Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/119 E. 2021/517 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/119
KARAR NO : 2021/517

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar …, …, …, …, …., …, …., …., …, …, …, …., …, …, …, …, …, …., …., …., …, (… mirasçıları adına vekaleten) vekili 29.04.2019 harç tarihli dava dilekçesinde; Müvekkillerinin davalı … A.Ş. nin ortağı olduğunu, … İnş. Sanayi A.Ş. nin İzmir …. ATM … E sayılı … K. sayılı 01.08.1980 sayılı kararıyla kurulduğunu, … isimli tarihi yapıda manifatura işi yapan 7 kurucu ortağın kurduğunu, amacanının taşınmazdan elde edilecek kira gelirinin paylaşılması olduğunu, şirketin geçmiş ve günümüzde kira gelirlerinin toplanması, yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacı dışında hiç bir faaliyette bulunmadığı, şirketin çoğunluk hissesinin yönetim kurulu başkanı … ve ailesine ait olduğunu, şirketin yönetim ve temsil yetkisinin de … ait olduğunu, azınlık pay sahiplerinin görev alşmadığını, 2017 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyelerinin 158.497,08 TL ücret ödendiği ve 17.806,05 TL huzur hakkı ödemesinin yapıldığını, denetim kurulu üyelerine ise 106.836,30 TL ödendiği, ücretli olarak bir adet çalışanın bulunduğu, 2017 yılı gelen kurulu toplantısının 23.12.2018 tarihinde yapıldığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun şirketin o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile finansal durumu yansıtması gerektiğini, şirketin cari dönem finansal tablolarının önceki dönem finansal tablolarını doğrulayacak şekilde karşılaştırmalı olarak hazırlanması gerektiğini, ancak bunların hazır olmaması nedeniyle TTK m. 420/2 gereğince bilanço görüşmelerinin ertelenmesi talebinde bulunduğunu ve toplantının 27.01.2019 tarihinde ertelendiği, bu tarihte toplantı yapıldığını, buna rağmen finansal tabloların hazır edilmediği, şirketin 2017 yılında 698.197,36 TL kira geliri elde ettiğini, ancak bu beyanı doğrulayacak nakit akış tablosu hazırlanmadığını, şirketin sigortalı işçisine 50.000 TL – 70.000 TL arasında para çıkışı yapılmasına rağmen defter ve kayıtlarda bu kayıtların ispat edilemediğini, geçmiş yıl zararını 117.561,24 TL olduğunu, şirketin 2016 bilançosunda 58.188,00 TL kazanç bildirildiğini, iki bilanço arasında çelişki olduğunu, bilançoda personele borç adı altında 57.000 TL tutarında pasif kayıt bulunduğunu, şirket hissedarı ve aynı zamanda kiracısı olan pay sahiplerince yönetim kurulu başkanı ve aile fertlerince şirkete ait taşınmazda 6 adet iş yerinin bedelsiz olarak kullandığının belirtildiğini, …. ve ailesi tarafından 6 adet dükkanın bedelsiz kullanıldığını, şirket yönetim kurulu yönetim faaliyetleri altında pay sahiplerinin her türlü bilgiye tam şekilde ulaşmasını sağlayacak yazılı bir rapor tanzim edemediğini, finansal durumunun tespit edilemediğini, … A.Ş. nin TTK m. 369 ve devamına göre yönetim kurulu üyeleri tarafından özenli olarak yönetilmediğini, şirket genel müdürü … nın eşit işlem ilkesine aykırı davrandığını, 6 adet iş yerinin ücretsiz kullanılmasına göz yumduğunu, 2003 tarihli genel kurul toplantısında şirket yönetim organına seçilmiş olan … nın şirket yönetim kurulunda görev aldığını, şirket yönetim kurulu üyelerine ana sözleşmede belirlenen ücretten çok daha yüksek ücret ödendiğini, yönetim kurulu üyelerinin azınlık hissedarlarca ibra edilmediğini, denetim kurulunun … ve … den oluşan iki kişiden müteşekkil olduğunu, … nun 04.11.2018 tarihinde vefat ettiğini, denetim kurulunun bu konuda bir rapor hazırlamadığını, şirketin denetimini yapmadığını, şirketin denetim kuruluna … ın kızı …ın seçildiğini TTK m. 400/1-c gereğince şirketin yönetim kurulu üyesinin veya yöneticisinin alt veya üst soyundan birinin …. denetim organında görev alamayacağı belirtilmesine rağmen bu seçimin yapıldığını, davalı şirketin denetim işlevinin yerine getirilmediğini, şirketin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında ki yönetmelik ile ön görülen genel içerikli, asgari içerikten yoksun olması şirketin 2017 faaliyet dönemi finansal durumu gösteren kayıtların doğru, eksiksiz ve gerçeğe uygun olduğunu, azınlık pay sahiplerinin de anlayabileceği sade bir dil kullanılarak hazırlanmadığından özel denetçi atanması gerektiğini, ayrıca kar payının dağıtılmamasına ilişkin genel kurul kararının da iptalinin gerektiğini, 2012-2019 dönemi arasında 375,351,00 TL net kira geliri elde edilmesine karşın 490.709,00 TL yönetim ücreti ödendiğini, Anonim Şirketin nihai amacının kar elde edip ortaklara dağıtmak olduğunu, karın uzunca bir süre dağıtılamamsının oratakların müktesep haklarını ihlal ettiğini, şirketin feshi ya da azınlık haklarının karar tarihine en yakın gerçek değerlerinin davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen başka bir çözüme karar verilmesini talep ettiklerini, şirketin çoğunluk hisse sahibi ve yönetim kurulu başkanı tarafından şirketin mal varlığının sahiplenildiğini, azınlık hisse sahipelerini hak ve kar payı verilmediğini, bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini belirterek öncelikle şirketin feshi, denetim ve yönetim kuruluna sunulan faaliyet raporlarının gerçek durumu yansıtmadığından ek denetim raporu alınmasının, şirket ortaklarının azınlık aleyhine tutum ve davranışları nazara alınarak kayyım atanması, bilirkişi incelemsi yapılması, taşınmazın ortaklıktan çıkma tarihine en yakın tarihteki değerinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 31.05.2019 tarihli süresinde verdiği cevap dilekçesinde; Davalı müvekkil şirketetin … iş hanında 7 ortakla kurulduğunu, şirketin 100 hisse üzerinden ortaklık kaydının yapıldığını, 38 dükkan ve 40 depodan oluştuğunu, davacıların daha önce han da kiracı sıfatında bulunduğunu, kira bedellerini ödemediklerini, ortaklardan … un şirketi işler hale getirmek için 2015 yılından itibaren hisse alımlarıyla 100 hissenin 62 sine ait olduğunu ve yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini ve kira bedeli ödemeyenlar hakkında icra işlemi yapıldığını, karını arttırdığını, …, …, dışında tamamının kiracı olduklarının, bu kişilere karşı dava açıldığını, tahliye kararı verildiğini, davacıların özel denetim talebinin genel kurulda reddedildiğini, 27.01.2019 tarihinden itibaren 3 ay süre içerisinde dava açılmadığını, davacının şirket organlarının şirkete ve paydaşlara zarar verdiğini ispatlaması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, davanın reddinin gerektiğini, şirketin özel denetime ihtiyaç duymadığını, … ün rapor hazırladığını, dava konusu iş hanının eski ve kullanılmaz olduğunu, 07.04.2016 tarihinde yapılan genel kurulda çarşının tamamında inşaat yapılması konusunda %86,5 oyla karar alındığını, yönetim kuruluna yetki verildiğini, belediyeden yeni imar durumu hakkında bilgi alındığını, proje hazırlandığını, paydaşların bilgi ve görgüsüne sunulduğunu, şirketin gayrimenkulunun yaklaşık 6.000.000 TL değerini buluduğunu, davacıların … un inşaat masraflarını kendisinin karşılamasını istediklerini, kayyım atanması talebinin yerinde olmadığını, yönetim kurulunun 3 kişiye düşürüldüğünü, davacıların iddiasının aksine paydaşların bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmediğini, … un 6 adet işyerini kirasız kullandığına dair iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin kiracılardan kira alacağına karşılık senet aldığını ve kira bedellerinin yılın son aylarında ödendiğini, TTK m. 531 e göre haklı nedenle şirketin feshinin düzenlendiğini, şirketin feshini haklı kılacak bir neden bulunmadığını, davacıların paylarının gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmalarını kabul ettikleri belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin 17.06.2019 tarihli beyan dilekçesinde; Şirketin ödenmeyen kira bedellerinin bulunduğu iddiasının doğru olmadığını, TTK m. 439 a göre özel denetçi tayini istediklerini, genel kurul toplantısının 27.01.2019 tarihinde yapıldığını, TTK m. 439/1 gereğince dava açmak için son günün 27.04.2019 olduğunu ve bu tarihin Cumartesi gününe denk geldiğinden davanın 29.04.2019 tarihinde açıldığını, kar payının dağıtılmamasına ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, yönetim kurulu üye sayısının azaltılmasının verilen ücreti etkilemediğini, ücretin arttığını, azınlık hissedarların bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini belirterek beyanda bulunmuştur.
Dava; Davalı şirketin 27.01.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan, gündemin 5. m. sinde ki özel denetçi tayini talebinin reddine ilişkin karar gereğince TTK m. 439 a dayanarak açılan özel denetçi tayin talebi ile gündemin 6. maddesinin yine denetçi seçimine ilişkin 8. maddenin yokluğuna karar verilmesi ile şirket yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerine ödenecek ücrete dair yönetim kurulu kararının butlan sebebiyle yokluğu ve şirketin feshi, ortakların şirketten çıkmasına karar verilmesi ve kayyım atanmasına ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Şirketin defter ve kayıtları, şirketin sicil kayıtları bilirkişi incelemesi yapılmış ve değerlendirilmiştir.
Davacının taleplerinin öncelikle 27.01.2019 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kar payının dağıtılmamasına ilişkin 6. m. nin iptali,
Yine denetçi seçimine ilişkin 8.m. nin iptali ile
Şirketin feshi ya da azınlık pay sahibi davacıların şirketteki paylarının gerçek değerinin tespiti ve şirketten çıkarılması,
Tedbir olarak da kayyım atanması ve yönetim kurulu yetkilerinin azaltılması,
Ayrıca şirkete özel denetçi atanması (TTK m.439) talebinde bulunmuştur.
Ayrıca davacının ana sözleşmenin 17 ve 18. m. lerine aykırı olarak yönetim kurulunun ücret belirlediğine ilişkin bir kararından bahsetmiş ancak kararın tarih ve numarasını açıklamamıştır.
Davacıların kayyım tayin edilmesi talebi değerlendirilmiş ve davacıların kayyım tayini için belirttiği şartların bulunmadığı, yaklaşık ispat kurallarına göre şirkete kayyım tayini talebini gerektirecek delillerin bulunmadığı, ayrıca yönetim kurulu yetkilerinin azaltılması talebinin de şartlarının bulunmadığı belirlendiğinden talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde ki talepleri gözetilerek dava konusu olan genel kurulun iptaline konu teşkil eden Davacının taleplerinin öncelikle 27.01.2019 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kar payının dağıtılmamasına ilişkin 6. m. nin iptali ve yine denetçi seçimine ilişkin 8.m. nin iptali talepleri dosya esası üzerinden yürütülmüş olup diğer talepleri olan; Şirketin feshi ya da azınlık pay sahibi davacıların şirketteki paylarının gerçek değerinin tespiti ve şirketten çıkarılması talepleri ise ayrı bir esasa kaydedilerek görülmesi gerektiğinden HMK m. 167 gereğince ayrılmasına karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davacının tedbire ilişkin olarak kayyım tayini talebi çıkma davası kapsamında ayrıca değerlendirilmesi gerektiğinden asıl davadan ayrılmış ve ayrılan dosya kapsamında değerlendirilmiştir.
Davacının diğer talebi olan özel denetçi tayin talebi de yargılama konusunun ayrı olması aynı zamanda verilen hükmün istinaf yargılamasına tabi olup asıl hüküm verilene kadar tedbiren bu kararın verilmesinin mümkün olamaması ve bu talebe ilişkin kararın verilmesi halinde diğer taleplere ilişkin kararların ise henüz yargılama devam ettiğinden hükme bağlanamayacağı, böylece bir dosya üzerinden iki karar da verilemeyeceğinden ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve Mahkememize ait … Esas – … Karar numaralı ve 24.06.2020 tarihli kararıyla bu dava hakkında karar verilmiştir.
Derdest davamızın konusunu oluşturan 27.01.2019 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kar payının dağıtılmamasına ilişkin 6. maddenin genel kurul kararının iptali iptaline ve denetçi seçimine ilişkin 8.maddenin iptaline ilişkin 07.01.2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporda; … A.Ş.’nin ortaklık durumunun 39 ortaktan oluşan 50.000,00 TL sermayeli şirket olduğu ve şirketi 2016 ve 2017 defter ve kayıtları incelendiğinde sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, şirketin 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait aktif toplamının ve pasif toplamının belirlenmesiyle 2017 yılı kayıtlarında kira gelirinin yüksek oluşunun birikmiş kira alacaklarının tahsil edilmiş olmasına, kar dağıtımının taşınmazın yenilenmesine yönelik sermaye oluşturulması amacı nedeniyle kar dağıtılmamasına karar verildiği, 8. maddeye ilişkin olarak genel kurumun 8. maddesiyle ilgili olarak TTK m. 397 gereğince şirketin bağımsız denetimine bağlı şirketlerden olmadığı, bu nedenle bağımsız denetçi atanamayacağı, yine kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6. maddedeki kararın incelenmesiyle … A.Ş.’nin iş hanında 100 adet işyeri olduğunu, 2019 yılı faaliyet döneminde kiralanan 40 adet işyerinden şirket genel müdürünün beyanına göre 40.000,00 TL kira geliri elde edildiği ve şirket hissedarlarına kira payı ödenmemesine karar verildiği, 2010-2019 yılları arasında şirketin 375.351,00 TL net kira geliri elde etmesine karşılık 490.709,00 TL yönetim ücreti ödendiği, 2017 yılı faaliyet karının dağıtılmamasına ilişkin olarak TTK m. 445 gereğince bu karara karşı dava açılabileceği, teknik yönden yapılan incelemeye göre Yargıtay 11. HD’nin yerleşmiş kararları gözetildiğinde kar payının dağıtılmamasının şirket açısından faydasının ispatlanması gerektiğini, dürüstlük kararına aykırı olmayan bir karar alınmamasının arandığı, taşınmazın yenilenmesine yönelik olarak genel kurulun azınlık pay sahiplerinden fedakârlık beklerken yönetim kurulunun harcamalarının rahat bir yönetim sergileyerek fedakârlık göstermediği, bu harcamalarının bir kısmının denetim organına yapıldığını, TTK m. 511 gereğince yönetim kurulu üyelerine kazanç payı verilmesinin 1. temettünün dağıtılması zorunluluğuna bağladığını, sonuç olarak 6. madde ile alınan kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, yine iptali istenen genel kurulun 8. maddesindeki denetim kurulu üyesi …’ın TTK m. 400/1-c gereğince denetçi seçilemeyeceği, zira yönetim kurulu üyesi ve şirket genel müdürü …’ın gelini olması nedeniyle kanuna aykırı bir seçim yapıldığı, ayrıca bu şirketin bağımsız denetiminin yapılması imkânının bulunmadığı, TTK m. 397/1 ve TTK m. 397/4 gereğince) ancak 35.000.000,00 TL aktif toplamı yıllık 70.000.000,00 TL net satış hasılatı ve 175 kişi çalışan sayısı bulunması gerektiği, bu kriterlerin bu şirkette bulunmadığı, bu nedenle 8. maddede bağımsız denetçi tarafından denetim yapılması talebinin de mümkün olmadığı, sonuç olarak genel kurulun 8. maddesindeki denetçi seçiminin kanuna aykırı olduğu ve yine TTK m. 446 gereğince karar tarihinden itibaren 3 ay içinde dava açılabileceğini, 27.01.2019 tarihli genel kurulun 3 aylık hak düşürücü süresinin 29.04.2019 (pazar) günü sona erdiği ve davanın son gün açıldığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacılar vekili 11.02.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; Yerleşik Yargıtay kararları gereğince Anonim Şirketlerin nihai amacı kar elde etmek olduğu, şirket yönetim kurulu tarafından kar payı dağıtmama gerekçesi olarak ileri sürdüğü taşınmazın yeniden inşası için sermaye biriktirilmesi iddiası, şirketin elde etmiş olduğu kira gelirlerinden fazla yönetim ve denetim ücreti ödemiş olması nedeniyle bu kararın haksız ve yersiz olduğunu, nitekim bilirkişi raporunda da genel kurulda azınlık pay sahibinden bu hususta fedakârlık bekleyen yönetim kurulunun fahiş yönetim ve denetim ücreti politikasının dürüst işlem ilkesine aykırı olduğu yönündeki belirlemesi nedeniyle genel kurulda alınan kar payının dağıtılmamasına dair kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 22.01.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın yerinde olduğunu, binanın 50 yıllık olması nedeniyle yıprandığını ve iyileştirme yapılmadığını, oy birliğiyle mevcut binaların yıkılması ve yeniden yapılması için 24.12.2017 tarihli genel kurulda yönetim kurulunun yetki aldığını, bu kapsamda proje ve çizimler hazırlattığını ve … Mimarlık Ltd. Şti.’ne proje yaptırıldığını, 436.000,00 TL ödendiğini, inşaatın yeniden yapılması yönünde oy kullananlar inşaat için yapılacak maliyetlere katılmalarını öğrendikten sonra bu inşaatı istemediklerini, binanın yapılmaması halinde şirketin iflas edeceğini, boşalan yerlerin yeniden kiraya verilmemesi ve pandemi şartları nedeniyle kar payı dağıtılmasının şirketi zora koşacağını, bu konuda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 27.01.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; yönetim ve yönetim kurulu üyelerine verilen ücretleri bildirdiği ve çizelgede gösterildiği belirlenmiştir.
Tarafların itirazları gözetilerek bilirkişilerden alınan 28.05.2021 tarihli ek raporda; tarafların itirazları ile davalı tarafın iddiaları ve yine 27.01.2021 tarihli dilekçesi ile bu dilekçede yer alan denetim ve yönetim kurulu üyelerine verilen ücretlerin değerlendirildiği, buna göre asıl raporda belirtildiği üzere kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın alınmasında temel teşkil eden gerekçenin yönetim ve denetim kurulu üyelerine verilen huzur hakkı ücretlerinin hakkı olduğu ve toplam 283.138,50 TL + 34.000,00 = 317.138,50 TL ödeme yapıldığı, elde edilen kira bedelinin 375.351,00 TL olması nedeniyle bu denli yüksek bir maaş ödemesinin temelde şirketin idaresi için değil, sanki yönetim ve kurulu üyelerine çıkar sağlamak amacı için alınmış bir karar niteliği taşıdığı ve doğruluk ve güven kurallarına aykırılık olduğu, yine 8. maddeye ilişkin olarak ise denetçi seçiminin iptali isteminde TTK m. 400/1-c’de yer aldığı üzere “…yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya 3. dereceye kadar kan veya kayın hışmıysa denetçi olamaz …” hükmü bulunduğu ve …’ın aynı zamanda şirket yönetim kurulu başkanı …’ın kızı / gelini olduğu, ayrıca yine TTK m. 397 gereğince bağımsız denetçi kapsamında bulunmayan şirkete bağımsız denetçi atanamayacağı, bu nedenle 8. Maddedeki hükmün kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan incelemelere göre; davacı tarafın iddia ettiği üzere ve bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerle 27.01.2019 tarihli genel kurulda alınan 6 nolu kararla şirket ortaklarına kar payı dağıtılmaması kararının gerekçesini her ne kadar davalı tarafından binanın eskimesi ve yenilenmesi gerektiği, aksi halde şirketin devam edemeyeceği ve iflas edeceği, hacze düşeceği belirtilerek itiraz edilmiş ise de, şirketin 2012-2019 yılları arasında 375.351,00 TL net kira geliri elde etmesine karşılık 2016 ve 2017 yıllarında toplam 317.138,50 TL yönetim ve denetim kurulu üyelerine ücret ve huzur hakkı ödendiği, 7 yıllık kira gelirinin %84’ünün iki yılda maaş olarak ödendiği, böylece davalının iddia ettiği amacın gerçekleşmesi için davalı tarafın gerekli fedakârlığı göstermediği ve huzur hakkı ve ücret ödemesiyle kar payının ortaklara değil yönetici ve deneticilere dağıtıldığı, ayrıca yine iddia edilen ortaklığın devamı için yeni bina yapılmasıyla ilgili işlemlerin yerine getirilmediği veya akamete uğratıldığı, böylece davacıların hakkı sebebe dayanarak dürüstlük kuralına aykırı olarak alınan kar payı dağıtmama kararının iptalinin gerektiği, yine iptali istenen 8. Maddenin incelenmesiyle de denetçi seçiminin iptali isteminde TTK m. 400/1-c’de yer aldığı üzere “…yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya 3. dereceye kadar kan veya kayın hışmıysa denetçi olamaz …” hükmü bulunduğu ve …’ın aynı zamanda şirket yönetim kurulu başkanı …’ın gelini olduğundan denetçi atanamayacağı, ayrıca bu şirketin bağımsız denetiminin yapılması imkânının bulunmadığı, TTK m. 397/1 ve TTK m. 397/4 gereğince) ancak 35.000.000,00 TL aktif toplamı yıllık 70.000.000,00 TL net satış hasılatı ve 175 kişi çalışan sayısı bulunması gerektiği, bu kriterlerin bu şirkette bulunmadığı, bu nedenle 8. maddede bağımsız denetçi tarafından denetim yapılması talebinin de mümkün olmadığı belirlendiğinden 8. Maddenin de iptalinin gerektiği tespit edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeple;
Davacıların davasının KABULÜ ile;
27.01.2019 tarihli genel kurulda alınan 6 nolu kararla alınan kar payı dağıtmama kararının eşitlik ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle ve yine aynı genel kurulunun 8. maddesinde alınan denetçi seçimine ilişkin kararın da yasal şartları taşımadığından iptaline,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 14,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 44,40 TL ve peşin harç 44,40 TL ile yazışma ve tebligat gideri 605,20 TL ve bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.694,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacılara verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır