Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/479 E. 2023/85 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/479 Esas
KARAR NO : 2023/85

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/04/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 28/04/2017 tarihli dilekçe ile, davacı banka ile dava dışı … arasında 11/04/2014 tarihinde 80.000,00 TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın Beyoğlu … Noterliği’nin 28/03/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, davaya konu icra takibinin davalıların imzaladığı kredi sözleşmesine dayandığını, alacağın banka kayıtları ile de sabit olduğunu, davalının itirazında kredi sözleşmesinde eşinin muvafakatinin olmadığını iddia ettiğini, ancak dava dışı eş …’un 11/04/2014 tarihli eş muvafakati belgesi imzaladığını, davalının itirazının icra takibini geciktirmeye yönelik olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, takibin kaldığı yerden devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davalının yerleşim yerinin Demirci/Manisa olduğunu ve yetkili Mahkemenin Demirci Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edilen kredi sözleşmesinde davalının eşi …’un muvafakatinin bulunmadığını, takip dosyasına sunulan 11/04/2014 tarihli muvafakat belgesinde bulunan imzanın davalının eşine ait olmadığını, davacının icra takibine dayanak teşkil eden kredi sözleşmesinin davalı yönünden bağlayıcı olmadığını, davalının eşi …’un imzalarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi gerektiğini, davacının tacir olduğunu, tacir olmanın gerektirdiği basiretli bir iş adamı gibi yükümlülüğünün olduğunu, davalının işinin yokluğunda dava dışı eşinin davalı adına imzaya yetkili olup olmadığının denetlemeden sözleşme düzenlemesine göz yummasının basiretli bir tacirden beklenecek tavır olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin istendiği görülmüştür.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, dosyanın yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı temlik eden banka olduğu, borçlunun dosyamız davalısı … ile dava dışı …. ve … olduğu, davacı tarafından davalı ve dava dışı borçlu aleyhine Genel Kredi Sözleşmesine dayanarak 93.345,92 TL asıl alacak, 716,08 TL işlemiş faiz, 386,48 İhtar masrafı, 35,80 TL BSMV olmak üzere toplam 94.484,28 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, temlik eden davacı banka ile dava dışı kişi arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinde davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, borçlunun edimini yerine getirmediği gerekçesi ile davalı kefil aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafından yetki itirazında bulunulduğu görülmekle Mahkememizce icra takibinde itiraz edilirken yetki itirazında bulunulmadığı ve sözleşmede yetkili Mahkemelerin belirlendiği gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
11/04/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin dosya içine sunulduğu anlaşılmış, yapılan incelemesinde, temlik eden … Bank A.Ş. Manisa Şubesi ile dava dışı … arasında 80.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı … ile dava dışı ….’ın sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, ekinde …’un eş muvafakatinin olduğu beyan edilen belgenin bulunduğu, 11/04/2014 tarihli belgede muvafakat eden eşin el yazısı ile doldurulduğu ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekiline, davalının eşi …’un sözleşme tarihine ve öncesine ait imza asıllarının bulunduğu birimleri bildirmesi için süre verildiği, bildirilen birimlerle imza asıllarının celbi için yazışmalar yapılarak evrak asıllarının dosyamız içine alındığı görülmüştür.
Davalı ve eşi …’un Manisa/Demirci adresinde bulundukları görülmüş, imza incelemesine esas olmak üzere huzurda imza örneklerinin alınması için Demirci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazıldığı, alınan imza örnekleri ile beraber talimat evrakının Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Tüm imza örnekleri toplandıktan sonra düzenlenen kredi sözleşmesinde kefil önünde adı bulunan …’un eşi …’un imzası yönünden inceleme yapılması ve sözleşmedeki imzanın …’a ait olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 24/04/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Raporun yapılan incelemesinde, inceleme konusu muvafakatname fotokopisi ve üçüncü kişi bilgi ve imza formu fotokopisinde …’a atfen atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal, yazı ve tanı unsuru içermeyen, “S” harfinden ibaret, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin ve bu meyanda sorulduğu üzere …’un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken icra takibine konu alacağın temlik edildiği hususunda beyanda bulunulduğu, … varlık denetim a.ş. Tarafından temlike ilişkin kayıt ve belgelerin 02/04/2019 tarihinde dosyaya sunulduğu görülmüş davacı sıfatının bu şekilde temlik alan şirkete geçtiği anlaşılmıştır.
İcra takibine dayanak sözleşmede eş rızasına ilişkin belgedeki … adı altındaki imzanın …’a ait olup olmadığının tam tespiti için dosya Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderilmiş, Jandarma Kriminal Laboratuvarı düzenlenen 18/12/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde, belgeler üzerinde döküman inceleme ve makroskop cihazları ile fiziki, optik, karakteristik inceleme ve karşılaştırmaların yapıldığı, inceleme konu sözleşme üzerinden yapılan incelemede … adına atfen atılı herhangi bir imza bulunmadığından gönderilen belgelerle inceleme ve karşılaştırma yapmanın mümkün olmadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Eksik belgelerin celp edilerek dosya içine alındığı ve yeniden dosyanın Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderildiği, Jandarma Kriminal Laboratuvarı düzenlenen 10/05/2022 tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Raporun yapılan incelemesinde, belgeler üzerinde döküman inceleme ve makroskop cihazları ile fiziki, optik, karakteristik inceleme ve karşılaştırmaların yapıldığı, inceleme konusu belge üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzanın kişiye atfedilebilecek kaligrafik ve karakteristik özellikler ihtiva etmeyen “S” harf karakterinden oluşan kolaylıkla taklit edilebilecek tarzda basit tersimli imza olduğu, belge üzerinde … adına atfen bulunan imza ile …’un mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada belirlenen nedenlerden dolayı imzanın …’un eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı herhangi bir beyan veya itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Dosya, dosyada mevcut imza incelemesine ilişkin sonuç rapor ve temlik eden banka kayıtları ile dosya kapsamı incelenmek sureti ile icra takibine konu alacağın davalı yönünden doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferilerinin tespiti ve hesaplanması için bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 03/11/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Raporun yapılan incelemesinde, davacı Temlik eden banka dava dışı … arasında 11/04/2014 düzenleme tarihli 80.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davalı … ve dava dışı …. 80.000,00 TL Kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet limiti el yazısı ile yazılmak suretiyle yasanın belirlediği şekil şartının yerine getirildiği, 11/04/2014 tarihli eş muvafakatinin alındığı, sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçluya rotatif/spot kredisi kullandırıldığı, kredi ödenmediğinden kredi hesabı kat edilerek dava dışı borçlular ve davalıya ihtarname keşide edildiği, ihtar tebliğleri dosyaya sunulmadığından davalının temerrüt tarihinin 04/04/2017 takip tarihi olarak değerlendirildiği, ihtar sonrası alacağın tahsili için davalı ve dava dışı borçlular aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe başlandığı, davalı kefaleti ile ilgili alınan eş muvafakatindeki imzanın eşine ait olmadığını beyanla borcun tamamına itiraz ederek takibin durdurduğu, davalı … yönünden banka ile dava dışı … arasında akdedilen 11/04/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini 80.000,00 TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı ve kefil olduğu, 6098 sayılı TBK 584. Madde hükmü gereği eş muvafakatinin yasal unsur olduğu, ancak davalının kefaleti ile ilgili olarak temlik eden banka ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine ek olarak alınan davalının eşinin imzasının bulunduğu muvafakatnamede ki imzanın yapılan imza incelemeleri sonucunda çok basit olması nedeniyle eli ürünü olduğu yönünde herhangi bir tespitin yapılamadığı, davalı …’un kefaletinin kabulü halinde kefalet limitinin 80.000,00 TL olduğu ve temerrüdünün 04/04/2017 takip tarihi olarak belirlenmesi nedeniyle 80.000,00 TL asıl alacak, 04/04/2017 tarihinden itibaren kendi temerrüdünün sonuçlarından tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile sorumlu bulunduğu, talep edilebilecek temerrüt faiz oranının sözleşme hükümleri doğrultusunda yıllık % 40 olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı temlik eden banka ile dava dışı … arasında 11/04/2014 düzenleme tarihli 80.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davalı …’un ve dava dışı ….’ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, sözleşme gereği borçlunun ediminin yerine getirmediği iddiası ile dava dışı kişi ve sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak görünen dava dışı kişiler aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine davalı aleyhine itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Takibe dayanak 11/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan davalı …’un kefaletinin geçerli olması için TBK md. 584 uyarınca sözlşemenin düzenlendiği tarih itibari ile eş rızasının gerekli olduğu düzenleme gereğidir. Sözleşme tarihi itibari ile eş rızası için düzenlendiği beyan edilen belgede adı bulunan …un adının karşısında bulunan ve ilk sayfanın altında bulunan imzanın davalının eşine ait olmadığı davalı tarafından iddia edilmiştir. Davalının eşi …un imza asıllarının olduğu birimlerden imza incelemesinde karşılaştırma yapmak üzere belge asıllarının dosyamıza celp edildiği ve imzanın davalı eşine ait olup olmadığı hususunda gerek İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi ve gerekse Jandarma Kriminal Laboratuvar nezdinde düzenlenen raporların dosyaya sunulduğu görülmüştür. Düzenlenen tüm raporlarda davalının eşi … adının yanında ve altında bulunan imzanın davalı eşine ait olup olmadığı hususunun tam kesin olarak tespit edilemediği, bu konuda net bir kanaatin oluşmadığı görülmüştür. HMK md. 309 uyarınca ispat yükünün davacıya ait olduğu düzenleme gereğidir. Yapılan yargılama ve alınan raporlara göre icra takibine dayanak sözleşmede davalı …’un kefaletinin geçerli olmasını sağlayacak ön koşul olan eş rızasının varlığını ispatlayacak imza hususunun yani imzanın davalının eşine ait olduğu hususunun şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit edilemediği, davacı bankanın ispat yükümlülüğünün yerine getirildiğini gösterir delillerin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Bu haliyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile bakiye 944,43 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille ile temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık 14.960,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda açıkça okundu. 07/02/2023

Yazman …
e-imzalı

Yargıç …
e-imzalı