Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1445 E. 2021/556 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1445
KARAR NO : 2021/556

DAVA : Tazminat (Ayıplı gayrimenkul satışından doğan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ayıplı gayrimenkul satışından doğan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle;İzmir ili Menemen ilçesi, … parselde kain zeytinlik ve üzerinde bulunan …. nolu bağımsız bölümlerin davalı adına kayıtlı iken 05/05/2014 tarihinde davacıya satış yoluyla devredildiğini, devirde davalının taşınmazın sağlım, kullanışlı, noksansız ve ayıpsız olduğunu beyan ettiğini ancak davacı tarafından satış tarihinde yapılan incelemelerde taşınmazda ayıp tespit edildiğini, taşınmazın satın alındığı yıl herhangi bir problem olmamakla birlikte Kasım -Aralık 2015 aylarında taşınmazın çatıdan ve pencereden su almaya başladığını, davalıya bu hususun bildirildiğini, davalı tarafından ayıbın kabul edildiğini, ve davalı tarafından Ağustos-Eylül 2016 aylarında çatı katında bulunan fayansların üzerine bir kat daha fayans dönerek ayıbın giderilmeye çalışıldığını, ancak tadilatın yetersiz kaldığı ve Mayıs 2017 tarihinde yağan yağmurlarla birlikte çatıdan ve pencereden yine su sızmaya başladığını, bu durumun davalıya bildirildiğini, taşınmazın pencere ve çatısından halen su sızdığını , sızan suların duvarda iz bıraktığını ve rutubet olmasına neden olduğunu, bu nedenle taşınmazda keşif yapılmasını talep ettiğini, davalı tarafından ayıbın kabul edilerek ilk başta bir takım tamiratlar ile giderilmeye çalışıldığı ancak yapılan tamiratın bu ayıbı gidermediği aynı sorunların tekrarladığının tekrar bildirilmesinden sonra davalının davacıyı oyaladığını, bu nedenle müvekkilinin Bornova …Noterliğinden 30/05/2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya ihtarda bulunulduğunu , davalının Menemen … Noterliğinin 20/07/2017 tarihli … yevmiye nolu cevabi ihtarında taşınmazın tam ve eksiksiz teslim edildiğini, taşınmazın davacı tarafından kötü kullanıldığını ve 2 yıllık zaman aşımının dolması nedeniyle ayıp imalatlar sebebiyle verdiği zarardan sorumlu olmadığını bildirdiğini, bu nedenlerle öncelikle taşınmaz üzerinde keşif yapılarak gizli ayıplı/ayıplı veya eksik imalatlar ile bu imalatlar nedeniyle taşınmazın uğramış olduğu zararın HMK 106.madde gereğince tespitine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla taşınmaz üzerinde tespit edilecek gizli ayıplı/ayıplı/eksik imalatların bedelinin hesaplanarak başka bir müteahhite yaptırılmak üzere şimdilik 500,00 TL gizli ayıplı/ayıplı/ eksik imalat bedelinin 05/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine, taşınmazda meydana gelen zarar nedeniyle şimdilik 100,00 TL tazminatın 05/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; öncelikle davanın süresinde açılmadığından zamanaşımına uğradığını, davacının taşınmazı kiraya verdiğini, dava konusu binanın tamamının işyeri ,ticari amaçlı imalathane, tarımsal üretim yeri olarak kiraya verildiği ve bugüne kadar bu şekilde aralıksız kullanıldığı ve kullanılmaya devam ettiğini, davanın zaman aşımına uğraması sebebiyle öncelikle reddine karar verilmesini, davacının bina ruhsatına aykırı şekilde binayı kullandığını, kullandırdığını, yasaya aykırı şekilde binaya dışarıdan çok açık görünecek taşkın eklentiler yaptığını, bu bina projesine ve kullanım amacına aykırı şekilde imalathane , iş yeri ve ticarethane olarak kullanıldığını, taşınmazın terasında sürekli ticari amaçlı domates kurutma işlemi yapıldığı , domatesin kuruma aşamasında bıraktığı asitli suların sürekli terasta kaldığı, terasa zarar verdiği , terasta ve diğer kısımlarda kamera ve diğer sistemlerle ilgili kablolama işlemi yapılarak terasa kendileri tarafından zarar verildiğini, bu nedenle davacının davasında haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle esasa ve usulü ilişkin arz edilen nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; tapu kaydı, Bornova …Noterliğinin 30/06/2017 tarih … nolu ihtarnamesi, Menemen … Noterliğinin 20/07/2017 tarih … nolu ihtarnamesi, keşif ve bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, Yargıtay Kararları, yemin, vs her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; tapu kayıtları , akit tablosu kira kontratı, binanın mimari projesi, fotoğraflar, ihtarnameler, tanık beyanları, keşif , bilirkişi incelemesi vs. her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
İzmir … Tüketici Mahkemesi’nin 13.09.2017 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmekle dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME :Dava; ayıplı gayrimenkul satışından doğan tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dosya kapsamında, davalının tacir sıfatının bulunduğu ancak gerçek kişi olan davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabına göre tacir kaydının olmadığı, Menemen Vergi Dairesi Müdürlüğünün 09/04/2021 tarihli yazısına göre davacının vergi kaydının bulunmadığının bildirildiği, buna göre davacının tacir sıfatının bulunmadığından uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20.maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Yasa Hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.