Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2022/151 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/139 Esas
KARAR NO : 2022/151

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu 04/09/2018 tarihli dava dilekçesi ile; Alacağa konu çekin OHAL kapsamında yürürlüğe konulan 667 Sayılı KHK Eki II Sayılı Liste dahilinde kapatılan… Yayıncılık Ticaret A.Ş.’ye bağlı kurumun kapatma işlemleri neticesinde Hazine uhdesine geçen çeklerden olduğunu, anılan KHK hükümleri gereği kapatılan kurum ve kuruluşların her türlü malvarlığı, hak ve alacakları Hazine’ye devredildiğini, buna dayanılarak davalı hakkında İzmir ……İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı … hakkında başlatılan icra takibine, davalı tarafça çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle itiraz edildiğini, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin ……… E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde çek üzerindeki imzanın davalıya ait olmadığı yönünde hüküm kurularak takibin iptaline karar verildiğini, davalı takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla takibe itiraz etmişse de davalının, dava dışı kapatılan kurumlar ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, alacağa esas çekin de ticari faaliyet kapsamında davalının kapatılan kuruma olan borcu kapsamında verildiğinin ortada olduğunu uzun yıllardan beri … Gıda Ürünleri Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. adı altında davalının da faaliyetlerde bulunduğunu, adreste halen faaliyetlerde bulunulduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla alacağa konu çekin davalının iç içe geçmiş ticari ilişkiler çerçevesinde borcu olduğunu ileri sürerek, 9.000,00 TL’nin 30.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı idareye verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas numarasını aldığı görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilinin 05/10/2018 tarihli yanıt dilekçesi ile; davalının ne takip konusu edilen çek dolayısıyla ne de işletmeden kaynaklı hiçbir vergi borcunun dahi bulunmadığını, çekte müvekkilinin keşideci değil, ciranta olduğunu, inkar edilen imzanın da ciro imzası olduğunu, çekin keşidecisinin …Eğit…A.Ş olduğunu, davacı tarafça iddia edildiği üzere bu çekin müvekkilce düzenlenip bir başkasına verilmediğini, tam tersine çekin davalı adına düzenlendiğini, müvekkilin imzası taklit edilerek ciro edildiğini, müvekkilinin bu çekten dolayı borcunun ve alacağının olmadığını savunarak, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.

İzmir 14 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas …..Karar Sayılı kararı ile davanın HMK 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin ….. Esas ….. Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmüş, karar sonrası dosyanın Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin ……Esas numarasını aldığı görülmüştür.
İzmir……. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek dosyamız içine alındığı, dosyanın yapılan incelemesinde; Alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, 9.000,00 TL çek bedeli, 612,92 TL işlemiş faiz, 27,00 TL çek komisyonu olmak üzere toplam 9.639,92 TL alacak üzerinden takibin başlatıldığı, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin…. Esas ……. Karar sayılı kararı ile davalı tarafından yapılan imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas …….Karar sayılı dosyasının celp edilerek dosyamız içine alındığı görülmüştür.
Dava, 667 sayılı KHK ile kapatılan ……Yayıncılık Ticaret A.Ş. İle davalı arasında mevcut ticari ilişki nedeni ile alacaklı olunduğu iddiası ile davalı aleyhine açılan alacak davasıdır.
Davacı hazineye devredilen şirkete verildiği iddia edilen TEB Menemen Şubesi’ne nezdinde dava dışı ………… Özel Eğt. Ve Öğr. Hiz. Tic. A.Ş.’ne ait hesaptan verilen ve aynı şirketin keşidecisi olduğu ….. seri no’lu 9.000,00 TL bedelli çekin verildiği, davacı tarafça iddia edilmiştir. Çek üzerinde davalı adının bulunduğu ve ciranta olarak imzasının olduğu, 08/12/2016 tarihinde çekin ibrazı üzerine banka tarafından keşideci imzası ile banka nezdinde ki imzanını uyumlu olmadığı gerçekçesi ile ödeme yapılmadığı, davacı devir alan hazine tarafından çekin ön yüzünde lehtar olarak görülen … aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Çek arkasında …’e ait kaşenin ve üzerinde bulunan imzanın olduğu anlaşılmış, icra hukuk mahkemesince yapılan incelemeye göre imzanın davalıya ait olmadığı yönünde verilen karar uyarınca çek yönünden davalıya başvuru noktasında bu kez alacak istemi ile davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın alacak davası olduğu dikkate alınarak KHK ile kapatılan şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalı ile kapatılan şirket arasında mevcut ticari ilişkinin belirlenmesi ve davalının borçlu olup olmadığının tespiti için taraf defterlerinin incelenmesi gerektiği anlaşılmış, davacı tarafça kapatılan şirkete ait ticari defter ve kayıtların bulunduğu adres araştırılmış, bu konuda Defterdarlık KHK İşlemleri Bürosu ile yazışmalar yapılmış ancak hazineye devredilen ve kapatılan şirkete ait defterler temin edilemediğinden mevcut kayıtlar üzerinden inceleme yapılması gerektiği görülmüştür.
Davalı tarafa ait defterlerin bulunduğu yerin bildirildiği, davalının 31/12/2015 tarihinde iş yerini dava dışı … San. Ltd. Şti.’ne devrettiği ve vergi dairesi kayıtları ile de bu hususun belli olduğu yönünde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan kayıtlar ve davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi edildiği, 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; İnceleme yapılan davalı tarafa ait 2015 yılı hesap dönemine ait ticari defterlerinin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalının 2016 yılı Mart ayı itibari ile mükellefiyetini sonlandırdığı, davacı tarafından dava konusu yapılan 9.000,00 TL çek ile ilgili davalı kayıtlarında herhangi bir muhasebe hareketine rastlanılmadığı, KHK ile kapatılan şirkete ait ticari defter ve kayıtların olmaması nedeni ile bu hususta inceleme yapılamadığı yönünde kanaatini bildirir raporun düzenlendiği görülmüştür.

Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı hazineye 667 Sayılı KHK ile kapatılan ……Yayıncılık Ticaret A.Ş.’ne bağlı kurumun kapatılması sonrası hazine uhdesine geçen çek ile ilgili takip başlatıldığı, çekteki lehdar imzasının davalıya ait olmadığı nedeni ile icra mahkemesi nezdinde itirazda bulunduğu ve bunun üzerine Mahkemece takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kez davacı hazine tarafından alacak iddiası ile davalı aleyhine Mahkememiz nezdinde bu davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafça dava dışı kapatılan şirket ile ilgili herhangi bir alacak borç durumunun olmadığı, kendisinin bizzat ticari faaliyetlerini sona erdirdiği yönünde beyanda bulunulduğu ve davanın reddinin istendiği anlaşılmıştır.
Davacı hazine nezdinde hazineye devredilen şirkete ait defter ve kayıtların dosyaya sunulması konusunda işlemler yapılmış ise de, dava dışı şirkete ait kayıtlara ulaşılamaması nedeni ile şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Davacı hazinenin dayandığı çek yönünden her ne kadar alacaklı olduğu iddiası mevcut ise de, davalı defterlerine göre söz konusu çekin davalı defterlerine kaydedilmediği, çekin defter kayıtlarından çıkarılmasına ilişkin de herhangi bir işlemin bulunmadığı, davacı hazineye devredilen şirket kayıtlarında davalı ile aralarında çek alış verişini gerektirir alacak borç ilişkisinin olup olmadığının tespit edilemediği, takibe konu çeke dayalı alacak isteminin dosyamız yönünden kabulünün mümkün olmadığı, bu hali ile davacı tarafça alacak hususunun ispatlanamadığı, dava dışı şirket ile davalı arasında ticari ilişkinin varlığının dava dışı şirket kayıtları ile tespiti halinde çek ilişkisi ve alacak ilişkisinin olmadığı yönündeki hususun ispatı noktasında davalının ispat vasıtalarının incelenebileceği, taraflar arasındaki ilişkinin davacı tarafça öncelikle ispatlanması gerektiği, bunu ispata yarar delillerin dosyada tespit edilemediği, bu hali ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Davacı hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/02/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç….
e-imza