Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1246 E. 2021/530 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1246
KARAR NO : 2021/530

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı ….A.Ş. vekili 30.10.2018 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalısı … Ltd. Şti.’ne ait emtiaların Mersin Türkiye’den Kanada’ya sevkıyatının yapılması sırasında davalı … (İzafeten … Nakliyat A.Ş.’ye) ait … nolu konteynırın … ile taşınması sırasında 1606 koli ve 23.000 kg limon emtianın bozulduğu ve küflendiğinin tespit edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde bozulma nedeninin ısı derecesinin sevkıyat süresince sağlanamamış olmasından kaynaklandığı, diğer davalı … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin navlun faturası düzenleyerek navlun ücretini bizzat tahsil ettiğini, TTK m. 1138 ve devamına göre akdi taşıyan olduğunu ve bu nedenle sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin sigortalısının uğradığı zarar ve ziyanın tazmin edildiğini, 6102 sayılı TTK m. 1472 gereğince sigortalının haklarına kanuni halef olunduğunu, müvekkilinin akdi halef sıfatının da bulunduğunu, TTK m. 1178 uyarınca taşıyanın sorumlu olduğunu, İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe borçluların itiraz ettiğini, belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … Taşımacılık Ltd. Şti. vekili 06.12.2018 tarihli cevap dilekçesiyle; davacının İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ki takibe ve davada yetki konusunda itirazda bulunduklarını, müvekkilinin adresinin Mersin olduğunu, yüklerin fiili yükleme yerinin de Mersin Limanı, davanın İzmir ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, ayrıca konşimento da Alman Hukuku ve Hamburg Mahkemelerinin özel yetkili olduğuna dair yetki koşulunun bulunduğunu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra TTK m. 1188 aykırı olarak açıldığını, davanın esası yönünden ise TTK m. 1237 ye göre taraflar arasındaki ilişkide konşimentonun esas alınacağını, konşimento üzerinde yer alan koşulların sigortacıyı da bağlayacağını müvekkilinin konşimentoda taraf olarak yer almadığını, bu nedenle pasif husumet itiraz yaptıklarını, konteynır içi yüklemenin müvekkili tarafından yapılmadığını, TTK m. 1182/e-f-g gereğince taşıyanın hasardan sorumlu olamayacağını, TTK m. 1184 uyarınca ekspertiz raporunun usulüne uygun alınmadığını, her iki tarafın davet edilmediğini, yine TTK m. 1185 gereğince ihbar yapılmadığını belirterek davanın yetki, hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 25.12.2018 tarihli cevap dilekçesiyle; sigortalı firmanın Mersin’deki adresinden Mersin Limanına emtianın karayolu ile 3. kişi tarafından taşındığını, Mersin Limanından Kanada Limanına müvekkil şirketin acenteliğini yaptığı …. tarafından ve … limanına oradan da alıcının bulunduğu adrese dava dışı 3. kişi vasıtasıyla karayoluyla taşınma yapıldığını, müvekkili şirketin kombine taşımanın sadece deniz ayağını yerine getirdiğini, ilk ve son taşımanın müvekkili tarafından yapılmadığını, … numaralı … ile taşımanın yapıldığını, davacının sigortalısı yükleten … Ltd. Şti’nin sigortacısı olduğunu, teslim şeklinin bilinmediğini, bu nedenle risk alıcıya geçmiş ise davacının sigortalısı satıcının hasardan sorumluluğunun bulunmadığını, bu konuda bir belge sunulmadığını, davacı … şirketinin yanlış kişiye ödeme yaptığından … yani hatır ödemesi olduğunu, bu nedenle aktif husumet / sıfat yokluğunun bulunduğunu, mal bedelinin sigortalıya ödenmemiş olduğunu ispatlaması gerektiğini, pasif husumet yönünden de müvekkilinin taşıyan olmadığını, navlun faturasının diğer davalı … Taşımacılık Ltd. Şti. tarafından düzenlendiğini, müvekkili ile akdi bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin fiili taşıyan olarak diğer davalı ile anlaştığını, bu nedenle pasif husumet sıfatının bulunmadığını, yine yetki yönünden konşimentonun 24. maddesine istinaden Hamburg mahkemelerinin yetkili ve Alman Hukukunun uygulanmasının söz konusu olduğunu, yetki yönünden davanın reddini istediklerini, davacının sigortalısının usulüne uygun bir sürede ihbarda bulunmadığını, iddia edilen hasardan alıcının sorumlu olduğunu, davacının sigortalısının usulüne uygun hasar ihbarında bulunmadığını, dava konusu malların mühürlü olarak konteynıra taşındığını ve yine aynı şekilde teslim edildiğini, … numaralı konteynırın boş olarak sigortalının adresine bırakıldığını, sigortalı tarafın yüklemenin soğutmalı konteynırda set derecesinin taşıyana bildirildiğini ve taşıyanın bu şekilde taşıma yapabildiğini, limon yükünün olgunlaşmadan yüklenmesi gerektiğini, konşimentoda … yani yükleyici istifledi saydı yükledi mühürledi klozunun bulunduğunu, hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin ispatlanması gerektiğini, konteynırın sigortalı yükleticinin adresine verildiğini ve yükleyici tarafından yüklenerek mühürlü olarak müvekkiline teslim edildiğini, mührün hiç açılmadığını, …. şartı ile taşımanın gerçekleştiğini, aynı zamanda konşimento da … klozunun bulunduğu, taşıyanın sorumluluğunun sınırlı olduğu belirterek davanın aktif / pasif husumet / yetki / esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 1 nolu davalı olan … hakkında 22.01.2019 tarihli replik dilekçesiyle; davalı … (İzafeten … Nakliyat AŞ vekilinin aktif / pasif/ yetki itirazlarını kabul etmediklerini, … ödeme yapılmadığını, müvekkilinin 21.06.2017 tarihinde sigortalıya ödeme yaptığını ve müvekkilinin alacağı temlik aldığını, emtianın hasarlı olması nedeniyle oluşan 11.500 USD bedelli borç makbuzu ile sigortalı şirkete yansıtıldığını ve bu tutarın satıcı sigortalıya ödenmediğini, 12.06.2017 tarihli ibraname ile dava konusu hasardan doğan tüm hak ve alacakların müvekkillerine devredildiğini, müvekkilinin akdi ve kanuni halef sıfatını taşıdığını, yine pasif husumet yönünden de davalının taşıyan sıfatına sahip olduğunu, fiili taşıyan olarak sorumluluğunun bulunduğunu, TTK m. 1191 gereğince fiili taşıyanın da akdi taşıyan gibi sorumlu olacağını, davalının yetki itirazının TBK m. 13 ve 14’e ve HMK m. 17-18’e aykırı olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından yetki anlaşmasının yapılmadığını, konşimentodaki yetkili mahkemenin belirli olmadığını, Hamburg’daki hangi mahkemelerin yetkili olduğu belirtilmediğinden geçerli bir yetki şartının bulunmadığı (asimetrik yetki kaydı), yetki şartının satıcının da mahkemesinde dava açılabileceği hükmünün yer aldığını, acentenin yetki anlaşması yapabilmesi için özel yetkisinin bulunmadığını, TBK m. 20-21’e göre genel işlem şartı üzerindeki bu şartların yazılmamış sayılacağını, esasa ilişkin olarak da davalının herhangi bir tespit yaptırılmadığı ve hasar ihbarının usulüne uygun olmadığı itirazlarının TTK m. 1185 gereğince reddinin gerektiğini, konteynır içi sıcaklığın belirli bir derecede tutulmadığını, sevkıyat süresince +6 derece olması gereken ısının +9 +10 derecelere çıktığı, bunun da limon emtiasını etkileyerek bozulmaya sebebiyet verdiğini, konteynır içi sıcaklığın yüksek olduğu, konteynırın fişten çıkarıldığını davalının kabul ettiğini, verilen taahhütnamenin TTK m. 1243/1-a karşısında geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, hasarın ekspertiz raporunda tespit edildiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davacı vekili davalı … Taşımacılık Ltd. Şti. hakkında 22.01.2019 tarihli replik dilekçesiyle; davalı … Taşımacılık Ltd. Şti’nin yetki itirazının yerinde olmadığını, HMK m. 7 gereğince davalılardan birinin yerleşim yerinde davanın açılabileceğini, 1 nolu davalının acentesinin İzmir’de olduğundan İzmir İcra Dairesi ve Mahkemesinin yetkili olduğunu, yine konşimentodaki Hamburg mahkemelerinin yetkili olduğu itirazının da bu davalı tarafından ileri sürülemeyeceğini, zira konşimentoyu kendisinin düzenlemediğini, davalının yerleşim yerinin Türkiye olduğunu, bu nedenle yabancı devlet mahkemelerinin yetkilerini ileri süremeyeceklerini, davanın TTK m. 1188 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, esas yönünden de davalının navlun faturası düzenlemek suretiyle hasardan sorumlu olduğunu, akdi taşıyan sıfatını taşıdığını, her iki davalının hasardan müteselsilen sorumluluğunun bulunduğunu, zararın sevkıyat süresince konteynırda ki ısının +6 derece de tutulmamasından kaynaklandığını, davalının hasar tespiti yapılmadığı ve ihbar edilmediği, itirazlarının kabul edilemeyeceğini, usulüne uygun bir tespit yapıldığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sigorta sözleşmesine dayalı taşıma şirketine karşı sigorta konusu malın hasarlanmasına istinaden açılan rücuen takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, poliçe, ihtarname, faturalar, konşimento, ekspertiz raporları, hasar dosyası incelenmiş
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Sigorta AŞ nin takip borçlusu … (İzafeten … Nakliyat AŞ ve … Taşımacılık Ltd. Şti. aleyhine 10.10.2017 tarihinde yapmış olduğu ilamsız icra takibinde 46.616,86 TL asıl alacak üzerinden takibe geçtiği borçlulardan … (İzafeten … Nakliyat A.Ş.’ye ödeme emrinin 01.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlu … Taşımacılık Ltd. Şti. 30.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, … (İzafeten … Nakliyat A.Ş.’nin 08.11.2017, diğer borçlu … Taşımacılık Ltd. Şti. 02.11.2017 tarihinde takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, … taşımacılık Ltd. Şti.’nin yetkiye ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğu belirlenmiştir.
Davalının … İzafeten … Nakliyat A.Ş.’nin aktif husumet yönünden yapılan itirazının değerlendirilmesiyle; Davalı tarafın aktif husumet itirazı değerlendirildiğinde, davacı … şirketinin dava dışı sigortalı (Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi) kapsamında sigortalı … Ltd. Şti. 02.01.2017 tarihinde emtianın taşınması konusunda sigorta yaptığı ve sigorta ettiği, taşımanın konteynırlarda CIF teslim şeklinin üzerinden limon emtiası için kararlaştırıldığı ve emtiada konteynırın elektriğinin kesilmesiyle meydana gelen hasarın oluştuğu, hasarlı emtianın bulunduğu, bu emtia karşılığında, … Ltd. Şti.’ne 03.06.2017 tarihinde alıcı firma (…) 11.500 USD bedelli borç makbuzu düzenlendiği ve satıcıya ödeme yapılmadığı belirtildiğinden bu konuda sigortalının defter ve kayıtlarının incelenerek yapılan ödemenin … ödeme olup olmadığı konusunda bilirkişi SMMM … vasıtasıyla inceleme yapılarak hatır ödemesi olup olmadığı ve sigorta menfaatinin bulunup bulunmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişinin verdiği 24.06.2019 tarihli raporda … LTD. ŞTİ. ne alıcı/gönderilen …. tarafından 03.06.2017 tarihinde borç makbuzu düzenlendiği ve bu makbuz karşılığı … LTD. ŞTİ. nin mal bedelini tahsil etmediği, bu mal yerine başka bir bedelsiz mal göndermediğini belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 01.07.2019 tarihli beyan dilekçesinde; sigortalının alıcıdan mal bedelini tahsil etmediğinin tespit edildiğini, mal üzerinde ki menfaatinin devam ettiğini belirterek aktif husumetin bulunduğunu belirtmiştir.
Davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 12.07.2019 tarihli beyan dilekçesiyle; 03.06.2017 tarihinde … firmasının davacının sigortalısına düzenlediği borç makbuzunda tarih bulunmadığını ve bu nedenle bir değerlendirme yapılamadığını belirtmiştir.
Davalı … Taşımalık Ltd. Şti. vekili 09.07.2019 tarihli beyan dilekçesiyle; 11.500 USD bedelli borç makbuzunun TTK anlamında kabul edilecek belge olmadığını, sigortanın yapmış olduğu ödemenin hatır ödemesi olduğunu belirtmiştir.
Ancak satış sözleşmesi kapsamında malın CİF (Cost İnsurance Freight) teslim şekli ile satıldığı, bu halde malın hasar ve yararının alıcıya geçtiği, sigortalının aslında alıcı olması gerektiği, ancak Yerleşik Yargıtay kararları gereğince, CIF satışlarda sigortalanan mallar üzerindeki hasar/yarar alıcıya geçse dahi, sigorta sözleşmesinin tarafı olan satıcının, satım bedelinin ödenmemesi sebebiyle mallar üzerinde menfaatinin bulunduğu kabul edilmekte ve sigorta sözleşmesi yapılmakta olduğundan satıcının zararının oluşması halinde menfaatinin bulunduğu kabul edilmektedir. Ancak satıcının zararının oluşması için sattığı malın bedelinin tahsil etmemiş olması, ya da hasar gören mal yerine alıcıya bedelsiz mal göndermesi veya alıcının cari hesabında mahsup da bulunması gibi hallerde zarar görmesi söz konusu olacaktır.
Davalının … İzafeten … Nakliyat A.Ş. pasif husumet yönünden yapmış olduğu itirazın incelenmesiyle; davalı pasif … İzafeten … Nakliyat A.Ş. fiili taşıyan olduğu ve dosyada ibraz edilen … numaralı … ile taşımanın yapıldığı ve bu nedenle pasif husumet itirazının yerinde olmadığı, tespit edildiğinden bu yöndeki itirazı reddedilmiştir.
Davalı … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin yetki itirazı incelendiğinde; Mersin mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiş olup, diğer davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş.’nin konşimentosunun düzenlendiği yerin yani acentenin İzmir olması nedeniyle HMK m. 7 gereğince birden fazla davalı olup da bunlardan birisinin yerleşim yerinde dava açılabileceğinden icra takibi ve mahkemenin yetkisine olan itirazının reddine,
Aynı zamanda … numaralı … da taraf olmadığı akdi taşıyan sıfatını taşıdığı, bu yetki itirazının da MK m. 2’ye aykırı olduğu ve … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin düzenlenen konşimentoda taraf olmaması nedeniyle Almanya Mahkemelerinin / Hamburg / yetkili olduğu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. yetki itirazının değerlendirilmesinde ise davalı … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin akdi taşıyan ve dava dışı sigortalının ise yükleten olduğu taşıma ilişkisine fiili taşıyan olarak bulunan ve fiili taşıma sözleşmesine doğrudan taraf olarak katılmayan akdi taşıyanın talebi ile taşıma işini üzerine alan davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş.’nin fiili taşıyan olarak ileri sürdüğü, taşıma senedindeki 24. maddenin yetkili mahkemeyi kesin olarak belirlediği iddiasının kabul edilemeyeceği, belirlenmiş olup bu yöndeki yetki itirazı da red edilmiştir.
Kısaca açıklanacağı üzere yetkili mahkemenin madde 24’e göre … numaralı taşıma senedinde yer alan ve milletlerarası yetki kaydını içeren konşimento kuralının genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu açıktır. Buradaki genel işlem şartı, ticari nitelikte olsa da, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu m. 20-25’te yer alan denetime tabidir. Söz konusu denetim gerek tüketici gerekse de ticari nitelikteki genel işlem şartlarına uygulanmaktadır. Ayrıca söz konusu hükümler, tarafların iradelerinden bağımsız olarak emredici nitelikte kurallar barındırması nedeniyle kamu düzenine ilişkindir. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 uyarınca, hukuki işlemin tarihine bakılmadan, TBK m. 20-25’de yer alan kurallar geçmişe yönelik olarak da uygulanabilecektir. Öte yandan somut olayda yabancılık unsurunun bulunması da, kamu düzeni ile ilgili bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasını engellememektedir. Çünkü bu konuda “Türk Hukukunu Doğrudan Uygulanan Kuralları” başlıklı MÖHUK m. 6 uygulama alanı bulur: “Yetkili yabancı hukukun uygulandığı durumlarda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarının kapsamına giren hallerde o kural uygulanır”. Öğretiye göre, iç hukukta sözleşmeler için getirilmiş olan ve kamu yararı açısından önemli olan hükümler (örn. kira hukukuna ilişkin emredici hükümler, hâkimin fahiş cezai şartı indirmesi gibi), Türkiye’de yabancı bir hukuka tabi olan sözleşmelere de doğrudan uygulanır (Bkz. Aysel Çelikel / Bahadır Erdem: Milletlerarası Özel Hukuk, 11. Bası, 2012, s. 155). Genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerin bu kapsamda değerlendirileceği açıktır. Dolayısıyla yabancılık unsurlu olaylarda dahi, mahkemenin TBK’ da yer alan genel işlem şartlarına ilişkin denetim kurallarını uygulaması gerekmektedir.
Olayda konşimentoda yer alan yetki kaydının müzakere edildiği kabul edilse dahi, TBK m. 25’e göre söz konusu genel işlem şartı içerik denetimine tabidir. Bu maddeye göre, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kuralına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştıracak nitelikte hükümler konulamaz”. Somut olaydaki yetki kaydının geçerli olduğu kabul edildiğinde, söz konusu konşimento tahtında ortaya çıkan her türlü uyuşmazlıkta davacının yükle ilgilinin Hamburg mahkemelerine başvurması gerekecektir. Bu halde TBK m. 25 çerçevesinde söz konusu yetki kaydının geçersiz sayılmasına sebep olmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, Türk içtihat hukukunda TBK m. 25’te yer alan içerik denetimi konşimentolarda yer alan uluslararası yetki ve tahkim kayıtları için uygulanmıştır. Bu hususta verilen yerel mahkeme kararlarının Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi tarafından da onaylandığı görülmektedir. (Örneğin: İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1-) …, … 18-) … Esas, … 19-) … Esas) Dolayısıyla, Yargıtay İhtisas Dairesi tarafından da, konşimentolardaki yetki tahkim kayıtları açısından TBK m. 25’te yer alan içerik denetimi hâli hazırda kabul gören ve uygulanan bir yoldur.
Ayrıca, Konişmentoda m. 24’de yer alan yetki kaydı incelendiğinde; “Uygulanacak hukuk ve yetki anlaşması / Aksi burada kararlaştırılmadıkça, taşıyan ile taşıtan arasında iş bu taşıma senedi sözleşmesinden doğan herhangi bir dava, talep, uyuşmazlık veya yargılama Alman Hukukuna tabi olacak ve Hamburg Mahkemelerinde görülecek. Taşıyanın, tacirin ticari ikametinde dava açmasıda mümkündür.” bu kaydın her iki taraf için belirli bir mahkemeyi yetkili kılmadığı, taraflardan birinin menfaatlerinin üstün tutulduğu ve karşılıklı dengenin bulunmadığı bir mahkeme seçimi yapıldığı görülmektedir. Uluslararası Usul Hukuku açısından bu tür yetki kayıtları “Asimetrik Yetki Kaydı” olarak anılmaktadır. Bu tür kayıtların mahkemenin taşıyan açısından belirli olmaması sebebiyle geçerli olarak kabul edilmemektedir. Ayrıca bu durum, genel işlem şartı denetimi dışında ortaya çıkmaktadır. Mahkemeye sunulan asimetrik yetki kaydının geçersizliği için genel işlem şartı denetimine başvurmaya dahi gerek yoktur.
Sonuç olarak MÖHUK m. 6 gereğince uygulama alanı bulan genel işlem koşullarına ait hükümler gereğince somut olayda yetki itirazına dayanak yapılan konşimento kaydının geçerli olmadığından bu yöndeki yetki ilk itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların diğer itirazlarının ise esasa ilişkin olması nedeniyle taşımaya konu olan … nolu konteynırın taşıma esnasında iç ısısını gösterir bu konuda data logger ın bulunduğu kayıtları içeren belgelerin taşıma şirketinden istenmesiyle, taşıma konusu emtianın ( limonun ) taşıma sırasında yüklemeden teslim yerine kadar ısısının değişip değişmediği bu değişmenin limon emtiasını etkileyip etkilemediği, meydana gelen bir bozulma varsa bu bozulmanın sebebi / davalı tarafın ileri sürmüş olduğu taahhütnamenin taşıma konusunda etkisi ve diğer hususlar değerlendirilerek bilirkişi Gıda Mühendisi …, Kaptan … ve Teknik Bilirkişi…’dan rapor alınmıştır. 28.01.2020 tarihli raporda; taşımaya konu limon emtiasının +6° C Derecede soğutmalı konteynırda taşınması konusunda anlaşma yapıldığı, 07.06.2017 tarihinde alınan ekspertiz incelemesinde taşımanın +7,5 ve +10° C arasında yapıldığı, 706 koli ürünün hasar gördüğü, 15.732 USD olarak hesaplama yapıldığı, 03.01.2017 tarihinde +6° C sıcaklığın sabitlendiği, konteynırın 13 saat süresince soğutmada olmadığı, 02.02.2017 tarihinde saat 13:00 dan saat 16:00 a kadar soğutma sıcaklığının yüksek olduğu, yükleten/taşıtan … A.Ş.’nin olup gönderilerin … Firması olduğu, … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin ise navlun faturası düzenlediği ve TTK m. 921’e göre … Ltd. Şti.’nin Akdi taşıyan olduğunu ve TTK m. 1178’e göre eşyanın ziya ve hasarından sorumlu olduğunu, taşıma sırasında sıcaklık değişimi nedeniyle limonların küflenip bozulduğu, güç kesintisinin taşıyanın hakimiyetindeyken meydana geldiğini belirterek 13.142,55 USD zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 10.02.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; davanın kabulünü talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 14.02.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporunun eksik düzenlendiğini, reefer konteynerde 14 saatlik kesinti olduğunu, bu nedenle limonların küflenip bozulduğunun tespit ettiğini, survey raporunu kabul etmediklerini, survey raporunun eksik incelemeye dayandığını,
Bu rapora karşı davalı … Taşımacılık Ltd. Şti. vekili 17.02.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişilerin 07.06.2017 tarihli ekspertiz raporundaki çok önemli bir detayı göz ardı ettiklerini, TTK m. 903 uyarınca hasarın nerede meydana geldiğinin ispatının bunu iddia eden tarafa ait olup, davacının bunu ispatlayamadığını, davacı sigortacı tarafından ödemenin hatır ödemesi olduğunu, hak düşürücü sürenin aşıldığını, davacının HMK m. 194’e göre davasını ispat edemediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilerek İstanbul Nöbetçi ATM’den Bilirkişiler …, …, … ve …’dan 18.03.2021 tarihli yeni bir rapor alınmıştır. Bu raporda; yapılan incelemeyle dava dışı sigortalı … Ltd. Şti.’ne ait yine dava dışı … Firmasına dava konusu ramas limon emtiasını 27.770,40 USD bedelle sattığı, satışın CIF Montreal şeklinde yapıldığı, taşımanın …. SA tarafından düzenlenen 02.01.2017 tarihli … nolu konşimentoyla yapıldığı, konşimento da yükün +6 derecede taşınacağının belirtildiği, yüklemenin Slac ve FCL / FCL kayıtlarıyla yapıldığı, 03.01.2017 tarihli … nolu … tarafından düzenlenen deniz taşıma senedinde yine yükletenin … Ltd. Şti., alıcının … firması olduğu, 21 palet 23000 kg limon emtiasının soğutucu konteynerle 03.01.2017 tarihinde Mersin’de gemiye yüklendiği, navlun faturanın 04.01.2017 tarihinde düzenlendiğini, dava dışı alıcı talebi üzerine … numaralı konteyner içerisinde 03.02.2017 tarihinde survey incelemesi yapıldığı ve kontrol sertifikası düzenlendiği, davacının talebiyle … Ekspertiz Ltd. Şti. tarafından 07.06.2017 tarihinde ekspertiz raporu düzenlendiği, hasarın 46.416,86 TL olarak belirlendiği, alınan ilk bilirkişi raporuyla birlikte dosyada mübrez data logger kayıtları incelendiğinde konteynerdeki sıcaklık derecelerinin 02.01.2017 tarihinde saat 23.00’den 03.01.2017 tarihi saat 11.00’e dek sıcaklık değişiminin izlenmediği, saat 11.00’da güç kesintisinin olduğunu, 13 saat boyunca +7 derecede olması nedeniyle konteyner sıcaklığının limonların bozulmasına sebebiyet verecek derecede yükseldiği, zararın bu nedenden kaynaklandığı, konşimentoda belirtilen SLAC (Shippers Load, Stow, Eight & Count) yani yükleyici istifledi saydı yükledi mühürledi klozunun bulunduğunu, buna göre yükleten … Ltd. Şti.’nin ısı kontrollü frigo konteyneri taşıyana teslim etmeden önce yüklemeye uygun bir şekilde önceden soğutması gerektiği, yine fiili taşıyan …’un ise konteyner güvertede prize takılıyken kontrol yaparak soğutmanın devam edip etmediğini üstlendiği, konteyner içerisindeki herhangi bir aparat arızasında ve/veya soğukluk kontrol işleminin durdurulmasından kaynaklanan hasarlardan sorumlu olmadığı, taşıtan tarafından taşıma sıcaklığının +6 derece olarak belirlendiğini, konteynerin gemiye 03.01.2021 tarihinde yüklendiği ve 02.02.2017 tarihine kadar taşındığı, 02.01.2017 günü saat 23.00’den 03.01.2017 günü saat 11.00’e kadar 13 saatlik sürede meydana gelen güç kesintisiyle zararın oluşmasından dolayı davalıların sorumlu olamayacağı, konteynerin gemiye yüklenmeden önce güç kesintisinin geldiğini belirtmişlerdir.
Bu rapora karşı davacı vekili 08.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporunda belirtilen rizikonun teminata dâhil olmadığını, zararın sigortalı satıcının mal varlığında gerçekleşmesi nedeniyle alıcının devir ve temlik edebileceği bir alacağının söz konusu olmadığına ilişkin tespite katılmadıklarını, aktif husumetin gerçekleştiğini, hasarın poliçe kapsamında olduğunu belirterek yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 08.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; gemiye yüklenmeden önce … kayıtları incelendiğinde yükteki hasarın davacının elindeyken meydana geldiğini, deniz taşıması boyunca ısının muhafaza edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı … Taşımacılık A.Ş. vekili 06.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporuna göre davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce 18.03.2021 tarihli rapor değerlendirilerek davacı ve davalılara … numaralı konteynerin gemiye yüklendiği tarih 03.01.2021 ve bu tarihten önce konteynerin kimin hâkimiyetinde bulunduğunun bildirilmesi için süre verilmiş, davacı vekili 27.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; konteynerin gemiye yükleme tarihi belirtilmemiş olduğundan konşimentonun tarihinin gemiye yükleme tarihi olarak kabulünün gerektiğini, konteynerin gemiye 03.01.2017 tarihinde yüklendiği iddia edilmiş ise de buna ilişkin bir belge bulunmadığını, konteynerin 02.01.2017 Lizbon eksper gemisine yüklendiği ve hasarlandığına ilişkin ekspertiz raporu bulunduğunu beyan etmiştir.
Davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 10.06.2021 tarihli celsede; denizde taşıma senedi incelendiğinde teslim alma yeri ve teslim etme yerlerinin boş olduğu, taşıyanın sorumluluğunun senedin tarihi olan 03.01.2017’de başladığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce 10.06.2021 tarihli celsede davacı vekilinin 02.01.2017 tarihli konşimento aslını sunmak ve denizde taşıma senedinin düzenlenmesi hakkında beyanda bulunması için süre verilmiştir.
Davacı vekili 23.06.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; gemiye yükün yüklenme tarihi konşimento tarihi olan 02.01.2017 kabul edilmesi gerektiği, davalının 03.01.2017 tarihli taşıma senedini dosyaya sunduğunu, konşimentoda yer alan düzenlemelerin tarafları bağladığını, konşimentodaki 02.01.2017 tarihinin kabulü gerektiğini, yükün 03.01.2017 tarihinde gemiye yüklense dahi konteynerin uygun ısıda olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … İzafeten … Nakliyat A.Ş. vekili 23.06.2020 tarihli beyan dilekçesiyle; geminin kalkış limanında bulunan Mersin Gümrük Müdürlüğüne verilen Deniz Yolu Beyan Formunda davaya konu … sefer sayılı taşımanın 03.01.2017’de başladığını, davacı taşımanın 02.01.2017’de başladığını iddia etmesine rağmen konşimentoyu sunamadığını, konteynerin gemiye yüklenmeden önce güç kaynağında kesinti olduğunu, taşıyanın hâkimiyetinde bulunmadığı sırada meydana gelen zarardan taşıyanın sorumlu olamayacağını, survey raporunda hatılı olarak yükleme tarihinin 02.01.2017 olarak yer aldığını, oysaki yüklemenin 03.01.2017’de yapıldığını beyan etmiştir.
Davalılar ise bu ara karar gereğince konşimentonun düzenlendiği tarih itibariyle taşımadan dolayı sorumlu olmadıklarına ilişkin bir delil ibraz etmedikleri, mevcut konşimento da konşimento tarihinin 02.01.2017 olarak düzenlendiği belirlenmekle bu halde meydana gelen zarardan taşıyanın sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre alınan 28.01.2021 (havale) tarihli ilk rapor ve 18.03.2021 tarihli ikinci raporda taşıma konusu olan emtianın akdi ve fiili taşıyan tarafından …. nolu konteynerle 02.01.2017 tarihli konşimentonun taslak olduğu, bilahare taraflar arasında yapılmış olan … Denizde Yük Taşıma ve Deniz Yük Senedi ile yükün Mersin Gümrük Müdürlüğünde 03.01.2017 tarihinde … Eksper Gemisine yüklendiği, geminin bordosuna yüklenme tarihinin de deniz yük senedinde 03.01.2017 olarak yer aldığı belirlenmiştir. Her ne kadar davacı taraf yükün 02.01.2017’de gemiye yüklendiğini belirterek taşıyanın sorumluluğunda zararın meydana geldiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispatlayacak şekilde davalı taşıyan tarafından düzenlenmiş bir konşimento ibraz edememiştir. Alınan ikinci bilirkişi raporunda da bu durum değerlendirilerek yükün 03.01.2017 tarihinde gemiye yüklendiği, …’de (Deniz Taşıma Senedinde) yer aldığını belirterek taşıyanın hâkimiyetinde bulunmadığı sırada güç kaynağında gelen kesinti nedeniyle 02.01.2017 günü saat 23:00’den 03.01.2017 günü saat 11:00’a kadar 13 saatlik süre zarfında güç kaynağının konteynerde soğutma yapmadığı ve hasarın taşıyanın hâkimiyetinde bulunmadığı sırada meydana geldiği belirlenmiştir. Bu nedenle davacının davalı akdi ve fiili taşıyana karşı açmış olduğu davada zararın deniz taşıması sırasında meydana gelmediği, bilirkişi raporunda da bu durumun belirlendiği, ilk raporda ise 07.07.2017 tarihli ekspertiz raporuna dayanarak zarardan davalının sorumlu olduğunun belirlendiği, ancak ekspertiz raporundaki tarihin yanlış olması nedeniyle bu sonuca ulaşıldığı belirlenmiş olduğundan ikinci rapor dikkate alınarak davanın, davalılar yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının, davasının reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 560,61 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 501,31‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 6.834,19 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalılara verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır