Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1347 E. 2021/505 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1347 Esas
KARAR NO : 2021/505

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 19/11/2018 tarihli dava dilekçesi ile; Davacı şirketin beton satım işi ile iştigal ettiğini, davacı şirketin işi gereği davalıya sipariş edilen 15/02/2018 tarihinde 07/04/2018 tarihine kadar bir çok defada olmak üzere değişik evsafta toplam 89-m3 beton satıldığını, davalı tarafça satın alınan betonun … İlçesi…’de bulunan bir adrese sevk ettirildiğini, davalı borçlunun aldığı mal ve pompa bedeli olarak davacıya toplam 19.638,74 TL ödeme yapması gerekirken ödeme yapmadığını, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrini tebliğ alan davalı tarafından süresi içinde borca itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, TTK mad. 21 uyarınca takipten önce davalı tarafa tebliğ edilen faturalara ve içeriğine davalı tarafça süresinde itiraz edilmediğini, davacı tarafça teslim edilen betonun davalı tarafından teslim alınmadığı iddiasının yersiz olduğunu, taraf defterlerinde yapılan incelemede taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve yapılan işin ispatlanacağını, açıklanan nedenlerle İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile davacı şirketin davalıdan 21.042,90 TL alacaklı olduğunun kabulü ile takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi yürütülmesini, davalı tarafın itirazının haksız ve kötniyetli olması sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 27/06/2019 tarihli yanıt dilekçesi ile; Dava konusu takibe ilişkin faturaların TTK mad. 21/2 uyarınca taraflar arasında önceden yapılmış ve geçerli bir sözleşme ilişkisine dayanması gerektiğini, davacı tarafından iddia edilen faturaların davalı tarafa tebliğ edilmediğini, tebliğ edilmiş olsa dahi faturalara itiraz edilmemesinin faturaların kesinleştiği anlamına gelmediğini, bahsi geçen faturalar ve irsaliyelerdeki imzanın davalıya ait olmadığını, davanın reddi takibin iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
Dava konusu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız içine celb edildiği, dosyanın yapılan incelemesinde; Dosyanın alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, dosyanın borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, 19.638,74 TL asıl alacak 1.404,16 TL işlemiş faiz olmak üzere 21.042,90 TL üzerinden takibin başlatıldığı, 01/10/2018 tarihinde davalı tarafından borcun tamamına, tüm faizine ve diğer ferilere itiraz edildiği, 02/10/2018 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı tarafa tebliğ edilmediği, kaldı ki karar tarihi ve dava tarihi birlikte dikkate alındığında hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olduğu görülmüştür.
Dava, davacı şirket tarafından davalıya satışı yapıldığı ve teslim edildiği iddia edilen beton ürününün bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiası ile davalı adına düzenlenen fatura bedellerinin tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça davalı ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunmadığı belirtilmiş ise de Mahkememizce yapılan yazışmalarda davalı … Yiğit’in kendi adına ticari işletme sahibi olduğu, uyuşmazlığa ilişkin dönemde beyan ettiği vergi matrahının tacir sınıfından kabul edilmesini gerektirir limiti aştığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dayanılan satım ilişkisine ilişkin düzenlenen fatura ve kayıtlar ile taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak iddia edilen alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarının ve ferilerinin tespiti için rapor düzenlenmek üzere dosyanın SMMM bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Raporun yapılan incelemesinde; Davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğunu, takdirin Mahkememize ait olmak üzere delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediğinden inceleme yapılmadığını, takip ve dava konusu yapılan 4 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ticari defter kayıtlarına göre takip ve dava tarihi itibari ile davalıdan ….638,74 TL alacaklı göründüğünün tespit edildiğini, davacı tarafından iş bu faturaların ve fatura muhteviyatı malların davalıya tesliminin ispata muhtaç olduğunu, şartları oluşmadığından davacının faiz talebinin yerinde olmadığının kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile dayanılan faturalara dayanak sevk irsaliyelerindeki imzaların SGK kayıtlarında mevcut inşaatta çalışan kişiler olup olmadığının tespit edilebileceğini, buna göre inceleme yapılması gerektiği beyan ettiği görülmüştür. Davacı tarafça dayanılan faturaların dayanağı irsaliyelerin dosyaya sunulması üzerine irsaliyeli faturalarda ismi geçen kişilerin SGK nezdinde davalı çalışanı olup olmadıklarının tespiti yönünden SGK İl Müdürlüğü, Ödemiş ve Bergama Sosyal Güvenlik Merkezleri’ne yazılan yazıya yanıt verildiği, yazı yanıtının dosya içine alındığı anlaşılmıştır.
Davalının davacı tarafından düzenlenen faturaları bağlı olduğu Vergi Dairesine beyan edip etmediği hususunda … Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yazışma yapılmış, düzenlenen BA formlarının dosyaya gönderildiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm belgeler ile birlikte değerlendirilme yapılmak ve nihai rapor düzenlenmek üzere dosyanın dosyamızda rapor düzenleyen SMMM bilirkişisine yeniden tevdi edildiği, ve bilirkişi tarafından düzenlenen 24/02/2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür. Raporun yapılan incelemesinde; Davalı tarafından … Vergi Dairesine bildirimde bulunulan 2018/3 dönemine ait BA formunda 10.145,64 TL ve 5.817,40 Tutarlı 2 adet faturanın bildirildiği, … dönemine ait BA formu ile davacı şirket kayıtlarının uyumlu olduğu, buna göre fatura muhteviyatı mal veya hizmetin davalı tarafından teslim alındığı kanaatine varıldığı, … ve … döneminde davacı şirkete ait bildirim bulunmamakla birlikte bu dönemde davacı şirket tarafından davalı tarafa yapılan satış tutarlarının bildirim zorunluluğu olan KDV’siz 5.000,00 TL’nin altında kaldığı, bu nedenle davalı tarafından bildirim yapılamayacağının anlaşıldığı, davalı adına… Mah. … İzmir adresinde bina inşaatının olduğu SGK kayıtlarından anlaşıldığı, davacı tarafından düzenlenen 2.147,60 TL tutarlı ve 1.528,10 TL tutarlı faturalarının muhteviyatının teslim adresinin… … olduğu ve sevk irsaliyelerinde bu hususun tespit edildiği, Mahkemece belirtilen 2 adet faturanın ve içeriği malın davalı yanca teslim alındığının kabulü halinde davacı şirketin alacağı olarak tespit edilen 15.963,04 TL bedele eklenmesi halinde toplam ….638,74 TL alacağı olacağının kanaatine varıldığı görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafça rapora itiraz edilmiş ise de yeniden inceleme yapılmasını gerektirir bir hususun tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça her ne kadar davacı tarafın dayandığı irsaliyelerde adı geçen …’ın irsaliye tarihleri itibari ile davalı yanında çalışmadığı beyan edilmiş ise de ülkemiz koşulları içinde kişilerin çalışan sıfatı ile SGK nezdinde bildirimlerinin her zaman mümkün olmadığı, geçici süreli çalışan kişiler tarafından da iş yerine teslim edilen mal ve hizmeti teslim alabildikleri ve bu hususun Yüksek Yargı Kararları ile de kabul edildiği görülmüş, davalı vekilinin bu konudaki beyanına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Kaldı ki davalı tarafça 10.145,64 TL bedelli ve 5.817,40 TL bedelli 2 adet fatura bağlı olduğu Vergi Dairesine bildirilmiş ve bu şekilde fatura içeriği ürün ve hizmetin teslim alındığının kabul edildiğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dayanılan toplam 3.675,70 TL bedelli 2 adet faturanın teslim yerinin… / … olduğu, dikkate alındığında her iki faturanın da davalı tarafından teslim alındığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Bunun yanında HMK mad. 222/3 hükmü de dikkate alındığında davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi nedeni ile davacı taraf kayıt ve defterlerinin lehe delil olarak kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacı şirket tarafından davalıya satışı ve teslimi gerçekleştiği iddiası ile satılan beton ürününün bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemi ile Mahkememizde iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Davalı tarafça dava konusu icra takibine dayanak faturalarda gösterilen ürünlerin davalıya teslim edilmediği iddiasında bulunulmuştur. Yapılan incelemeler davacı tarafça dayanılan faturalar ve defterlerin davacı tarafın talebini desteklediği görülmüştür. Davalı tarafa HMK mad. 222 hükmü kapsamında ticari defter ve kayıtları dosyaya sunması veya bulunduğu yeri bildirmesi hususunda verilen süreye rağmen kayıtların sunulmaması nedeni ile davacı kayıtlarının kendisi yönünden lehe delil olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça bağlı olduğu Vergi Dairesine beyan edilen 2 adet fatura bedeli olan 15.963,04 TL bedeli karşılayacak kadar malın davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, bunun yanında defterlere ilişkin açıklanan hususlar dikkate alınarak bakiye 3.675,70 TL bedelli 2 adet fatura yönünden de davalı tarafın borçlu olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle toplam 19.638,74 TL bedel yönünden davalının itirazında haksız olduğu görülmüş, bu bedel yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça her ne kadar icra takip dosyasında faiz isteminde de bulunulmuş ise de icra takip tarihine kadar davalının temerrüde düşürüldüğünü gösterir herhangi bir ihbar veya ihtarın dosyada tespit edilemediği, temerrüdün takip tarihinden itibaren oluştuğunun kabulü gerektiği, bu nedenle takibe kadar talep edilen faiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuş olmakla dava konusu alacağın faturaya dayalı hesaplanabilir ve likit olduğu görülmekle, icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
İzmir …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalının itirazının kısmen İPTALİNE,
Takibin 19.638,74 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İcra İnkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hüküm olunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.341,53 TL harçtan, peşin alınan 254,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.087,37 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 1.404,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 295,26 TL başvuru harcı, 500,00 TL Bilirkişi ücreti, 141,40 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 936,66 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 874,15 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/06/2021

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza