Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2021/583 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/128 Esas
KARAR NO : 2021/583

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 03/05/2019 tarihli dava dilekçesi ile; Davacı şirket tarafından davalı şirketler hakkında güncel bakiye cari hesap alacağı için 28/02/2014 tarihli kefalet sözleşmesine dayanak gösterilerek İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı şirket ve diğer davalı gerçek kişiler aleyhine 7 örnek ilamsız icra takibi yolu ile icra takibinin başlatıldığını, davalılar vekillinin 21/03/2019 tarihli dilekçesi ile borca ferilere ve takibe itiraz ettiğini, davalıların takibe itirazını kabul etmediklerini, itirazların iptali ile takibin devamına, davalı şirket ile davacı şirketin üretici bayilik şeklinde ticaret yapıldığını, sözleşmenin feshedildiğini, borçlular hakkında güncel bakiye cari hesap alacağı için 28/02/2014 tarihli kefalet sözleşmesine dayanak gösterilerek davacı şirkete olan borcun tahsili için takibin başlatıldığını, itirazın iptali ile dayanaksız olarak yapılmış itirazın iptali ile davalılar aleyhine %40’dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, davalılar tarafından herhangi bir yanıt dilekçesinin dosyaya sunulmadığı veya vekil tayin etmediği görülmüştür.
Dava, İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında davacı şirket tarafından davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış yapılan incelemesinde: alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçluların dosyamız davalıları olan şirket ve gerçek kişiler olduğu, ilamsız takiplere özgü ödeme emrinin düzenlendiği ve 34.518,40 TL asıl alacak, 5.940,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.459,35 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, borçlu şirketin 100.000,00 TL sine kadar olan borcuna borçlu gerçek kişilerin müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla borçlu olduklarına ilişkin kefalet sözleşmesi olduğunun ödeme emrinde beyan edildiği ve bu sebebe dayanıldığı, borçlular vekili tarafından 21/03/2019 tarihinde takibe itiraz edilmesi üzerine 25/03/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, verilen kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava tarihi itibariyle davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından dava konusu alacakla ilgili olarak cari hesapta gösterilen senet ve çeklere dayalı olarak gerek davalı şirket için tek başına, gerekse davalı şirket ile birlikte dava dışı kıymetli evrak keşidecisi veya cirantası aleyhine başlatılan İzmir … İcra müdürlüğünün …, …, …, …, …, …, … esas sayılı takip dosyaları ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyaları celp edilerek dosyamız içerisine alınmıştır.
Davacı şirket ile davalılardan … Ltd. Şti arasında, 28/02/2014 tarihli üretici bayilik sözleşmesi imzalandığı, ayrıca davalılar … ve … ile davacı şirket arasında davalı şirket ile imzalanan bayilik sözleşmesi çerçevesinde imza tarihinden önce doğmuş borçlarda dahil olmak üzere sözleşmeden kaynaklanacak tüm borçlarını kapsamak üzere azami 100.000,00 TL için müşterek ve müteselsil kefaletin kabulünü içerir 28/02/2014 tarihli sözleşmenin dava dilekçesine ekli olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça 23/02/2017 tarihli İzmir … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalılara hitaben ihtarname keşide edildiği, cari hesap ekstresindeki hesap katına göre, toplam 129.512,24 TL vadesi geçmiş karşılıksız çek ve senet borcunun bulunduğu gerekçesiyle bu bedelin tamamından davalı şirketin sorumlu olduğu, bu bedelin 100.000,00 TL lik kısmından ise davalı kefillerin sorumlu olduğu belirtilerek ödeme ihtarında bulunulduğu görülmüştür.
Davacı tarafça talep edilen alacağın tespiti ve davalılardan talep edilip edilemeyeceğine dair inceleme yapılması gerektiği anlaşılmış, öncelikle davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılması için dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine yönerge yoluyla gönderildiği görülmüş davalılara tebliğ edilen meşruatlı davetiyelere rağmen ticari defter ve kayıtların yönerge mahkemesine sunulmadığı gibi bulunduğu yerin de bildirilmediği anlaşılmıştır.
İcra takibi sırasında takibe itiraz dilekçesini veren davalılar vekiline de, davetiyenin tebliğ edildiği, vekilin vekillikten çekilme dilekçesini verdiği, vekaletnamenin dava dosyasına sunulmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak ve takibe konu alacağın tespiti konusunda rapor düzenlenmek üzere bu kez mahkememizce atanan SMMM bilirkişiye dosyanın tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 19/01/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 28/02/2014 tarihli üretici bayilik sözleşmesi uyarınca, taraflar arasında ilişki olduğu, davacı şirkete ait yasal defterlerin TTK md 64/3-4, VUK md 221, 222 ye uygun olarak tutulduğu, HMK md 222 ye göre delil vasfına sahip olduğu yönünde değerlendirilmesinin mümkün olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesabın açık hesap şeklinde takip edildiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının borcuna davalı tarafından yapılan ödemelerin davalının alacağına kaydedildiği, davacıya 3. Şahıs senetleri ile ödeme yapıldığı, senet alındığı tarihte cari hesaba ödeme kaydı olarak davalı lehine alacak kaydedildiği, senetlerin vadesinde tahsil edilememesi durumunda şüpheli alacaklar hesabına virman yapıldığı, bunun yanı sıra protesto olan cari hesapta davalının borcuna kaydedildiği, davaya konu olan alıcılar ana hesabı altında takip edilen cari hesapta bakiye olmadığı, şüpheli alacaklar hesabı altında takip edilen hesapta ise davalı şirketin 34.518,40 TL borçlu olduğunun görüldüğü, davalı tarafından davacıya ödeme olarak verilen ancak vadelerinde tahsil edilmeyen senetlerin şüpheli alacaklar hesabına kaydedildiği ve bunların bir kısmı için takip dosyaları başlatıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından davacı tarafından davalı şirket ile birlikte 3. Kişiler aleyhine başlatılan icra takip dosyalarının ayrıntılı olarak incelendiği görülmüş, takip dosyalarındaki alacak miktarının toplamının dava dosyamızda konu edilen icra takibine de konu edildiği görülmüştür.
Sonuç itibariyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre; davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı olarak davalı gerçek kişilerin kefalet sözleşmesinden kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle 34.518,40 TL asıl alacak, 5.940,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.459,35 TL bedel kadar borçlu oldukları davacının takip tarihine kadar 5.940,95 TL faiz talep edebileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalılar tarafından rapora karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca, üretici bayilik ilişkisinin bulunduğu ve buna göre, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olduğu görülmüş olup davalı şirketin bu sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00 TL ye kadar doğmuş ve doğacak borçları için davalılar … ve … müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla ayrıca davacı şirket ile kefalet sözleşmesi imzaladıkları anlaşılmıştır. Kefalet sözleşmesinin içeriği ve düzenlenme şekli dikkate alındığında, TBK hükümlerine uygun irade açıklamasını içerdiği ve kefalet sözleşmesinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı şirket arasında mevcut cari hesap ilişkisine göre davalı şirketi ödeme amaçlı olarak 3. Kişi senet veya çeklerinin davacı şirkete teslim edildiği, ancak kambiyo senetlerinin ödenmemesi üzerine davacı şirket tarafından gerek davalı şirket aleyhine, gerekse kambiyo senedini düzenleyenler aleyhine ayrıca icra takibi başlatıldığı, ancak takiplerin hali hazırda sonuçsuz kaldığı anlaşılmıştır. Ticari defterler üzerinde teslim alınan kambiyo senetlerinden kaynaklı alacağın tahsil edilemediği ve alacağın şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, bundan kaynaklı olarak da bu kez davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı alacağının tahsili yönünden genel haciz yoluyla takip yapma hakkının varlığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Alacağın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile talebi isteminin bu haliyle kabulü gerektiği görülmüştür. Zira her bir alacak kalemi yönünden davalı tarafın davacı tarafa borcun kabulünü içerir şekilde kambiyo senedi düzenleyerek teslim ettiği, ticari defter ve kayıtların incelemesinden anlaşılmıştır. Davalı tarafça davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarda, görülen borcun ödendiğini, ortadan kalktığını gösterir herhangi bir ödeme belgesi veya kaydın dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu tespitlere göre, davalı şirketin sözleşmeden ve cari hesaptan kaynaklı olarak icra takibinde gösterilen bedel kadar davacı tarafa borçlu olduğu, icra takibinden önce gerek davalı şirket gerekse kefillere tebliğ edilen ihtarname dikkate alındığında, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren takip tarihine kadar faiz talep etme hakkının doğduğu, davalı gerçek kişilerin ise imzaladıkları kefalet sözleşmesi nedeniyle, 100.000,00 TL, davalı şirketi borçlarından sorumlu olmaları gerektiği, bu haliyle gerek asıl borçlu şirketin ve gerekse davalı kefillerin itirazlarında haksız oldukları alacağın niteliği dikkate alındığında likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN KABULÜNE,
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazın iptaline,
Takibin 34.518,40 TL asıl alacak, 5.940,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.459,35 TL alacak üzerinden devamına,
İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hüküm olunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.763,77 TL harçtan, peşin alınan 488,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.275,12 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 6.059,72 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
Davacı kendisini zorunlu Arabuluculuk sürecinde vekil ile temsil ettirdiğinde vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık son tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT md 16/c hükmüne göre 6.059,72 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 539,45 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 396,40 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.485,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2021

Yazman …
E-İmza

Yargıç …
E-İmza