Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/205 E. 2022/423 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/205
KARAR NO : 2022/423

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili ihtiyati tedbir talepli 28.05.2019 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin … A.Ş. nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, … ile 2016 yılı sonunda bu şirketi kurmak için anlaştıklarını, müvekkilinin önce bu şirkete 4 pay ile ortak olmak istediğini, ancak daha sonra 20 pay karşılığı şirkete ortak olduğunu, birinci yılda şirketin yönetim kurulu üyeliğini yaptığını, daha sonra görev yapmadığını, ortaklardan %50 pay sahibi … paylarını sattığında müvekkilinin 14 hisse devraldığını bu hisseler karşılığında çek verdiğini, müvekkilinin 18.12.2017 tarihinde yönetim kurulu başkanı seçildiğini, 13.03.2018 tarihinde 5 kişilik yönetim kurulu yapısının tek kişiye indirildiği ve müvekkilinin yönetim kurulu başkanı yapıldığını, ancak şirketin hesapları incelendiğinde şirketin içinin boş olduğunu tespit ettiğini, şirketin ticari itibarını kaybetmemesi için kendi sermayesinden şirkete aktarma yaptığını, toplam 627.790,00 TL şirkete aktardığını, Ağustos 2018 tarihinde başlayan döviz krizi nedeniyle şirketin ticari sıkıntı yaşadığını, 13.08.2018 tarihinde müvekkilinin yönetim kurulundan ayrıldığını, müvekkilinin ödünç verdiği paraları geri istediğini, Ocak 2019 tarihinde müvekkilinin ticari hayatının durma noktasına geldiği, şirket hakkında İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyasıyla takibe geçtiğini, ancak davalı şirketin yetkilisinin itirazıyla takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve teminatlı veya teminatsız olarak şirketin mal varlığına el konulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi değerlendirildiğinde; talebin davalı şirkete verilen borca ilişkin olduğu iddiasına ilişkin olduğu, ancak bu iddianın değerlendirilmesinin ancak yapılacak bilirkişi incelemesiyle tespit edilebileceği, alacağın varlığı konusunda yapılan icra takibine karşı itirazda da alacak konusun ihtilaflı olduğu tespit edilmekle yaklaşık ispat kurallarına göre alacağın belirlenemediği, ayrıca davacının ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, tedbir talebinin dava konusunun ihtilaflı olması halinde HMK m. 389 ve devamına göre ihtilaflı olan dava konusu üzerine konulabileceği, oysa alacağın para alacağı olması nedeniyle ihtiyati tedbir konusu olmayıp ihtiyati haciz konusu olduğundan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin 08.07.2019 tarihli süre uzatım talebinde bulunduğu ancak cevap vermediği belirlendi.
Dava; Davacının davalı şirkete verdiği ödünç paranın iadesine ilişkin takibin iptaline ilişkin davasıdır.
Tarafların beyan ve delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Şirkete ait ticaret sicil kayıtları, İş Bankasına ait hesap dökümü, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Takip alacaklısı … nın takip borçlusu … A.Ş. ye 14.03.2019 tarihinde 451.890,00 TL bedelle ilamsız icra takibine geçtiği, borçluya ödeme emrinin 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20.03.2019 tarihinde asıl borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce toplanan delillerle birlikte bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi … ve …’ndan alınan 02.12.2019 tarihli raporda; Davacı …’nın davalı şirkete yapmış olduğu ödemelere ilişkin olarak davalı tarafın defter ve kayıtları ile davacının göndermiş olduğu ödemeler de dahil makbuzların ve banka dekontlarının incelenmesi ile davalının 2018 yılı yasal defterlerinden yevmiye defteri ibraz ettiği, defteri kebir ve envanter defterini ibraz etmediği, davacının gönderdiği paraların banka hareketlerinin hiç birisinin deftere işlenmediği, şirketin davacının göndermiş olduğu paralar nedeniyle 579.760,00 TL davacıya borcunun bulunduğu, davacının bu alacaktan 451.890,00 TL talep ettiği belirlenmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 23.12.2019 tarihli beyan dilekçesiyle; alacak miktarının eksik hesaplandığını, şirketin yönetim kurulu başkanı olarak müvekkilinin görev yaptığı 18.12.2017 -13.08.2018 tarihleri arasında davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, müvekkilinin görevden ayrıldıktan sonra defterlere ulaşamadığını, defterlerin davalının uhdesinde bulunduğunu, genel kurulca ibra edildiğini, müvekkilinin alacağının miktarının tespiti için şirket defterlerinin incelenmesini istediklerini belirtmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 17.12.2019 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, sahibi lehine delil olduğunu, davacının alacak hakkının bulunmadığını, ödünç para verilmediğini belirtmiştir.
Raporda yer alan hususların değerlendirilmesi ve defter ve kayıtların incelenmesi için 26.02.2020 tarihli ara kararla ihtarat çıkarılmış ve bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinin düzenlediği 31.08.2020 tarihli ek raporda; tarafların itirazları değerlendirilerek davacı şirketin 2018 yılı defter ve kayıtları incelenmiş, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu döneme ilişkin bankadan 03.01.2018 ve 05.06.2018 tarihleri arasında 527.760,00 TL davalı şirkete ödünç para aktardığı, ancak muhasebe kayıtlarında bu ödemenin yer almadığı, 21.12.2018 tarihli mutabakat belgesinde davacı adına 770.360,00 TL bakiye belirlendiği, mutabakat belgesinde ki tutarların tespit edilen ödeme tarihleriyle örtüşmediği, davacının şirket sermaye payı alacağına ilişkin ekstrelerin dava dosyasına sunulmadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekilinden müvekkilinin şirkette görev yaptığı dönemi ve bu dönem içerisindeki görevi, Şirket kayıtlarının düzenlenmesinde ki sorumluluğuna ilişkin beyanda bulunması için 18.12.2019 tarihli dilekçede süre verilmiştir.
Davacının 31.12.2019 tarihinde gelen bir beyan dilekçesiyle müvekkilinin 11.01.2019 tarihinde 17 adet hissesinin Ahmet Topçuya devrettiğini, devrin 17 adet payın alacak ve borçlarının devri olduğu, müvekkilinin kendi alacağını Ahmet Topçuya devretmediğini, şirketin 29.12.2016 tarihinde her biri 1.000 TL değerinde 100 pay ile 100.000 TL sermaye ile kurulduğunu, müvekkilinin payının 20 olduğunu, 07.03.2017 tarihinde şirketin sermaye artırımı yapılarak sermayesini 1.700.000 TL e yükselttiğini, sermaye artırımının müvekkili tarafından ödendiğini, 18.12.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile müşterek temsil yetkisiyle müvekkilinin … ile birlikte yönetici seçildiğini, 13.08.2018 tarihine kadar şirket yöneticisi olduğunu ve bu dönemde şirkete para ödemesi yaptığını, müvekkilinin davalı şirketten toplam alacağının 770.360 TL olup 10.04.2019 tarihinde şirket yöneticileri ile mutabakat yapıldığını, … Bankası … şubesinde bulunan davalı şirket banka hesabına ait 2017 Mart Nisan Mayıs aylarına ait dökümün incelenmesi ve ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiş ve 21.12.2018 tarihli şirket yöneticileriyle yapılan mutabakatı dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı 17.07.2019 tarihli beyan dilekçesiyle; alacağın temliki sözleşmesiyle alacak devredenin mal varlığından çıkarak, devre alanın mal varlığına geçtiğini, alacağa bağlı feri haklarında devre alana geçtiğini, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, defterlerin kanuna uygun tutulamamasında, HMK m.222/4. fıkra uyarınca şirketin sorumlu olacağını, müvekkili şirketin defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, davacının yaptığı ödemelerin sermaye koyma borcu kapsamında olduğunu belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiş ve yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Her ne kadar davalı taraf hisse devriyle birlikte şirkette ki olan alacaklarında devredilene geçtiğini iddia etmiş ise de taraflar arasında yapılmış olan 11.01.2019 tarihli hisse devri sözleşmesinde A.Ş de ki payın hak ve borçlarının devre edildiği ayrıca hisseyi devralan … şirketten olan alacaklarının da hisse devri ile birlikte devredildiğine ilişkin bir beyanda bulunmadığı mevcut durum da sadece bu hisseye ait hak ve borçların devredildiği belirlenmiş olmakla davalı tarafın bu yöndeki iddiası kabul edilmemiştir.
Bu ödeme döneminin 18.12.2017 ile 13.03.2018 tarihinde …, 13.10.2018 den 13.08.2018 tarihinde kadar ise tek başına şirket yöneticisi olmakla şirketin defter ve kayıtların doğru tutulmasından sorumlu olduğu böylece, şirketin defter ve kayıtlarında ki eksikliklerin kendi kusurundan kaynaklandığı da belirlenmiş olup Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları çıkartılarak 2017-2018-2019 yılları yöneticilerinin, yönetim kurulu üyelerinin kim olduğunun ve adresleri sorulmuş ve isticvap edilerek davalı şirketin bu alacak ile ilgili beyanlarının alınması ile 21.12.2018 tarihli mutabakat konusunda beyanları alınmıştır.
Buna göre şirket yöneticileri olan …, …, … ve …dinlendiğinde davacının 2018 yılı Temmuz ayından itibaren yönetim kurulu üyesi olduğunu, kendilerinin de Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, 2018 yılı Mart ayına kadar bir kısım ödemeleri davacıdan aldıkları, davacının yapmış olduğu ödemeleri şirket defter ve kayıtlarına girmediğini, şirketin borcunun mutabakat belgesinin Murat Bilgiç ve …’ın birlikte imzaladıklarını, şirketten olan alacağının o şekilde belirlendiğini, verilen paraların hesaplarının kayda girmediğini, 2018 yılı Mart ayı tek yönetici olarak …’nın seçildiğini, kendilerinin de şirkete para verdiğini ancak deftere işlemediklerini beyan etmişlerdir.
Taraflar arasında düzenlenmiş olan 21.12.2018 tarihli mutabakat belgesiyle davacının davalı şirkete 770.370,00 TL ödediği belirlenmiştir.
Mutabakat metninde altında imzası bulunan şirketin temsilcisi yeni atanan temsilci …’a isticvab davetiyesi çıkarılarak mutabakat ile ilgili beyanı alınmasına karar verilmiş ve talimat yazılmış Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla yazılan talimata …’a iştirak etmeyerek isticvab konusu vakaları kabul etmiştir. Yine 13.08.2018 tarihli Genel kurul kararı ile seçilen 13.08.2019 a kadar görev yapan yönetim kurulu üyesi … de davet edilerek ilgili sıfatı ile davet edilerek söz konusu şirkette 21.12.2018 tarihinde yöneticisi olduğu tarihte verilen mutabakatname de belge altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı, gelmediği ve beyanda bulunmadığı takdirde imzayı ve iddia olunan hususların kabul ettiği kendisine bildirilmiş ancak … te yapılan tebligata rağmen duruşmaya gelmeyerek iddiaları ve mutabakatnamedeki imzanın kendisine ait olduğunu, kabul etmiştir.
Mevcut durum itibariyle her ne kadar davacının davalıya yapmış olduğu ödemeleri banka dekontlarında yer aldığı belirlenmiş ise de ödemelerin şirketin defter ve kayıtlarına girmediği, şirket yöneticisinin şirketin defter ve kayıtlarının doğru tutulmasından sorumlu olduğu, bu halde şirketin defter ve kayıtlarında yer almayan alacak hakkını ileri süremeyeceği belirlenmiş ise de; davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin dinlenmesiyle davacının davalı şirkete 21.12.2018 tarihli mutabakat belgesinde yer aldığı üzere toplam 770.360,00 TL ödediğine ilişkin kabul beyanları bulunduğu tespit edilmiştir. Mevcut durumda davalı şirketin eski yöneticilerinin beyanları ile yeni yöneticisi olan …’in beyanları dikkate alındığında davalı şirketin her ne kadar davaya cevap vermeyerek davayı inkar ettiği tespit edilmiş ise de şirketin davacıya olan borcunu kabul ettiği belirlenmiştir. Ancak bilirkişi raporuna karşı beyanlarına bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmuşlarsa da bu itirazların hisse devrinin alacağı da temlik ettiğine ilişkin olduğunu ileri sürmüş olup, tahsil edilen bedelin ödendiğine ilişkin değildir.
Kısacası her ne kadar yönetici/müdür sıfatıyla davacının davalıya ait defter ve kayıtları özellikle kendi döneminde doğru tutması, alacak ve borçları işlemesi gerekmekte ise de davalı şirketin yöneticilerinin 21.12.2018 tarihli mutabakatta yer alan borcun bulunduğunu beyan etmiş olmaları ve bu borcun bu miktar olmadığına ilişkin ikrar dışında her hangi bir beyanları bulunmadığı, tespit edilmekle davacının talebi doğrultusunda ve bilirkişilerin raporlarında belirledikleri üzere dekontlarda yer alan miktar olan 579.760,00 TL alacaklı olduğu, davacının alacak bedelinin 451.890,00 TL olarak İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyayla ilamsız icra takibi yaptığı ve bu alacak miktarının kabulünün gerektiği belirlenmiştir. Ancak davacının %20 icra inkar tazminat talebi ise davacının kendi kusurundan kaynaklanan (davalı şirketin yöneticisi olmasına rağmen alacağını ispatlayacak şekilde defter ve kayıtları tutmaması ve alacak miktarını yargılamayla belirlenebilmiş olması hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği dikkate alındığında) sebeplerden dolayı red edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davacının davalı …AŞ aleyhine yapmış olduğu İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasındaki takibe davalının itirazının kısmen kabulü ile takibin 451.890,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına
Alacak likit olmakla birlikte itirazın haksız olmadığı davacının alacağının ispatının davalı şirketin yöneticisi olup kendi kusuruyla defter ve kayıtların tutulmasında ihmali bulunduğundan davalı şirketin haksızlığı ispat edilememiş olmakla %20 icra inkar tazminat talebinin reddine,
Ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 30.868,61 TL harçtan dava açılışında alınan 5.457,71 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 25.410,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 44,40 TL ve peşin harç 5.457,71 TL ile yazışma ve tebligat gideri 712,00 TL ve bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 7.214,11 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 39.644,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20.04.2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır