Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1377 E. 2022/225 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1377
KARAR NO : 2022/225

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 23/11/2018 tarihli dava dilekçesi ile; Davalı şirket ve gerçek kişi tarafından imzalanan kredi sözleşmesi çerçevesinde davacı Banka’dan büyük miktarlarda nakdi ve gayrinakdi kredi kullandırıldığı, davalı gerçek kişinin müşteri sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olması nedeniyle davacı Bankaya karşı olan borçların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, Kredi sözleşmeleri çerçevesinde kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine; muaccel olan ve temerrüde düşülen borçların ödenmesi için, yasal hükümler ve sözleşmesel kabuller gereğince esasen gerekmemekle birlikte Borçlular’a kredi hesaplarının kat’ı ile borcun ödenmesi ihtarları keşide edildiğini, borçlulara gönderilen kredi hesaplarının kat’ı ihtarı Üsküdar … Noterliği … yevmiye numarası ile gönderildiğini, keşide edilen bu ihtara rağmen borçların ödenmemesi üzerine, ödenmeyen alacakların tahsili için davacı Banka tarafından yasal işlemlere başlanıldığını, bu çerçevede davalılar aleyhine, genel haciz yolu ile (ilamsız) icra takibi İzmir 6. İcra Müdürlüğünde …/… esas sayısı ile başlatıldığını, söz konusu ödeme emri davalı …’ya 15.02.2018 tarihinde, davalı şirkete 14.02.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu tebliğlere yasal süresinde 21.02.2018 tarihinde vekillerince itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davacı Banka’ya takip talebinde yazılı miktarlarda borçlu oldukları hususu esasen davalıların layıkı veçhile bildikleri bir husus olmasının yanında, bu husus davacı Banka’ya borçlu olduklarını, münhasır delil niteliğinde olan davacı Banka kayıtları ile de sabit ve tartışmasız olduğunu, davalı borçluların Banka’ya borçlu olduklarını bilmelerine karşın haksız ve kötü niyetli olarak takibe ve borca itiraz ettiklerini, davalıların tüm borca ve fer’ilerine itirazları yersiz bir itiraz olduğunu, davaların davacı Banka’nın talep ettiği alacak ve alacağa ilişkin feriler yasalara ve bizatihi imzaladıkları Genel Kredi Sözleşmesi hükümlerine uygun olduğunu gayet iyi bildiklerini, davacı Banka Genel Kredi Sözleşmesi’nin yasal takibe intikal eden müşterilere ilişkin uygulanacak gecikme tazminatı/kâr payı mahrumiyeti oranının belirlenmesi noktasında kendisine tanıdığı yetkilere rağmen iyi niyetli bir yaklaşım gösterdiğini ve Davalılara kredi kullandırımında uygulanan gecikme tazminatı/kâr payı mahrumiyeti oranı neyse kanuni takipte de bu oranları talep ettiklerini, bu oranın da yasal ve sözleşmesel bir oran olduğunda bir kuşku bulunmadığını, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, Davalıların takip konusu alacağın 420’sinden aşağı olmamak üzere davacı Bankaya tazminat ödemelerine karar verilmesini talep ettiklerini, davalıların İZMİR 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyalarına ilişkin tüm itirazlarının iptaline ve icra takiplerinin aynen devamına, takip konusu alacağın 9420’sinden Aaşağı olmamak üzere davacı Banka’ya inkâr tazminatı ödemelerine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiğini, davalılar vekilinin 28/03/2019 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davacı banka dava dilekçesinde, icra takibine geçtikleri tarih itibarıyla müvekkillerimden 10,579.48.TL. alacaklı olduklarını iddia etmiş ise de gerek davalı şirketin ve gerekse diğer davalı gerçek kişinin davacı bankaya böyle bir borcunun bulunmadığını, icra takibine vaki itirazlarında da borcun aslına ve fer’ilerine yönelik olarak itirazlarını bildirdiklerini, aynı itirazlarını tekrarladıklarını, özellikle imzaya yönelik itirazlarını yinelediklerini, davacı bankanın alacağın fer’i olarak talep etiği faiz oranı da ülkemizdeki mevcut enflasyon oranı dikkate alındığında gabin teşkil edecek düzeyde olduğunu, bu nedenle gerek kredi faizine ve gerekse davacı banka tarafından bu oranın oldukça üzerinde uygulanan faiz oranına itiraz ettiklerini, davacının talepleri hakkaniyet sınırlarını zorlar nitelikte talepler olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacının davacının kötüniyetli olması ve haksız takip nedeni ile %20 tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı banka üzerinde bırakılmasını talep ettikleri görülmüştür.
İzmir 6 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyanın celp edilerek dosyamız içine alındığı görülmüş, dosyanın yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacı şirket olduğu, borçluların dosyamız davalılar şirket ve gerçek kişi oldukları, 10.467,63 TL asıl alacak, 111,85 TL gecikme kar payı mahrumiyeti olmak üzere toplam 10.579,48 TL alacağın talep edildiği, 2 adet krediye dayanıldığı, davalılar tarafından süresinde borca, ferilerine, faize ve faiz oranına varsa sözleşmede ki imzaya vs. Ferilere itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, davacı banka ile davalı şirket arasında imzalandığı beyan edilen ve davalı gerçek kişinin kefil sıfatı ile imzaladığı beyan edilen 03/02/2017 tarihli ve 13/03/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca davalı şirket için kullandırılan nakdi ve gayrinakdi krediler nedeniyle davalıların borçlu olduğu iddiası ile aleyhlerine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça öncelikli olarak imzaya itiraz edildiği, ayrıca borca ve faize de itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu icra dosyasında dayanak Kredi Sözleşmelerinde gerek davalı şirket yetkilisi sıfatı ile gerekse sözleşmede kefil olarak imzası bulunan kişi olarak gösterilen davalı … tarafından imzaya itiraz edildiği görülmekle sözleşmelerdeki imzaların davalı şirket yetkilisi ve davalı gerçek kişi olan …’ya ait olup olmadığının tespiti gerektiği anlaşılmıştır. …’nın sözleşme tarihi ve öncesine ait imzalarının bulunduğu birimlerden imza asıllarının olduğu belgeler celp edilerek dosyaya alınmış, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ve dayanak gösterilen kredi sözleşmeleri altında bulunan imzaların birlikte karşılaştırılması sureti ile imzaların davalı …’ya ait olup olmadığının tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kuruluna tevdi edildiği, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 16/08/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi ve davalı …’ya ait imza asıllarının bulunduğu belgelerin karşılaştırılmasında, kredi sözleşmesine … adına atılı imzalar ve … Tekstil kaşe izi üzerinde atılı imzalar ile …’nın mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptağından söz konusu imzaların … Eli ürünü olduğu hususlarında kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafın icra takibine itirazında aynı zamanda borca, faize ve ferilerine de itiraz edildiği görülmekle, icra takibine konu alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferileri, davalıya kullandırılan kredi veya kredilerin cins ve miktarları, yapılan ödemelerin miktarları, her bir davalının hangi hukuki sebeple alacağın ne kadarından sorumlu oldukları hususlarının tespiti ve hesaplanması için dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edildiği, 03/02/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; davacı banka ile davalı şirket arasında 03/02/2017 tarihli 100.000,00 TL limitli ayrıca 13/03/2017 tarihli 350.000,00 TL limit artırımı olan ve limitin 450.000,00 TL’ye çıkarıldığı Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme içeriğine göre davacı banka kayıtlarının delil olarak kabul edildiği, banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre, davalı şirketin davacı bankadan teslim aldığı 10 yapraklı çek karnesine karşılık bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın banka hesaplarında gayri nakdi risk olarak takip edildiği, çek karnesine ait boş koçanın dosya içinde mevcut olduğu, buna karşılık yaprakların bankaya iade edilmediği, bu nedenle risk bakiyesinden düşmediği ve çek karnesi sorumluluk bedelinden kaynaklı 18/12/2017 tarihli hesap kat ihtarı itibariyle muaccel hale gelen toplam 10.167,63 TL tutarında ki borcun ödenmesi için davalı tarafa ihtarname tarihi itibariyle 24 saat verildiği, temerrüdün 19/12/2017’de oluştuğu, ticari faiz yönünden tarafların sözleşme serbestisi uyarınca faiz oranının ticari işlerde serbestçe belirlenebileceği ilkesinin söz konusu olduğu, çek karinesi sorumluluk bedelinin her çek yaprağı için 27/01/2017’den itibaren 1.410,00 TL’ye çıkarıldığı, takip talebine konu 10.579,48 TL borcun çek karinesi taahhüt bedelinden kaynaklandığı ve asıl borca istenen %15,60 temerrüt faiz oranının sözleşmede kararlaştırılan orana uygun olduğu, zira T.C.M.B.’ne bildirilen kredi azami yıllık kar payı oranları bildirim formunda 12 aydan 24 ay üzerine olmak üzere ticari kredilerde kullanılabilecek oranın %21-%23 aralığında olduğunu gösterir imzalı belgenin bilirkişi tarafından temin edilerek dosyaya konduğu ve buna göre de uygunluğun tespit edilebildiği, 28/09/2017 tarihinde 1 adet sorumluluk bedelinin banka tarafından ödenerek gayri nakdi riskin nakdi risk haline dönüştüğü, davalı hesabından yapılan 2 adet ödemenin gerçekleştiği, risk bakiyesinin 290,65 TL olduğu, çek defteri verilmesi nedeni ile deposu gereken gayrinakdi risk bedeli olan 9.870,00 TL’ye bu bedelin eklendiği ve 6,98 TL gecikme kar payı eklendiğinde 10.167,63 TL olarak ihtarname tutarının doğru belirlendiği, asıl alacak miktarı olarak 10.422,45 TL’nin bilirkişi tarafından tespit edildiği, 111,36 TL temerrüt kar payı mahrumiyeti, 5,57 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 10.539,38 TL borcun hesaplandığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun dosyada ki mevcut verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalılar vekili tarafından rapora itiraz edildiği ancak içerik itibariyle ek rapor alınmasını gerektirir herhangi bir dayanak kayıt ve itirazın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ile davalı şirket arasında 03/02/2017 tarihli ve 13/03/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalandığı, davalı …’nın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmelerde imzasının olduğu, sözleşmeye istinaden davalı şirkete çek karinesinin teslim edildiği, davalı şirkete teslim edilen çeklerden birinin 28/09/2017 tarihinde bankaya ibraz edilmesi üzerine davacı banka tarafından 1 adet çek sorumluluk bedelinin ibraz edene ödendiği ve bu şekilde gayri nakdi riskin nakdi risk haline dönüştüğü anlaşılmıştır.
Davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye gayri nakdi risk bedelinin 10.422,45 TL olduğu hesaplanmış, 111,36 TL temerrüt kar payı mahrumiyeti, 5,57 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 10.539,38 TL borcun olduğu belirlenmiştir. Davalı …’nın sözleşmelerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalarının olduğu, imzaya ilişkin itiraz yönünden Mahkememizce incelemelerin yapıldığı, gerek davalı şirket yetkilisi sıfatı ile gerekse müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile atılan imzaların hem davalı şirket yetkilisi hem kefil sıfatı taşıyan davalı …’nın eli ürünü olduğunun kabulü gerektiği, davalı …’nın kefaletinin TBK ve TTK hükümlerine göre geçerli olduğu ve kefalet hükümleri uyarınca davalı şirket yönünden doğan borçtan sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, buna göre bilirkişi tarafından tespit edilen alacak miktarına ilişkin olarak bu miktarla bağlı kalınmak sureti ile her iki davalının itirazının haksız olduğunun kabulü gerektiği, taraflar arasında mevcut sözleşme serbestisi dikkate alındığında ve T.C. Merkez Bankasına bildirilen faiz oranları da birlikte incelendiğinde talep edilen faiz oranının makul olduğu, alacağın sözleşmeye dayalı olduğu ve hesaplanabilir nitelikte olduğu görülmekle, likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin de kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline,
Takibin 10.422,45 TL asıl alacak, 111,36 TL temerrüt kar kaim mahrumiyeti, 5,57 TL BSMV olmak üzere toplam 10.539,38 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 719,95 TL harçtan, peşin alınan 180,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 539,27 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davalılar kendilerine vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre reddine karar verilen kısım yönünden hesaplanan 40,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 221,78 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 950,00 TL ATK ücreti, 297,20 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.018,98 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, reddine karar verilen kısmın miktarı dikkate alındığında oranlama yapılmasına yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza