Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/659 E. 2022/864 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/659 Esas
KARAR NO : 2022/864

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 30/05/2018 tarihli dava dilekçesi ile; 18.03.2017 saat 13.00 sularında davacılardan … ve 7 yaşındaki kızı mağdure …, Kemalpaşa Atatürk Mah. Sekiz Eylül Caddesi üzerinde çarşıya doğru yürümekteyken, davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç No:… önünde hızla ilerleyerek …’a çarptığı ve yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacının kusurunun bulunmadığını, kaza ile ilgili olarak Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… sor. Sayılı dosyası ile soruşturma başlatılmış ise de 12/09/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, olayın ardından …’un ağır yaralı bir şekilde Kemalpaşa Devlet Hastanesi’nde vücudundaki çeşitli kırıklar tespit edildikten sonra yatarak tedavi olmak üzere Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildiğini, Ege Üniversitesi’nde ameliyat olduğunu ayağına platin takıldığını, küçük yaştaki …’ın halen daha sendeleyerek yürümekte ve ağrılar çekmekte ve hareket kısıtlılığı yaşamakta olduğunu, kaza anında 7 yaşında olan çocuğun sürekli hastanede olması sebebi ile yaşıtları gibi yaşayamadığını psikolojik tedavi gördüğünü, Turgutlu İlçe Devlet Hastanesi’nden alınan Sağlık Kurulu Raporu’nda davacı küçük için yüzde 10 sürekli maluliyet tespit edilmiş ise de yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu veya teknik donanıma sahip bir üniversiteden alınacak rapor ile psikolojik olarak değerlendirme de hesap edilerek davacı küçük’ün gerçek maluliyetinin tespit edileceğini, bütün bu sebeplerden dolayı eğitim ve sosyal hayatı tümüyle değiştiğini, davacıların Suriye uyruklu olduğunu, Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle bir süredir Türkiye’de ikametgah etmekte olduklarını, ayrıca meydana gelen kaza nedeni daha çok sıkıntı ve kaygı yaşamakta olduklarını, davacının mağduriyetinin giderilebilmesi için … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan poliçesinin … Sigorta olması sebebiyle zararın hesaplanarak kendilerine ödenmesi talep edildiğini, sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla. davalılardan …’nun haksız fiil eylemini gerçekleştiren kişi olması, diğer Davalı … Sigorta Aş.’nin ise ilgili sigorta şirketinin aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olması nedeniyle ( sigorta şirketi yönünden manevi tazminat hariç maddi tazminattan sorumluluğu oranında) şimdilik davacılar … için 5.000.00-TL maddi ve 30.000.00-TL manevi tazminat, … ve … için 10.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 55.000,00-TL tazminatın haksız fiil eyleminin gerçekleştiği 18.03.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, davalı Sigorta şirketi vekilinin dosyaya sunduğu 09/07/2018 tarihli yanıt dilekçesi ile; davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile … plakalı araç davalı şirket nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 21.03.2016/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limiti kaza tarihinde 330.000-TL olup sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı gerçek kişinin dosyaya sunduğu 10/07/2018 tarihli yanıt dilekçesi ile; Meydana gelen kazada kusuru olmadığı, ispat yükünün davacılarda olduğundan bahisle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketinden … plakalı araca ilişkin … nolu ZMSS poliçesi, kaza tarihi itibari ile tibariyle trafik kayıtları, davacılara ait hasar dosyası, Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… sor. Sayılı dosyası, Kemalpaşa Devlet Hastanesi, Turgutlu Devlet Hastanesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Ege Üniversitesi Hastanesi tarafından davacılar için düzenlenen tedavi evrakı, SGK kayıtları celp edilerek dosyamız içerisine alınmıştır.
Meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için kaza mahallinde bilirkişi refakatinde keşif yapıldığı, keşif sonrası bilirkişi tarafından düzenlenen 03/12/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Çocuk yaya (2010 doğumlu) …’un olay mahallinde, iki yönlü araç trafiğine açık olan cadde içerisinde, kendi can güvenliği için her iki yönden gelebilecek araç trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmeden, can güvenliğini korumak adına müsait ortam oluşuncaya kadar beklemeden, sağ taraftan yaklaşan ve yol üzerinde ilk geçiş hakkına sahip araca rağmen dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde yolun karşısına koşarak geçmek istediği esnada aracın kendisine çarpmasına maruz kalarak yaralandığı olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/1-b-3 (Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde ve kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek) maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli derecede kusurlu bulunduğu: Davalı sürücü …’nun gündüz vakti seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, aracının hızını yol, görüş, hava, trafik ve vasıtanın teknik özelliğini kale alarak, müteyakkız şekil ve tedbir alabilecek düzeyde tutması, görüş mesafesini kontrol altında bulundurup, olay mahalline yaklaşımında yolun solundan seyir yönüne doğru gelen yayayı gördüğünde mevcudiyetini belirtecek tarzda korna çalıp, derhal etkin fren tedbirine baş vurarak kazayı önlemesi gerekirken, sürücü bu hususlara riayet etmeyerek bulunduğu cadde üzerinde yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, yolun solundan seyir yönüne doğru yaklaşık 3.5 metre mesafe kat ederek gelen yayaya karşı zamanında fren tedbiri ile kazayı önleme adına gerekenleri yapmayarak, dikkatsiz ve kontrolsüz seyri ile karışmış olduğu olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b (Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır) maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %25 oranında Tali derecede kusurlu bulunduğu yönünde kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı küçüğün meydana gelen kaza nedeniyle uğradığı cismani zarar yönünden heyet raporu alınmak üzere dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı başkanlığına gönderildiği, 05/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; 01/01/2010 doğumlu küçüğün 18/03/2017 tarihli trafik kazası kapsamına bağlı yaralanması nedeni ile oluşan sakatlık oranı, olay tarihinde yürürlükte olan Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca Tablo 3.33.b diz ve tibia kırıkları ile diz artroplastisine bağlı engellilik Tibia şaft kırığı arızası nedeni ile kişinin sakatlık oranı %10 olarak belirlendiği, tıbbi iyileşme süresinin 4 ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasının bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği taraf vekillerini itirazları doğrultusunda dosyanın iş göremezlik raporu yönünden her iki tarafça itiraz edildiği dikkate alınarak nihai rapor düzenlenmek üzere İstanbul ATK’na gönderildiği, 27/05/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Davacı küçüğün 18/03/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebi ile 30/03/2013 tarihi ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik uyarınca davacı küçüğün tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği hususunda mütalaasının bildirildiği görülmüştür.
Yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesinin kararı uyarınca Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca iş göremezlik raporu düzenlenmek üzere dosyanın yeniden İstanbul ATK’na gönderildiği, 23/12/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Davacı küçüğün kaza tarihi itibari ile çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, yönetmeliğin E cetveline göre %3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, tedavi süresinin sürekli veya geçici olarak ihtiyacı olmadığı mütalaasının bildirildiği görülmüştür.
Düzenlenen raporlar arasında çelişki olması, aynı yönetmeliğe ilişkin değerlendirme nedeni ile tespit edilen iş göremezlik oranının kendi içinde çelişkili olduğunun tespiti üzerine dosyanın celse arasında İstanbul ATK Uzmanlar Üst Kurulunca incelenmek üzere yeniden tevdine karar verildiği ve dosyanın İstanbul ATK’na gönderildiği, ATK 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 28/04/2022 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm cetvel ve listeler için Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak E Cetveline göre %3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliğe göre davacının tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;
18/03/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı küçükte oluştuğu maluliyet ve maddi tazminatın kazaya karışan karşı taraf araç ZMS Sigortacısı davalı araç sürücüsünden tahsili istemi ile iş bu davanın açıldığı,
Meydana gelen kazada …’ un %75 oranında asli derecede kusurlu olduğu; Davalı sürücü …’ nun %25 oranında Tali derecede kusurlu olduğu anlaşılmıştır
Davacı küçükte meydana gelen kaza nedeni ile kalıcı iş göremezliğinin tespiti için uygulanması gereken yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik olduğu tespit edilmiştir. Bu yönetmelik hükümlerine göre yapılan inceleme sonucunun İstanbul ATK tarafından düzenlenen 28/04/2022 tarihli raporun sonuç kısmı B bendinde gösterildiği ve buna göre, davacı küçüğün tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu anlaşılmıştır. Düzenlenen raporun dosyadaki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Davacı küçükte kalıcı şekilde herhangi bir iş göremezliğin tespit edilmemiş olması dikkate alındığında maddi tazminat isteminin bu hali ile reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Manevi tazminat istemi yönünden ise yapılan incelemeye göre davacı küçüğün meydana gelen kaza nedeni ile ayağına platin takıldığı ve bundan sonraki yaşamında bu şekilde yaşamak zorunda kaldığı ve yine kaza nedeni ile psikolojik olarak sıkıntılar yaşadığının kabulü gerektiği, yine davacılar anne ve babanın çocuklarının geçirdiği kaza nedeni ile gerek bakımı ve gözetimi ve gerekse söz konusu kaza sonrası çocuklarının ayağının kırılmış olması ve bir süre söz konusu kazanın etkisi ile yaşadıkları manevi sıkıntılar nedeni ile zarara uğradıklarının kabulü gerektiği, gerek takdir edilecek manevi zararın bir tarafın zenginleşme aracı olmaması gerektiği gibi bir tarafın da mahfına neden olmaması gerektiği, tarafların kusur oranlarının da dikkate alınarak hakkaniyet ölçüsünde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, buna göre davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağındaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın maddi tazminat istemi yönünden REDDİNE,
Manevi tazminat istemi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacı küçük … için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacılar … ve … için ayrı ayrı 7.500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacılara ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
1-)Maddi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan harcın red harcına mahsubu ile bakiye 107,16 TL harcın davacıya iadesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.000,00 TL vekalet ücretinin Davacı …’dan alınarak davalı …’na ödenmesine,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
2-)Manevi tazminat istemi yönünden Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.049,30 TL harcın davalı …’ndan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre her bir davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden takdir edilen toplam 24.100,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacılara ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 2.500,00 TL vekalet ücretinden davacı …’nin, 2.500,00 TL vekalet ücretinden …’un 9.100,00 TL vekalet ücretinden …’un sorumlu oldukları dikkate alınarak toplam 14.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’na ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, maddi tazminat ile davacılar … ve … için hükmedilen manevi tazminat yönünden kesin, davacı küçük … için hükmedilen manevi tazminat yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davac vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza