Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/989 E. 2021/366 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/989 Esas
KARAR NO : 2021/366

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 08/09/2017 tarihli dava dilekçesi ile; Davacının, davalı şirketin İzmir … Mevkinde bulunan şantiyesinde yaptığı Bulon imalatlarına ilişkin olarak 10/10/2013 tarihli 53.100,00 TL bedelli ve 02/11/2013 tarihli 64.900,00 TL tutarlı 2 adet fatura düzenlediğini, faturaların davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir itiraza uğramaksızın kabul edildiğini ve ticari defterlerine işlendiğini, davalı şirketin bu faturalara mahsuben toplam 53.100,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 64.900,00 TL alacağın kaldığını, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, icra takip dosyasında yenileme talebinde bulunulduğunu ve dosyanın … esas numarasını aldığını, itirazın yenileme tarihi olan 07/09/2017 tarihinde öğrenildiğini, davalının itirazında haksız olduğunu, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 18/12/2017 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davanın yasal süresi içinde açılmadığı, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalı ile davacı arasında Bulon imalatına ilişkin olarak davacının üstlendiği işin karşılığında davacıya 35.000,00 TL ödenmesi hususunda anlaşıldığını, ancak davacının işin bitiminde davalıdan taraflar arasında anlaşılan bedelin çok daha üstünde bir bedel olan 100.000,00 TL’nin ödenmesini talep ettiğini, talebin kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafından iş kaybı sayılabilecek hususlar da dahil olmak üzere taraflar arasında anlaşılan bedelin de üzerinde 53.100,00 TL’nin davacıya ödendiğini, ancak dava konusu faturaya konu herhangi bir işin mevcut olmadığını, takibe konu faturanın davalı tarafından davacıya iade edildiğini, faturada gösterilen 2 nolu hakediş açıklamasının neye ilişkin olduğunun belli olmadığını, davacının söz konusu hizmeti verdiğini ispatlaması gerektiğini, davacının tanık dinletme istemlerine muvafakat etmediklerini, takibe itirazlarının hukuka uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava konusu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde; Alacaklısının dosyamız davacısı … olduğu, borçlunun … olduğu, 64.900,00 TL fatura bedeli 1.216,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.116,21 TL alacak üzerinden 1 adet faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibin … Esas numarası üzerinden açıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği ve İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacı alacaklı tarafından 07/09/2017 tarihinde vekaletnamenin dosyaya sunulması ve yenileme istemi üzerine dosyanın … Esas numarası aldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde birleşme yolu ile … unvanını aldığı ve buna ilişkin kayıtların dosyaya sunulduğu yargılamaya yeni unvanı ile devam edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının tacir olduğu, yapılan yazışmalar sonucunda tespit edilmiştir.
Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak üzere dosya bir mali müşavir bilirkişi ve bir inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 09/10/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafa teslim edildiği beyan edilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirket kayıtlarında ise dava konusu faturanın kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacı tarafa kesilen … nolu 64.900,00 TL tutarlı iade faturasının da defterde kayıtlı olduğu, iade faturasının davacı tarafa teslim ve tebliğine ilişkin herhangi bir ihtar veya bildirimin kayıtlarda tespit edilemediği, davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, yapılan işler ile ilgili olduğu beyan edilen belgenin dosyaya sunulu olduğu, bunların bir resmi imza kaydı ve bir sözleşme, bir de birim fiyat miktarları ile bunları gösteren bir hakediş metraj ve/veya ataşman gibi kayıtların bulunmadığı, gerek bir nolu hakediş gerekse iki nolu hakediş yönünden sözleşme birim fiyatlarının mevcut olmadığı, bu nedenle de teknik yönden bir inceleme yapılamadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava, davacı ile davalı arasında İzmir … Mevkinde davalıya ait şantiyede davacı tarafından yapılması kararlaştırıldığı beyan edilen Bulon İnşaatına ilişkin olarak sözlü şekilde yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı taraf sözleşme gereği yerine getirdiğini iddia ettiği edim nedeni ile 2 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaların davalı tarafa teslim edildiğini beyan etmiş, faturalardan biri yönünden ödeme yapılmasına rağmen 2. Faturada gösterilen 2 nolu hakediş bedelinin de ödenmesi gerektiği iddiasında bulunmuştur. Davalı taraf ise davacı ile kararlaştırılan işin bedelinin 35.000,00 TL olduğunu, düzenlenen birinci faturada sözleşilen bedelden dahi daha fazla istenmesine rağmen bu bedelin ödendiğini, ancak düzenlenen 2. Faturada gösterilen 2 nolu hakedişin davacı tarafından yapılması konusunda herhangi bir anlaşmanın olmadığını ve bu nedenle de borçlu olmadıklarını iddia ettiği görülmüştür.
Davacı tarafından düzenlenen her iki faturanın davalı tarafa teslim edildiği ve davalı tarafın defterlerine kaydedildiği yapılan incelemede tespit edilmiştir. İhtilaf konusu olan 02/11/2013 tarihli 64.900,00 TL bedelli fatura içeriği yönünden ise davalı tarafından bu edimin yerine getirilmediği hususunu delillendirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ve davalı tarafın icra takibine konu faturaların beyan edilip edilmediği hususunda bağlı oldukları Vergi Daireleri ile yazışma yapılmış, yapılan yazışma yanıtlarının dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacı ile davalı arasında eser sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacı tarafça yapımı üstlenilen işin tamamlandığı ve buna ilişkin 2 adet faturanın düzenlenerek davalıya teslim edilmesine rağmen faturalardan 64.900,00 TL bedelli faturaya ilişkin alacağın ödenmediği iddiasında bulunulduğu görülmüştür. Davacı tarafça söz konusu 02/11/2013 tarihli 64.900,00 TL bedelli … nolu faturaya dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine her ne kadar icra dosyası takipsiz bırakılmış ise de davacı vekili tarafından icra dosyasının yenilendiği ve bu dosya üzerinden itirazın iptali istemi ile Mahkememizde iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Davalı tarafça davacı tarafın düzenlediği ilk faturada gösterilen işin yapıldığı kabul edilmesine rağmen ikinci faturada gösterilen işin yapılmadığı beyan edilmiştir. Her ne kadar bu beyanda bulunulmuş ise de davacı tarafından takibe dayanak gösterilen faturanın davalı şirkete usulüne uygun şekilde teslim edildiği ve davalı şirket tarafından TTK mad. 21/2 uyarınca yasal süresi içinde fatura içeriğine itiraz edilmediği, faturanın davalı ticari defter ve kayıtlarına işlendiği tespit edilmiştir. Davalı tarafça söz konusu faturanın iade edildiği beyan edilmiş ise de iade faturasının davacıya teslim edildiği gösterir herhangi bir kaydın dosyada mevcut olmadığı, ayrıca bilirkişiler tarafından da tespit edilmediği görülmüştür. Davacı tarafından düzenlenen ve dayanılan 02/11/2013 tarihli faturanın KDV hariç bedelinin 2013 yılı 11. Ay döneminde davalı tarafından Vergi Dairesine beyan edildiği celp edilen kayıtlardan anlaşılmıştır. Tüm bu tespitler karşısında davalı tarafça beyan edildiği şekilde taraflar arasında faturada gösterilen işe ilişkin herhangi bir anlaşma olmadığı, davalı tarafın takibe konu edilen borcunun olmadığı yönünde ki davalı iddiasının davalı tarafça ispatlanması gerektiği, dosyada ispata dönük herhangi bir delil tespit edilmediği, davacı tarafça he ne kadar icra takip dosyasında faiz isteminde bulunulmuş ise de dava dilekçesinde alacak bedelinin sadece asıl alacağa ilişkin olduğu, bu hali ile takibe itirazında haksız olduğu, alacağın niteliği dikkate alındığında likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN KABULÜNE,
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı …’nin itirazının iptaline,
Takibin 64.900,00 TL alacak üzerinden devamına,
İcra İnkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hüküm olunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 4.433,31 TL harçtan, peşin alınan 1.108,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.324,98 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.237,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.144,33 TL başvuru harcı, 900,00 TL Bilirkişi ücreti, 271,90 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.116,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Yazman …
E-imza

Yargıç …
E-imza