş olmakla birlikte, davacı taraf davasında ıslah yoluna gitmeyeceğini ve 5.000,00 TL toplam maddi tazminat taleplerinin 2.500,00 TL’nın … ve 2.500,00 TL’nın da … için olduğunu, bu miktar üzerinden karar verilmesini talep ettiği, belirlenmiş olup, manevi tazminat talepleri de tarafların ekonomik ve sosyal durumu, maktulün ve davalıların kusuru, meydana gelen olayda müterafik kusur da dikkate alınarak davacılardan anne … için 30.000,00 TL, baba … için 30.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Davacıların bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, murisi olan …’in somut olayda ki kusur durumu, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olarak poliçedeki sorumluluk miktarı ( kişi başına 330.000,00 TL sınırlı olarak ) ve gerçek zarar hesaplanarak bu miktarın davalı sigorta şirketinin temerrüdünün oluştuğu 13.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalıların da sorumluluk tarihi (kaza tarihi) 01.03.2018 tarihinden itibaren bu tarihten itibaren maddi ve manevi tazminat zararının tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf davasını Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açarken arabuluculuk başvurusu yapmamış ve dosya görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği aşamada da bu başvuru yapılmamış ise de; yargılama safahati içerisinde tarafların bu konuda beyanda bulunmadığı, ancak yargılama sona erdikten ve deliller toplandıktan sonra davalı … Sigorta A.Ş vekilinin 18.10.2022 tarihli dilekçesinde davanın arabuluculuğa başvurmadan açıldığını belirtmesi nedeniyle davacı tarafından bu eksiklik yargılama sırasında giderilerek 21.10.2022 tarihinde arabuluculuk başvurusunun yapıldığı ve bu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç elde edilemediği de belirlenmiş olup, davanın geldiği aşama ve bu tarihe kadar tarafların herhangi bir itirazları olmadığından toplanan deliller ile davacının talebi dikkate alınarak davalı … Sigorta A.Ş’nin bu itirazı TMK m. 2 kapsamında kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davacıların davasının KISMEN KABULÜ ile;
a-)Davacı … destekten yoksun kaldığı tazminat miktarı belirlenmekle 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den ve davalılar … ve …’ten (davalı sigorta şirketinin sigorta limiti olan 330.000,00 TL ile sınırlı olarak) sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olan 13.11.2018 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise 01.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-)Davacı … destekten yoksun kaldığı tazminat miktarı belirlenmekle 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den ve davalılar … ve …’ten (davalı sigorta şirketinin sigorta limiti olan 330.000,00 TL ile sınırlı olarak) sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olan 13.11.2018 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise 01.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine,
c-)Davacı … ve … için 30.000,00’ar TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten 01.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-)Manevi tazminat yönünden Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 4.440,15‬ TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 1.058,81 TL’nin mahsubu ile bakiye ‬3.381,34-TL’nin davalılardan (davalı sigorta şirketi 341,55‬ TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 1.058,81-TL peşin harç, 1.335,55‬-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti 600,00 TL ( 400,00 TL + 200,00 TL ) olmak üzere toplam 3.038,36‬ TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat davası yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 13/2’e göre takdir ve hesaplanmış olan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak vekili lehine davacı …’ya verilmesine,
Maddi tazminat davası yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 13/2’e göre takdir ve hesaplanmış olan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak vekili lehine davacı …’e verilmesine,
Manevi tazminat taleplerinin kabulü yönünden;
Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat için hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat için hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten alınarak vekili lehine davacılara verilmesine,
Manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden;
Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat için hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine m. 13/1 ve 13/3’e göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat için hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 13/1 ve 13/3′ göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak vekili lehine davalılar … ve …’e verilmesine,
Davalı sigorta şirketi yönünden arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğundan 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.200,00 TL’nin arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip