Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/168 E. 2022/829 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/168 Esas
KARAR NO : 2022/829

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/08/2015
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 27/08/2015 tarihli dilekçe ile, davalı aleyhine İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında 26/11/2014 tarihli sözleşme gereği kompozit panel, giydirme cephe, fotoselli kapı, yalıtımsız sürme profil, yalıtımsız pencere kapı, iç mekan bölme doğramaları vs birtakım işlerin yapılması hususunda anlaşma yapıldığını ve anlaşma gereği işlerin tamamlanıp teslim edildiğini ve davalı tarafından uzun bir süredir kullanıldığını, sözleşme gereği kararlaştırılan işler yapılırken, davalının istem ve talebi ile fazla işler yapıldığını, bu işlerin bedellerinin fatura ile davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafından iade faturası kesilerek ödeme yapılmadığını, iade faturasının da davalıya iade edildiğini, davalıya Karşıyaka 3. Noterliği’nin … yevmiye sayılı 29/05/2015 tarihli ihtar keşide edilerek ödemenin istendiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine yapılan fazladan iş bedelinin tespiti için Torbalı Sulh Hukuk Hakimliği’nin … Esas sayılı dosyası ile sözleşme harici yapılan işler ve bedellerinin tespit edildiğini, fazladan yapılan iş bedeli olarak KDV dahil 39.613,60-TL bedel tespiti yapıldığını, ilgili sözleşme miktarının 145.000,00-TL olduğunu, fazladan yapılan işler ile birlikte 184.613,60-TL olduğunu, davalı tarafından peyderpey 155.00,00-TL ödeme yapıldığını, kalan 29.613,60-TL’nin ödenmediğini, açıklanan nedenlerle İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 tazminata karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dosyasının Mahkememizin …….. Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile, davacının iş bu davasının haksız, hukuka aykırı ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketi ile davacı arasında 26/11/2014 tarihinde imzalanan sözleşme gereği davalıya ait Torbalı adresindeki fabrikaya birtakım işlerin yapılması hususunda anlaşma yapıldığını, davacı tarafından yapılan imalatların sözleşme gereği gibi yapılmadığını, gerçekleştirilen imalatların da ayıplı olarak yapıldığını, taraflar arasında 26/11/2014 tarihli sözleşme dışında yapılan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı yan tarafından tek taraflı olarak tanzim edilen ve davalı tarafından kabul edimeyen fatura nüshalarına dayanarak davalı firmaya ait fabrikaya sözde ilave imalatların yapılmış olduğu iddiasında bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, sözleşme gereği davacının yapılan imalatları yer tesliminden itibaren 60 iş günü içinde bitirmesi gerekirken, davalı firmaya zamanında teslimin yapılmadığını, aynı zamanda imalatların sözleşme gereği gibi yapılmadığını, kusurlu olarak ifa edildiğini, tüm bu nedenlere rağmen davalı firmanın davacıya yapılan imalatların karşığılı olarak sözleşme bedelinin fazlası olan toplam 155.000,00-TL ödeme yaptığını, davacı firma tarafından iddia edilen ilave imalatların, dava dışı ………..-… tarafından tanzim edilen 01/06/2015 tarihli, … seri numaralı ve 27.680,44-TL bedelli faturada da görüleceği üzere farklı bir firmaya yaptırdığını, davacı tarafından başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine ve davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin istendiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalıya ait binada davacı tarafından yapılacak olan imalatlar için düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak alacaklı olduğu iddiası ile imalat işini üstlenen davacının davalı şirket aleyhine başlattığı icra takibine itirazın iptali davasıdır. Ayrıca sözleşme harici yapılan fazladan işler olduğu iddia edilmiş ve fazla iş bedellerinin de tahsilinin istendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, dosyada yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları da dikkate alınarak, 12/02/2018 tarih ….Karar sayılı kararı ile, “davacı tarafından dış cephe kompozit ve silikon kaplama işi ile, alüminyum doğrama ve fazladan yapılan işler içinde tespit edilen gizli ayıplı işlere ilişkin yapılan hesaplamanın 30.074,09-TL olduğu, yapılan toplam iş tutarının 197.076,00-TL olduğu dikkate alındığında gizli ayıplı olduğu belirlenen iş tutarının mahsubu ile davacının yaptığı ve davalı tarafından kabul edilebilir iş bedelinin 167.001,91-TL olduğu, davalı tarafından yapılan ve yapıldığı taraflarca kabul edilen 155.000,00-TL’lik ödemenin kabul edilebilir iş bedelinden mahsubu ile bakiye alacağın 12.001,91-TL olduğunun kabulü gerektiği, davalının aleyhine yapılan icra takibinde 12.001,91-TL kadar tutar yönünden itirazında haksız olduğu” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından 15/05/2018 tarihinde, davacı vekili tarafından 30/05/2018 tarihinde kararın istinaf edildiği görülmüştür.
İzmir 14. Hukuk Dairesi’nin tarih ……. Esas …… Karar sayılı ilamı ile “götürü bedelli sözleşmelerdeki hesap yöntemine uygun nitelikte denetime elverişli bir bilirkişi heyet raporunun alınmasının ve taraf tanıklarının beyanlarının mahkeme tarafından gerekçeleri belirtilerek değerlendirilmesinin gerekli olduğu kanaatine ulaşılması sebebiyle taraf avukatlarının istinaf kanun yoluna başvurularının kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına” karar verildiği görülmüştür.
Kaldırma kararı sonrasında dosyanın Mahkememizin ….. Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dosyanın, BAM tarafından verilen kaldırma kararında açıklanan hususlar dikkate alınarak götürü bedelli sözleşmelerde yapılması istenilen hesaplama yöntemine uygun şekilde rapor düzenlenmek üzere ve fazladan yapıldığı iddia edilen işler ile davalı tarafından ileri sürülen ayıplı imalat bedelleri ve imalatın tamamlandığı tarihin tespiti için öncesinde rapor düzenleyen ve keşifte hazır bulunan bilirkişilere tevdine karar verildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 27/12/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde ; davacının yasal defterleri yönünden yapılan incelmeye göre, davacının kanunen tutması gereken yasal defterleri içerisinde yer alan 2014 yılı yevmiye defterinin TTK Md. 64/3 ve ilgili maddeleri uyarınca açılış onaylarının olduğu ancak kapanış onaylarının olmadığı, bu nedenle de davacının 2014 yılı defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, kaldırma kararında sözleşme kapsamında ki iş bedelinin yüzdesel olarak anahtar teslim götürü bedel hesap mantalesine göre yapılmadığının belirtildiği ve hesaplamanın bu yönteme göre hesaplanması gerektiğinin belirtildiği, yapılan mali incelemeye göre davacı tarafından davalıya kesilen fatura tutarının 188.492,12.TL olduğu, davalı tarafından ise 155.000,00.TL ödendiği, dava tarihi itibariyle 33.429,12.TL alacaklı olmakla birlikte davacının davalıdan talebinin 29.613,60 TL olduğu , ayrıca davacı tarafından davalıya 20/05/2015 tarih…. Seri numaralı KDV Dahil 43.492,12 TL (26/11/2014 Tarihli Sözleşmeye dayanan fiyat farkı ) faturanın tanzim edilerek davacı tarafa gönderildiği, davacının Noter aracılığı ile bu faturayı iade ettiği, davalı kayıtlarında 198.492.12 TL lik yapılan iş gözüktüğü, teknik olarak fiziki durum tespitine dayalı olarak hesaplanan yapılan iş tutarı 197.076,00 TL olduğu, bu bedeli davacının kabul etmediğini ancak iş bu dava konusunun alacak iddiasından kaynaklandığını, bu nedenle davacının ilk keşif bedelinin üzerinde talep edilen alacak iddiasına dayalı olduğundan yüksek olacağını, bu nedenle kök raporda yapılan toplam iş tutarının bu şekilde hesaplandığını, kaldırma kararında işin anahtar teslim götürü bedel olduğu, buna göre hesaplama yapılmasının istendiği, ancak taraflar arasında yapılan işin sözleşme içeriğine bakılınca teklif birim fiyatlı iş olduğu, davacının siparişe dayalı iş yaptığının açık olduğu, yapılan iş miktarı arttığında aynı fiyatlarla nihai iş miktarı kadar ödeme yapılmasının bu tür işlerin gereği olduğu, dosyada ki sözleşmeden bu hususun açıkça belli olduğu, kaldırma kararına uyulması gerektiğinden, hesaplamanın anahtar teslim sözleşmelerde ki sistemle yapılması halinde 197.076,00 TL toplam yapılan iş tutarı, 30.074,09 TL ayıplı iş tutarı, %15,26 ayıplı iş yüzdesi, %84,74 sözleşme kapsamı+sözleşme dışı kabul edilir iş yüzdesi, 167.002,20 TL kabul edilir iş tutarı olmak üzere toplam 11.847,20 TL olduğu, bu bedelden yapılan 155,00 TL’nin mahsubu ile davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 12.002,20 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, taraf vekilleri tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dosyanın bu kez taraf vekillerinin itirazları değerlendirilerek BAM 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda belirtilen şekilde rapor düzenlemek üzere 2 inşaat mühendisi ve 1 SMMM bilirkişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, ancak bilirkişiler için takdir edilen ücretin davacı vekili tarafından gönderilen ihtarlı davetiyeye rağmen yatırılmadığı görülmüştür.
Davalı vekili tarafından düzenlenen son bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeni bilirkişi incelemesi talep ettiği görülmüş, bilirkişiler için takdir edilen ücretin gider avansı olarak verilen kesin süre içinde davalı tarafından yatırılması için süre verilmiş, ancak verilen süre içinde ek gider avansının yatırılmadığı görülmüştür.
Her iki tarafça düzenlenen bilirkişi raporları haricinde yeniden başka bilirkişilerden rapor alınması isteminde bulunulmuş olmasına rağmen yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması konusunda verilen ara kararı uyarınca yatırılması gereken gider avansının gerek davacı gerekse davalı tarafça yatırılmaması nedeniyle dosyada ki mevcut kayıtlar ve bilirkişi raporlarında ki veriler birlikte değerlendirilmek sureti ile uyuşmazlığın incelenmesi ve hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 26/11/2014 tarihli sözleşme ile kompozit panel, giydirme cephe, fotoselli kapı, yalıtımsız sürme profil, yalıtımsız pencere kapı, iç mekan bölme doğramaları vs birtakım işlerin yapılması hususunda anlaşma sağlandığı, davacı tarafından işlerin tamamlanıp teslim edildiği, sözleşme gereği kararlaştırılan işler yapılırken davalının istem ve talebi ile fazla işler yapıldığı, bu işler karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği iddiası davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı fazladan iş bedelinin tespiti için Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında, sözleşme harici yapılan işler ve bedellerinin KDV dahil 39.613,60 TL olarak tespit edildiği, ilgili sözleşme miktarının 145.000,00 TL olduğu, fazladan yapılan işler ile birlikte 184.613,60 TL olduğu, davalı tarafından yapılan 155.00,00 TL ödemenin mahsubu ile davacının bakiye alacağının 29.613,60 TL olduğunun tespit edildiği ve davacı tarafından davalı aleyhine iş bu bedel üzerinden icra takibinin başlatıldığı, davacı tarafça belirtilen iddialarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacı tarafın yaptığı imalatların ayıplı olduğu ve bu imalatların düzeltilmesi için dava dışı üçüncü firmaya tamirat yaptırıldığı, buna ilişkin de faturanın dosyaya sunulduğu beyan edilmiş, davacıya yapılan ödemenin sözleşmede belirlenenden fazla olduğu ve herhangi bir şekilde davacının alacağının olmadığı iddia edilmiştir.
Gerek davacı vekilinin beyanı ve gerekse tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesine göre, davalı tarafça yapılan işlerin 2014 yılı içinde gerçekleştiği, ek imalatların ise 2015 yılı Nisan ve Mayıs ayı içinde yapıldığının kabulü gerektiği anlaşılmış, hesaplamanın bu yıllara göre yapılması gerektiği görülmüştür.
Sözleşme içeriğine göre davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı iş yerinde davalı tarafından yapılacak imalatların siparişe dayalı olarak yapıldığı, yapılan iş miktarı arttığında aynı fiyatlarla sonuçta ki iş miktarı kadar ödeme yapılması gerektiği ve sipariş sözleşmesinde bu hususun açıkça belirtildiği görülmektedir.
BAM kararı uyarınca sözleşmenin götürü iş bedeline uyularak düzenlenen sözleşme olduğu kabulü ile inceleme yapılması gerektiği anlaşılmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda ki hesaplamanın da buna göre olduğu anlaşılmıştır.
Birim fiyatlarında ki değişiklik de itiraz edilen diğer hususlar yönünden yeniden rapor düzenlenmesi istenmiş ise de, delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi uyarınca yeniden inceleme yapılması konusunda gerekli masrafın yatırılmaması nedeniyle dosyada ki mevcut veriler ışığında davacı tarafça yapılan işler, ayıplı olduğu belirlenen işler, davalı tarafça yapılan ödemeler, davacının sözleşme harici fazladan yaptığını beyan ettiği işler tümüyle belirlenerek buna göre davalı tarafın bedel yönünden sorumluluğunun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği görülmüştür. Bu konuda da bilirkişiler tarafından düzenlenen 27/12/2019 tarihli rapor içeriğinde ki yapılan açıklamaların Mahkememizce de dikkate alınması gerektiği ve elde ki veriler ışığında değerlendirme yapılması gerektiği görülmüştür. Buna göre ; davacı ve davalı defterlerinin bilirkişiler tarafından incelendiği, davacının 2014-2015 yıllarına ait ticari defterlerini birbiri ile uyumlu olduğu ancak davacının 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış onayının yaptırılmadığı, bu nedenle davacının yasal defterlerinin davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Her ne kadar bu şekilde tespit yapılmış ise de, yapılan incelemeye göre davacı tarafından yapılan iş karşılığı ödemelerin davalı tarafça da doğrulandığı, ancak yapılan ödemenin fazla olduğu ve davacı tarafından yapılan işin ayıplı olması nedeniyle davacı tarafa herhangi bir borcun olmadığının iddia edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda maddi vaka olarak eser sözleşmesi kapsamında davacının zeminde yapmayı taahhüt ettiği ve yaptığı iş bedeli ile bu yapılan işteki ayıplı imalatlar ve sözleşme harici fazladan yaptığı iş bedelinin tespiti ile tarafların da kabulünde olan davalı taraf ödemesinin bu bedelleri karşılayıp karşılamayacağının belirlenmesi gerektiği, karşılanmayan bedel var ise bu bedelin tespiti ile buna göre davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu konuda da düzenlenen raporlarda yapılan işlerin ayrıntılı ve açıkça gösterildiği, davacının sözleşme kapsamında iş kalemlerinde ki iş artışından kaynaklı artı tutarın 27.495,00 TL olduğu, delil tespiti dosyasında belirlenen ve sözleşme dışı olarak yapıldığı gösterilen 24.581,35 TL iş olduğu, her iki iş toplamının 52.076,00 TL olduğu, sözleşme bedelinin 145.000,00 TL olduğu kabul edilmekle, sözleşme kapsamında iş metraj artışı bedeli ve sözleşme dışı iş tutarı toplamının 197.076,00 TL olduğu bu şekilde anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede davacı tarafça yapılan imalatlarda ayıplı iş tutarının 30.074,00 TL olduğu, buna göre ayıplı iş yüzdesinin %15,26 olduğu, sözleşme dışı kabul edilebilir iş yüzdesi ile sözleşme gereği yapılan iş toplamının bu durumda %84,74 olduğu, bu oranlamadan yola çıkarak 167.002,20 TL kabul edilebilir iş bedelinin olduğu, davalı tarafından yapılan 155.000,00 TL ödemenin bu bedelden mahsubu sonrası bakiye 12.002,20 TL alacağın tespit edildiği anlaşılmıştır.
BAM kararında her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından ticari defterlerin incelenmediği belirtilmiş ise de, ilk bilirkişi raporunda incelemenin yapıldığını gösterir kayıtların raporda bulunduğu anlaşılmıştır. Ayrıca BAM kararında taraf tanıklarının beyanlarını gerekçeleri belirtilerek değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş olup, bu hususta yapılan incelemeye göre keşifte dinlenen davacı tanıklarının sözleşme konusu iş yapılırken davalı şirket yetkilisinin davacıdan ilave işlerin yapılmasını istediğini ve bu şekilde metrajın artmasına neden olduğunu, davacı yeri teslim ettikten sonra dava konusu binanın arka tarafında bulunan diğer yere ayrıca imalatlar yaptığını ancak dava konusu yapılan yerde imalatları ve ek imalatların gösterilen kısma ilişkin olduğunu, davacı tarafın sadece ilk binada imalat yaptığını beyan ettiği, yine diğer davacı tanığının, davalıya ait iş yerinde yapılan imalatlar sırasında işin başında olduğunu, sözleşmede gösterilen tüm imalatları yaptıklarını, davalı tarafından ekstra imalatlar istendiğini, örneğin bekçi kulübesinin doğramaları ile kompozit kaplamalarını ve çatı doğramaları ile büro içi bölmeler gibi işlerin fazladan yapıldığını, bu nedenle de daha uzun süre kaldıklarını, davacı tarafından imalatlar yapılırken davalının yan tarafta ikinci binayı yaptırmaya başladığını, davalının diğer yerin doğrama işlerini başka bir firmaya yaptırdığını, davalıya iş teslim edilirken davalı tarafından bir kısım yerlerde ki aksaklıkların kendilerine bildirildiğini ve bu yerlerin de uygulamasını yaparak düzelttiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı tanığı ise, davacının sözleşmede gösterilen işleri gereği gibi düzgün ve koşullarına uygun şekilde yapmadığını, çağırmalarına rağmen düzeltilmediğini, teslim edilmediği için bina içinde yapılması gereken işlerin geciktiğini, eksik ve hatalı işleri göstermeye hazır olduğunu, davacıya ulaşmaya çalışılmasına rağmen usta bulamadıklarını beyan ettiklerini ve 2 kişi gelip düzeltmeye çalıştıklarını, yapılan doğramaların neredeyse tamamının hasarlı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Ayrıca yine davalı tarafından dinletilmek istenen tanığın, davalı şirkete ait iş yerinde ki bir kısım eksiklik ve hatalı imalatları kendisinin tamamlayarak düzelttiği ve buna ilişkin de fatura düzenlediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça her ne kadar ayıplı imalatlar yapıldığı ve buna ilişkin de üçüncü kişi firmaya bu ayıpların giderilmesi için işin verildiğini ve yaptırıldığını beyanla davanın reddi istenmiş ise de, davalı tarafından ayıba ilişkin usulüne uygun şekilde davacıya yapılan herhangi bir ihtarın da dosyada tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Tüm veriler ışığında, davacı ile davalı arasında mevcut sözleşme uyarınca yapılan işler, artı metrajdan kaynaklı işler ve sözleşme dışı yapılan işler toplamı ile davacının imalatlarında tespit edilen ayıplı işler oranlanması sureti ile belirlenen bedellerin bilirkişi heyeti tarafından raporda gösterildiği ve düzenlenen raporun bu haliyle hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu, sonuç itibariyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 12.002,20 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalının bu bedel kadar itirazında haksız olduğu, davanın niteliği gereği icra inkar tazminatı isteminde bulunulamayacağı, zira alacağın likit olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline,
Takibin 12.002,20 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İcra inkar tazminatı isteminin reddine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 819,87 TL harçtan, peşin alınan 357,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 462,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 357,33 TL başvuru harcı, 221,80 keşif harcı, 1.100,00 TL Bilirkişi ücreti, 344,53 TL tebligat ve yazışma gideri, 330,00 TL taksi ücreti masrafı olmak üzere toplam 2.353,66 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 954,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 40.00 TL posta giderinden oluşan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla yapılan oranlamaya göre, davalıdan 535,00 TL’sinin davalıdan, 786,00 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç…
e-imza