Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/776 E. 2021/298 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/776
KARAR NO : 2021/298

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/12/2011
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara’da iki özel hastaneyi işlettiğini, davalıdan … adlı yazılım programını 31/05/2007 tarihli … fatura no ile 40.856,56 TL ye satın aldığını, programdaki ciddi problemlerin davalı şirket tarafından çözümlenemediğini, beklenen faydanın sağlanmadığını müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin yaşadığı sıkıntıların düzeltilmesi umuduyla şikayetlerini sürekli olarak davalıya bildirdiği, ancak netice alamadığını, müvekkilinin son mailinin 11/08/2009 tarihinde sorunların düzelmesi için attığını, 24/06/2009 tarihinde yine çözümlenemeyen sorunlara ilişkin davalı ile toplantı yaptığı ve 15/12/2009 tarihinde Noter kanalı ile ayıp ihbarında bulunduklarını, süresinde ayıp ihbarı yapılmasına rağmen, davalı tarafça ayıp ihbarının süresinde olmadığının beyan edildiği, müvekkilinin göndermiş olduğu maillerden ve ihtarname içeriklerine göre, müvekkilinin insan kaynakları biriminde kullanmak üzere davalıdan satın aldığı programda sorunların devam ettiği, İzmir 5. ATM’nin … D.iş sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere programdaki sorunların tek tek bilirkişi raporunda belirtildiğini, raporda belirtilmeyen hususların müvekkilinin davalıya çektiği ihtardan ve maillerde mevcut olduğu, müvekkilinin sözleşme gereği tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, il sağlık müdürlüğü ya da Sağlık Bakanlığı tarafından hastane kapatma cezasına kadar müvekkilinin yükümlülüğünü doğuran neticeler meydana gelme riskini yaşamasına sebep olduğunu, müvekkilinin bu nedenle Çalışma Bakanlığı ve SGK’ya ibraz ettiği belgelerini manuel hazırlaması ve idari para cezası ödeme yükümlülüğü altına girmesi de dava konusu programın çalışmaması sonucu yaşanan sıkıntılar olduğu, bu sebeple müvekkilinin dava konusu program için ödemiş olduğu fatura bedeli ve programdaki ayıbın tespiti için yapmış olduğu masrafları talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle İzmir 5. ATM’nin … D. İş numarasıyla tespiti yapılan ayıba ilişkin 41.423,97 TL maddi tazminatın fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği programı 31/07/2007 tarih ve … seri … sıra numaralı fatura ile satın aldığını, programda hiçbir ayıbın bulunmadığını, ihbar borcunun yasal süresi içinde ve TTK’nın 20/3 maddesi gereği gibi yerine getirilmediğinden dolayı da davacının ayıba ilişkin istemlerinin zamanaşımına uğradığını, tespite dayandırılarak açılan davanın usule aykırı olduğunu, tespit raporuna yapılan itirazlarını tekrarla davacının haksız , dayanaksız ve zamanaşımına uğramış tüm taleplerinin ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; satım ve hizmet sözleşmesi, bilirkişi, tanık anlatımları, yemine ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; sözleşme, ihtarname, faturalar, tanıklar, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, yemin ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
İzmir 5. ATM’nin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 04/03/2010 tarihinde yaptırılan delil tespiti talebi üzerine, Mahkemece 05/08/2010 tarihinde bilgisayar mühendisi … eşliğinde keşif yapıldığı, keşif neticesinde düzenlenen 27/08/2010 tarihli raporda, … adlı yazılım programında problemlerin olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tanığı …; “Ben 2007 yılında davalı şirkette bölge müdürüydüm şu anda satış islerinden sorumu bölge müdürüyüm, 31/07/2007 yılında satış sözleşmesi imzalanmıştı, satış sözleşmesinden öncede ürünün özelliklerini nasıl kullanacağını gösterir şekilde tanıtım yapmıştık bunun üzerine davacı taraf ürünü beyenip sözleşmeyi imzaladı, sözleşmede 75 günlük eğitim taahhüdü vardı, 75 günlük eğitim davacı çalışanlarına verildi hatta 10-15 gün de fazladan eğitim çalışması verildi, daha sonra proje teslim edildi, bundan sonra yapılacak hizmetlerin ücrete tabi olduğu söylendi, yinede 1,5 yıl boyunca davalı şirket çalışanları davacı şirketten gelen kullanım sıkıntıları gidermek için yerinde gidip ücretsiz yardımcı oldular, daha sonra bizden yardım talep etmediler 2010 yılı Ağustos ayında tekrar sözleşme yapmak istediler, versiyon hizmet sözleşmesi yapıldı, ayrıca ücreti mutabil yerinde hizmet verildi faturalar elimizde mevcuttur, 1 yıllık süre bittikten sonra tekrar bizden … ve daha sonra … hanım hizmet istedi ancak ücretsiz veremeyeceğimizi sözleşme yapılması halinde ücretli olarak verebileceğimiz söyledik bu da sistemin çalıştığını gösterir ayıplı ve gecikmeli teslim söz konusu değildir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … ” Ben davacı şirkette 10 yıldır çalıyorum, şu anda özlük işleri yönetmeniyim 31/05/2007 tarihinde insan kaynakları yazılım programı satın alındı, satın almadan önce ürün tanıtılmıştı, demosunu izledik, ayrıca neler istediğimize dair de kendilerine yazılı bildirimde bulunduk, program süresinde teslim edildi, uyarlama sürecinde bizde çıkan problemlerin programa yansıtılmasında sıkıntılar yaşandı, bu süre yaklaşık 2 yıl kadar sürdü, davalı taraf hizmeti bu sürede ücretsiz verdi, ancak ihtiyaçlarımızı karşılayacak şekilde programda düzeltmeler yapılamadı, özlük ve bordroda büyük sıkıntılar yaşadık, örneğin bireysel emeklilik sigortası için bir tutar girdiğimizde hayat sigortası modülüne atıyordu bordrodaki hesap yanlışlığına neden oluyordu, ayrıca gelir vergilerinde tam olarak hesaplamadığı için sıkıntı çıkıyordu, gelir vergisinde değişim olması nedeniyle davalı taraftan tekrar hizmet satın almak zorunda kaldık, buna dair gelir vergisi güncelleme versiyonu hizmet sözleşmesi yaptık, şubeler arası personel geçici sırasında aktardığımız personelin puantaj kayıtlarının tamamen silindiğini farkettik bu bakından verilen program ayıplıdır dedi. Davalı vekili talebi üzerine soruldu. Hale hazırda bu programı kullanmak zorundayız, ayrıca başka bir … diye bir firmadan da bordro programdan da destek alıyoruz, insan kaynakları ve eğitim programını kullanamıyoruz, dava açıldıktan sonra davalı firmayı bordro programına kayıt yapamadığımız da yardımcı olmaları için aradık ancak kendileri davadan vazgeçerseniz yardımcı oluruz şeklinde sözler söyledi” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … “Ben 12 yıldır davacı şirketin muhasebe işlemlerinde çalışıyordum, davacı şirket davalı şirketten … programı satın alındı, satın almadan önce demosu bize tanıtıldı, uyarlama süreci olacağı söylendi, sözleşme yapıldıktan sonra uyarlama sürecinde bizim davalı taraftan istemiş olduğumuz değişiklikleri program üzerinde gerçekleştiremediler şirketin 2 şubesinde 15 er gün olarak çalışan bir kişinin bordrosunda hata yapıyordu, bu nedenle Maliyeye düzeltme dilekçesi verdik elle hesaplamalar yapmak zorunda kaldık, bireysel emeklilikdeki indirimleri yanlış hesaplıyordu, yanlışlıkla hayat sigortası indirimi olarak gösteriyordu, ekranda görülen ile yazıcıda çıkan Doküman arasında farklılıklar vardı, programı kullanmaya başladıktan 2 ay sonra bordrodaki puantaja ilişkin verilen tamamen silindi yeniden yapmak zorunda kaldık, bize söz verdikleri halde icmal şablonlarını yapmadılar, davalı teknik destek hattını program içi aradığımda bir keresinde davalı tarafı aradığımızda destek sözleşmeniz yok bu nedenle hizmet veremeyiz dediler, ancak ne zaman aradığımı hatırlamıyorum, program 2007 yılı Mayıs ayında alındı bende alındığımda şirkette çalışıyordum, programı kısmen kullanıyoruz, personel puantajların bir kısmını davalıdan satın aldığımız programdan bir kısmını da başka bir programdan takip ediyoruz, bordroları da yine davalı tarafın programından ve diğer kullandığımız programdan hazırlıyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … “Ben 2006 yılında davacı şirkette işe başladım, 2007 yılında mayıs ayında dava konusu programı davacı şirket davalı şirketten satın aldı, alım sırasında bende bulunmuştum önce davalı şirket demosunu tanıttılar bizim talebimiz olursa bunları da uyarlama ile programa ilave edeceklerini söylediler, sonra sözleşme yapıldı, talebimizin bir çoğunda karşılayamayacaklarını söylediler, kendi şirketlerinde bu bölüme bakan ekibe durumu bildirdiklerini söylüyorlardı ancak düzeltme yapmıyorlardı, arkadaşlar defalarca programdan yakındılar verileri tekrar tekrar girdiklerini söylediler, programdan verilerin silindiğini söylüyorlardı bende verilerin silindiğini gördüm ben 1 yıl kadar önce şirketten ayrıldım ben ayrılmadan önce mesala aynı bölümde 2 defa eğitim programı yapılmasına izin vermiyordu, bize anket programı uyarlamışlardı, ancak yapılan anketinin cevaplarının gizli olması gerekirken özlük programında gözüktüğünü farkettik, ayrılmış personelin doğum günü kutlamaları yapılıyordu, normalde bunun bilgisayarda görülmemesi gerekiyordu, şirketteki arkadaşlar ben ayrıldığım sırada davalıdan aldıkları programı kullanmaya çalışıyorlardı” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … “Ben davacı şirkette 7 yıl kadar çalıştım bu yıl ocak ayı sonlarında şirketten ayrıldım, şirkette insan kaynakları görevlisiydim, satın alınan programın bir kısmı insan kaynaklarına bir kısmı da bordroya yönelikti, 2007 yılında program satın alındı, mayıs veya haziran ayıydı, programın önce demosu tanıtılmıştı sonra satın alındı, personelin aldığı eğitimi ben giriyordum, 2-3 defa benim girmiş olduğum kayıtlar tamamen silindi tekrar yazmak zorunda kaldık, neden silindiği tespit edilemedi, davalı şirkette tespit edemedi, onlar kontrolünden sonra tekrar yazdım tekrar silindi bu nedenle programın bu kısmını kullanamadık execelsen giriş yaptık, başka bir değişle eğitim modülü kullanamadık ayrıca iş başvurularında TC kimlik numarası ile başvuru almak istedik, ancak yapamadık davalı şirkette bu durumu düzeltmediği için iş için başvuranlar için mükerrer görüşmek zorunda kaldık, davalı tarafından günceleme yapıldıktan sonra programdaki i harfleri soru işareti şekil de çıktı bu nedenle raporlarımızı hazırlayamadık arama sorgulamasını yapamadığım için istediğimiz kişilere ulaşamadık, kariyer planlaması kısmında oturmadığı için kullanamadık, başka bir programdan destek almak zorunda kaldık, insan kaynakları ile ilgili program almadık başvuru alt yapısı programından aldık” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 04/11/2014 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … HD’nin 20/01/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı karar ile “Mahkemece uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi ve yazılım programının uyarlandığı davacının iş yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği, açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına” karar verildiği, davalı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Yargıtay …. HD.’nin 19/06/2017 … Esas ve … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği görülmekle dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında yer alan bozma gerekçeleri ve taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu da dikkate alınarak yazılım programının kurulduğu, davacıya ait işyerinde keşif yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı, yargıtay bozma ilamı ve gerekçeleri de dikkate alınarak davacının ayıplı ve eksik ifadan dolayı zararının oluşup oluşmadığı, var ise oluşan zarar miktarı ve bu miktarın taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıdan istenip istenemeyeceğine dair rapor hazırlanması hususunda Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, dosyanın konusunda uzman bir hukukçu, bir SMMM ve Bilgisayar Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edildiği, mahkeme heyeti ve bilirkişiler ile birlikte 15/02/2018 tarihinde keşif yapıldığı, hukukçu bilirkişi … ile SMMM bilirkişisi … tarafından 16/09/2019 tarihli düzenlenen raporda; her ne kadar bilirkişi kurulu olarak keşfe gidilmiş olsa da yazılım programının virüslü olması ve keşif esnasında bu durumun teknik ekip tarafından düzeltilememesi nedeniyle uyuşmazlık konusunun açıklığa kavuşturacak gerekli incelemenin yapılamadığını, yazılım programını inceleyecek olan bilgisayar mühendisi bilirkişinin yurdışında olması ve uzun süre gelmeyecek olması nedeniyle bilirkişi heyetine başka bir bilgisayar mühendisinin eklenmesine ihtiyaç duyulduğu rapor edilmiştir.
Mahkememizce Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesine davaya konu bilgisayar programı üzerinde yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, keşif sonrası düzenlenecek bilirkişi raporunun gönderilmesi istenilmiş ise de, talimat mahkemesince mahallinde bilirkişiler …, … ve … refakatinde keşif yapıldığı, bilgisayar programının çalışmadığının tespitine müteakiben, bilgisayar programının çalışmama sebebi, bu sebebin davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadğı, davalıdan kaynaklanmış ise davacının, dava kapsamında oluşan zarar miktarının tespiti hususunda, Yargıtay Bozma İlamında belirtilen gerekçeleri karşılar mahiyette rapor alınmadan, dosyanın Mahkememize iade edildiği görülmekle, dava dosyası yeniden Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile, Mahkememizce belirtilen eksiklikler ve Yargıtay Bozma İlamında belirtilen gerekçeleri karşılar mahiyette rapor alınması istenmiş olup, mahkemece 17/12/2019 tarihinde mahkeme heyeti ve hukukçu bilirkişi … ile SMMM bilirkişisi … ve bilgisayar mühendisi … ile birlikte yeniden keşif yapıldığı, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24/02/2020 tarihli raporda ; davacı ile davalı arasında 31/05/2017 tarihinde İnsan Kaynakları Yazılımı sözleşmesinin akdedildiği; 31/07/2007 tarih ve … numaralı irsaliyeli fatura ile de sözleşme konusu eserin teslim edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin de hukuki niteliği itibariyle bir eser sözleşmesi olduğu, sözleşme konusu yazılımda ortaya çıkan sorunların değişik tarihlerde mail yoluyla davalıya bildirildiği, bu sorunların çözümü için değişik tarihlerde toplantıların yapılmış olduğu mail yoluyla bildirilen arızaların ayıp ihbarı sayılıp sayılmayacağı konusundaki takdirin mahkemenin yetkisine ait olduğu, davacı tarafından davalıya keşide edilen 05/12/2009 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğü, maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksun kalınan kar talebinden vazgeçildiği, sadece sözleşme konusu yazılım bedelinin iadesinin talep edildiği, daha sonra davacı tarafından 04/03/2010 tarihinde İzmir 5.Asliye Ticaret mahkemesinde … D.iş sayılı tespit davasının açıldığı, 06/05/2011 tarihinde hazırlanan raporda sözleşme konusu yazılımdaki bazı eksikliklerin tespit edildiği, ancak somut bir tazminat veya zarar miktarı tespitinin yapılmadığı;
Davacı tarafından iş bu davanın 20/12/2011 tarihinde açıldığı, davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulduğu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu,
Dava konusu uyuşmazlık 818 sayılı Kanun döneminde gerçekleştiği için uyuşmazlığın çözümü için 818 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği davalı tarafından davacıya mail yoluyla bildirilen arızaların ayıp ihbarı sayılıp dava konusu uyuşmazlıkta yüklenicinin ayıptan doğan sorumluluğuna başvurulması ve davacının sözleşmeden dönme hakkının kabulü halinde, dönme sonucunda tarafların aldıklarını iadesinin gerektiği, davalının aldığı bedeli elde ettiği semere ve faydaları ile birlikte iade etmesi gerektiği, davacının dava dilekçesindeki talebi bedel iadesi değil de tazminat talebi olduğundan iş bu davanın tazminat talebi olarak kabul edilmesi halinde davacının maruz kaldığı zararları somut olarak ispat etmesi gerektiği ancak dosyaya maruz kalınan zararların ispatına ilişkin somut bir delilin sunulmadığı rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi nedeniyle, itirazları karşılar mahiyette ve özellikle dava konusu yazılımda ayıp olup olmadığı, var ise ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın eser sözleşmesine ilişkin hükümleri de dikkate alınarak, dosya kapsamına uygun ek rapor alınmasına karar verildiği, Ankara …ATM ‘ye bu hususta tekrar talimat yazıldığı, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii edilerek, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10/08/2020 tarihli ek raporda; dava konusu bilgisayar programındaki hata ve eksikliklerin ayıp olarak nitelendirilebileceği, dava konusu bilgisayar programındaki bu eksiklik ve hatalar ancak kullanıma bağlı olarak zamanla ortaya çıkan ayıplar olduğu, bu ayıplar, bilgisayar programının davacı tarafından belirli bir süre kullanılmasından sonra ortaya çıktığından gizli ayıp olarak değerlendirilebileceği, bunun dışında kalan diğer hususlarda kök raporda varılan sonuç ve kanaatin aynen geçerliği olduğu rapor edilmiştir.
Davalı tarafça rapora itiraz edilmesi üzerine, Ankara ….ATM’ye talimat yazılarak, bilirkişi heyetinin 10/08/2020 tarihli ek raporlarında belirttikleri eserde gizli ayıp bulunduğuna dair tespite göre söz konusu eserdeki ayıbın niteliği itibariyle eserin kullanılamayacak veya hakkaniyet gereği iş sahibinin kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olup olmadığı, eser kabule zorlanamayacak derecede ayıplı değil ise ayıp giderim bedeli, davacının iadesini isteyebileceği bedel ile tenzili gereken yada onarım bedeli konusunda ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 22/02/2021 tarihli 2.ek raporda; dava konusu bilgisayar programındaki hata ve eksikliklerin ayıp olarak nitelendirilebileceği, bu eksiklik ve hatalar ancak kullanıma bağlı olarak zamanlar ortaya çıkan ayıplar olduğu, bu ayıplar bilgisayar programının davacı tarafından belirli bir süre kullanılmasından sonra ortaya çıktığından gizli ayıp olarak değerlendirilebileceği, bu eksiklik ve hataların ancak kullanıma bağlı olarak zamanla ortaya çıkan ayıplar olduğu, bu ayıpların bilgisayar programının davacı tarafından belirli bir süre kullanılmasından sonra ortaya çıktığı, gizli ayıp olarak değerlendirilebileceği, 13 yıl önce vuku bulan bir olayda mevcut bilimsel ve teknolojik uygulamalar karşısında o tarihte ortaya çıkan ayıbın eserin kullanılamayacak veya hakkaniyet gereği iş sahibinin kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı olup olmadığının tespiti konusundaki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu, bununla birlikte davacı firmanın yeni bir program kullanmaya karar vermiş olmasının bu programın kullanılamayacak ölçüde ayıplı olabileceğini düşündürdüğü, 13 yıl önceki programdaki ayıp giderim bedeli veya bedel tenzili konusunda bir hesaplama yapmanın oldukça zor hatta imkansız olduğu, bunun dışında kalan diğer hususların kök raporda varılan sonuç ve kanaatin aynen geçerli olduğu rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME: Dava; eser sözleşmesinin ayıplı ifasından kaynaklanan sözleşmeden dönme hakkı nedeniyle ödenen sözleşme bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ;
Taraflar arasında … Satış Sözleşmesi ibareli bila tarihli sözleşme yapıldığı, sözleşmenin üçüncü maddesine göre, sözleşmenin konusunun … programındaki tüm iş süreçlerinin müşteriye ve müşterinin ihtiyaçlarına uyacak şekilde uyarlanması ve teslim edilebilmesi için müşterinin ihtiyaçlarının belirlenmesi, mevcut durumun ve süreçlerinin analiz edilmesi, bu analiz çalışmalarına uygun olarak uyarlamaların yapılması, raporlama ve evrak gereksinimlerinin belirlenmesi, personelin eğitilmesi ve … programının verimli olarak kullanılabilir hale getirilmesi, belirlenen sürelerde … personeli nezaretinde uygulamaya geçilmesi ve nezaret altında uygulamanın gözlenmesi, … programının lisans danışmanlık bedellerinin ve ödeme vadelerinin belirlenmesi, projenin süresinin kalitesinin belirlenmesi, tarafların birbirlerine karşı olan ve bu işi yapmaktan dolayı olacak sorumluluklarının belirlenmesi olarak tespit edildiği, yapılan işbu sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu,
Davacı taraf sözleşmeye göre, davalı şirketten satın aldığı ve bedelini ödediği bilgisayar yazılım programının ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıplı yazılım programı sebebiyle uğranılan zararın tazminini talep ettiği,
Davalı taraf ise güncelleme satın alarak programın güncellendiği, ayrıca garanti paketi satın aldığı gözetildiğinde, davacının iyi niyetli olmadığını, bu durumun programın ayıpsız olduğunu ve davacı tarafından kullanıldığına işaret ettiğini, dava konusu yazılımın hatalı olmadığını, sorunların hatalı kullanımından kaynaklandığını, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulanmadığını ve alacağın zamanaşımına uğradığını savunduğunu,
Taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi uyarınca, davalı tarafça, dava konusu … adlı yazılım programının 31/07/2007 tarihinde davalıya teslim edildiği,dosyada mevcut faturaya göre programın bedeli olan 40.856,56 TL’nin davacı tarafça davalıya ödendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu yazılım programının ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplandığı,
Eser sözleşmesinin teslim edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken kanunun 818 sayılı Borçlar Kanunu olduğu, 818 sayılı BK’nın 355 maddesinde düzenlenen eser sözleşmesine göre, yüklenici eser sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlandığı, eser sözleşmelerinin her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olduğu, yüklenicinin BK’nın 356 maddesine göre, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine göre fen, teknik ve sanat kurallarını uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğu, BK’nın 360 maddesine göre yapılan şey iş sahibinin kullanamayacağı ve nıspet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukabele şartlarına muhalif olursa o eser ayıplıdır düzenlemesinin bulunduğu, buna göre malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması halinde veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacağı, bu çerçevede ayıp kavramının içeriği belirlenirken öncelikle sözleşme hükümlerine bakılacağı, eserdeki vasıfların neleri içereceği, sözleşmeye göre tespit edileceği, eserin ayıplı olması halinde BK’nın 360 maddesine göre iş sahibinin ayıplı imalat nedeniyle o şeyi kabulden imtina edebileceği, bu hususta müteahhidin taksiri bulunursa zarar ve ziyan isteyebileceği, işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı olması önemli derecede değilse iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde fiyatta indirim ve o işin düzeltilmesinin bir masrafı gerektirmiyor ise müteahhidi tamire mecbur edebilir, bu hususta müteahhidin taksiri varsa iş sahibi zarar ve ziyan isteyebilir, buna göre, ayıbın varlığı ile muayene ve ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmesi halinde iş sahibinin eseri kabulden kaçınma (sözleşmeden dönme) ücretin indirilmesi, eserin tamiri ve tazminat talep etme haklarının bulunduğu, ayıba karşı tekeffülden doğan seçimlik haklarının kullanılması için yüklenicinin kusurlu olmasının şart olmadığı, yüklenicinin kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu, yüklenicinin ayıbı takip eden zararda kusuru bulunduğu takdirde tazminat ödemekle yükümlü olduğu, diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği,
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesine göre davalı tarafça davacıya … adlı yazılım programının 31/07/2007 tarihinde teslim edildikten sonra, davacı iş sahibinin söz konusu yazılım programı nedeniyle davalıya 31 adet bildirim yaptığı, davalının çeşitli çözüm yolları uygulayıp sorunu gidermeye çalıştığı, yazılım programındaki sorunların devam etmesi üzerine davacı tarafça davalıya 15/12/2009 tarihinde noter ihtarnamesinin gönderildiği ve ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde satış bedelinin reeskont faizi ile birlikte geri verilmesinin istenildiği, davalının 25/12/2009 tarihli ihtarnameyle davacıya söz konusu ihtarnamedeki iddiaları reddettiklerine dair ihtarname gönderdiği, Mahkememizce dava konusu yazılım programı üzerinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 10/08/2020 tarihli raporda; dava konusu bilgisayar programının kullanılmaya başlanmasından sonra 22/08/2007-24/06/2009 tarihleri arasında 31 adet bildirim yapıldığı, bildirimleri 23 adetinin hata, 8 adetinin iyileştirme niteliğinde olduğu, bilgisayar programında İzmir 5. ATM’nin … D. İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, dava konusu bilgisayar programındaki eksik ve hataların tespit edildiği, söz konusu eksik ve hataların bilgisayar programının taşıması gereken lüzumlu vasıfları taşımaması nedeniyle ortaya çıkan eksiklik ve hatalar olduğu, bu hataların gizli ayıp niteliğinde olduğu, zira bu hataların ancak kullanıma bağlı olarak zamanla ortaya çıkan eksiklik ve hatalar olduğu, bu ayıpların bilgisayar programının davacı tarafından belirli bir süre kullanılmasından sonra ortaya çıktığının rapor edildiği, yine 22/02/2021 tarihli ek raporda da; gizli ayıbın niteliği itibariyle eserin kullanılamayacak veya hakkaniyet gereği iş sahibinin kabule zorlanamayacak ölçüde ayıp olup olmadığının tespiti konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, bununla birlikte davacının yeni bir program kullanmaya karar vermiş olmasının bu programın kullanılamayacak ölçüde ayıplı olabileceğini düşündürdüğü ve rapor tarihi itibariyle 13 yıl önceki programdaki ayıp giderim bedeli veya bedel tenzili konusunda hesaplama yapmanın imkansız olduğunun belirtildiği, böylece davacının eser sözleşmesi kapsamında 31/07/2007 tarihinde teslim aldığı bilgisayar yazılım programında gizli ayıp bulunduğu, gizli ayıp nedeniyle davalının sorumluluğunun zamanaşımı süresince devam ettiği, 818 sayılı BK’nın 364 maddesine göre, eser sözleşmelerinde iş sahibinin edimini oluşturan iş bedelinin muacciliyetinin teslim şartına bağlandığı, bu nedenle eser sözleşmelerinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili talepli davalarda zamanaşımı süresinin işin yüklenici tarafından iş sahibine teslim edildiği tarihten itibaren başladığının kabul edildiği, Yargıtay 15 HD’nin 2017/1302 Esas, 2017/2995 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere eser sözleşmelerinde zamanaşımının başladığı tarihin eserin sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihten itibaren başlayacağı, 818 sayılı BK’nın 126/IV maddesine göre, eser sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, yüklenicinin kast veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirilmemiş ve özellikle ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalarda ise 5 yıllık zamanaşımı süresi değil, 818 sayılı BK’nın 125 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı,
Eldeki davada, davacının eser sözleşmesi kapsamında davalıdan satın aldığı bilgisayar yazılım programının gizli ayıplı olduğu, davacının, davalıya eserde ortaya çıkan gizli ayıpları 22/08/2007-24/06/2009 tarihleri arasında 31 adet bildirim yaparak e-mail yoluyla davalıya bildirdiği, sorunun çözümü için davalı tarafça toplantılar yapıldığı, bu şekilde davacının davalıya süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, ayıbın devam etmesi nedeniyle davacının dava konusu yazılım programı yerine yeni bir program kullanmaya karar verdiği ve ardından davacının ayıp sebebiyle 818 sayılı BK’nın 360 maddesinde düzenlenen haklardan olan eseri kabulden kaçınma (sözleşmeden dönme) hakkını kullanarak söz konusu yazılım programı için ödediği bedelin iadesini talep ettiği, söz konusu bilgisayar yazılım programındaki gizli ayıbın niteliği itibariyle davacının eseri kullanamayacak veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olduğu, söz konusu yazılım programının davacıya 31/07/2007 tarihinde teslim edildiği, zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, dava açılış tarihinin 20/12/2011 tarihi olduğu, bu nedenle söz konusu alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne, 40.856,56 TL sözleşme bedelinin dava tarihi olan 20/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 567,41 TL delil tespiti masrafının yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
40.856,56 TL sözleşme bedelinin dava tarihi olan 20.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
567,41 TL delil tespiti masrafının yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine,
Alınması gereken 2.790,91-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 615,15TL’nin mahsubu ile bakiye 2.175,76‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 18,40 TL başvuru harcı, 615,15-TL peşin harç, 27,70 temyiz karar harcı, 136,00 TL temyiz yoluna başvuru harcı, 2,90 TL vekalet harcı, 8.140,30-TL tebligat, posta gideri, bilirkişi ücreti ve keşif yolluğu, 567,41 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 9.507,86‬ TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 6.111,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır