Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/47 E. 2021/662 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/47 Esas
KARAR NO : 2021/662

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 02/04/2019 tarihli dava dilekçesi ile; Davalı tarafça müvekkili aleyhine İzmir … icra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla 10 örnek icra takibi başlatıldığı, takibin mesnedi olan iki adet senet, toptancılık yapan davalının davacıya vereceği mallara karşılık önceden imzalanarak davalıya verilmiş senetler olduğu, müvekkilin iş bu senetlere karşılık davalı şirket yetkilisine 10.000,00 TL ve 7.000,00 olmak üzere iki ayrı ödemeyi elden ve nakit olarak yaptığı, normal şartlarda 3.000,00 TL lik bir bakiye kalmış olmasına ve davalı anlaşma konusu malların tamamını müvekkile teslim etmemiş olmasına rağmen hiçbir ödeme yapılmamış gibi toplam bedel üzerinde icraya koyduğu, müvekkilinin sadece 3.000,00 TL’lik borcunun kaldığını, ihtiyati haciz kararına istinaden açılmış bulunun takip nedeniyle müvekkilinin haciz tehdidi altında kaldığı, nitekim kendi adına kayıtlı olan bir otomobil davalı tarafça haczedildiği, müveklilinin mağduriyetinin önlenmesi açısından davalı tarafça İzmir … icra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin durdurulması hususunda öncelikle teminatsız, kabul edilmediği takdirde uygun bir teminat mukabili ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekilinin 05/09/2019 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davacı asilin dava açıldıktan sonra vefat ettiğini, davaya mirasçılar ile davam edilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davalı şirket yetkililerinin söz konusu senetler karşılığı malı peşin ve eksiksiz olarak davacı tarafa teslim ettiğini, davacı tarafın HMK mad. 201 uyarınca iddiasını ispat etmesi gerektiğini, tanık dinletilmesi hususuna dava konusu gereği dayanılamayacağı, davanın reddi ile davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettikleri görülmüştür.
İzmir … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, dosyanın yapılan incelemesinde; Alacaklısının dosyamız davalısı olduğu, borçlusunun dosyamız davacısı olduğu, 20.000,00 TL asıl alacak ve masraflar ile birlikte 20.952,02 TL alacak üzerinden takibin başlatıldığı, 28/02/2019 tarihli 10.000,00 TL bedelli, 30/01/2019 tarihli 10.000,00 TL bedelli olmak üzere 2 adet senede dayalı olarak takip yapıldığı, ödeme emrinin dosyamız davacısına 22/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 27/03/2019 tarihinde Mahkememiz nezdinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, davacı aleyhine davalı şirket tarafından başlatılan icra takibine takibe konu bedelin bir kısmının ödendiği iddiası ve kalan bedel yönünden borçlu olmadığının iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Dava açıldıktan sonra davacının ölümü üzerine mirasçılarının davaya devam etmek istediklerine dair beyanda bulundukları, bu hususu davacı vekili aracılığı ile dosyaya sundukları, kendilerini vekille temsil ettirdikleri ve vekaletnameyi dosyaya sundukları görülmüştür. Ayrıca dosya içinde davacının mirasçılarını gösterir şekilde gösteren İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararın dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması talep edilmiş olmakla, davalı defterlerinin bulunduğu adresin davalı tarafça bildirilmesi üzerine, defterler üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edildiği anlaşılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/07/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Raporun yapılan incelmesinde; Davacı tarafın 2018-2019 hesap döneminde E-Defter mükellefi olduğu, sunulu ticari e-defterlerin defter berat kayıtlarını VUK’na uygun olarak zamanında yapıldığını, davalı tarafından takip konusu yapılan 20.000,00 TL tutarındaki iki adet senedin davalı kayıtlarında olmadığını, ayrıca davacı tarafından davalıya ödendiği iddia edilen ödemelerin de davalı kayıtlarında görülmediği, inceleme yapılan davalı taraf ticari defterlerine göre taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, yönündeki görüşlerini Hukuki ve nihai kararın Mahkememize ait olmak üzere dosyaya sunduğu görülmüştür.
Davacı tarafça davalı lehine düzenlenen her iki bononun geçersiz olduğuna dair herhangi bir iddia da bulunulmamıştır. Bono bedelleri karşılığı ürün teslimi gerektiği halde teslim edilmediği iddiasında bulunulmuştur. Bono bedelleri toplamının 20.000,00 TL olduğu, bu bedellerden 3.000,00 TL’sinin davalı tarafa ödendiği, davalı tarafça beyan edilmiştir. Bakiye 17.000,00 TL yönünden borçlu olunmadığı iddia edilmiştir. Davacı tarafça münhasıran davalı defterlerine dayanılmıştır. Davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre gerek icra takibine konu senetlerin gerekse davalıya teslim edildiği beyan edilen ürünlerin teslimine ilişkin bilgilerin defterlerde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı defterlerine dayanılmış ve davalı defterlerinde davalının dayandığı ve icra takibine konu ettiği senetler kayıtlı değil ise de, davacı tarafça usulüne uygun şekilde düzenlenerek davalıya teslim edildiği kabul edilen 2 adet senedin varlığı taraflarca uyuşmazlık konusu edilmemiştir. Bu durumda takdiri delil niteliğinde olan davalı ticari defterlerinin kesin delil niteliğinde ve kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir kambiyo senetleri karşısında tek başına iddianın ispatlandığı hususunda bir kanaat edinilmesine yeterli olmadığı görülmüştür. Davalı taraf defterlerinde davaya konu edilen senetlerin ve borcun varlığına ilişkin bir beyanın olmaması davacı tarafından düzenlendiği kabul edilen kambiyo senedinde gösterilen bedel kadar borcun olmadığı sonucunu doğurmayacağı Mahkememizin kabulündedir.
Davacı tarafça mal ve ürünlerin davacıya teslimi için takibe dayanak senetlerin düzenlendiğini ispatlar şekilde herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. Kambiyo senetleri kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir, sebebiyetten soyut belge niteliğinde olduğu kabul edilmekle bu haliyle davacının davalıya borçlu olmadığı iddiasını ispatlar şekilde aynı güçte karşı delil ile ispatlaması gerektiği dikkate alındığında bu nevi bir delilin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı, bildirilmediği anlaşılmış, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı hususu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça her ne kadar kötüniyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de davacı tarafın davanın açılmasında kötüniyet iradesini kanıtlar şekilde herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı tespit edilmekle, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Davalı tarafça bulunulan kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile 13,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2021

Yazman …
E-İmza

Yargıç …
E-İmza