Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/224 E. 2021/642 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/224
KARAR NO : 2021/642

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; 26/10/2015 günü meydana gelen trafik kazasında… sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosikletle İzmir istikametinden Seferihisar istikametine seyir ederken, IMKB Anadolu Lisesi kavşağına geldiği esnada davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile İzmir istikametinden kontrolsüz bir şekilde çıkış yaparak davacı…’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı aleyhine; Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi …E. Sayılı dosyası ile “Taksirle Yaralama” suçundan dava açıldığını, Astiye Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında verilen bilirkişi raporunda; davalı …’ın asli kusurlu, müvekkili…’nin ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu müvekkil…’nin ağır şekilde yaralandığını, iki el bileği ve sol ayak bileğinin kırıldığını, göğüs kafesinde çatlaklar meydana geldiğini, iki ciddi ameliyat geçirdiğini, müvekkili…’nin yaşı, olayın vahameti, davacı ve davalıların kusur oranı göz önünde bulundurulduğunda, müvekkilinin yaşadığı ruhsal travma, bedensel ve ruhsal çöküş sebebiyle telafi edici caydırıcı unsurları etkin olmak üzere 35.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen, sigorta şirketinin kendilerine herhangi bir ödeme yapmadıklarını belirterek, davaya konu trafik kazasında müvekkil davacının bedensel zarara uğraması nedeniyle ve toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden kaza tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline; ayrıca 35.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücü davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davacı…’nin dava açıldıktan sonra 09.01.2020 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı taraf dava dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu kazaya ilişkin, 17.11.2016 tarihli bilirkişi raporu’nda belirtilen kusur oranlarının gerçeği yansıtmadığını eksik inceleme ve değerlendirme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, kaza tarihinde ve yerinde düzenlenmiş olan yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağının henüz kaza mahallinde herhangi bir bozukluk veya değişiklik meydana gelmeden olayın sıcağı sıcağına oluşturulduğundan bahisle, söz konusu kazaya ilişkin en gerçekçi ve güvenilir belgenin yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağının olacağı her türlü izahtan veraset olduğunu, kaza tarihinden aylar ve hatta bazen seneler sonra düzenlenen bilirkişi raporlarının inceleme ve değerlendirme yapılıncaya kadar ki süreç boyunca kazanın gerçekleştiği yolda ve çevrede yapılacak veya kendiliğinden oluşacak değişiklikler sonucunda gerçeği yansıtmasının bir hayli güçleşeceğini, Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasına bağlı olarak 17.11.2016 tarihinde tanzim edilen bilirkişi raporunun, kazanın gerçekleştiği yerde ve tarihte ve görevli iki polis memurunca düzenlenmiş olan yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağına aykırılıklar içerdiğini, kazanın üzerinden bir seneden daha uzun bir süre geçtikten sonra yapılabilen “keşif” adı altındaki inceleme sonucunda davalı müvekkil sürücüye KTK 57/a ve 53/b-5 uyarınca asli kusur yükletildiğini; tespit tutanağında davacı taraf nezdinde işaret edilmiş olan ihlal ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadığını ve bundan bahisle davacının doğrudan kusursuz olduğuna kanaat getirildiğini, düzenlenen tespit tutanağında dahi yer almayan “kilometre bazında hız” bilgisinin; kazadan neredeyse 13 ay sonra düzenlenen bilirkişi raporunda “tanıkların ifadesinde 40-50 km/h seyir ettiğini bildirdikleri için kusursuz” şeklindeki çıkarım doğrultusunda ve her nasılsa tanık ifadeleri ile kararlaştırılması ve bundan bahisle davacının kusursuzluğuna kanaat getirilmesinin hukuka, mantığa, bilimsel gerçekliklere, vicdana ve tarafsızlığa aykırı olduğunu, davalı tarafın uyuşmazlığa konu kazada nizama uygun olmayan ihlali davranışlarının mevcut olduğunu, davacının uyuşmazlık konusu kaza sonucu uğradığı gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle herhangi bir kişiden, kurumdan veya kuruluştan elde ettiği tazminat ve sair tahsilatlarının, söz konusu kazadan doğan gerçek zararından mahsubunun gerektiğini belirterek, arz ve izah olunan nedenlerle; davacının gerçek zararının tarafsız, hakkaniyete ve hukuka uygun uzman bilirkişi tarafından tespitine, davacının uyuşmazlık konusu kazaya ilişkin önceden almış olduğu ödeneklerin gerçek zarardan mahsup edilmesine ve belirlenecek olan son alacağın öncelikle davalı sigorta şirketine yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; kazaya karışan … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup; bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami police teminat limitinin 290.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazmınatların mahsubu gerektiğini, davacının araçta takılması zorunlu olan koruma kaskı takıp takmadığının dolayısı ile ortaya çıkan sonuçta mütefarik kusurlarının bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi, dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, KTK 99/1 hükmü uyarınca ; Sigortacı, zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde kendisine teslim etmesinden itibaren 8 iş günü içinde ödemeyi yapmadığı takdirde temerrüde düşmüş olacağını ve zarar görenin faiz hakkının temerrüd tarihinden itibaren doğacağını, davacının davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunmuş olmasına rağmen müvekkil şirket tarafından tazminat hesabı yapmaya yarayacak evrakları kendilerine iletmediklerini belirterek, davanın reddine; temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini müvekkil şirket adına talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’na usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği halde davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi …Esas sayılı dosyası, kaza tutanakları, trafik kayıtları, bilirkişi raporu, nüfus kaydı, sigorta poliçesi, maluliyet raporu, Seferihisar İlçe Tarım Müdürlüğü Kayıtları, Seferihisar Tarım Kredi Kooperatifi davacıya ait kredi belgeleri ve borç dökümü, tanık, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı … vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; kaza tespit tutanağı, Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası, Medikolegal değerlendirme raporu, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası incelendiğinde katılanın…, sanığın … olduğu, suç tarihinin 26/10/2015 ve suçun taksirle yaralama suçu olduğu, yapılan soruşturması sonucunda, sanığın katılanın taksirle yaralanmasına sebep olmak suçundan 5237 sayılı yasanın 89/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın 15/02/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 08/02/2019 tarihli ve … sayılı raporunda davacı…’nin meydana gelen kaza nedeniyle Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının olay tarihindeki yaşına göre %43 (yüzde kırk üç) ve bugünkü yaşına göre de %43 (yüzde kırk üç) olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı belirtilmiştir.
Kazanın oluşumunda tarafların kusur oranının tespiti yönünde Mahkememizce 04/04/2019 tarihinde mahallinde trafik bilirkişisi … refakatinde keşif yapılmış, keşif mahallinde taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı … beyanında:”Ben bu kazaya dair daha önce Seferihisar Adliyesinden gelen mahkemeye de burada ifade verdim. o ifadem de doğrudur. Olay günü bundan 3-4 yıl kadar önce bu görmüş olduğunuz İzmir Seferihisar bölünmüş karayolunda Ulamış Mahallesinden, Seferihisar’a maaşımı almak üzere damadım …’ün sevk ve idaresindeki araç ile yola çıktık. Yol o tarihte İzmir yönünden, Seferihisar yönüne giderken bölünmüş yolun sağ taraftında yer alan iki şeritli yol çalışma nedeniyle kapatılmış ve kazılmış halde idi. Trafik sol taraftaki şeritte bir gidiş, bir de geliş yönünde olmak üzere iki şeritli bu bölümde vardı. Biz yolun bu bölümünde sol taraftaki kısımdan yolun plastik dubalar ile bölünen yerin sağ tarafından, yaklaşık 40-50 km hız ile seyir halinde bu görmüş olduğunuz imamhatip lisesinin önüne yaklaştığında, arkamızdan gelen köylümüz olan daha önceden tanıdığım… sevk ve idaresindeki motorsiklet ile bizi geçti. Geçtikten latmayıt 10 saniye sonra bu kavşağa geldiğimizde, sağ taraftan tanımadığım şahsın sevk ve idaresindeki jeep bizim şeride doğru yönelip, İzmir yönüne doğru gitmek için yola yöneldi. Damadım durumu farkedip, frene bastı ve yavaşladı. Aynı şekilde … de durmaya çalıştı, ancak onun mesafesi çok kısa olduğu için jeepen sol ön kapı camından içeri girecek şekilde çarptı ve camdan içeriye girip, kaza meydana geldi. Yaralanan davacıyı daha sonra hastaneye kaldırdık. Kaza tarihinde bölünmüş yolun sadece bu kısmında trafik vardı. Kavşağın ortasında dubalar vardı. Yol çalışması olduğuina dair trafik işaretleri de gerek yol üzerinde, gerekse kavşakta mevcuttu, ayrıca davacı kaza sırasında kaskı takılıydı, kaskı da boynundan ben testere ile kesmek suretiyle çıkarıp, nefes almasını sağladım” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında: “Bu konuda daha önce ceza mahkemesinde, burada yapılan keşifte ifademi vermiştim. Aynı ifademi tekrar ederim. 2015 yılı Ekim ayında kayınpederimi Seferihisar’da maaşını almak üzere Ulamış Mahallesinden yola çıkıp, İzmir Seferihisar bölünmüş karayoluna giriş yapıp, İzmir yönünden, Seferihisar’a doğru seyir halinde iken, o tarihte bölünmüş olan ve her iki tarafta iki şerit bulunan yolun, bölünmüş, olan kısmının sağ tarafında bulunan iki şerit yolda çalışma yapılmış olması sebebiyle, yolun sol tarafında bulunan kısmındaki iki şeridin bir şeridi gidişe, bir şeridi de geliş olmak üzere trafik akışı vardı. Diğer tarafta ise yol kazılmıştı. Trafik akışı yoktu. Yaklaşık 40-50 km hız ile İzmir yönünden, Seferihisar yönüne seyir halinde iken, köylümüz olması sebebiyle tanıdığım…, sevk ve idaresindeki motorsiklet ile motorsiklet ile bizim yaklaşık 40-50 metre önümüzde İzmir yönünden, Seferihisar yönüne doğru, yaklaşık 40-50 km hız ile seyir halinde idi. Bu görmüş olduğunuz imam hatip lisesinin bulunduğu kavşağa yaklaştığımızda, yaklaşık kavşağa 150 metre mesafede bölünmüş olan yolun sağ tarafından bir jeepin bizim şeride doğru yöneldiğini farkettim. Yolda çalışma olduğuna dair trafik levhaları vardı. Kavşağa yaklaştığımızda yavaş yavaş bizim şeride doğru yönelen aracın bir anda yola çıkması üzerine önde seyir halinde bulunan… fren yapmasına rağmen, mesafe kısa olduğu için jeepin sol ön cam kısmından jeepe çarpıp, ön kapı camından içeri doğru camı kırarak girdi. Biz fren yapıp durduk. Daha sonra yaralı olan davacıyı araçtan çıkarttık. Kaskını kayınpederim keserek çıkarttı. Nefes almasını sağladı. daha sonra hastaneye kaldırıldı” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında : “Davacıyı uzaktan akrabam olması nedeniyle tanırım. Ben kazanın nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum. davacı geçimini çiftçilik ile sağlar. Kendisine ait tarlalarda mandalina ve zeytin ağaçları vardır. Bunların bakımı ve yetiştirilmesi ile uğraşır. ayrıca kendisine ait bir kısım da küçük baş hayvanı vardı, ancak sayısını bilmiyorum. Bunların bakımı ve yetiştirilmesi ile uğraşırdı. Boşta kala zamanlarda ise yine tarım işinde yevmiyeli işçi olarak tarım işinde çalışırdı. Aylık gelirinin ne olduğunu bilemiyorum. Sahip olduğu tarla miktarını da bilmiyorum. Davacının hastanedeki tedavisinin bitmesine müteakip, taburcu olduktan sonra üç defa ben kendi aracımla akrabam olması nedeniyle tedavi amacıyla Dokuz Eylül üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürüp getirdim. Karşılığında ücret almadım. Benim götürüp getirmem dışında, götürüp getirenler oldu mu, veya ücret ödedi mi bilmiyorum. Tahminime göre tedavi süresi yaklaşık 1 yıl kadar sürmüştür. Ben davacı ile aynı köyde oturmadığım için tam olarak bu sürenin ne olduğunu bilmiyorum. Bakımı ile kimin ilgilendiğini de bilmiyorum. Eşi ve çocukları vardır. eşi ve çocukları dışında başkalarının yardım edip etmediğini bilmiyorum, keza kendisini evde hiç ziyaret etmedim. kazadan sonra psikolojisinin bozuk olup olmadığını bilmiyorum, kaza tarihinde bir yevmiyeli tarım işçisinin ne kadara çalıştığını bilmiyorum, ancak bugün itibariyle yöremizde tarım işçilerine günlük yevmiye olarak 150,00 TL ücret ödenmektedir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında: “Davacı benim uzaktan akrabam olup, ayrıca komşum da olur. Bu nedenle kendisini yakınen tanırım. Ben kazanın nasıl olduğunu bilmiyorum. Kazadan sonra davacı yaklaşık 1,5 ay kadar hastanede tedavi gördü. taburcu olduktan sonra eve getirildi. Evde tedavisinde ve ihtiyaçlarının giderilmesinde eşi ve çocukları sürekli başında durmak suretiyle bakımını ve tedavisini yaptırdılar. Ayrıca yaklaşık 10-15 gün arayla hastaneye tedaviye ve kontrolleri için gidip geldi. hastaneye gidiş ve gelişlerinde bazen akrabaları, bazen de dışarıdan ücret ödemek suretiyle temin ettiği araç ile gidiş geliş yaptı. Akrabaları yardım amaçlı yapıyorlardı, ücret aldıklarını zannetmiyorum. Bu şekilde tedavisi yaklaşık 1 yıl kadar sürdü. Davacı tedavi süresince bağ-bahçe işleri ile ilgilenemedi. Zeytinlerinin toplanmasında ben yardımcı oldum. Çocukları evli olduğu ve dışarda oldukları için kendisine çok fazla yardımda bulunamadılar. bu nedenle işleri aksadı. Davacı, geçimini çiftçilik ile sağlardı. Yaklaşık 30 dönüm civarında zeytin ve mandalina bahçeleri vardı. Bunların bakımı ve yetiştirilmesi ile uğraşıyordu. Boş kalan zamanlarda da başkalarına ait tarlalarda yevmiyeli çiftçtilik yapıyordu. Yaklaşık 10 tane de keçisi vardı. davacı tedavi süresince bu işlerini yapamaz hale geldi. Kısmen biz yardım ettik, kısmen de yevmiyeli ixçi tutarak bu işlerini yaptırdı. Davacının çiftçilikte ne kadar kazandığını bilmiyorum. Şu an itibariyle bir tarım işçisinin günlük yevmiyesi 150,00 TL civarındadır. Kaza tarihi itibariyle de yaklaşık 100,00 TL civarında günlük yevmiye ile tarım işçileri çalışırdı. Davacının kaza sebebiyle psikolojisinde bozulma olup olmadığını bilmiyorum,. anvcak uzun bir tedavide acı çekti. ailesi de bundan çok etkilendi. Davacı halen nefes almakta zorluk çekmektedir. Bu durumda kendisini etkilemektedir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında: “Davacıyı komşum olması neodeniyle tanırım. Kazanın nasıl olduğiunu bilmiyorum. davacı kazadan sonra yaklaşık 1,5 ay kadar hastanede tedavi gördü. Taburcu olduktan sonra tedavisine evde devam edildi. 10-15 günde bir hastaneye gidiş geliş yapmak suretiyle tedavisine devam etti. Halen rahatsızlığı devam etmektedir. Kazadan sonra yaklaşık 3-4 yıl kadar çalışamadı. davacının köyde yaklaşık 8-10 dönüm kadar mandalina bahçesi, 15-20 dönüm kadar da zeytin ağaçları vardır. Bu arazinin bağ ve bahçe işlerini ayrıca evde beslediği 3-5 ufak hayvanın bakımı ve yetiştirilmesi işinde çalışırdı. çoğunlukla kalan zamanında diğer şahısların tarlalarında yevmiyeli tarım işçisi olarak çalışıp, ailesinin ve kendisinin geçimini sağlardı. Kaza tarihinde günlük yevmiyeler yaklaşık 100,00 TL civarındaydı. Bugün ise günlük 150,00 TL yevmiye ile çalışılmaktadır. Ben de yevmiyeli işçi olarak çalışıyorum. Bu nedenle biliyorum. Davacının tedavisi ile evde iken eşi ilgilendi. Çocukları dışarda olduğu için pek ilgilenen olmadı. Davacıyı hastaneye gidiş ve gelişlerinde bazen akrabaları, bazen de ücretini ödemek suretiyle temin ettiği araçlarla hastaneye gidiş geliş yapıyordu. Kazadan sonra bahçeleri ile ilgilenemedi. Bağ bahçedeki işlerin yapımında kısmen biz yardımcı olduk, kısmen de ortakçıya vermek suretiyle tarladaki işleri yürüttü. Kendisi kendi işini yapamadığı gibi, kazadan sonra yevmiyeli işçi olaark da başka bir yere çalışmaya gidemedi, halen de gidemiyor. Halen tarlalardaki kendi işini de yapamıyor. Tarlalardaki işlerini de yaklaşık bir yıldır işçi tutmak suretiyle yaptırıyor. Davacının tedavisi tamamlanıp tam olarak iyileşmediği için, kendisini yarım hissediyor. Bu nedenle de ruhi durumu pek iyi değil. ailesi de bu durumdan çok etkilendi.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan keşfe müteakiben, kusur bilirkişisi … tarafından hazırlanıp dosyaya sunulan 15/04/2019 tarihli raporda; dava konusu kazanın oluşumunda: davalı sürücü …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu, davacı sürücü…’nin %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan kusur raporu sonrası dava dosyasının aktüerya bilirkişi …’e tevdi ile davacının davaya konu alacak kalemlerine ilişkin ödenmesi gereken tazminat miktarlarını gösterir rapor tanzimi talep edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde dosyaya sunulan 17/02/2021 tarihli raporda; 26.10.2015 tarihinde yaralanan…’nin geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 14.344,20 TL olduğu, kusur indirimi (%15) sonrası 12.192,57 TL olacağı, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 35.363,93 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 30.059,34 TL olacağı, bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 9.085,20 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 7.722,42 TL olacağı, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderinin 1.800,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 1.530,00 TL olacağı, tedavi ile ilişkili muhtemel ulaşım giderinin ise 1.500,00 TL olabileceği, kusur indirimi sonrası 1.275,00 TL olacağı, davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 52.779,33 TL’ye tekabül ettiği şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin kusur oranına ilişkin rapora yapmış oldukları esaslı itirazları da dikkate alınarak kazanın oluşumunda tarafların yüzdelik kusur oranlarının tespiti hususunda rapor tanzimi için dava dosyası İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından dosyaya sunulan 19/03/2020 tarihli raporda; davalı sürücü …’ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu, davacı sürücü…’nin %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 03/06/2021 tarihli dilekçesi ile ” trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talepli davamızda, davalı … A.Ş. ile akdedilen 25.5.2021 tarihli sulh protokolü doğrultusunda maddi tazminata ilişkin alacaklarımız 03.6.2021 tarihinde ödenmiş olup, davamızın maddi tazminat taleplerimiz yönünden ve de yalnızca maddi tazminat taleplerimizle sınırlı olarak konusuz kaldığını, yine maddi tazminat taleplerimiz yönünde sulh protokolü gereği davalı sigorta şirketi ile karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti alacak talebimizin bulunmadığını beyan ederim. Davamız manevi tazminat talebimiz yönünden ise devam etmektedir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı … A.Ş. Vekilinin 01/06/2021 tarihli dilekçesi ile “davacı taraf ile sulhen anlaşmaya varılarak ödeme yapıldığından maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak şirketimiz hakkında dava konusuz kaldığından ‘’karar verilmesine mahal olmadığına’’, şirketimizce yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda lehimize hüküm kurulmasına yer olmadığına, vekalet ücreti sulh dahilinde ödendiğinden karar verilmesine mahal olmadığına, dava masrafları da sulh dahilinde ödendiğinden yapılan dava harç ve masrafların davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesi” talebini içerir beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarardan dolayı maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
26/10/2015 tarihinde saat 10.40 sıralarında davacı…’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile bir bölümü çalışma nedeniyle trafiğe kapalı olan ve trafik akışının yolun tek bölümü üzerinden iki yönlü olarak sağlandığı 35-39 İl Yolu üzerinde İzmir istikametinden Seferihisar istikametine seyir halinde iken motosikletin ön kısmının İMKB Anadolu Lisesi kavşağında gidiş istikametine göre sağ tarafında bulunan Çevrekent sitesinden çıkıp trafiğe kapalı yol bölümünü geçerek kavşakta İzmir istikametine sola dönüş yapmak isteyen davalı …’na ait, davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı kamyoneti kullanan davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın sol ön kapı kısmıyla çarpışması sonucu oluşan trafik kazasında, davacı…’nin yaralandığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 08/02/2019 tarihli ve 272 sayılı raporuna göre davacı…’nin meydana gelen kaza nedeniyle meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %43 (yüzde kırk üç) olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğunun belirtildiği,
İstanbul Adli Tıp Kurumunun 19.03.2020 tarihli hükme esas alınan raporda davalı sürücü …’ın sola dönüş yapmak istediği kavşak mahallinde yolu kontrol etmesi, mevcut işaretleme durumunu, giriş yapmak istediği yol üzerinde seyreden araçların hız ve yakınlık durumlarını dikkate alıp gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken sol tarafından gelen motosiklete ilk geçiş hakkını vermeden giriş yaptığı kavşakta sevk ve idaresindeki aracın sol tarafından gelen motosikletle çarpıştığı olayda %85 (yüzde seksen beş) kusurlu olduğu, davacı sürücü…’nin ise yol çalışması bulunan mahalde iki yönlü yol üzerinde seyrini kavşağa yaklaştığını dikkate alarak sürdürmesi, sağ tarafından kavşağa giren araç nedeniyle etkili fren tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki motosikletin sağ tarafından gelen araçla çarpıştığı olayda %15 (yüzde on beş) kusurlu olduğunun rapor edildiği ,
Dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli 17.02.2021 tarihli aktüerya raporuna göre, davacı …’nin geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 14.344,20 TL olduğu, kusur indirimi (%15) sonrası 12.192,57 TL olacağı, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 35.363,93 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 30.059,34 TL olacağı, bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 9.085,20 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 7.722,42 TL olacağı, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderinin 1.800,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 1.530,00 TL olacağı, tedavi ile ilişkili muhtemel ulaşım giderinin ise 1.500,00 TL olabileceği, kusur indirimi sonrası 1.275,00 TL olacağı, davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 52.779,33 TL’ye tekabül ettiğinin rapor edildiği görülmüştür.
Davacı…’nin dava açıldıktan sonra 09.01.2020 tarihinde vefat etmesi üzerine
davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği gözetilerek, davacının yasal mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmış ve yargılamaya bu şekilde devam edilmiş, davaya devam eden mirasçıların vekilleri aracılığıyla 26/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 12.192,57 TL’ye, sürekli işgöremezlik tazminatını 30.059,34TL’ye , bakım giderini 7.722,42 TL’ye, tedavi ve ulaşım giderini 2.805,00 TL’ye arttırdıkları görülmüş, davaya devam eden mirasçılar ile davalı … A.Ş. arasında 25.5.2021 tarihli sulh protokolü yapıldığı, sulh protokolü doğrultusunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle…’nin maluliyet, geçici iş göremezlik, bakıcı, tedavi giderlerinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri yönünden 50.000TL ana para, 10.000,00 TL faiz, 1.500,00 TL yargılama gideri, 7.542,37 TL davaya vekalet ücreti olmak üzere toplam 69.042,37 TL ‘nin mirasçılara ödendiği, davacı mirasçılar vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin sulhe göre karar verilmesi isteklerinin bulunmadığı, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmasını talep ettikleri, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafından trafik kazası nedeniyle cismani zarardan dolayı açılan maddi tazminat davasında davacılar ile davalı … A.Ş’nin yargılama sırasında sulh olmaları nedeniyle maddi tazminat isteminin konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davalı sürücü …’ın haksız fiil hükümleri uyarınca, davalı malik …’nun KTK.nın 85 Maddeleri uyarınca tehlike sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu, davacı…’nin geçiçi maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’ın %85 oranında, davacı…’nin %15 oranında kusurlu oluşu, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacı…’nin meydana gelen kaza nedeniyle meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %43 (yüzde kırk üç) ve tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olması nedeniyle nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacı mirasçıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ndan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasında davacılar ile davalı … A.Ş’nin yargılama sırasında sulh olmaları nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ndan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan (peşin harç+bedel arttırım harcı) 888,41 TL’nin mahsubu ile bakiye 829,11-TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden;
Davacı vekili tarafından davalı … A.Ş ile yargılama sırasında sulh olmaları nedeniyle yargılama gideri talep edilmediğinden, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Davalı … A.Ş tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Davacı dava açmakta haklı olduğundan davalı … lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Manevi tazminat davası yönünden; alınması gereken 1.707,75-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 119,54TL’nin mahsubu ile bakiye 1.588,21-TL’nin davalılar … ve …’ndan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Manevi tazminat davası yönünden;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)