Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/396 E. 2022/125 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/396
KARAR NO : 2022/125

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; 13.10.2010 tarihinde davacı kooperatife ortak olan ve ortaklıktan doğan yükümlülüklerini yerine getiren müvekkilinin, uzun süre kendisine bir konut teslim edilmesini beklediğini, özel durumu nedeniyle önce Erzurum’a, daha sonra Malatya’ya taşınan davacının, ortaklıktan ayrılma isteğini 22.08.2016 ve 03.08.2017 tarihlerinde keşide ettiği ihtarnamelerle kooperatife bildirdiğini, kendisine, “Yönetim Kurulu toplantısında karar alarak ödemelerinizi yapacağız” şeklinde söz verilmesine rağmen yerine getirilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tutarındaki alacağın istifa tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin da davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep edilen alacak 102.158,64 TL arttırılarak toplam 103.158,64 TL alacağın 22/08/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP : Davalı istifa eden vekili aracılığıyla sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL olarak açtığını, ancak bu şekilde kısmi bir talebin kabulünün mümkün olmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte kooperatife yapılan tüm ödemelerin belirli ve de aleni olduğunu, davacı tarafın kooperatif üyesi iken herhangi bir neden göstermeksizin 22/08/2016 tarihi itibariyle kooperatiften istifa ettiğini, dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini, davacı tarafın müvekkili kooperatiften 22/08/2016 tarihinde istifa ettiğini, müvekkili kooperatifin ise 2016 yılı bilançosunun da görüşüleceği 2016 Olağan Genel Kurulunu 2017 yılı Haziran ayında yapmayı planladığını, ancak 23/06/2017 ve 30/06/2017 tarihlerindeki genel kurul, yönetim kurulu nisabı sağlanamadığından ertelendiğini, 06/07/2018 tarihli genel kurulun ise, bilanço ve ibranın geriye bırakılması, hesap tetkik komisyonunun oluşturulması için üye ….’ın seçmesi önerildiğini, ayrıca bu heyetin raporunu 06/10/2018 tarihinde kadar hazırlanması, istifa eden üyelerin durumlarının da sonraki toplantıda değerlendirilmesinin görüşüldüğünü ve 06/10/2018 tarihinde kooperatif genel kurul toplantısının yapılması önerisi sunulduğunu, önerilerin 3 red oyuna karşılık 51 kabul oyu ile kabul edildiğini, bu nedenle istifa eden üyelerin durumlarının 06/10/2018 tarihli genel kurul toplantısında değerlendirileceğinden söz konusu bir alacak var ise de, henüz muaccel olmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik kooperatif üyelik belgesi, 22.08.2016 ve 03.08.2017 tarihli istifa bildirimlerine dayanmıştır.
Davalı savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; davacı tarafın istifa dilekçesi, 23/06/2017, 30/06/2017 ve 06/07/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanakları, 2016 yılı olağan genel kurulun ertelenmiş olduğuna dair bilgilendirme yazısı, kooperatif kayıt ve belgeleri ile bu belgeler üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi ve davacı tarafa ait üye ortaklık senedine dayandığı görülmüştür.
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..Esas sayılı dosyası incelendiğinde, Mahkemenin 27.02.2020 tarihli kararı ile Sınırlı Sorumlu İzmir Güçbirliği Konut Yapı Kooperatifi hakkında konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğundan İİK 289/3 maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben, davacının, davalı kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi ise kooperatiften ayrılıp ayrılmadığı, ayrılmış ise davacının kooperatife ödemiş olduğu aidatın iadesi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise davalı kooperatifin, davacıya iade etmesi gereken alacak miktarının tespiti hususunda dava dosyası Kooperatif Nitelikli Hesap Bilirkişisi …….’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan 02/12/2019 tarihli raporda; 1- Taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi 2016 yılında sona ermiş olup, Kooperatifler Kanunu’ nun 17. maddesi ile Anasözleşmenin 15. maddesine göre talep edilebilecek ayrılma payı alacağının miktarı 105.522,97 TL olarak hesaplanmıştır. 2- 23.06.2017 tarihinde yapılması gereken 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısı, Yö-netim Kurulunun bilinçli engellemesi sonucunda yapılamamıştır. Yönetim Kurulunun Genel Kurulu engellemesinin, davacının alacağına halel getirmemesi gerektiği kabul edilecek olursa, davacının alacağının 23.07.2017 tarihinde muaccel hale geldiği kabul edilebilecektir. 3- Yönetim Kurulunun bilinçli olarak engellemesi sonucunda zamanında yapılamayan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısı 06.07.2018 tarihinde yapılabilmiştir. Ayrılma payı alacağının muaccel hale geldiği tarih, genel kurul tarihi esas alınarak hesaplanacak olursa, davacının alacağı 06.08.2018 tarihinde muaccel hale geleceğinden, dava tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş bir ala-cağın bulunmadığının kabul edilmesi gerekecektir. 06.07.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplan-ısında, ibranın geriye bırakılması kararlaştırıldığından, alacağın muaccel hale geldiği tarih daha da ötelenmiş olacaktır. 4- Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, kâr amacı gütmeyen davalı kooperatiften ancak yasal faiz (yıllık %9) talep edilebilecektir şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Kooperatif ana sözleşmesinin bir suretinin gönderilmesi için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında istenilen belgeler gönderildikten sonra, dava dosyası önceki bilirkişiye tevdii edilerek, davalı kooperatifin 2016 yılına ait bilançosunun daha sonra yapılan genel kurullarda onaylanıp onaylanmadığı, onaylanmış ise hangi tarihte onaylandığı, onaylanmamış ise davacıya iadesi gereken miktarın hesaplanmasında hangi verilerin esas alınarak ortaklık payının hesaplandığı, davacının ayrıldığı payının üçüncü bir şahsa devri olup olmadığı, edilmiş ise hangi tarihte devredildiğine dair, davalı kooperatif kayıtları üzerinde yeniden inceleme yapılarak rapor tanzimi talep edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 01/06/2020 tarihli raporda; 1-Taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi 2016 yılında sona ermiş olup, Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi ile Anasözleşmenin 15. maddesine göre talep edilebilecek ayrılma payı alacağının miktarı 105.522,97 TL olarak hesaplanmış ise de, talep edilen alacak miktarı ise 1.00,00 TL’dir. 2- Yönetim Kurulunun bilinçli olarak engellemesi sonucunda zamanında yapılamayan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısı 06.07.2018 tarihinde yapılabilmiştir. Davacıya ödenecek ayrılma payı alacağı, Anasözleşmedeki anlamda 06.08.2018 tarihinde muaccel hale geleceğinden, bu kabule göre davacının, dava tarihi itibariyle talep edebileceği bir alacağı olmayacaktır. 3- 23.06.2017 tarihinde (yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde 30.06.2017 tarihinde) tarihlerinde yapılması gereken 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısı, yeterli sayıda ortağın katılmasına rağmen, usulsüz icraatlarının görüşülmesini istemeyen Yönetim Kurulu tarafından bilinçli olarak engellenmiştir. Bu durumun, davacının alacağının ödenmesine halel getirip, getirmeyeceğinin hukuki yorum yoluyla belirlenmesi gerektiğinden, takdiri Sayın Mahkemenize aittir. Yönetim Kurulunun engellemesi nedeniyle yapılamayan 23.06.2017 tarihindeki genel kurul toplantısının “bilanço tarihi” olarak kabul edilmesi halinde, davacının ayrılma payı alacağının 23.07.207 tarihi itibariyle muaccel hale geldiği kabul edilebilecektir. 4- Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, kâr amacı gütmeyen davalı kooperatiften ancak yasal faiz (yıllık %9) talep edilebilecektir şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Dosyanın Mahkememizce daha önce görevlendirilen kooperatif işlerinden anlar uzman bilirkişi …. ile SMMM bilirkişi …’e tevdi edilerek, kooperatife ait defter ve kayıtlar üzerinde kayıtların bulunduğu yerde inceleme yapılarak, kooperatifin mali durumunun ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve 2016 yılında kooperatif üyeliği sona erenlerin tümü birlikte değerlendirilmek suretiyle yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği ve dolayısıyla 30.06.2019 tarihli genel kurulun aldığı “istifası kesinleşen üyeler açısından üç yılı geçmemek üzere iade ve ödemelerin ertelenmesi “ kararının yerinde olup olmadığı hususunda denetlenebilir ve hükme dayanak yapmaya elverişli rapor aldırılması talep edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 28/05/2021 tarihli raporda; 1- 02.12.2019 tarihli kök raporda belirtildiği üzere davacı … tarafından ortaklık yükümlülükleri kapsamında 105.522,97-TL ödeme yapılmıştır. Gider payı mahsubu yapıldığında davacının 103.158,64-TL ayrılma payı alacağı oluşmaktadır. 2- Kaydi mali tablolara göre davacıya yapılacak ödemenin davalı S.S.İzmir Güçbirliği Konut Yapı Kooperatifi’nin varlığını tehlikeye seviyede olmadığı sonucuna varılmış olup bu şartlarda erteleme kararının geçersiz olacağı şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kooperatif üyeliğinden doğan çıkma payı alacağına ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının üyesi olduğu davalı kooperatiften 22.08.2016 tarihli dilekçe ile istifa ettiği, davalı kooperatifin davacı istifasını 22.08.2016 tarihli 2016/41 sayılı kararla kabul ettiği, buna göre taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin 2016 yılında sona erdiği anlaşılmıştır. Buna göre davalı kooperatifin 2016 yılı bilançosunun en erken 2017 yılı genel kurulunda görüşüleceği, davacının çıkma payı alacağının da bu genel kuruldan 1 ay sonra muaaccel hale geleceği, bu genel kurulda bilanço görüşülmemiş olsa dahi bu husus Yargıtay 23.HD’nin 25.11.2020 tarih 2018/2302 Esas ve 2020/3835 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda genel kurulun yapılması gereken en son tarih olan 30.06.2017 tarihinden 1 ay sonraki tarih olan 30.07.2017 tarihinin muacceliyet tarihi kabul edildiğinde davanın 27.03.2018 tarihinde açıldığından alacak muaccel olduktan sonra dava açıldığının anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, Kooperatifler Kanunu’ nun 17. maddesi ile anasözleşmenin 15. maddesine göre davacının davalı kooperatife 105.522,97 TL ödemesi bulunduğu, yerleşik Yargıtay kararlarına göre ortaklığı sone erenlere yaptıkları ödemelerin tamamının değil , payına isabet eden giderlerin mahsup edilmesinden sonra kalan bakiyesinin iade edilmesi gerektiğinden davacıya isabet eden 2.364,33 TL gider mahsup edildiğinde davacının çıkma payı alacağının 103.158,64 TL olarak hesaplandığı, ayrıca bilirkişi raporunda davalı kooperatifin kaydi tablolarına göre davacıya yapılacak ödemenin davalı kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek seviyede olmadığını belirtildiği, davacının ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettiği çıkma alacağını 103.158,64 TL’ye yükselttiği, davacı tarafından davalı kooperatife TBK 117.maddeye göre usulüne uygun olarak alacağın muaccel olduğu 30.07.2017 tarihinden sonra çekilmiş ihtar bulunmadığından davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmış böylece davacının davasının kabulüne, 103.158,64 TL çıkma payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın kabulüne,
103.158,64 TL çıkma payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 7.046,76-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 1.744,62 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.780,52 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.266,24-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç, 1.744,62 TL ıslah harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 328,70-TL tebligat, posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.650,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 13.750,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK’nın 333.maddesi uyarınca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.10/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza