Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/624 E. 2021/192 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/624
KARAR NO : 2021/192

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle;Müvekkilinin eşini kaybetmesi üzerine Ordu ilinden İzmir Kemalpaşa ilçesine taşındıktan sonra komşuları …, … ve davalı … ile tanıştığını, …, … ve davalının müvekkiline Ardahan’dan miras kaldığını öğrenmeleri üzerine mirası almasında yardımcı olacaklarını söyleyerek müvekkiline iyilik yapıyormuş gibi görünerek miras payını almasına ön ayak olduklarını, Ardahan’a gidildiğini ve sözde avukat tuttuklarını, avukata herhangi bir ödeme yapılmadığını, avukatlık ücreti tahsil edilecek paradan karşılanmak suretiyle anlaşma yapıldığını, davalı ile komşu …’ın ceplerinden belki 1000-2000 TL kadar bir harcama yaptıklarını, ancak mirastan gelen ilk paradan haberdar olan …’ın müvekkilinden 5.000.-TL aldığını, ayrıca müvekkilinden boş senet alındığını, müvekkili tarafından davalı ve … hakkında Kemalpaşa C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, Kemalpaşa C.Başsavcılığına …. Soruşturma numaralı dosyasında …’ın savcılık ifadesinde 5.000.-TL alındığını kabul ettiği ancak senedin müvekkili tarafından kendi rızası ile veriliğini beyan ettiği, müvekkilinin kendi rızası ile senet vermediğini,davalının Savcılık ve emniyette verdiği ifadede bugüne kadar müvekkiline 44.000.-TL verdiğini belirttiği halde senet üzerine 135.960.-TL yazarak bu rakam üzerinden icra takibi başlattığını, bu nedenle ileride fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik fiili icra takibi ile davalının söylemleri arasındaki fark tutarı olan 91.960,00 TL değerindeki bu davayı açtıklarını, Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2017/1473 sayılı takip dosyasının teminatsız olarak durdurulmasına karar verilerek, davanın kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; öncelikle dava konusu bakımından taraflar tacir olmadığından ve aralarında ticari iş bulunmadığından davaya bakmakla görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dava konusu bakımından görevli ve yetkili Mahkemenin ise Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğun bu nedenle görev yönünden itiraz ettiklerini, ayrıca Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … E. sayılı soruşturma dosyasında 30.5.2017 tarihinde Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini ve ilgili karar İzmir … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.İŞ sayılı dosyasında verilen 19.6.2017 tarihli karar ile kesinleştiğini, bu nedenle davacının şikayetlerinin gerçeği yansıtmadığını, davacı borçlu hakkında Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlatıldığını ve borçluya 10 örnek ödeme emri gönderildiğini, takip açıldıktan sonra davacı tarafından asılsız iddialarla savcılığa şikayette bulunulduğunu, öncesinde herhangi bir girişimde bulunulmadığını, esas niyetinin borçlu olduğu parayı bu şekilde asılsız şikayetlerle ödemeden imtina etmeye çalıştığını göstermek olduğunu, savcılık tarafından verilen takipsizlik kararları da bu hususu doğruladığını, yine davacı tarafından ibraz edilen hiçbir yazılı delil mevcut olmadığını, davacı müvekkili …’nun savcılık ifadesinde toplamda 44.000-TL verdiğini beyan ettiğini, ancak 135.960,00-TL üzerinden takibe girişildiğini iddia etmekte ise de, müvekkilin savcılık ifadesinde beyan ettiği hususlar iddia edildiği şekilde olmadığını, müvekkili ifadesinde davacıya 44.000-TL parayı elden verdiğini, yine ara sıra … ile davacıya paraları gönderdiğini ifade ettiğini, soruşturmada ifadesi alınan … da ifadesinde Davacının sık sık parça parça gerek kendisinden gerekse de müvekkili …’den para aldığını beyan ettiğini, bu nedenlerle davacının davasının reddine, kötü niyetli davacı hakkında % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, davacının haksız ve yerinde olmayan tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve takip dayanağı bono, Kemalpaşa CBS … Soruşturma sayılı dosyası, müvekkiline ait geçmiş dönem imza ve yazı örnekleri, imza bilirkişi incelemesi, tanık anlatımları, Yüksek Mahkeme Kararları ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası, savcılık dosyası, takipsizlik kararı, Yüksek Mahkeme kararları, tanık beyanları, yemin ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davacı tarafça dava dilekçesinde teminatsız olarak takibin durdurulmasına karar verilmesi talebinde bulunulmuş ise de, İİK nun 72/3 maddesi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15 ‘inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığı mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmesini isteyebilir hükmü düzenlenmiş olup, yasal düzenleme karşısında teminatsız olarak takibin durdurulmasına tedbiren karar verilmeyeceğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından borçlu … ve … aleyhine 10.01.2017 keşide tarihli 20.04.2017 ödeme tarihli 135.960,00 TL bedeli bonoya dayalı olarak 135.960,00 TL asıl alacak, 980,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 136.940,59 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, Örnek 10 ödeme emrinin borçlu … ve borçlu … ‘a 22/05/2017 tarihinde tebliğ olduğu görülmüştür.
Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; müşteki …’nın şikayeti üzerine şüpheli … ve şüpheli … aleyhine nitelikli yağma ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan yürütülen soruşturmada şüphelilerin müştekiye zorla senet imzalattıklarına dair delil bulunmadığı, müştekinin bedelsiz senedi kullanma veya açığa imzanın kötüye kullanılması suçuna yönelik delil sunamadığından 30.05.2017 tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, verilen bu karara müşteki tarafından itiraz edilmesi üzerine İzmir … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.İş sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği, aynı soruşturma dosyasında müşteki … tarafından şüpheli …’ın kendisine cep telefonuyla tehdit mesajları gönderdiğinden bahisle şikayetçi olduğu, yürütülen soruşturma neticesinde Kemalpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nde tehdit suçundan kamu davası açıldığı, Mahkeme tarafından …’ın tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; müşteki … tarafından şüpheli …’ın kendisine zorla senet imzalatıldığı ve bu senedin üzerini doldurduğunu, daha sonra diğer şüpheli …’nun bu senedi icraya koyduğunu, iki şüphelinin olayda birlikte hareket ettiğini belirterek şikayetçi olduğu, açığa imzanın kötüye kullanılması ve senedin yağması suçundan şüpheliler … ve … aleyhine yürütülen soruşturma kapsamında şüphelilerin ifadelerinin alındığı, ayrıca senet üzerinde müşteki adına atfen atılı bulunan imzalar ile yine müştekinin mukayeseye imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırma yapılarak alınan 12.03.2018 tarihli Jandarma Kriminal Raporunda raporda imzaların genel şekli ve işleklik derecesi, başlangıç hareketlerinin yapılışı, imzalar içerisindeki el hareketlerinin yapılışı, imzalardaki el kaldırmaların yapılışı, imzaların meyil ve istikamet pozisyonu, imzaların bitim hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden benzerlik görüldüğü, söz konusu imzanın müşteki … eli ürünü olduğunu belirtir rapor alındığı, Kemalpaşa CBS ‘nın 18/04/2018 tarih … Esas … Karar numarası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Davacı ve davalı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” benim dava konusu senedin alınıp verilmesine ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yoktur, sadece davacı para almadığı halde kendisinden senet alındığını, bu nedenle borçlandırıldığını söylediğini duydum, senedin ne suretle alındığı, alınma sırasında herhangi bir tehdit veya hile yapılıp yapılmadığı konusunda bana bir bilgi sunmadı, benim de bu konuda bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … beyanında ; ” davacıyı 2-3 yıldan beri komşum olması nedeni ile tanırım, kendisi bana Ardahan’dan köylerinde miras yolu ile taşınmaz kaldığını, bunları satmak istediğini bana satış konusunda yardımda bulunup bulunamayacağımı sordu, ben de yapamayacağımı söyledim ancak daha sonra davacının miras mülkünü 10.000,00-TL ye satacağını duymam üzerine zarar görmemesi için kendisi ile görüştüm, daha sonra İstanbul’da tanıdığım bir emlakçıyı aradım, mülkün ne kadar edeceğini sordum o da bana o bölgenin çok değerli olduğunu, mülkün 2.000.000,00-TL – 10.000.000,00-TL arasında bir değere satılabileceğini söyledi, bunu davacıya söyledim, davacı da bu konuda benden yardım istedi ancak ben maddi olarak bunu yapamayacağımı söyledim ve durumu çocukluk arkadaşım davalı …’e söyledim, … ile davacıyı karşılaştırdım, … bu işi beraber halledebileceklerini söyledi, bunun üzerine … bu işlerle ilgilendi, bu arada 2 arabasını sattı, kredi çekti, davacının isteği üzerine bu satışlardan ve krediden temin ettiği para da dahil olmak üzere bir kısım parayı davacıya verdi, en sonunda mülk kamulaştırıldı, kamulaştırma bedelini almadan önce ben davacı ve davalı birlikte oturduk, davalı yaptığı masrafı çıkarttı, bunun üzerine davacı ile hesap yaptılar, davacı da buna karşılık senet düzenleyip senedin altına ben de kefil olarak imzamı koydum, bu senedi davacı davalıya verdi, herhangi bir tehdit veya hile olmadı, kendi aralarında konuştukları rakam üzerinde anlaştılar, o sırada 136.000,00-TL rakamı konuşuldu, davacı sürekli olarak ev ihtiyacı eğlence gibi ihtiyaçlarını ve sağlık giderleri gibi ihtiyaçlarını karşılamak üzere davalıdan para istiyordu, davalı da bu şekilde davacıya para veriyordu, davacı kamulaştırma bedelini aldıktan sonra evinden ayrıldı, kaçtı, davalı parasını alamayınca senedi icraya koydu, bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … beyanında; “davacı benim 1,5 yıldan beri altlı üstlü apartmanda komşum olur, bu nedenle kendisini tanırım, davalıyı ise soruşturma dolayısı ile ifade vermek üzere karakola gittiğimde tanıdım, daha öncesinden tanımıyordum, davacı ekonomik durumu iyi olmayan birisiydi, konu komşu eş dost ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı oluyordu, kendisi de bana ara sıra … abi diye belirtiği şahsın da kendisine yardım ettiğini söylüyordu, … diye bahsettiği kişinin davalı … olduğunu konuşmalarından dolayı biliyorum, ben davalının davacıya yardımda bulunduğuna bizzat şahit değilim, dava konusu senedin davacı tarafından davalıya verilmesine ilişkin bir bilgim yoktur, burada herhangi bir baskı olup olmadığını bilmiyorum, davacı Ardahan’da mülkü olduğunu söylüyordu, ancak mülkün satışı ile ilgili bilgim yoktur, yaklaşık 1 sene evvel evinden taşınıp başka bir mahalleye gitti, taşımaya da yardım ettim, kendisini yeni evine kadar götürdüm, taşınmadan 1-2 ay kadar sonra karakola çağırıldık bu konuda ifademiz alındı, ondan sonra da kendisi ile görüşmedik, bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … beyanında; “davacı bundan 2,5 yıl kadar önce benim ikamet ettiğim konutun alt katına kiracı olarak taşındı, bu nedenle kendisini tanırım, 1,5-2 yıl kadar önce de mahalleden tanıdığım …’in de 4-5 defa davacının evine çocuğun bezi, mama gibi, rakı, şarap, meze gibi eşya getirdiğini gördüm, davacının bildiğim kadarı ile herhangi bir geliri yoktu, özürlü çocuğu vardı, bu nedenle devletin özürlü çocuk nedeni ile kendisine verdiği destek ve komşuların yardımı ile yaşamını sürdürüyordu, hatta bir defasında …’e araba yıkamaya arabasını bana getirmediği için sorduğumda, “Arabamı sattım, …’nun işleri için harcadım, o da mülkünü satıp parasını aldığında bana parasını verecek” diye söyledi, davalının davacının kapatılan elektrik ve suyunu açtığını, bedelinin de … tarafından yatırıldığını … görevlilerinden duymuştum, ben davalının davacıya nakden para verdiğine bizzat şahit değilim, bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …’ya uzun süredir ulaşılamadığı, dosya kapsamı ve davacı vekilinin iş bu celsedeki beyanları da dikkate alınarak, tanık …’nın dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafça tarafların tacir olmadığından ve aralarında ticari iş bulunmadığından davaya bakmakla görevli mahkemenin Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilerek görev itirazında bulunulmuş ise de, dava 05.06.2017 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a. maddesi uyarınca kambiyo senetlerinden kaynaklanan davalar ticari dava niteliğinde olup, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davalının görev itirazının reddine karar verilmiştir.
İrade bozukluğu hallerinden tehdit (korkutma), T.B.K.nun 37 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. T.B.K.nun 37.maddesine göre, taraflardan birisi diğerinin veya 3.bir kişinin korkutması sonucu sözleşme imzalamış ise bu sözleşme ile bağlı değildir. Korkutmanın koşulları da aynı yasanın 38.maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre korkutulan içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birisinin kişilik haklarına veya mal varlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta ise korkutma gerçekleşmiş sayılır. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutması ile sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumdan kalmasından aşırı bir menfaat sağlaması halinde korkutmanın varlığı kabul edilir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının Kemalpaşa İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 10.01.2017 keşide tarihli, 20.04.2017 vade tarihli, 135.960,00 TL bedelli bono nedeniyle senet altına keşideci sıfatıyla atmış olduğu imzayı inkar etmediği, davacı tarafça kendisine zorla senet imzalatıldığı iddiasıyla yapılan şikayet üzerine Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında aldırılan 12.03.2018 tarihli Jandarma Kriminal Raporunda senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça senedin tehditle imzalatıldığı ve davalı tarafından sonradan doldurularak takibe konulduğunun iddia edildiği, ispat yükü kendisinde olan davacının tehdidin varlığını tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği, dinlenen tanıkların senedin korkutma ile alınıp alınmadığı hususunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davacının şikayeti üzerine davalı hakkında Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … ve … soruşturma sayılı soruşturmalarda senedin yağması ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından atılı suçun işlediğine dair dava açmaya esas somut ve güçlü delil elde edilemediğinden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının tüm delillerinin toplandığı, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığı, böylece davalının iradesinin tehdit ile ortadan kaldırılarak dava konusu senedin imzalatıldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davacı tarafından, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe konulan 10.01.2017 keşide tarihli, 20.04.2017 vade tarihli, 135.960,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, davalının verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından ve alacağına geç kavuşması söz konusu olmadığından kötüniyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davalının kötüniyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
Alınması gereken 59,30-TL red karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 1.570,45 TL’den mahsubu ile bakiye 1.511,15‬-TL ‘nin karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 56,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 12.686,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır