Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/832 E. 2021/826 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/832
KARAR NO : 2021/826
——————————————————————————————————————–
ASIL DAVA DOSYASI

DAVA : Tespit
DAVA TARİH İ : 16/07/2018
——————————————————————————————————————–
BİRLEŞEN İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
ESAS – KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA TARİHİ : 09/09/2019
——————————————————————————————————————–
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-ASIL DAVA DOSYASINDA

Davacı … … Gıda ve tarım A.Ş. vekilinin 16.07.2018 harç tarihli dava dilekçesinde; Davalı … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında borç tasfiyesine yönelik olarak 11.02.2016 tarihli protokol yapıldığını, bu protokol hükmü gereğince davalı … A.Ş.’nin müvekkili şirkete karşı yükümlülükleri devam ederken protokolün 9. maddesindeki hükme aykırı olarak alacakların 3. kişiye devir ettiğini, 26.12.2017 tarihinde diğer davalı … Varlık Yön. A.Ş.’ye alacaklarını devir ettiğini ve hiç bir bildirim yapmadığını, davalı … Varlık Yön. A.Ş.’nin ise diğer davalı …’ya alacağı 03.01.2018 tarihinde devrettiğini, yapılan 2. temlik ile temlik alan davalı …’nın müvekkili şirketin eski vekili olan Av. Murat Türkan’ın ortağı olduğu … Tur. Hafriyat Ltd. ŞTi’nin çalışanı olduğunu, bu temlikin muvazaalı yapıldığını, vekil ile olan ilişkinin de daha önceden güven sarsıcı davranışlar nedeniyle azille sona erdirildiği, TBK m. 183 ve protokol hükümlerinde yer aldığı üzere davalı Varlık yönetim şirketi tarafından …’ya yapılan temlikin muvazaalı ve hukuka aykırı olduğu, protokolün C maddesinde protokol konusunun hacizli olan soya fasulyesinin satılarak 10.000.000 TL borcun ve 8.000.000 TL ana para borcunun tümünün ödenmesiyle ibrasına ilişkin olduğu, 10.000.000 TL’nin İzmir 26. İcra Md.’nün … E. sayılı dosyada hacizli soya fasulyesinin satılmasına bağlı kalındığı, 10 yıllık bir ödeme takviminin belirlendiği, bu borcun 10.000.000 TL’sinin ödendiği 15.07.2007 tarihinde 1.000.000 TL ödeme yapılacağını, ödeme planının 15.12.2026’ya kadar süreceğini, protokolün 9. maddesinde borcun … şirketi tarafından yazılı muvafakat verilen 3. bir kişi tarafından ödenmesi halinde … A.Ş.’nin bu meblağ kadar kısmı 3. kişiye temlik etmeyi kabul ettiği, oysa yapılan temliklerin sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin rızası olmadan yapıldığını, TBK. m. 183’te yer alan sözleşmeyle sınırlandırılma hakkı bulunan alacaklının borçlunun rızası olmaksızın alacağını 3. kişiye devir hakkının bu sözleşme ile sınırlandırıldığını ve açık bir devir yasağı konulduğunu, bu nedenle devrin Yargıtay kararlarında yer aldığı üzere müvekkilinin rızasına bağlı olması gerektiğini, müvekkili şirket yetkilisi … tarafından 31.01.2018 tarihinde …’ın bürosuna gönderilen e-postada bu durumun bildirilip ihbar edildiği, aynı durumun bankaya da bildirildiğini, ancak bankanın cevap vermediğini, müvekkilinin ne açık ne de zımni olarak ne yazılı ne de sözlü olarak böyle bir devre muvafakat etmediğini, bu nedenle temlik işlerinin geçersizliğinin tespitini istediklerini, protokol içeriğindeki borç yapılandırmasının iki kısımdan oluştuğunu, birinci kısımda soya fasulyesi satışının 15.02.2016 – 15.07.2016 tarihleri arasında 14.339,29 ton soya fasulyesinin satışının ve 10.000.000 TL’nin ödenmesinin kararlaştırıldığını, ikinci kısımda ise geriye kalan 8.000.000 TL’lik borcun 3 yıl ödemesiz dönem ve daha sonra 15.07.2019 – 15.07.2026’ya kadar ödenmesinin kararlaştırıldığını, protokolün 11. maddesinde bu protokol yürürlükte olduğu sürece takip dosyalarının olduğu yerde duracağı, herhangi bir haciz, satış işlemlerinin yapılamayacağı, ayrıca 13/a maddesi ile de ödemelerin yapılması halinde … A.Ş. tarafından hacizlerin fek edileceği, bu protokolün hem alacaklı hem de borcu açısından her iki tarafa da yükümlülük yüklediğini, müvekkili şirkete Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile kayyum denetimine onay atandığını, protokolün 10. maddesi ile de kayyum onayı olmaksızın alacağın temlik edilemeyeceğinin düzenlendiğini, … Varlık Yön. A.Ş. ve …’nın alacağı temlik aldıklarına dair beyanlarını iflas erteleme dosyasına sunulmadığını, yapılan temliklerin de muvazaalı yapıldığını, Av. … müvekkili şirketin eski vekili olduğunu, güven sarsıcı davranışlar nedeniyle azil edildiğini, temlikin de bu vekil tarafından organize edildiğini, müvekkili şirketi zarara uğrattığını belirterek 26.12.2017 ve 03.01.2018 tarihli temlik işlemlerinin geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin 27.08.2018 harç tarihli cevap dilekçesinde; protokole göre farklı tarih ve tutarlarda müvekkili bankaya yapılan 10.000.000 TL tutarlı ödemenin 3. bir kişi tarafından değil borçlu/ davacı … Org. Gıda A.Ş. tarafından yapıldığını, TBK m. 183, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu m. 143 01.11.2006 tarihli varlık yönetim şirketlerinin kuruluş ve faaliyet esasları hakkındaki yönetmelik hükümleri (m. 11) gereğince … Varlık Yön. A.Ş.’ye alacağın temlik edildiğini, bu konuda herhangi bir kısıtlayıcı hüküm bulunmadığını, varlık yönetim şirketlerinin anılan yönetmelik hükümleri gereğince bankalardan kredi sözleşmelerinden doğan alacaklarının satın alabileceği hükmünün bulunduğu, davadaki harcın eksik alındığını, TBK m. 188/1 gereğince 8.000.000 TL üzerinden harcın alınması gerektiğini, protokolün 9. maddesinin borçların … tarafından yazılı muvafakat verilen 3. bir kişi tarafından ödenmesi halinde bu ödemeyi yapan 3. kişiye …’in alacağı temlik edeceğinin yer aldığını, oysa ödemeyi 3. kişinin değil, borçlunun bizatihi yaptığını, yani ortada 3. kişiye temlik edilecek bir ödeme bulunmadığını, borçlunun rızasının alınmasına gerek olmadığını, ayrıca protokol gereğince Manisa 2. ATM’nin … E. sayılı dosyasına temlikin ibraz edildiğini, Av. … talebi ve muvafakati ile temlikin yapılmadığını, bankanın yönetim kurulu kararına istinaden başka alacaklar da dahil varlık yönetim şirketine temlik yapıldığını, 21068 dosyanın temlik edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin 06.09.2018 harç tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin protokolde taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkiline yapılan temlikin geçersiz olduğu kabul edilmediği takdirde müvekkilinin de 03.01.2018 tarihli temlik sözleşmesiyle yapmış olduğu temlikin geçerli olacağını, bu nedenle davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin …’ya yapmış olduğu temliki muvazaalı olduğu iddiasının dayanağının bulunmadığını, Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 3. maddesi g bendinde bu yönetmelik hükümlerine göre kurulan şirket olan varlık yönetim şirketlerinin mali kurumların alacaklarını satın alma amacıyla kurulduğunu, almış olduğu alacağı da herhangi bir 3. şahsa temlik edebileceğini, müvekkilinin ne davacıyı ne de temlik alan 3. kişiyi tanımadığını, … A.Ş.’nin yapmış olduğu ihaleye katılarak 21068 alacağı temlik aldığını, temlik alan 3. kişi tarafından davacı tarafın dosyalarının da temlik alınmasını istenmesi üzerine müvekkilinin bu alacağı temlik ettiğini, TBK m. 183 gereğince durumun borçluya bildirilmesi zaruretinin bulunmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 07.09.2018 harç tarihli cevap dilekçesinde; harcın 8.000.000 TL üzerinden tamamlanması gerektiğini, davanın konusunun 8.000.000 TL üzerinden açıldığında bu miktar üzerinden eksik harcın tamamlanmasını istediklerini, TBK m. 19/1’e göre muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, protokol gereğince borcu kabul ettiğini, sadece alacaklının isminin değiştiğini, müvekkilin temlik aldığı alacağı davacı ile … arasında imzalanmış protokoldeki hak ve borçlarla temlik aldığını, bu protokole aykırı işlem yapılamadığını, davacının hukuki ve ekonomik açıdan bir zararının bulunmadığını, alacağı temlik aldığının borçluya bildirilmesinin zorunlu olmadığını, geçerlilik şartının bildirim olmadığını, işin niteliğinin temlik anlaşması yapılmasına engel olmadığını, alacağın şahsi bir hakka dayanmadığını (örneğin doktor veya avukat gibi vekâlet hakkı yapılan hizmetlerin ifası gibi), davacı ile … A.Ş. arasında imzalanan sözleşmede 9. maddesinde temlik yasağı konmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 16.08.2018 tarihli dilekçesiyle; tensip zaptının 11. no’sunda belirtilen eksik harcın tamamlanmasına ilişkin ihtaratın usulüne uygun olmadığını, davanın tespit davası olduğunu, maktu harç üzerinden görülmesi gerektiğini, nispi harca değil, maktu harca tabi olduğunu, temlik bedeli olan 600.000 TL üzerinden nispi harcın yatırıldığını, ancak bu harcın iadesini istediklerini belirtmişlerdir.
Davacı vekilinin 17.09.2018 tarihli … A.Ş.’ye karşı vermiş olduğu replik dilekçesinde; yasal süre içerisinde eksik harcın tamamlandığını, harcın iadesini istediklerini, taraflar arasında imzalanan protokolün 9. maddesine aykırı olarak temlik yapıldığını, protokol konusu borçların banka tarafından ancak müvekkil şirketin vereceği muvafakat ile 3. kişilere devredilebileceği hükme bağlandığını, açıkça sözleşmede bir devir yasağının kararlaştırıldığını, bankanın Av. … ile birlikte hareket ederek alacağı temlik ettiklerini, ayrıca alacağın temlikini kayyım denetim onayına tabi olduğunu, ikinci temlikin de kötüniyetli yapıldığını belirterek davasını tekrar etmiştir.
Davacı vekilinin 03.10.2018 tarihli … Varlık Yönetim A.Ş.’ye karşı vermiş olduğu replik dilekçesinde; … Varlık Yönetim A.Ş.’nin alacağın 3. kişiye temlik ettiğini, yapılan temlikin işin niteliğine aykırı olmaması gerektiğini, … Varlık Yön. A.Ş.’nin organize bir şekilde temlik aldığı ve devrettiğini, …’nın protokolde imzasının bulunmadığı için sözleşme şartları ile bağlı olmadığını, sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince sadece tarafların sözleşme ile bağlı olduğunu belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
Davacı vekilinin 09.10.2018 tarihli …’ya karşı vermiş olduğu replik dilekçesinde; temlikin usulüne uygun yapılmadığını, harcın tamamlanması talebinin yerinde olmadığını, …’nın müvekkil şirketi zarara uğratmak amacıyla temlik aldığını, Av. … ortağı olduğu şirketin çalışanı olduğunu belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin 10.10.2018 düplik dilekçesiyle; davanın TBK. m. 183/1 gereğince reddinin gerektiğini, protokolün 9. maddesinde borçların 3. bir kişi tarafından ödenmesi halinde temlikin yapılacağının belirtildiğini, TBK m. 188/1 gereğince borçlunun devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürebileceği, ayrıca bankanın organize bir işlem yapmadığını, tahsili gecikmiş alacakların portföy satışının banka yönetim kurulu tarafından karar verilerek yapıldığını belirtmiştir.
Davalı … Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin 22.12.2018 düplik dilekçesiyle; pasif husumet nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, organize bir şekilde temlik yapılmadığını belirtmiştir.
Davalı … vekilinin 09.10.2018 düplik dilekçesiyle; eksik harcın tamamlanması gerektiğini, 8.000.000 TL üzerinden harcın yatırılmasını istediklerini belirterek eski beyanlarını tekrar etmiştir.

B-BİRLEŞEN İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
,,, ESAS -… KARAR SAYILI DOSYASINDA

Davacılar …, … ve …’nın 09.09.2019 harç tarihli birleştirme ve tedbir talepli dava dilekçeleri ile; müvekkillerinin davalı … AŞ ile aralarında 11.02.2016 tarihli borç tasfiye protokolü imzaladıklarını, bu protokol de kefil olduklarını, bu protokol yürürlükte iken … AŞ nin protokolün 9. maddesine aykırı olarak müvekkillerinin muvafakati olmaksızın 3. kişilere devir ve temlik ettiklerini, 26.12.2017 tarihinde diğer davalı … Varlık Yönetim AŞ’ye bu protokole konu alacağın devredildiğini, daha sonra protokole konu alacağın 3. davalı olan …’ya da 03.01.2018 tarihinde temlik edildiği, …’nın …’ın ortağı olduğu, … Ltd. Şti. nin çalışanı olduğunu, 12.02.2016 tarihli borç tasfiye protokolünün 9. maddesine aykırı olarak temlik yapıldığını, temlikin geçersiz olduğunu, müvekkilleri tarafından protokol hükümlerine uygun olarak 10.000.000 TL nin bankaya ödendiğini, bir sonraki ödemenin 15.07.2020 tarihinde yapılacağını, ödemelerin 15.12.2026 ya kadar devam edeceğinin kararlaştırıldığını, … … A.Ş. nin muvafakat vermemesi halinde protokol konusu borçların 3. kişilere devir ve temlik edilemeyeceğini (m.9), oysa yapılan temliklerin sözleşmeye aykırı olarak müvekkillerinin rızası olmadan yapıldığını, TBK. m. 183’te yer alan sözleşmeyle sınırlandırılma hakkı bulunan alacaklının borçlunun rızası olmaksızın alacağını 3. kişiye devir hakkının bu sözleşme ile sınırlandırıldığını ve açık bir devir yasağı konulduğunu, bu nedenle devrin Yargıtay kararlarında yer aldığı üzere müvekkilinin rızasına bağlı olması gerektiğini, müvekkili şirket yetkilisi … tarafından 31.01.2018 tarihinde …’ın bürosuna gönderilen e-postada bu durumun bildirilip ihbar edildiği, aynı durumun bankaya da bildirildiğini, ancak bankanın cevap vermediğini, müvekkillerinin ne açık ne de zımni olarak ne yazılı ne de sözlü olarak böyle bir devre muvafakat etmediklerini, bu nedenle temlik işlerinin geçersizliğinin tespitini istediklerini, protokol içeriğindeki borç yapılandırmasının iki kısımdan oluştuğunu, birinci kısımda soya fasulyesi satışının 15.02.2016 – 15.07.2016 tarihleri arasında 14.339,29 ton soya fasulyesinin satışının ve 10.000.000 TL’nin ödenmesinin kararlaştırıldığını, ikinci kısımda ise geriye kalan 8.000.000 TL’lik borcun 3 yıl ödemesiz dönem ve daha sonra 15.07.2019 – 15.07.2026’ya kadar ödenmesinin kararlaştırıldığını, protokolün 11. maddesinde bu protokol yürürlükte olduğu sürece takip dosyalarının olduğu yerde duracağı, herhangi bir haciz, satış işlemlerinin yapılamayacağı, ayrıca 13/a maddesi ile de ödemelerin yapılması halinde … A.Ş. tarafından hacizlerin fek edileceği, bu protokolün hem alacaklı hem de borcu açısından her iki tarafa da yükümlülük yüklediğini, müvekkillerinin onayı olmaksızın 26.12.2017 tarihinde yapılan temlik işlerinin geçersizliğinin tespitini istediklerini, … Gıda AŞ nin Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı iflas erteleme dosyasında bu protokolün düzenlendiğini, toplamda yapılacak ödemenin 18.000.000,00 TL olduğunu, bunun 10.000.000,00 TL sini İzmir 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapıldığını, 8.000.000,00 TL nin 3 yıl ödemesiz olan bir ödeme takviminin ön görüldüğünü, protokolün 11. maddesinde …, … ve … borcun ödenmesi ile birlikte ibra edileceğinin yer aldığını, kayyım denetimi ve Manisa’da ki iflas dosyasına atanan kayyumun protokolün 10. maddesi ile de kayyum onayı olmaksızın alacağın temlik edilemeyeceğinin düzenlendiğini, … Varlık Yön. A.Ş. ve …’nın alacağı temlik aldıklarına dair beyanlarını iflas erteleme dosyasına sunulmadığını, yapılan temliklerin de muvazaalı yapıldığını, Av. …’ın müvekkili şirketin eski vekili olduğunu, güven sarsıcı davranışlar nedeniyle azil edildiğini, temlikin de bu vekil tarafından organize edildiğini, belirterek müvekkillerinin zarara uğrattığını, 26.12.2017 ve 03.01.2018 tarihli temlik işlemlerinin geçersizliğine ve İzmir 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyanın tedbiren durdurulmasına, temliknamenin 600.000,00 TL ile sınırlı olarak yapıldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … A.Ş. vekilinin 16.03.2020 tarihli cevap dilekçesi ile; Davacıların taleplerinin … E. sayılı dosya ile aynı olduğunu, müvekkili bankanın davacılar ve Müflis … A.Ş hakkında İzmir 26. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasıyla icra takibi yaptığını, borçluların bir kısmının menkul ve gayrimenkul malının haczedildiğini, taraflar arasındaki protokol ile 14.339,29 ton soya fasulyesinin … A.Ş.’ye teslimi karşısında 10.000.000,00 TL tahsil edildiğini, bankanın kalan alacak tutarının 8.000.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirmekle soya fasulyesini teslim aldığını, 10.000.000,00 TL tutarlı ödemenin üçüncü bir kişi tarafından değil … … A.Ş tarafından yapıldığını, müvekkilinin temlike ilişkin kısıtlayıcı hüküm yer almadığından alacağını temlik ettiğini, Harçlar Kanunu m. 32/1 gereğince harcın tamamlanmasının gerektiğini, 11.02.2018 tarihinde protokol 9. Maddesi gereğince … tarafından yazılı muvafakat verilen üçüncü bir gerçek veya tüzel kişilik tarafından borçların ödenmesi halinde …’in ödenen tutar kadar 3. Kişilere alacağını temlik edebileceğinin yer aldığını, emredici hükümler ve protokol hükümleriyle maddi gerçeklerin davacının iddialarının doğru olmadığını ortaya koyduğunu, ödemelerin 3. bir kişi tarafından yapılması durumunda ödenen tutar kadar alacağın 3. kişiye temlikinin gerektiğini, müvekkili bankanın yılda birden fazla kez sorumlu kredileri ihaleye çıkararak sattığını, 26.12.2017 tarihinde yapılan satışla diğer davalı … Varlık Yönetim A.Ş. … arasında temlik sözleşmesi yapıldığını, ancak bunun banka ile alakası olmadığını, davaya konu dosyanın 21068 dosyadan bir tanesi olduğunu, yapılan temlik işleminin 600.000-TL bedel ile sınırlandırılması talebinin mümkün olmadığını belirterek birleşen davanın da reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 11.06.2020 tarihli replik dilekçesi ile; davanın geçersizliğinin tespiti davası olduğunu, harcın tamamlanmasına gerek olmadığını, davanın değerinin 600.000-TL olarak nisbi harca tabi olarak açıldığını, davalı bankanın iddiaların bir kısmını kabul ettiğini, ödemelerin 3. kişi tarafından yapılması durumunda alacağın temlikine izin verildiğini, 3. kişi … Varlık Yönetim A.Ş. tarafından yapılan 600.000-TL ödemenin temlik yasağını ortadan kaldırmadığını, davalı bankanın iddia ettiği gibi ödemenin bizatihi kredi borçlusu tarafından yapılmadığını, … Varlık Yönetim A.Ş. tarafından yapıldığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin 01.07.2020 tarihli düplik dilekçesi ile; harcın 8.000.000-TL üzerinden yatırılması gerektiğini, protokolün 9. maddesinde yer aldığı üzere ödemenin … veya ticari ilişkisi olan 3. kişi tarafından değil, … Varlık Yönetim A.Ş. tarafından yapıldığını, davacının iddialarının ancak, … Varlık Yönetim A.Ş. ile temlik sözleşmesi yapılıncaya kadar …’e yapılan ödemelerin 3. kişiler tarafından yapılmış olması halinde dinlenebileceğini beyan etmiştir.
Davalı … Varlık Yönetim A.Ş. vekili birleşen dosya yönünden cevap dilekçesi vermemiştir.
Davalı … vekilinin 07.09.2020 tarihli cevap dilekçesi ile; davacıların … A.Ş ile imzalanan 11.02.2016 tarihli boş tasfiye protokolüne konu alacağın temlikine ilişkin protokolün 9. Maddesinin engel olduğu halde bu alacağın BK m. 183 e göre devrinin muvazaalı olduğunu ve geçersizliğini talep ettiğini, harcın 8.000.000,00 TL üzerinden yatırılmasının gerektiğini, eksik harcın tamamlanmasının gerektiğini, davacının davayı açmakta hukuki yarının bulunmadığını, zira sözleşmenin geçersizliğini talep etmelerinin mümkün olmadığını, korunmaya değer bir hukuki yararlarının bulunmadığını, muvazaa iddiasının usul ve yasaya uygun olmadığını, TBK m. 19/2 gereğince alacağını kazanmış olan üçüncü kişiye karşı muvazaanın ileriye sürülemeyeceğini, temlik işlemi nedeniyle davacının zararının da bulunmadığını, müvekkilin alacağın temlik aldığını davacı vekillere derhal bildirmekle yükümlü olmadığını, alacağın temlikine engel bir durumun bulunmadığını, zira borcun bizatihi şahsa bağlı olmadığını, … … A.Ş. ile … A.Ş. ile arasında imzalanan sözleşmede temlik yasağının bulunmadığını belirterek davanın öncelikle harcının tamamlanmasını ve hukuki yarar olmadığı takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin 27.05.2020 tarihli cevap dilekçesinde; davacının iddialarının yersiz olduğunu, protokole göre farklı tarih ve tutarlarda müvekkile bankaya 10.000.000,00 TL tutarlı ödemenin kredi borçlusu … … A.Ş. tarafından yapıldığını, ödemesiz dönemde bankanın … … A.Ş. den ve davacılardan olan bakiye alacağının TBK m. 183 ile 5411 sayılı Kanunu m. 143 ile 01.11.2006 tarihli varlık yönetim şirketlerinin kuruluş ve esasları hakkında yönetmelik (m. 11) hükümleri gereğince davalı … Varlık Yönetim A.Ş. devredildiğini, müvekkili bankanın … Varlık A.Ş. e alacağı temlik ettiğini, davacıların ortak olduğu … … A.Ş nin İzmir 5. ATM … Esas sayılı dosyasında temlik işlemlerinin geçersizliğine ilişkin dava açtığını ve bu davada temliklerin geçerli olduğuna ilişkin bilirkişi raporu alındığını, davacının eksik harcı tamamlaması gerektiğini, banka ile davacı arasında imzalanan 11.02.2018 tarihli protokol 9. Maddesinde üçüncü bir gerçek/tüzel kişi tarafından borcun ödenmesi halinde alacağın temliki hükümlerinin borçlunun muvafakatına bağladığını ancak ödemenin üçüncü bir kişi tarafından yapılmadığını bizzat borçlu tarafından yapıldığını, bu nedenle alacağın temlik edilebileceğini, ayrıca müvekkili bankanın yılda birden fazla kez sorumlu kredileri yılda birden fazla kez ihaleye çıkartarak sattığını ve bu satışın 26.12.2017 tarihinde gerçekleştiğini, … Varlık Yönetim A.Ş. nin satışının müvekkilini ilgilendirmediğini, müvekkili açısından 21.068 adet dosyadan sadece 1 tane sorumlu, davacının iddialarının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin 11.06.2020 … A.Ş. ye karşı replik dilekçesinde; harcın 8.000.000,00 TL üzerinden hesaplanmasının yanlış olduğunu, dava değerinin 600.000,00 TL üzerinden belirlendiğini, yapılan ödemelerin üçüncü kişi tarafından yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, 18.000.000,00 TL lik borcun 10.000.000,00 TL nı … Gıda A.Ş nin ödediğini, geri kalan vadesi gelmemiş 8.000.000,00 TL borcun 600.000,00 TL lik kısmının ödemesinin ise üçüncü kişi … Varlık A.Ş nin yaptığını, bu ödemenin … Gıda A.Ş nin muvafakatı olmadan yapıldığını, temliğin ödenen tutar kadar yapılacağının açıkça ikrar edildiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Bu beyana karşılık davalı … A.Ş vekilinin 01.07.2020 tarihli düplik dilekçesinde; harcın 8.000.000,00 TL üzerinden tamamlanmasının gerektiğini, … A.Ş nin ödenen tutar kadar alacağını tüm hak ve vecibeleriyle birlikte ödeme yapan üçüncü kişiye temlik edeceğinin protokolde yer aldığını, davacının doğru dürüst yorum yapmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacılar vekillerinin 31.08.2020 tarihli dilekçesiyle vekillikten istifa ettiklerine ilişkin dilekçeyi dosyaya sunmuş olup, müvekkillerine TEBligat çıkarılmış ve … vekili … ise vekaletnameyi dosyaya ibraz etmiştir.
Asıl Dava; davacı borçlu … … A.Ş.’nin davalı … A.Ş. li eyapmış olduğu 11.02.2016 tarihli protokolün 9. maddesinde yer alan alacağın temliki şartlarını gerçekleştirilmeksizin alacağın diğer davalı … Varlık yön. A.Ş.’ye 26.12.2017 tarihinde temlik edilmesi ve bu davalı tarafından diğer davalı …’ya 03.01.2018 tarihinde yapılan temlikin sözleşme hükümlerinin ihlal edildiği iddiasına dayalı geçersizliğinin tespiti, Birleşen Dava; … … AŞ ile Davalı … AŞ arasında yapılan 11.02.2016 tarihli protokolün 9. maddesine aykırı olarak alacağın temlik edildiği ve diğer davalılara usulüne uygun olmayan temlik yapıldığı iddiasına dayalı olarak kefillerin açtığı temlikin geçersizliği, aksi halde 600.000,00 TL ile sınırlandırılmasına ilişkin davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında yapılmış olan 11.02.2016 tarihli protokol, 26.12.2017 tarihli alacak satış sözleşmesi, 03.01.2018 tarihli temlikname, azilname ve diğer kayıtlar incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … ve Teknik Bilirkişi …’den alınan 24.06.2019 tarihli raporda; Davacı … Org. A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında çeşitli tarihlerde 52.000.000,00 TL bedelli GKS nin akdedildiği, 30.327.980,40 TL lik kredi kullandırıldığı, kredilerin teminatı olarak 6.983.780,10 TL lik rehin senedi alındığın, kredilerin 30.11.2015 tarihi itibari ile kat edildiği ve davalı bankanın İzmir 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 18.100.000,00 TL bedelli bonolara istinaden takibe geçtiği, taraflar arasında d11.02.2016 tarihli protokol yapıldığı, protokole göre davacı şirketin davalı bankaya 12.02.2016 – 08.08.2016 tarihleri arasında 10.000.000,00 TL ödediğini, davalı bankanın … Varlık Yönetim AŞ ile anlaşma yaparak 26.02.2017 tarihinde alacağın satışı ve temlikini yaptığı, bu alacak temlik sözleşmesi ile birlikte … Varlık Yönetim AŞ nin de… temlik ettiği, alacağın temliki hakkında sözleşmesel bir temlik yasağı bulunduğunun ihtar edildiği, somut olayda borçlunun rızası ile 3. kişi tarafından bir ödeme yapıldığından 3. kişiye karşı alacaklının alacağı devrinin ön görüldüğünü, alacaklının temlik borcu altına girdiğini, 3. kişi ile borçlu arasında ilişkin sebepsiz zenginleşme ve vekaletsiz iş görmeye göre değerlendirilirken protokolün 8. maddesine göre sözleşmesel bir düzenleme getirildiğini, dava konusu temliklerin muvazaalı olduğunu ispatlayacak bir delilin bulunmadığını belirtmişlerdir.
Bu rapora karşı davalı … vekilinin 12.07.2019 tarihli beyan dilekçesinde; Alacağın temliklerin geçerli olduğundan bahsedildiğini, muvazaanın bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
23.09.2020 tarihli celsede asıl dosya davacıları davaya iştirak etmiş, ancak birleşen dosya davacıları vekili olarak Av. …’nin 01.09.2020 tarihinde istifa ettiği, istifa keyfiyetinin …, …, … 18.09.2020 tarihinde bildirildiği, birleşen dosya davacılardan … diğer vekili olan … ında davaya iştirak etmediği ve mazeret bildirmediği tespit edilmekle, 23.09.2020 tarihli celse itibariyle davalıların davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi nedeniyle dosya işlemden kaldırılmış ancak birleşen dosya davacılar vekili …, … ve … ilişkin vekaleti sunan Av. … davanın yeniden işleme alınmasına ilişkin aynı gün yenileme dilekçesi vererek davayı yenilemiştir.
Toplanan deliller ve yapılan incelemeye göre;
Davacı … Org. Gıda A.Ş. vekilinin 16.07.2018 tarihli dilekçesi ile davacılardan … A.Ş. ile yapmış olduğu11.02.2016 tarihli borç tasfiye protokolü kapsamında borç yapılandırmasının iki kısımdan yapıldığı, birinci kısımda soya fasulyesi satışının 15.02.2016 – 15.07.2016 tarihleri arasında 14.339,29 ton soya fasulyesinin satışının ve 10.000.000 TL’nin ödenmesinin kararlaştırıldığı, ikinci kısımda ise geriye kalan 8.000.000 TL’lik borcun 3 yıl ödemesiz dönem ve daha sonra 15.07.2019 – 15.07.2026 kadar ödenmesinin kararlaştırıldığı, protokolün 11. maddesinde de bu protokol yürürlükte olduğu sürece takip dosyalarının olduğu yerde duracağı, herhangi bir haciz, satış işlemlerinin yapılamayacağı, ayrıca 13/a maddesi ile de ödemelerin yapılması halinde … A.Ş. tarafından hacizlerin fek edileceği hükümlerinin yer aldığı, ihtilafın kaynağı olan protokolün 9. maddesinde yer alan hükümde “protokol konusu borçların … tarafından yazılı muvafakat verilen 3. bir gerçek – tüzel kişi tarafından ödenmesi halinde, …, ödenen tutar alacağını tüm hak ve vecibeleriyle birlikte ödeme yapan 3. kişiye alacağın temliki hükümleri uyarınca alacağa ilişkin tüm belge, dava/ takip dosyalarını temlik edecektir.” hükmünün bulunduğu, bu hükümde temlikin şartlarının borcun ancak 3. bir gerçek/ tüzel kişi tarafından ödenmesi halinde geçerli olacağının düzenlendiği, yani ödemenin borçlu tarafından yapılması halinde … a.ş.’nin alacağını, temlik etme mükellefiyetinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Sözleşmede ayrıca davacı tarafın belirttiği üzere temliki yasaklayan başkaca bir hüküm bulunmamaktadır. Gerçekten de sözleşme her iki tarafa borç yükleyen sinellagmatik bir borç ödeme sözleşmesi olup, bu protokol kapsamında … A.Ş.’nin borcunun 3. bir kişi tarafından ödenmesi halinde … A.Ş.’ye mükellefiyet yüklemektedir. Bunun dışında yapılacak ödemeler için bazı şartlarda bulunmakla birlikte alacağın temlikine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. O halde alacağın temliki hükümlerinin (TBK m. 183’ün) uygulanması durumunda sözleşme kapsamında herhangi bir engel bulunmadığından borçlunun rızası aranmaksızın temlikin yapılması geçerli olacaktır. Somut olayda da temliki yapan banka toplam 21068 dosyasının yönetim şirketinin onayıyla temlik satış sözleşmesi ile 26.12.2017 tarihinde satmıştır. Varlık yönetim şirketlerinin de Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 11. maddesine göre banka, TMSF ve diğer mali kurumlardan alacakları satın alma hakkına sahiptirler. Bu kurumların aynı zamanda alacakları yapılandırarak satma imkânları da bulunmaktadır. somut olayda da … Varlık Yönetim A.Ş. 03.01.2018 tarihinde davacının satın almış olduğu alacağı, diğer davalı …’ya sattığı sabittir. Her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketin eski vekili Av. …’ın kurmuş olduğu … Tur. Ltd. Şti.’nin eski çalışanı diğer davalı …’ya bu satışın organize şekilde yapılarak muvazaalı yapıldığı ve müvekkilini zarara uğratma kastı ile yapıldığı belirtmiş ise de buna ilişkin delilleri dosyaya ibraz etmemiştir. Somut olayda bu satışın yapılmasına engel olacak herhangi bir sözleşme hükmü bulunmadığı gibi yasal bir engel de yoktur. Davacının iddia etmiş olduğu, eski çalışan/ muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gibi biraz önce açıklandığı üzere sözleşmede engel bir şart bulunmadığından geçersiz olduğunun tespit edilmesi mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasına konu yapmış olduğu 26.12.2017 ve 03.01.2018 tarihli temlik işlemlerinin geçersizliğine ilişkin talebinin sözleşmede TBK. 183’e aykırı bir düzenleme bulunmamış olması, TBK m. 188’e göre borçlunun devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürme hükmünün bulunduğundan davacının davasının reddi gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden de bu protokolde yer alan davacıların taleplerinin … … A.Ş. ile aynı olduğu ve asıl davacı yönünden yapılan incelemenin bu davacılar yönünden de geçerli olduğu tespit edilmekle, bu davalılar yönünden de davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-) ASIL DAVANIN;
Davacıların davasının reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,90 TL harçtan dava açılışında alınan 35,90 TL peşin harç ve 10.250‬,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla alınan 10.226‬,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yazışma ve tebligat gideri ile bilirkişi ücreti giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … AŞ tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı … AŞ’ne verilmesine,
Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
Davalılar taraf kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalılara verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

B-)BİRLEŞEN DAVANIN;
Davacıların davasının reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,90 TL harçtan dava açılışında alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 15,50 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yazışma ve tebligat gideri ile bilirkişi ücreti giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … AŞ tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı … AŞ’ne verilmesine,
Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair, Davacı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … … Gıda Ve Tarım Ürünleri Üretim Ve Ticaret İthalat İhracat Anonim Şirketi İflas İdaresi vekili Av. … ile Davalı … Bankası Anonim Şirketi vekili Av. … ile Birleşen Dosya Davacılar …, … ve … vekili Av. … ve Asıl ve Birleşen Dosya Davalı … vekili Av. …, Davalı … Varlık Yönetim A.Ş. vekili Av. …’in yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır