Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1319 E. 2022/368 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1319
KARAR NO : 2022/368

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 13/11/2018 tarihli dava dilekçesi ile; 27/01/2015 tarihinde davacının, davalı sürücü …’in kullandığı … plakalı otobüsten indiğini ve diğer otobüse binmek üzere hareket ettiği sırada davalının kullandığı otobüsün aniden hareket edip kendisine çarptığını, kaza neticesinde davalının yaralandığını, olay sonrasında yapılan ceza yargılaması neticesinde İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davalı … hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davacının uğradığı bedeni zararın ödenmesi için gerekli davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından … no’lu hasar dosyasından davacıya 31/10/2018 tarihinde 16.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bu miktarın davacının maddi zararını karşılamadığını, davacının geçirdiği tedaviler sonrası eski sağlığına kavuşamadığını, uzun süreli ve yaşı itibariyle de dayanılması güç olan bir tedavi süreci geçirdiğini, maddi zararının yanında ağır manevi zararının da olduğunu, dava konusu olayın meydana gelmesinde davalı sürücüsünün kusurlu olduğunu, davacının kusurunun olmadığını, açıklanan nedenlerle meydana gelen trafik kazasından doyalı davacının uğradığı işgücü kaybından doğan maddi zararlarının tespiti ile davanın 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak görülmesini, harca esas değer bakımından geçici iş göremezlik zararı için 250,00 TL, kalıcı iş göremezlik zararı için 250,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Genel Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalı … Genel Müdürlüğü vekili tarafından verilen 28/12/2018 tarihli dilekçe ile, söz konusu kazanın 27/01/2015 tarihinde meydana geldiğini, davanın 13/11/2018 tarihinde açıldığını, bu nedenle davanın açılabileceği sürenin geçmiş olduğunu ve davanın zamanşamı nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayda idarenin ve sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle dengesini kaybedip otobüsün sol tekerine çarpıp düşmesi sonucu meydana kazanın meydana geldiğini, kaza mahallinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davacının meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazadan dolayı davalı kuruma yöneltilecek hiçbir kusur bulunmadığını, davalı idare tarafından araçların bakımlarının düzenli olarak yapıldığını ve sürücülerin düzenli olarak psiko-teknik testlerden eğitimlerden ve sağlık kontrollerinden geçirildiğini, gerekli tüm önlemleri alarak yükümlülüklerini yerine getirdiğinden KTK Md. 86 hükmü uyarınca sorumluluğunun bulunmadığını, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davalı idarenin taraf olmadığını ve savunma yapamadıklarını, davalı idareye ait … plakalı otobüsün … no’lu poliçe ile … Sigorta A.Ş.’ne ZMS Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu, davalı sürücünün iş vereninin … A.Ş. Olduğunu ve davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Davalı … vekili tarafından sunulan 15/01/2019 tarihli yanıt dilekçesi ile, davalının … Genel Müdürlüğü’nde otobüs şoförü olarak çalıştığını, kaza tarihinde davacının yolcularını indirirken henüz hareket etmediği sırada sol ön köşe lastik kısmına çarpan davacının düşerek yaralandığını, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün tali kusurlu davacının asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı hakkında verilen kararın temyiz edildiğini, dosyanın halen Yargıtay’da derdest olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün tamamen kusursuz olduğunu, davacının taleplerinin kabul edilmesi için kalıcı maluliyetinin tespitinin gerektiğini, davalı sigorta şirketinden 31/10/2018 tarihinde 16.000,00 TL tazminat bedelinin tahsil edildiğini, davacının meydana gelen maddi zararının trafik sigorta poliçesi kapsamında giderildiğini, davacının kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğinden manevi tazminat bedelinin fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta tarafından dava dilekçesine herhangi bir yanıt verilmediği, yargılamanın ilerleyen aşamalarında kendisini vekille temsil ettirdiği görülmüştür.
Dava, 27/01/2015 tarihinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı, bedensel ve manevi zarara uğradığı iddiası ile araç sürücüsü, davalı araç işleticisi ve sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasıdır.
Kaza tarihi itibariyle … plakalı araca ait trafik kayıtları ve ruhsat bilgileri ile kaza tarihi itibariyle … plakalı araca ilişkin ZMS Sigorta Poliçesi ile davacı için düzenlenen hasar dosyası, davacının tedavi evrakı, davacı ve davalı sürücünün sosyal ve ekonomik durum araştırmaları ve SGK İl Müdürlüğü kayıtları celp edilerek dosyamız içine alınmıştır.
Davanın … A.Ş.’ne ihbarına karar verildiği, … A.Ş. Vekili tarafından verilen 19/04/2021 tarihli yanıt dilekçesi ile, meydana gelen olayda ihbar olunan şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı sürücünün ihbar olunan şirket ile davalı … Genel Müdürlüğü ile arasındaki hizmet alım sözleşmesine istinaden kadrosu ihbar olunan şirkette olmak üzere davalı … Genel Müdürlüğü emir ve talimatı altında çalıştığını, ihbar olunan şirketin yapılan işi ve araçları denetlemesinin mümkün olmadığını, kazanın gerçekleştiği anda aracın gerçek işleteni kim ise sorumlusunun da o olacağını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, sonuç olarak dava konusu olayda ihbar olunan şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı yönündeki beyanlarının kabulüne karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Ebab …/… Karar sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, katılanın … olduğu, sanığın … olduğu, 27/01/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davasının açıldığı, kusur raporu alındığı, raporda davalı …’in tali kusurlu, davacı …’ın asli kusurlu bulunduğunun belirlendiği, Mahkemece yargılamanın yapıldığı 15/03/2016 tarihli kararı ile sanık hakkında para cezasına hükmedildiği, taraf vekilleri tarafından kararın temyiz edildiği görülmüştür.
Tüm belge ve deliller toplandıktan sonra dosyanın davacıda oluşan bedensel zararın tespiti ve bedensel açıdan bakıma muhtaç olup olmadığının tespiti için kaza tarihi itibari ile geçerli sigorta genel şartları ve yönetmelik hükümleri uyarınca rapor düzenlenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na tevdi edilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ön raporda davacının nöroloji kliniğine sevkinin sağlanmasının istendiği görülmüş, davacının Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevkinin sağlandığı ve ön raporda talep edilen raporların düzenlendiği ve dosyanın yeniden İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 27/11/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun yapılan incelmesinde, meydana gelen trafik kazasında 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, meslek grup numarasının grup 1 olarak kabul edilerek meslekte kazanma gücü kaybının %18.2 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dosyanın tarafların kusur oranlarının tespiti için kusur bilirkişisine tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 16/03/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen raporun yapılan incelemesinde, meydana gelen dava konusu olayda davacı yaya …’ın %75 oranında asli derecede kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in %25 oranında tali derecede kusurlu olduğu, üçüncü kişi kurum ve kuruluşların dış faktörlerin olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etkileri olmadığından kusursuz oldukları yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dosya, dosya içinde mevcut kusur oranları arasında çelişkinin giderilmesi ve kazanın oluş şekline göre Asliye Ceza dosyası da incelenmek sureti ile tarafların kusur oranlarının tespiti için İstanbul Teknik Üniversitesi nezdinde trafik kürsüsünde görevli akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmek üzere İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 29/12/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli akademisylerden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporun yapılan incelemesinde, meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü davalı …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, bahsi geçenler dışında kalan herhangi bir kimsenin olayda kusurunun bulunmadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dosyada mevcut raporlar dikkate alınarak davacının bedensel zararının talep edilen zarar kalemleri yönünden ayrı ayrı hesaplanması ve buna ilişkin rapor düzenlenmesi için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 14/02/2022 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen raporun yapılan incelemesinde ; KTK Md. 90 hükmünün Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, bu nedenle hesaplamada %10 artış, %10 iskonto esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanıldığı, Yargıtay’ın son içtihatlarında zarar sürelerinin belirlendiği şekilde TRH 2010 Ulusal Yaşam Tablosundan yararlanıldığı, buna göre 2018 yılında geçerli olan veriler ile yapılan hesaplamaya göre, 14.824,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.982,84 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 901,12 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 17.708,05 TL alacağının bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 31/10/2018 tarihinde geçici, kalıcı iş göremezlik zararları ile bakıcı ve tedavi gideri alacakları için toplam 16.000,00 TL ödendiği, ödeme ile gerçek zarar arasında ki farkın 1.708,05’ye tekabül ettiği ve %10 dolaylarında olduğu, davalı sigorta şirketine ilk başvuru yapılan tarihe 8 iş günü ilavesi ile temerrüt tarihinin 12/04/2017 olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından istem sonucunu artırma dilekçesinin sunulduğu, harcın tamamlandığı ve dilekçenin davalılara tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 27/01/2015 tarihinde meydana gelen kazada davacının, davalı sürücü …’in kullandığı … plakalı otobüsten indiğini ve diğer otobüse binmek üzere hareket ettiği sırada otobüsün çarpması sonucu davacının yaralandığı, bedensel ve manevi zarara uğradığı iddiası ile araç sürücüsü, davalı araç işleticisi ve sigorta şirketi iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı … Genel Müdürlüğü’ne ait … plakalı aracın kaza tarihi olan 27/01/2015 tarihini de kapsar şekilde … no’lu poliçe ile ZMS Sigortası kapsamında sigortalı olduğu, sigortalayan şirketin ise davalı … Sigorta A.Ş. Olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 31/10/2018 tarihinde geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı ile bakıcı ve tedavi gideri olmak üzere toplam 16.000,00 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, yapılan hesaplama dikkate alındığında KTK Md. 111 hükümleri uyarınca davacı zararını tam olarak karşılamadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi dikkate alındığında 12/04/2017 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği görülmüştür.
Davalı …’in … plakalı aracın sürücüsü olduğu ve kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın ise kazanın meydana gelmesinde ve zararın oluşmasında %75 oranında kusurlu olduğu, buna ilişkin düzenlenen kusur raporlarının dosyada ki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, bunun yanında davacının meydana gelen kaza nedeniyle kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %18,2 oranında kalıcı iş göremezliğinin oluştuğu, ayrıca iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği ve 3 ay süresince başka birinin yardımına muhtaç olduğu, buna ilişkin düzenlenen ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 27/11/2019 ve 24/03/2021 tarihli raporlarının dosyada ki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Düzenlenen aktüer bilirkişi raporunun söz konusu raporlarda tespit edilen hususlar dikkate alınarak düzenlendiği, buna göre, davacının bakiye kalıcı iş göremezlik zararının 15.024,00 TL olduğu, bakiye geçici iş göremezlik zararının 1.982,84 TL olduğu ve geçici süreli bakıcı giderinin 901,12 TL olduğu, geçici iş göremezlik zararı ile geçici süreli bakıcı gideri toplamının 2.883,96 TL olarak hesaplandığı, Mahkememizce takdiren 2.884,00 TL olarak zararın tespiti gerektiği, buna göre; davalı sürücünün haksız fiili işleyen sıfatı ile davalı … Genel Müdürlüğü’nün araç işleteni sıfatı ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise aracı sigortalayan sıfatı ile TTK ve KTK hükümlerine göre bu zararlardan sorumlu olduklarının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Hesaplanan zarar miktarının düzenlenen sigorta poliçesinde gösterilen teminat limiti içinde kaldığı görülmüştür.
Davacının meydana gelen kaza nedeniyle vücudunda oluşan kalıcı iş göremezlik oranının yüksekliği, uzun süre bakıma muhtaç olması ve bundan sonra ki hayatında bu hasar ile yaşayacak olması dikkate alındığında manevi zararının yoğun olacağı ancak kazanın meydana gelmesinde ki kusuru da dikkate alındığında hakkaniyet ölçüsü içinde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kaldı ki manevi tazminata hükmedilirken bir tarafın mahvolmasına neden olunmaması gerektiği gibi bir tarafın da zenginleşme sebebi olunmaması gerektiği, ayrıca tarafların sosyal ekonomik durumları da birlikte gözetilerek bu hali ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat isteminden ise davalı sürücü ile davalı işleten … Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olması gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Maddi tazminat istemi yönünden davanın KABÜLÜNE,
15.024,00 TL kalıcı iş göremezlik, 2.884,00 TL geçici iş göremezlik ve geçici süreli bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 17.908,00 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’nin 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden, davalılar … ve … Genel Müdürlüğü’nün 27/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu oldukları dikkate alınarak, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden 27/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Maddi tazminat istemi yönünden yargılama giderleri :
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.223,29 TL harçtan, peşin alınan 231,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 991,94 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 213,59 TL başvuru harcı, 59,46 tamamlama harcı, 3.150,00 TL Bilirkişi ücreti, 820,00 ATK faturası, 663,30 tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 4.906,35 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat istemi yönünden yargılama giderleri :
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 683,10 TL karar ve ilam harcın davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya ödenmesine,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden vekillerin harcadıkları emek ve mesaiye karşılık karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hükmolunan vekalet ücretinden fazlaya hükmetme yasağı uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak … ve … Genel Müdürlüğü’ne ödenmesine,
Manevi tazminat istemi yönünden yapılan yazışma gideri bedeli dikkate alındığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalılar vekillerinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2022

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır