Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2021/480 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/153
KARAR NO : 2021/480

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2015
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
İDDİA: Davacı vekili, mahkememize verdiği 19/06/2015 tevzi tarihli dava dilekçesi ile ve özetle: müvekkili davacı şirketin davalı … şirketin aracısı olan … şirketi ile yapılan anlaşma sonucu müvekkili şirketin haklarını 01.10.2014 tarihi itibariyle … operatörüne taşındığını, yapılan anlaşmada ödenecek ücretin kararlaştırıldığını ve verilecek cep telefonu ve GPS cihazlarının tespit edildiğini, sözleşme sırasında yüksek bedelli faturalar düzenlendiğini, bu hususta davalılara uyarılar yapıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarını bu sebeple müvekkilinin operatör değiştirdiğini belirterek davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarını, tespitini müvekkilinin haklı nedenle cayma yaptığının tespitini, davalıların cayma ve sübvansiyon bedelleri isteme hakkı olup olmadığının tespitini ve davalılara borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … şirketi vekili 21/07/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile … şirketi arasındaki sözleşmede taraf olmadığını, sözleşme kapsamında davacıya 4.000 TL sübvansiyon bedelinin müvekkilince ödendiğini, protokolün ihlali sebebiyle davacının 4.000 TL yi ödemesi gerektiğini, ödeme yapmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili 23/07/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında abonelik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin iletişim hizmetleri vermekle yükümlü olduğunu, davacı tarafın haklarını müvekkili şirkete taşıdığını ancak sözleşmeye aykırı şekilde haklarını başka operatöre taşıdıklarını, sözleşmenin davacı tarafından ihlal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ihtar ve belgeler, müvekkile ait her tür sözleşme, taahhüt, fatura, yazışma, e-posta, taraflar ait her tür kayıt, yazışma, hesap bilgisi ve sair evrak, tanık, bilirkişi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında akdedilen 08/08/2014 tarihli protokol, Torbalı … Noterliği 15/05/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarname, davacı … Ltd Şti tarafından tanzim edilen 08/10/2014 tarihli … nolu fatura, müvekkiline ait banka hesap kayıtları ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket kayıtları, abonelik sözleşmesi, muhasebe kayıtları, yazışmalar, müşteri hizmetleri kayıtları, bilirkişi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 09/02/2016 tarihli oturumunda davalı … şirket defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi incelemesi yapılması için İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, mali müşavir bilirkişi talimat mahkemesine ibraz ettiği 13/11/2017 tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak; davacının hatlarının iptali sonrası farklı bir operatöre geçiş sebebinin bulgulanamadığını, yapılan akit sonrası taraflar arasında oluşturulan sözleşme ve protokollerde davacının talepleri doğrultusunda seçimleri belirlenen kullanımlar ve kendi kaşeleri ile imzalarının mevcut olduğunu, genel olarak 24 aylık Taahhütname sürecinin belirgin olduğunu, hatlarda kullanımların yapıldığını, faturaların yansıtıldığını, yapılan kullanım sonrası bedellerin ödenmesinin gerektiğini, “Hiç kullanılmadı yeni aktif olmuştu 15 gün sonra fatura çıktı” gibi ifadelerin de hattın fatura kesim tarihinin bazıl alındığını, sistem tarafından aktif olan hattın hiç kullanım olmaması durumunda bile açılışa mukabil vergi yükümlülüğünün olduğunu, davacının taahhütnameden vazgeçme sebebi olarak hatların kısıtlandığı ve faturanın farklı adrese gittiği gibi ifadelerin olduğu, faturaların ödenmemesi durumunda hatların geçici olarak kısıtlandığını, dosyada da hatlar kısıtlanmış hatta geç ödeme yapıldığı için artı bedel ödediklerininin davacının kendi beyanı olduğunu, hatların genel kullanım süreci takibinin 7-8 ay olduğunu ve bu süreçte kullanıcıların kullanımlarını kontrol ve bilgilerini güncelleme gibi sorumluluklarının olduğunu, davacı faturaların farklı adrese gittiğini ilettiğini ama dilekçelerinde hangi adres isteyip hangi adrese faturaların gittiğine dair bir açıklamasının olmadığını, sözleşmede kullanılan kaşelerindeki adrese gönderilmediği, faturalardaki adresin farklı olduğunu, faturanın tebligat adresinde kaşe adresinin kullanıldığını, bunun dışında adres taleplerini belirten bir belgeye rastlanılmadığını, davacı abonenin geçen süre zarfında adres bilgilerini güncelleme yapabileceğini, kullanım bilgileri sadece adrese iletilen fatura belgesinden öğrenimle sınırlı olmadığını, abonenin elektronik posta-sms ya da internet aracılığıyla bilgi almasının mümkün olduğunu, sözleşmede e-mail adres verildiğini, davacı ile davalı tarafla bu konuda sorgulanması gerektiğini, e-mail ile faturaların iletilmiş olabileceğini, davacının hatların açılma esnasında belirli konularda söz verildiğini ve tutulmadığını ilettiğini, dosya kapsamında bu konuda menfi somut bir belgenin bulgulanmadığını, ücretsiz kullanım süresi sabit ücret gibi ifadelerin afaki kaldığını, sözleşmeyi yaptığı kişi ile aralarındaki akit bağlayıcılığı gösterdiğini, kullanım aşımlarında sabit ücretin uygulanmayacağını faturalarda kullanım aşımının görüldüğünü, davacının 02/07/2015 ve 01/04/2015 tarihli faturalara itirazının ise haberleşme ve hizmet tutarlarının tutmadığına yönelik olduğunu, dosyada mevcut faturalarda haberleşme ücretleri ve vergiler haricinde indirim iptallerinin eklendiğini, hatların kapanış-iptal tarihlerinin farklılık gösterdiğini, doğal olarak taahhüt iptalleri yansıması da farklı zamanlarda olduğunu, hatların iptal taleplerinin tarihlerinin ya da geçiş tarihlerinin davacı tarafından belgelenmesinin daha sağlıklı olacağını, bu konunun da afaki kaldığını, taahhüt bozulduğu için genel olarak cayma bedeli uygulandığını, bunun da her hat için farklı taahhüt süreleri bulunan 44 hat için ayrı ayrı değerlendirmede; kullandığın ay sayısı X indirim tutarı = cayma bedelini oluşturmakta olduğunu, indirimlerin ise … tarafından aboneye sunulan kampanya ve promosyonlar kapsamında sunulmuş avantajlar olduğunu, kurumsal abonelik sözleşmesi mevcut davacının tacir olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi davranmak yükümlülüğü altında olduğunun açık olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili 14/12/2017 havale tarihli rapora beyan dilekçesinde bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 20/12/2017 havale tarihli rapora beyan dilekçesinde itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; bilirkişi raporunun esasa dayanak olamayacağını, yargılamayı aydınlatmayacağını beyanla itirazlarının değerlendirilmesi için yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesine göre davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarının tespiti ve davalı şirketlere borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 20.02.2018 tarih, … Esas – … sayılı kararı davacı vekilince istinaf edildiği, İzmir BAM …. Hukuk Dairesinin 25.04.2019 tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamı ile, ”…Mahkemece iletişim konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması için talimat yazılmışsa da rapor, Fraud ve Risk Analiz Uzmanından aldırılmış ve bu rapora mahkemece itibar edilmiştir.
Yargılama sonunda, davacının … abonelik sözleşmesi şartlarına aykırı davrandığı, … aboneliği ödemelerini aksattığı ve aboneliğini başka … şirketlerine taşımış olması sebebiyle davalı … Ltd. Şti. ile yapılan protokol kapsamına göre sübvansiyon bedeli olan 4.000-TL cezai şarttan sorumlu olduğu ayrıca … abonelik sözleşmesi kapsamında cayma bedeli ve diğer fatura alacaklarından sorumlu olduğu, davalı şirketlerin protokol ve sözleşme kapsamına aykırı tutum ve davranışları tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Talimat mahkemesince bilirkişi mahkeme ara kararına aykırı olarak tayin edilmiş; rapor da hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmayıp denetime imkan verir şekilde uyuşmazlığa konu bilgi ve tespitleri içermemektedir.Ayrıca raporda tarafların iddia ve savunmaları muğlak ifadelerle değerlendirilmiş, sözleşme ve mevzuat hükümleri irdelenerek sonuca gidilmemiştir.Davacı tarafın bu konudaki haklı itirazı da mahkemece gözetilmemiştir.Rapor bu haliyle hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu nedenle davacı tarafın istinaf talebi kabül edilerek telekominikasyonda uzman bilirkişi ve hesap bilirkişisinden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar vermek üzere eksik inceleme nedeniyle dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılarak dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 12.09.2019 tarihli oturumunda talimat bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişiler ibraz ettiği 06.02.2020 tarihli raporunda, dosya muhteviyatında yer alan davacı ile davalılardan … arasında keşide edilmiş protokol uyarınca davacının 41 adet … hattını 24 ay süreyle iptal etmeme, başka bir operatöre taşımama şartı ile kendisine 4.000-TL sübvansiyon bedelinin fatura karşılığı ödeneceği, belirtilen şartların yerine getirilmemesi halinde bahsi geçen bedelin cezai şart türünde … iletişime ödeneceği karar altına alındığından …’a taşıdğı 41 adet hattın 24 ay süreyle başka bir operatöre taşınmaması hususunda taahhüt vererek bu taahhüdün yerine gelmemesi durumunda cezai şart adı altında 4.000-TL sübvansiyon bedelinin iadesine razı olan basiretli tacir davacının 41 adet hattın tamamına yönelik taahhüdüne uygun davranmaması durumunda her bir davalı yönünden ayrı ayrı borcun bulunmadığına yönelik istem olduğu gözetilerek;
Davacı ile davalılardan … arasında imzalanan protokol şartları davacı tarafça ihlal edilmiş olup gerekçe gösterilen azami fatura bedellerine yönelik sözleşmeye aykırılık tespit edilemediğinden cezai şart olarak kararlaştırılmış 4.000-TL sübvansiyon bedeli talebi yerinde olup davacının bu miktarda borçlu bulunduğu, davalılardan … AŞ’ne yönelik menfi tespit istemi açısından değerlendirilecek olursa ibraz edilen faturaların taraflar ticari defterlerine işlenmesi halinde geçerli kabul edileceği ve davacı tarafça bedellerinin ödendiğine dair kanıt ibraz edilmediğinden borcu bulunmadığı yönünde tespit isteminin reddinin gerekeceği bildirilmiştir.
Davacı vekili 06.03.2020 tarihli dilekçesi ile yeni bir bilirkişiden yeniden rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 09.03.2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 13.10.2020 tarihli oturumunda davacı vekilinin itirazları doğrultusunda talimat bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler ibraz ettiği 14.01.2021 tarihli ek raporunda, kök rapora göre herhangi bir değişikliğin olmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili 10.02.2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13.02.2021 tarihli dilekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit davasıdır.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları ve istinaf ilamına göre; davacı şirketin davalı … şirketin aracısı olan … şirketi ile yapılan anlaşma sonucu müvekkili şirketin hatlarının 01.10.2014 tarihi itibariyle … operatörüne taşındığını, yapılan anlaşmada ödenecek ücretin kararlaştırıldığını ve verilecek cep telefonu ve GPS cihazlarının tespit edildiğini, sözleşme sırasında yüksek bedelli faturalar düzenlendiğini, bu hususta davalılara uyarılar yapıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarını bu sebeple müvekkilinin operatör değiştirdiğini belirterek davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarının tespitini davacının haklı nedenle cayma yaptığının tespitini, davalıların cayma ve sübvansiyon bedelleri isteme hakkı olup olmadığının tespitini ve davalılara borçlu olmadıklarının tespitinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporu kapsamına göre; davacı ile davalılar arasında … aboneliği sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme kapsamına göre davacının 24 ay taahhütle 41 adet … hattının başka operatöre taşımama şartı ile 4.000-TL subvansiyon bedelinin ödeneceğinin taahhüt altına alındığını, taahhüdün yerine getirilmemesi halinde bedelin cezai şart türünde … iletişim şirketine ödeneceğinin karar altına alındığını, sözleşme şartlarının davacı tarafça ihlal edildiği, fatura bedellerinden sözleşmeye aykırılığın tespit edilmediğini, cezai şart kapsamında davacının 4.000-TL borçlu olduğunun tespit edilmiş olduğu, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranışının bulunmadığı anlaşıldığından; davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Alınması lazım gelen 59,30-TL harcın peşin alınan 233,45-TL’den mahsubu ile fazla yatan 174,15-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 md gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır