Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/415 E. 2021/846 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/415
KARAR NO : 2021/846

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … AŞ vekilinin 01.03.2017 harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirket ile 29.03.2016 tarihli iş yapım sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme kapsamında … ili … ilçesi … ada … nolu parseldeki … yapım işinin kullanıma hazır bir şekilde tamamlanarak davalı tarafa teslim edildiğini ağustos 2016 ayı içinde hizmete açıldığını, 29.03.2016 tarihindeki sözleşmelerin azledilmesinden sonra davalının talebi ile sözleşme dışı işlerin de yapıldığını, müvekkilinin davalı yandan alacağı karşılığı 03.08.2016 tarih … sıra numaralı 7.881.960,11 TL ve 27.12.2016 tarihli
… sıra numaralı 4.524.118,29 TL bedeli 2 adet fatura tanzim ettiğini, davalı şirket defterlerine bu faturaların işlendiğini, sözleşmenin ödeme programı başlıklı 9. maddesine göre davalının müvekkiline 1.250.000,00 TL peşin ödeme dışında 01.(06-07-08-09-10).2016 yılı içerisinde 5 adet taksitle ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, davalının eksik ödeme yaptığını, müvekkilinin yaptığı imalatlardan doğan tüm alacağının 12.406.078,40 TL olup, nakit ve çek karşılığı 12.029.676,32 TL ödeme yaptığını, 376.402,08 TL’nin ise ödenmediğini, ayrıca hakedişe bağlanmış olsa da fatura edilmemiş imalatlardan kaynaklı bu bedel dışında başka alacaklarının da bulunduğunu, bu işler içinde 03.08.2016 tarihli fatura tanzim edilmeden önce bu miktarlı bir hakedişin düzenlenip davalıya verildiğini, davalı tarafın fatura kesilmesini talep ettiğini, 5.291.118,29 TL’lik 2. bir hakedişin hazırlanıp davalı yana teslim edildiğini, müvekkilinin oyalandığını, müvekkiline 2.689.676,32 TL’lik çek verildiğini ve 4.524.118,29 TL’lik fatura düzenlenmesi istediklerini, bu faturanın düzenlendiğini, 01.06.2016 tarihli 250.000,00 TL, 01.07.2016 tarihinde 450.000,00 TL, 28.07.2016 tarihinde 200.000,00 TL, 02.08.2016 tarihinde 200.000,00 TL, 18.08.2016 tarihinde 200.000,00 TL, 23.08.2016 tarihinde 200.000,00 TL, 02.09.2016 tarihinde 200.000,00 TL ödeme yapıldığını davalının sözleşme konusu işin ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslim aldığını, nakden ve defaten ödemeyi kabul ettiğini borcu ödemediğini, davalının eserin teslimi sayılan işletmenin faaliyete başladığı tarih itibariyle 26.08.2016 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü belirterek sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı yapılan işler karşılığı faturaya dayalı 376.402,08 TL, yine hakedişe bağlanmış olmasına rağmen fatura düzenlenmemiş, müvekkili şirketin belirsiz alacak kapsamında alacağının şimdilik 5.000,00 TL’sinin ve kesin vade ve teslime rağmen ileri vadeli çekler ile yapılan ödemeler nedeniyle temerrüt alacağının fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’sini ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekilinin 21.03.2017 uzatma ve 27.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde; ilk itiraz olarak yetki itirazlarını ileri sürdükleri ve yetkili mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, sözleşmenin 17. maddesinde İzmir Mahkemelerini yetkili kılındığını belirttikleri, asıl cevap dilekçesinde de davanın esası yönünden müvekkilinden talep edilen 376.402,08 TL alacağın bulunmadığını, taraflar arasındaki 29.03.2016 tarihli sözleşme ile yapılması gerekli olan işlerin 28.06.2016 tarihinde bitirilmesi gerekip teslim edilmesi gerektiği halde işin bitirilip teslim edilmediğini, müvekkilinin SGK’ya işin bitirildiğini 08.08.2016 tarihinde bildirdiğini, su parkının 26.08.2016 tarihi itibariyle denemek amacıyla faaliyete geçirildiğini, önceden yapılan denemelerde imalatın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, su parkının faaliyete geçtikten 18 gün sonra kapandığını, yapılan tespitlerde fen ve teknik incelemedeki şartlara uygun olarak temin ve montaj yapılamadığının tespit edildiğini, müvekkilinin 07.10.2016 tarihinde bir rapor alarak eksiklikleri belirlediğini, davacının müvekkiline verdiği 250.000,00 TL bedelli 2 adet banka teminat mektubunun müvekkilinin iyi niyeti nedeniyle paraya çevrilmediğini, 08.08.2016 tarihinde bir kısım imalatlar ayıplı olsa dahi SGK’ya başvuru yapılarak işin bitirildiğinin bildirildiğini, ancak davacının asgari işçilik oranına isabet eden bedelleri SGK’ya ödemediğinden ilişik kesme bedelini alamadığını, davacının buna rağmen ödeme yapmadığını, SGK’ya KDV dahil 176.404,10 TL ödeme yapıldığını ve bunu davacıya 20.12.2016 tarihinde gönderildiğini, 20.02.2017 tarihinde Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş Sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, henüz raporun ibraz edilmediğini, davacı her ne kadar müvekkilinin 376.402,08 TL alacaklı olduğunu belitmiş ise de, bu beyanının doğru olmayıp, müvekkilinin davacıya ödenmeyen kısmın 250.000,00 TL’lik banka teminat mektubu karşılığı olduğunu, müvekkilinin davcıya mutabakat sonucunda bakiye sözleşme bedeline ilişkin olarak ileri tarihli çekler verdiğini, davacının bunları kabul ettiğini, bu durumun temerrüt oluşturmadığını, davacının bunu kabul ettiğini, belirterek davanın yetki yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 25.05.2017 tarihli replik dilekçesinde; yetki konusundaki itiraza bir diyeceklerinin olmadığını, esas yönünden de davalının davayı kabul ettiğini, söz konusu işin 26.08.2016 tarihi itibariyle faaliyete geçmiş olması nedeniyle kabul edilmiş sayıldığını, 18 gün sonra kapatılmasının ise yaz sezonunun bitmesinden kaynaklandığını, davalının hiçbir ayıp ihbarında bulunmadığını, yine işin geciktiğinden bahisle herhangi bir talepte bulunamayacağını, gerek sözleşmeye konu imalatlar gerekse eklenen yahut fazla yapılan imalatların fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıldığını, işte bir gecikme olmadığını, teminat mektubu bedeli karşılığında borcun ödenmediğinin davalı tarafça kabul edildiğini, teminat mektubunun yenilenmesine gerek olmadığını, böyle bir talebin de bulunmadığını, asgari işçilik bedelinin de sözleşmenin 7. maddesinde yer alan hükme göre yüklenici tarafından ödeneceğinin belirtilmediğini, anlaşmaya aykırı ve geç ödemeden kaynaklı faizin haklı sebebe dayandığını, taraflar arasındaki sözleşmede kesin vade bulunduğunu, ödemelerin zamanında yapılmadığını, temerrüt olgusunun gerçekleştiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin 04.07.2017 tarihli düplik dilekçesinde; sözleşme gereği işin 26.06.2016 tarihinde bitirilmesi gerekirken sözleşmenin uzatılmamasına rağmen teslimde gecikme olduğunu, işletmenin faaliyete geçebilmesi, için belediye, SGK ve diğer idari mercilere bildirimde bulunduklarını, bildirimin 08.08.2016 tarihinde yapıldığını, 27.08.2016 tarihinde davacının da bulunduğu ortamda ayıplı imalatların tutanak altına alındığını, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’nın da imza attığını, müvekkilinin ayıp ihbarında bulunduğunu, davacının bu tutanağa rağmen ayıpları gidermediğini, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte rapor aldıklarını, bu raporda 07.10.2016 tarihli daha önceden inşaat mühendisi …’a yaptırılan incelemede alınan rapor ile aynı sonuca varıldığını ve KDV dahil 408.232,90 TL’lik ayıbın bulunduğunu, halen usulüne uygun bir teslim olmadığından su parkının faaliyete geçemediğini, verilen çeklerinde ödeme amacıyla verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi 11.01.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı karar ile taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesi ve HMK m. 17 gereğince İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmekle süresinde yapılan yetki itirazı nedeniyle yetki yönünden davanın reddine, dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu kararın tarafların istinaf etmemesi üzerine 27.03.2018 tarihinde kesinleştiği ve dosyanın Mahkememize gelerek 2018/415 Esasını aldığı belirlenmiştir.
Dava: Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki 29.03.2016 tarihli sözleşme, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif vs..
Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyası incelendiğinde; tespit isteyen Davalı … AŞ vekilinin 20.02.2017 tarihli tespit talebiyle Çeşme … mahallesinde bulunan … isimli su parkının 26.08.2016 tarihi itibariyle işletmeye açıldığını, aleyhine tespit istenen … A.Ş. ile 24.03.2016 tarihinde sözleşme yapıldığını ve diğer aleyhine tespit istenen … A.Ş ile de 29.03.2016 tarihinde hafriyat işleri konusunda sözleşme imzalandığını, ancak işletmeye açılmayla birlikte bir kısım imalatlarda eksiklik bulunduğunu belirterek tespit talep ettiği, inşaat mühendisi ve makine mühendisi vasıtasıyla yapılan incelemede eksik ve kusurlu imalatların belirlendiği ve 377.859,60 TL lik inşaat işi, 20.579,20 TL mekanik iş ve 9.794 TL elektrik işi eksikliği olmak üzere toplam 408.232,80 TL lik eksik iş bulunduğunun belirlendiği, bu rapora karşı aleyhine tespit istenen … LTD ŞTİ 05.06.2017 tarihli dilekçe ile itiraz ettiği belirlenmiştir.
Mahkememizce 06.06.2018 tarihli yapılan celsede ön incelemede yapılacak incelemede taraflar arasındaki 29.03.2016 tarihli sözleşme, bu sözleşme kapsamında yapılan işler ve dışında kalan işler sözleşme dışı yapılan işlerin miktarı, sözleşmeye göre işin bitmesi gereken tarihi ve teslim edilen tarih, davalın düplik dilekçesinde belirtmiş olduğu taraflar arasında yapılmış olan 27.08.2016 tarihli davacı şirketin temsilcisinin de bulunduğu tutanakta ayıplı imalatların tespit edilip edilmediği, eksik kalan iş bulunup bulunmadığı, yapılan ihbarın ayıp ihbarı sayılıp sayılmadığı, davacının kalan alacağının bulunup bulunmadığı konularında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması için Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, bilirkişiler inşaat mühendisi …, SMMM …, makine mühendisi … ve teknik bilirkişi … vasıtasıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve bilirkişilerden 21.06.2019 tarihli asıl ve 02.01.2020 tarihli ek rapor alınmıştır.
Ayrıca davacıdan HMK m. 119/1-ğ ve 2. fıkraları kapsamında talebinin sonuç kısmını açıklaması, sözleşme kapsamında yapılan iş, sözleşme kapsamı dışında kalan ve tarafların anlaşması ile yapıldığı belirtilen işleri ayrıca ileri vadeli çeklerle ilgili olarak doğan temerrüdü ve buna ilişkin alacağı açıklaması için 1 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin 13.06.2018 tarihli beyan dilekçesi ile beyanda bulunarak müvekkilinin yapmış olduğu iş ve 1. ve 2. hak edişe göre toplam 12.406.078,40 TL lik alacağının olduğu buna karşılık 12.029.676,32 TL ödeme yapıldığı, davalının ödemenin bir kısmını ileri vadeli çeklerle yaptığını, alacağın muaccel olduğunu, bu nedenle faiz alacağına ilişkin talepte bulunduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişiden alınan 21.06.2019 tarihli raporda; taraflar arasında ihtilaf konusu olan işin yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ne miktar yapıldığı, eksik ve ayıplı iş bulunup bulunmadığı incelenmesiyle 29.03.2016 tarihli sözleşmenin birim fiyat cetveline göre yapılmasının kararlaştırıldığı, bu cetvel dışında yapılacak işlerin ise birim fiyatlarının taraflarca anlaşarak belirleneceği, sözleşmenin 3. maddesi ile KDV hariç birim fiyatlara göre işin tespit edileceği, 4. maddesi ile işverenin SGK numarasını kendisinin alacağı, sözleşmenin 5. maddesi ile işe başlama ve yer teslim süresinin düzenlendiği, sözleşmenin 8. maddesi ile sözleşme bedelinin %6 sı oranında 250.000 TL tutarında teminat mektubunun işverene teslim edileceği, sözleşmenin 9. maddesi ile işverenin yükleniciye 1.250.000 TL peşin bakiye ödemeleri ise 01.(06-07-08-09-10).2016 tarihlerinde yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 12. maddesi ile geçici kabul teminat süresi ve kesin kabul kısmının belirtildiği, yine Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik iş sayılı dosyasının da incelendiği, eksik ve ayıplı işlerin belirlendiği, mahallinde yapılan incelemeye göre eksik ve ayıplı işlerin tespit edildiği, sözleşme konusu olarak belirlenen işin eksik ve ayıplı olan kısımlarını açık ve gizli ayıp olup olmadığı, ayıplı iş tutarının 111.982 TL olduğu, kalan alacağın 338.787,71 TL olarak tespit edildiği, davacının faturaya bağlanmayan alacak talebinin yapılan kesintilerle birlikte bu miktar olduğu, davacının davalıdan hak ettiği KDV dâhil toplam alacağının 13.061.268,00 TL olduğu, davalının yapmış olduğu ödemelerin 12.029.676,32 TL düşürüldüğünde davacının davalıdan 1.031.591,68 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davalının iddia ettiği SGK ödemesini ispatlaması halinde 176.402,10 TL nin bu alacaktan mahsup edileceği, dava konusu asgari işçilik tutarından davalının yapmış olduğu ödemeleri olan 12.029.676,32 TL nin mahsup edilmesiyle davacının faturalandırılmış alacağının KDV dâhil 376.401,97 TL olduğu, davacının faturalandırılmamış alacağının ise 478.787,50 TL olarak belirlendiği, ( 405.752,12 TL + KDV (73.035,38 TL = 478.787,50 TL ) temel ilişki sebebiyle çek verilmesinin ifa amacıyla edim niteliği taşıdığından çekin kabul edilmesinden sonra temel ilişkiye dayanarak alacak istenemeyeceği, çekin iade edilmesi halinde temel ilişkide ki alacağın istenebileceği, vade bakımından ise çeki elinde tutan alacaklının temerrüt iddiasında bulunamayacağını, zira bu halde çekin keşide tarihinin temel ilişkide ki vade yerine geçtiğini ve bu nedenle temerrüt iddiasının yerinde olmadığını belirtilmiştir.
Bu rapora karşı tarafların itirazı üzerine bilirkişilerden alınan 21.01.2020 tarihli ek raporda; tarafların itirazları değerlendirilmiştir. Davacı tarafın maddi hata talebiyle 140.000 TL iştirak kesintisi, asgari işçilik tutarından sorumluluk, ayıplı işler yönünden yapılan tespit ve temerrüde ilişkin tespite dair itirazlar değerlendirilmiş, davacının bu itirazlarına karşılık 13.173.078,40 TL lik imalat yapıldığı, davalı işverene 12.406.078,40 TL lik 2 adet fatura kesildiği, bakiye alacağın KDV dâhil 767.000 TL olduğu, asgari işçilik tutarından sorumluluk hususunda ise sigorta pirim borcundan dolayı işveren sıfatına sahip davacının sorumlu olduğu, 176.402,10 TL lik bu tutarın davalı tarafından ödenmesi halinde davacıya rücu edebileceği, ancak davalı tarafın bu ödemeyi yaptığına dair bir belge ibraz etmediğini, ayrıca çeklere ilişkin olarak yapılan itirazın da yerinde olmadığı, çekin vadesinin temel ilişkide ki vadenin yerini aldığını, 140.000 TL iştirak kesintisinin de ödemeler toplamı içerisinde yer aldığından ikinci kez herhangi bir kalemden düşmediğini, Davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı 05.09.2019 tarihli itiraz dilekçesinde; faturalandırılmamış alacak kalemi ile ayıp oranı ve ayıptan sorumluluk ve maddi hataya ilişkin itirazları değerlendirilmiş davalının bu itirazına göre iş kalemlerinin yeşil defterler de incelenerek tespit edildiği, delil tespiti dosyasında ki raporunda değerlendirildiği, yapılan inceleme ile ayıplı işlerin daha önce belirlenen 111.982 TL dışında 13.037 TL lik kısmının da eklenmesiyle KDV dâhil 125.019 TL olduğu, yine davacının yaptığı toplam imalat bedelinin 12.406.078,40 TL olduğu iddiasının yerinde olmadığı, yapılan imalatın 13.173.078,40 TL olarak tespit edildiği, buna göre davacının alacağının faturadan kaynaklı olan kısmını 376.402,08 TL, fatura dışı yapılan imalat bedelinin ise KDV dâhil 1.018.383,08 TL olarak belirlendiği, bu miktardan davalının ödediğini iddia ettiği 176.402,10 TL SGK ödemesinin düşürülmesi halinde kalan alacağın 855.189,58 TL olacağı, ancak bu ödemenin ispat edilememesi halinde kalan alacağın 1.018.383,08 TL olacağı,( bu alacağın 376.402,08 TL lik kısmının faturalı ve KDV dâhil 641.981 TL ( KDV hariç 544.051,69 TL) toplam 1.018.383,08 TL olduğu ve davacının temerrüt iddiasında haklı olmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 10.02.2020 Tarihli beyan dilekçesinde; asgari işçilik tutarı yönünden bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, yine temerrüt faizine ilişkin tespitleri kabul etmediklerini, ayıplı işler yönünden ek rapor alınmasını istediklerini beyan etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 07.02.2020 tarihli beyan dilekçesinde; teknik yönden yaptıkları itirazlı tekrar etmiş faturalandırılmamış alacaklar için hak ediş tutanağına göre hesaplama yapılmasını kabul etmediklerini, SGK ödemesinin ve ayıplı imalat bedeli ödemelerinin düşürülmediğini, SGK ya yazı yazılmasını istediklerini belirterek yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı taraf talebini 08.09.2020 tarihinde ıslah ederek 1.018.383.08 TL ye yükseltmiştir. Davacı her ne kadar bu talebini müddeabih artırım dilekçesi olarak vermiş ise de talep artırımı ıslah dilekçesi niteliğindedir. Zira davacının eksik ve ayıplı iş miktarını ve SGK ödemesini kendisi davadan önce belirleyebilir.
SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak bu iş nedeniyle davalı tarafın davacı adına 176.402,10 TL SGK prim ödemesi yapıp yapmadığının sorulmuş ve 17.09.2020 tarihli cevapta davalının toplam pirim ödemesinin 443.648,46 TL olduğu bu miktardan davacının hak ediş payına düşen miktarın ise 18.06.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 159.332,66 TL oluğu belirtilmiştir. Mahkememizce bu ödemenin sorumlusunun davacı olması gerektiğinden hak ediş alacağından mahsup edilmiştir.
Tarafların itirazı üzerine alınan 18.06.2021 tarihli ek raporda; tarafların itirazı değerlendirilerek; Davacı tarafın maddi hata talebiyle, ayıplı işler yönünden yapılan tespit ve temerrüde ilişkin tespite dair itirazlar değerlendirilmiş, davacının bu itirazlarına karşılık 13.173.078,40 TL lik imalat yapıldığı, davalı işverene 12.406.078,40 TL lik 2 adet fatura kesildiği, bakiye alacağın KDV dâhil 767.000 TL olduğu, asgari işçilik tutarından sorumluluk hususunda ise sigorta pirim borcundan dolayı işveren sıfatına sahip davacının sorumlu olduğu, (davalının toplam tüm iş için ödediği fark pirim borcu 443.648,46 TL den davacının payına düşen miktar olan) 159.332,66 TL lik bu tutarın davalı tarafından ödenmesi nedeniyle davacıya rücu edebileceği, çeklere ilişkin olarak yapılan itirazın da yerinde olmadığı, çekin vadesinin temel ilişkide ki vadenin yerini aldığını, , Davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı 07.02.2020 tarihli itiraz dilekçesinde; yapılan işlerdeki eksik ve ayıpların iyi değerlendirilmediği, faturalandırılmamış alacak kalemi ile ayıp oranı ve ayıptan sorumluluk SGK ödemesinin mahsubu ve maddi hataya ilişkin itirazları değerlendirilmiş davalının bu itirazına göre iş kalemlerinin yeşil defterler de incelenerek tespit edildiği, delil tespiti dosyasında ki raporunda değerlendirildiği, yapılan inceleme ile ayıplı işlerin daha önce belirlenen KDV dâhil 125.019 TL değil 186.865,92 TL olduğu, böylece davacının yaptığı işten eksik ve ayıplı iş bedeli düşülünce kalan alacağının 13.173.078,40 TL – 186.865,92 TL = 12.986.212,48 TL olduğu, yine davacının yaptığı toplam imalat bedelinin 12.406.078,40 TL olduğu iddiasının yerinde olmadığı, yapılan imalatın 12.986.212,48 TL olarak tespit edildiği, (davacının toplam hak edişinin 12.986.212,48 TL, davalının iş sahibi olarak yaptığı ödeme miktarının 12.029.676,32 TL oluğu, yine davacı adına davalı tarafın davacı hissesine düşen ödeme yaptığı SGK fark pirim ödemesi miktarı olan 159.332,66 TL nin davalının yaptığı ödemeye eklenmesiyle 12.029.676,32 TL + 159.332,66 TL = 12.189.008,98 TL olduğu, toplam hak edişten 12.986.212,48 TL den davalının ödediği kabul edilen 12.189.008,98 TL nin mahsup edilmesiyle ) davacının 797.203,50 TL kalan alacağının olduğu, buna göre davacının alacağının faturadan kaynaklı olan kısmını 217.069,42 TL, fatura dışı yapılan imalat bedelinin ise KDV dâhil 580.134,08 TL olarak belirlendiği ve davacının temerrüt iddiasında haklı olmadığı belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan incelemelere göre;
Davacının davalı ile yapmış olduğu eser sözleşmesi kapsamında yapmış olduğu işin ayıplı ve eksik olan kısımları bilirkişiler tarafından belirlenmesiyle birim fiyatlı iş olarak tespit edilen işte gizli ve açık ayıpların belirlendiği, ayıplı olan işlerin düşürülmesi ile davacının ayıp icmal bedeli olan 186.865,92TL nin mahsup edilmesiyle kalan alacağın 13.173.078,40 TL – 186.865,92 TL = 12.986.212,48 TL olduğu, davacının tahsil ettiği toplam bedelin ise 12.029.676,32 TL olup bu bedelin mahsup edilmesiyle kalan alacağın 956.536,16 TL olduğu, bu bedelden davacının ödemesi gerekli olan SGK bedelinin davalı tarafça ödendiği ispat edilmesiyle kalan alacağının 797.203,50 TL nin davalı dan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bu miktarın 217.069,42 TL lik kısmın faturası düzenlenmiş olup faturalı bu alacakla ilgili talebi kabul edilmiştir.
Ancak davacının 5.000 TL lik fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açmış olduğu faturasız alacak kaleminin 580.134,08 TL olduğu ( KDV dâhil) belirlenmiştir. Bu alacağın götürü usule göre belirlenmemiş ve birim fiyat cetvele göre belirlenmiş olması nedeniyle KDV dâhil olarak davalıdan talep edebileceği, KDV ücreti ile ilgili olarak maliyeye karşı davacının sorumlu olacağı belirlenmiştir. Buna göre davacının faturalandırılmamış 580.134,08 TL alacağının 5.000 TL lik kısmının dava geri kalan 575.134,08 TL kısmının ise ıslah tarihi olan 08.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmektedir. Ancak davacı vekili 580.134,08 TL olan alacaktan 5.000,00 TL lik dava dilekçesinde istemiş olduğu kısımdan kalan 575.134,08 TL davacı lehine bu miktarla sınırlı olarak ıslah tarihi olan 08.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Davacının alacağının ileri vadeli çeklere ilişkin olup bu çeklerin davalı tarafından ifa amacıyla edim niteliğinde davacıya verilmiş ve davacı tarafından da kabul edilmiş olması nedeniyle edimin ifa tarihinin çek, keşide tarihine kaydırılmış olması nedeniyle temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunan davacının bu çekleri iade etmeden temerrüt oluştuğu iddiasını ileri süremeyeceğinden tazminat/faiz alacağının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacının faturalandırılmış olduğu 217.069,42 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
Davacının faturalandırılmamış ve birim fiyat cetveli üzerinden belirlenen götürü olmayan iş bedeli olarak belirlenen KDV dâhil 580.134,08 TL alacak bedelinin 5.000 TL sinin dava tarihinden geri kalan 575.134,08 TL lik kısmının ise ıslah tarihi olan 08.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
Davacının alacağının ileri vadeli çeklere ilişkin olup bu çeklerin davalı tarafından ifa amacıyla edim niteliğinde davacıya verilmiş ve davacı tarafından da kabul edilmiş olması nedeniyle edimin ifa tarihinin çek, keşide tarihine kaydırılmış olması nedeniyle temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunan davacının bu çekleri iade etmeden temerrüt oluştuğu iddiasını ileri süremeyeceğinden tazminat/faiz alacağının reddine,
Davacının fazlaya ilişkin ve diğer taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54.456,97 TL harçtan dava açılışında alınan 6.598,79 TL peşin harç ve ıslah sırasında yatan 10.792,75 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 37.065,43 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 31,40 TL, peşin harç 6.598,79 TL ve ıslah harcı 10.792,75 TL ile yazışma ve tebligat gideri 109,50 TL, keşif harcı 253,80 TL, talimat gideri 2.669,45‬ TL ve bilirkişi ücreti 1.000,00TL olmak üzere toplam 21.458,69 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 20.603,34 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 41,50 TL ve bilirkişi ücreti 900,00 TL olmak üzere toplam 941,50 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 204,40 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 56.910,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 23.932,57 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021

Başkan…
(E-İmzalıdır)

Üye …
(E-İmzalıdır)

Üye …
(E-İmzalıdır)

Katip …
(E-İmzalıdır)