Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1480 E. 2022/561 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1480
KARAR NO : 2022/561

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin ihtiyati haciz talepli 13.12.2018 harç tarihli dava dilekçesiyle; dava dışı …. Hizmetleri Ltd. Şti’nin 28.07.2005 tarihinde iki ortakla kurulmuş şirket olduğunu, şirketin ortaklarının müvekkili …, …, …, … olduğunu, 26.02.2014 tarihine kadar müvekkilinin şirket yöneticiliği yaptığını, bu tarihten 30.10.2015 tarihine kadar … ve …, 30.10.2015 tarihinden ise … ve …’ün müdürlük yaptığını, şirketin dört ortağının bulunduğunu ve hepsinin doktor olduğunu, müvekkilinin göz uzmanı olması nedeniyle fiilen şirkette doktor olarak çalışamadığını, diğer ortakların gastroentolog olduğu için fiilen çalıştıklarını, ortakların şirket ortaklığından kar payı ve maaş aldıklarını, üç ortağın 2015, 2016, 2017 yılı olağan genel kurul yapmadıklarını, müdürlerin denetlenmediğini ve ibra edilmediklerini, müvekkilinin bu ortakların şirkete verdikleri zarar konusunda yeterli bilgisi olmadığından belirsiz alacak davası açtıklarını, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğini, örtülü olarak eşit olmayan bir şekilde kar payı dağıttıklarını, doktorların maaşlarının genel kurul tarafından belirlenmesi gerektiğini, ancak diğer üç ortağın bunu kabul etmediğini, oysa maaşların çok yüksek tespit edildiğini, 2017 yılında zaman zaman 40.000 TL’yi aşan aylık gelir elde ettiklerini, şirket karının yok edildiğini, müvekkiline bu yüzden kar payı ödemesi yapılmadığını, geçerli prim dağıtma kararı olmamasına rağmen 02.02.2015 tarihli genel kurulda prim dağıtılması yönünde karar verildiğini, şirket ortaklarına dağıtılacak olan performans priminin mutlaka kar payından dağıtılması gereken bir prim olması nedeniyle TTK. 616. maddesi gereğince genel kurul tarafından karara bağlanması gerektiğini, bunun aksine karar yeter sayısı olmadan prim dağıtılması yönündeki karar yok hükmünde sayılacağını, 26.07.2005 tarihinden 26.02.2014 tarihine kadar müvekkilinin müdürlük yaptığını, buna rağmen müdürlük ücretinin verilmediğini, müdür olan iki ortağı maaş yanında 6.000 şar TL müdürlük ücretinin de verildiğini, müdürlere ödenen fahiş huzur hakkı ve müdür ücretine hak kazanmadıkları halde yapılan ödemelerden dolayı bu zarara sebebiyet veren müdürlerin sorumlu olduğunu, ayrıca diğer üç ortağın kendi araçlarını şirkete kiralayarak ve kendilerine tahsis ettirerek şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, TTK. m. 395 gereğince müdürlerin şirketle işlem yapma yasağının bulunduğunu, 2015 yılından beri genel kurul yapılmadığı için müvekkilinin bu durumu genel kurulla dile getiremediğini, ortakların yönetici olarak hem kendi araçlarını şirkete kiralayarak ve hem de bu araçlar bakım, onarım sigorta masraflarını da şirkete yaptırarak şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, Kurban/ Ramazan Bayram parası altında usulsüz olarak kar payı dağıtılmasının da yasaya aykırı olduğunu, TTK. 626’ya göre müdürlerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmesi gerektiği halde bu işlemi yapmadıklarını, dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını, Urla da bulunan taşınmazın ortaklar kurulu kararı ile satıldığı halde ortaklara paranın dağıtılmadığını, müdürlük görevi devam ederken TTK. m. 630’a göre … ve …’ün görevden alınması gerektiğini, ayrıca şirketin doğan zararının tahsili için davalılara ait menkul ve gayrimenkullerin ihtiyaten haczedilmesini, TTK. m. 630’a göre bu yöneticilerin görevlerinden alınması/ yetkilerinin kısıtlanması ya da maaşlarına sınırlama getirilmesi yönünde karar verilmesi HMK m. 107 gereğince davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile şimdilik 100.000 TL şirket zararının davalılardan yasal faizi ile tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … … ve … ın 16.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini 2005 yılında şirketin kurulduğunu 134 payın davacıya, 67 payın … e ait olduğunun, şirket müdürlüğüne 10 yıl süre ile davacı … ün atandığını, 25.10.2005 tarihinde şirket hisselerine diğer ortaklar …, … ve …’nun da katıldığını, toplam 201 hisseden oluşan şirket ortaklığının 51 hissesinin davacıya, 50 şer hissesinin ise diğerlerine ait olduğunu, şirketin kuruluşu için İş Bankasın dan kredi alındığını kredilerin şirket geliriyle ödendiğini, şirket kurulduktan sonra Ferit Bocutoğlu’nun tam gün …’ın part-time … ve Kadir Aksöz ün ise hafta sonları ve zaman zaman hafta içi şirkete ait tıp merkezinde çalıştığını, 2007 yılı sonunda … e tam gün çalışmasının teklif edildiği, kabul etmeyince … ün 11.09.2008 tarihinde tam gün çalışmaya başladığının 2009 tarihinden itibaren davacının eşi olan … ün şirketten ayrıldığını, part time kadronun kaybolmaması için … ın emekli olmasına 3 ay kala istifa ederek hastaneden ayrıldığını ve … de çalışmaya başladığını, 11.07.2011 tarihinde … ün, … e ait olan hisseleri satın aldığını ve şirkete ortak olduğunu, şirketin 2012 tarihinde müstakil bina şartı getirilmesiyle yeni bir taşınmaz satın aldığını ve kar payı dağıtmadığını, şirket için alınan arsaya … ün sermaye artırımı yapılması teklifini kabul etmeyince şirket ortaklarının her birinin 300.000 er TL yatırarak 2. arsanın alındığını, 2009-2012 yılları arasında her bir ortağa 628.737,68 TL kar payı dağıtıldığını, 2009-2013 yılları arasında davacıya şirket müdürlüğü döneminde çalışan hekimlerin kuruluş sırasında kararlaştırılan maaşlarını vermek yerine kar payı dağıtıldığını, davacının şirket müdürlüğünün kendisinin başka bir işyerinde çalışması gerekçesiyle ayrılmak istemesi üzerine 26.02.2014 tarihinde … ve …’nun şirket müdürü olarak görevlendirildiğini, …’nun mesul müdür olması nedeniyle 2015 tarihinde şirket müdürlüğünden zorunlu nedenle ayrıldığını, şirkete gastroenteroloji uzmanı olarak Dr. … ın işçi sıfatıyla alındığını, Dr. …’nun aynı zamanda iş yeri hekimi olarak çalıştığını, şirketin Urla da ki arsasının 350.000 TL ye satıldığını, şirkete ödenen ücretlerin 12 yıldır artmadığını, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddini, ortaklar kurulu tarafından bu konuda alınmış bir karar bulunmadığını, davacının eşi olan gastroenteroloji uzmanı Dr. … ile birlikte … in kurulduğunu davacının 1.675 TL dışında sermaye koymadığını, davacının doğru beyanda bulunmadığını, müdürlük görevinin elinden zorla alınmadığını, 2015 yılı Mayıs ayında olağan genel kurul ve Kasım 2015 ayında olağanüstü genel kurulun yapıldığı, Mart 2019 yılında ise 2016, 2017, 2018 yıllarına ait genel kurulun yapılacağını, müvekkillerine şirketin zararına herhangi bir davranışının bulunmadığını davacı veya gastroentolog olan eşinin bugüne kadar şirketten 700.000 TL kar aldığını, müdür ortağın çalışması karşılığında ücret almasının olağan olduğunu daha önce ki müdüründe davacı olduğunu ve maaşları kendisinin belirlediği, davacının şirket içerisinde sindirilmediğini, şirketin elde ettiği karın dağıtıldığını, ortakların kendi araçlarını şirkete kiralaması ve çalışanların kullanımına tahsis edilmesinin usule uygun olduğunu, bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, iş kanunu gereği çalışanlara dağıtılması gerekli giderlerden olduğunu, şirket müdürlerinin şirkete bağlılık yükümlülüklerini yerine getirdiklerini Urla da satılan taşınmazın bedelinin dağıtılmadığını, davacı tarafın şirket yöneticilerinin görevden alınması talebinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz talebinin reddinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Davacı vekilinin 27.02.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davalıların şirkette doktor olarak çalışmalarını bahane ederek maaş, prim, ikramiye adı altında aylık 40.000 TL aylık aldıklarını, son dört yıldır genel kurul yapılmadığının, şirketin yöneticilerine karşı açılacak sorumluluk davasında TTK m. 555 e göre her bir pay sahibinin dava açabileceğini, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğinin, müdürlerin eşit olmayan bir şekilde kar payı dağıtıklarını, fahiş maaş aldıklarını, geçerli prim dağıtma kararı olmamasına rağmen prim dağıttıklarını, usulsüzce fahiş huzur hakkı adı altında verilen müdür ücretinin yüksek olduğunu, kendi araçlarını şirkete kiralayarak menfaat ettiklerin, kurban, ramazan bayramlarında ikramiye dağıttıklarını Urla da satılan taşınmazın bedelinin dağıtılmadığını, müdürlerin görevden alınmasının gerektiğini belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
Mahkememizce davacının ihtiyati haciz / kayyım talebi 15.03.2019 tarihli ara karar ile kısmen kabul edilerek TTK m. 630 a göre yöneticilerin yönetim ve temsil yetkileri sınırlandırılarak TTK m. 410 ve devamına göre genel kurul toplantısı yapılması için şirkete kayyım atanmış, davacının diğer ihtiyati haciz talep edenin şartları gerçekleşmediğinden bu talepleri reddedilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilleri 20.03.2019 tarihinde istinaf talebinde bulunmuşlardır.
Davalı tarafın 29.03.2019 tarihli dilekçesiyle ara kararın uygulanmasının istinaf incelemesinin sonuna kadar durdurulması talebi ise 15.04.2019 tarihli ara kararla kabul edilmemiştir.
Davalılar vekilinin tedbirin durdurulması ve kaldırılması yönünde ki istinaf incelemesi İzmir BAM 11. HD tarafından 19.06.2019 tarihli … E…. K. sayılı karar ile mahkemece itiraz üzerine duruşma açılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf dilekçesinin HMK m. 341 gereğince reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Kayyım olarak atanan … un 02.07.2019 tarihli dilekçesinde; İzmir 2. ATM … E. sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine ilişkin görüş açıklanmasını talep etmiş mahkememizce kayyımın toplantı yapması gerektiğinden toplantı yapılmış ve kayyım tarafından 19.08.2019 tarihli dilekçeyle 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 olağanüstü genel kurul toplantılarının 08.08.2019 tarihinde genel kurul toplantısının yapıldığı ve bu toplantıdan bütün ortaklar hazır bulunarak 2015 yılı, 2016 yılı ve 2017 yılına ait faaliyet raporu da bilanço işe gelir gider tablosunun da oylandığı ve oy çokluğuyla müdürlerin ibra edildiği, 2018 yılı faaliyet raporu ve bilanço gelir gider tablosunun da okunduğu ve oy çokluğuyla kabul edildiği, 2018 yılı şirket karına ilişkin ise dağıtılmamasına ilişkin karar alındığı, ayrıca çalışan ortak vekillerin ve müdürlerin maaşlarının indirilmesi, müdür sayısının bir e düşürülmesi ve ana sözleşeme 17. m. gereği … ün şirket payının satışına diğer ortaklara muvafakat vermesi önergelerinin ise reddedildiği belirlenmiştir.
İhtiyati tedbire ilişkin murafaada murafaa konusu olağan genel kurul toplantısının yapılmış olması ve bu toplantı sonucunda şirket ortaklarından davalıların itiraz sebeplerinin konusu kalmadığı, tespit edilmekle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava; şirket yöneticilerinin haksız fiili ile zarara uğrayan şirket alacaklısının uğradığı zarara ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Şirkete ait ana sözleşme, sicil kayıtları, davalının şirketin yöneticisi olduğuna dair kayıtlar, şirketin genel, geçici mizan, gelir tablosu ve bilançosu ile defter ve diğer kayıtlar ile değerlendirilmiştir.
Davacının talebinin şirket yönetim kurulu üyelerinin ortaklık malvarlığını kötüleştiren davranışları, ortakların ve alacaklıların dolayısıyla zarar görmesine yol açar. Ortaklık malvarlığını azaltan her fiil hisseleri oranında ortakları etkiler. Fakat eğer bu eylemler sonucunda alacakları tam olarak karşılanamıyorsa bundan birinci derecede alacaklılar da etkilenir. Ortaklığın gördüğü doğrudan doğruya bir zarar, ortaklar ve alacaklılar açısından dolayısıyla bir zarar teşkil eder.
Ortaklığın malvarlığının eksilmesinden dolayı alacaklılar alacaklarını tahsil edemeyeceklerdir.
Davacının dava gerekçesi olarak belirtmiş olduğu sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği, şirketin zarara uğrayıp uğramadığı ve diğer sebepler yönünden bilirkişiler Tahir Öztürk, Ahmet Ömer Özütemiz ve Gönenç Demir’den 05.07.2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; dava ve cevap dilekçesi ile şirketin defter ve kayıtları incelenmiş, dava konusu şirketin TTK m. 644/1f-a bendine göre limited şirketlere de uygulanacağı, yönetim kurulu üyelerinin yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluğunu düzenleyen TTK m. 553 gereğince yönetim kurulu üyelerinin kusurları ile verdikleri zararlardan sorumlu oldukları, hukuka aykırı davranış olarak kasıt veya ihmalle kusurun meydana gelebileceği, TTK m. 369 gereğince özen veya bağlılık yükümlülüğünün müdürlerin görevini ifa ederken yerine getirilmesi gereken bir sorumluluğu olduğu ve dürüstlük kuralına aykırı olarak hareket halinde sorumluluğun doğduğunu, hafif ihmalin dahi sorumluluk için yeterli olduğunu, her pay sahibinin sorumluluk davası açma hakkına sahip olduğunu, zararın ortaya çıkmasının sorumluluk davası için zorunlu unsur olduğunu, dava dışı limited şirketin doğrudan zararlarını şirkete ödenmesini talep edebileceği, iddia olunan zararların ortakların şirket ortaklığından kar payı ve maaş aldıkları, üç ortağın 2015, 2016, 2017 yılı olağan genel kurul yapmadıkları, müdürlerin ibra edilmediği, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğini, eşit olmayan bir şekilde kar dağıtımı yaptıkları, doktorların maaşların genel kurul tarafından belirlenmesi gerektiği, ancak diğer üç ortağın bunu kabul etmediğini, geçerli prim dağıtma kararı olmamasına rağmen 2015 tarihli genel kurulda prim dağıtılması yönünde karar verildiği, TTK m. 616 gereğince performans priminin kar payından dağıtılması gereken bir prim olması nedeniyle genel kurul tarafından karara bağlanması gerektiği, karar yeter sayısı olmadan prim dağıtılma kararı verilemeyeceğini, yok hükmünde sayılacağını, diğer üç ortağın kendi araçlarını şirkete kiraladıklarını ve şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, müdürlerin görevini yerine getirmediğini, Urla’da bulunan taşınmazın satıldığı halde ortaklara paranın dağıtılmadığını, yapılan incelemeye göre şirket ortaklarının almış olduğu huzur hakkının, müdür maaşını, performans ücretlerini, genel kurul kararıyla belirlendiğini, ortak doktorların ise doktorluk mesaileri karşılığı aldıkları maaş ise piyasa koşulları, emsal doktor ücretleri dikkate alındığında piyasaya uygun olduğu, böylece limited şirket müdürlerinin ortakları zarara sokacak bir durum oluşmadığını, iddia olunan zararın tespit edilemediği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 06.09.2021 tarihli beyan dilekçesinde; raporu kabul etmediklerini, raporda yanlış tespitlerde bulunulduğunu, defter ve kayıtların incelenmesiyle durumun ortaya çıkacağını, davalıların müdür sıfatıyla aldığı maaşın 02.05.2015 tarihinde 6.000,00 TL olduğunu, TTK m. 616 gereği müdür maaşlarının GK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, performans primi altında verilen ücretlerin hukuka aykırı kararla alındığını, davalıların doktor sıfatıyla aldığı maaşın da; kamuda çalışan bir doktora göre orantısız fazla olduğunu, C sınıfı Tıp Merkezinde alınan bu maaşın fahiş olduğunu, yine bayram parası adı altında alınan paranın da ve kar payı dağıtılmasına ilişkin kararın uygulanamamasının sebebinin de dağıtılan paralardan kaynaklandığını, Urla’da ki arsanın 350.000 TL ye satıldığının belirlendiğini, bu nedenle başka bir heyetten rapor alınması gerektiğini belirtmiştir.
Davalılar vekillerinin 20.09.2021 ve 02.10.2021 tarihli beyan dilekçelerinde; davacının şirket ortağı olan üç doktorun maaşının yüksek olduğu iddiasına dayandığını, 2012,2013,2014 yıllarında davacının müdür olduğunu, maaş artış yüzdelerinin davacının müdürlük zamanında gerçekleştiğini, bilirkişi raporunda da performansa dayalı ücret verildiğinin tespit edildiğini, Devlet hastaneleri ve Üniversite Hastanelerinden iki üç kat fazla çalışıldığını, çalışanlara bayram parası verilmesi yetkisinin müdürün yetkisinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları gözetilerek bilirkişilerden 10.12.2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu raporda; şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesiyle dava dışı … şirketinin ticari defterlerinin incelenmesiyle şirketin yıllar itibariyle SGK’ya ödediği vergi ve diğer giderler ile araçlar için ödediği yıllık kira bedellerinin asıl raporda da değerlendirildiği gibi aynı olduğu, şirketin ortaklar cari hesabının incelenmesiyle 31.12.2018 tarihi itibariyle …, …, … ve …’ün şirketten 205.000 er TL alacaklı oldukları, dava dışı Ltd Şti’nin doğrudan zararlarının şirkete ödenmesinin talep edildiği, ancak yapılan incelemede kök raporda da belirtildiği üzere herhangi bir zararın tespit edilemediği, kök raporda farklı bir sonuca ulaşılamadığı belirtilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemelere göre;
Davacının asıl ve birleşen dosyada talep ettiği, her üç ortağın 2015,2016,2017 yıllarında genel kurul yapmadıkları, eşit olmayan bir şekilde kar payı dağıttıkları, 2017 yılında 40.000 TL yi aşan aylık gelir elde ettikleri, bayram parası adı altında usulsüz olarak kar payı dağıtıldığı, Urla’da bulunan taşınmazın ortaklar kurulu kararı ile satıldığı halde ortaklara dağıtılmadığı iddiası incelenmiş ve şirketin defter ve kayıtlarına göre 02.05.2015 tarihli GK toplantısında 6.000 TL aylık net ücretin müdürlere ödenmesi önerisinin kabul edildiği, doktor maaşlarının özel ve devlet hastanelerindeki gibi performansa bağlandığı, 2017 yılı ücret bordrosuna göre … ve …nun brüt 43.000 TL net 28.000 TL, …’ün ise brüt 43.000 TL, net 24.000 TL huzur hakkı olarak performans primi ile 44.000 TL ücret tahakkuk ettirdiği, cevap dilekçesi ekindeki belgelere göre şirketin ödediği vergiler, kiralamış oldukları araçlar için yıllık kira bedelleri ve şirketin gelir tablosu ve bilançosuna göre aldıkları ücretlerin yıllar itibariyle değerlendirildiğinde piyasa koşulları ve emsal doktor ücretleri dikkate alındığında piyasa ile uyumlu olduğu, aynı zamanda TTK m. 644/1-a gereğince YK üyeleri hakkında A.Ş hükümleri uygulanacağından TTK m. 553 e göre YK üyelerinin verdikleri zararlardan sorumlu oldukları, TTK m. 369’da düzenlenen özen ve bağımlılık hükümlerinin ihlal edilip edilmediği incelendiğinde; zararın ortaya çıkması ve bu zarardan dolayı ya doğrudan doğruya ortakların zararının oluşması veya şirketin dolaylı olarak zarara uğraması halinde zararın şirkete ödenmesi kaydıyla ortakların dava açabileceği, ancak somut olayda davacının iddia ettiği zararların oluştuğunun tespit edilemediği, ortakların şirket ortaklığından kar payı ve maaş aldıkları, GK yapmadıkları, müdürlerin ibra edilmediği, bilgi alma ve inceleme hakkının ilhal edildiği, prim dağıtılması yönünde karar verildiği, performans priminin kar payından dağıtılması gereken bir prim olması nedeniyle GK da karar alınması gerektiği, Urla’da bulunan taşınmazın ortaklar kurulu kararı ile satılması ve buna ilişkin kar payı dağıtılmamasına ilişkin iddiaların yerinde olmadığı, şirket ortaklarının aldığı maaşın GK kararı ile ve mesleğe münasip olarak belirlendiği, ltd şti ortaklarının sorumluluğunu gerektirecek bir zararın tespit edilemediği anlaşıldığından davacının davasının reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının Reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın dava açılışında alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.627,05‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …