Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1107 E. 2021/316 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1107 Esas
KARAR NO : 2021/316

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/10/2017
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 05/10/2017 tarihli dava dilekçesi ile; İcra takibine konu edilen 35.000,00 TL tutarındaki çek icra takip borçlularından 3. Kişi konumunda olan davacıya kadar ciro yolu ile geldiğini, davacının iş bu çeke dayalı alacağını davalı şirket yetkilisinin çekin arkasını yazdırmaması konusundaki ısrarcı tavrı nedeni ile iyi niyetli olarak yapmadığını, ancak davalı borçlu tarafça bir ödeme yapılmayınca çekin de ibraz süresi geçmiş bulunduğundan dolayı alacağın tahsili amacı ile 30/05/2017 tarihi itibari ile alacağının tahsili için ilamsız takip yolu ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ancak borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirket tarafından yapılan itirazın yersiz ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirket ile dava dışı borçlulardan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğunu ve borçlulardan … “… Hastanesi” tesisat ve 35.000,00 TL bedelli faturayı keserek davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirket tarafından bu faturaya karşı herhangi bir itirazının bulunmadığını, fatura kaşlığı bedel için keşidecisi davalı şirket olan 15/02/2017 tarihli 35.000,00 TL bedelli çekin keşide edilerek icra takip borçlularından dava dışı … firmasına teslim edildiğini, … firması tarafından iş bu çek ciro silsilesi yolu ile davacının alacığına karşılık olarak kendisini geldiğini, davacı tarafından çekin vadesinden ödememesi üzerine çekteki cirantalara ve çek keşidecisine karşı ilamsız takip başlatıldığını, ancak takip borçlularından davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin itiraz dilekçesinde çekin varlığını inkar etmediği ancak çekin avans olarak yazıldığı iddiasında bulunduğunu, davalı şirketin esasa yönelik itirazının iptali ve takibin devamına ve iptal edilen miktarın %20’snden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı şirkete 23/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin 22/11/2017 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davanın reddinin istendiği, davalı şirket tarafından dava dışı … Ltd. Şti’ne yazılan çekin yine dava dışı … İnş. Ltd. Şti. Adına yürüttüğü … Hastanesi Mekanik Oda İmalatı işçilik kısmı ile ilgili olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti. Yetkilisi ve davacıya bu çekin işin yapılmasından önce avans niteliğinde verildiğini, ancak dava dışı … Ltd. Şti’nin işi tamamlamadığını, gönderdikleri işçilerin ücretlerini ödemediğini ve bu ödemelerin davalı şirket tarafından yapıldığını, zorunlu olarak başka bir şirket ile anlaşmak durumunda kaldıklarını bu konuda tanıklarının olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti.’nin fatura düzenlediğine ilişkin davacı beyanının gerçeği yansıtmadığını, herhangi bir faturanın davalı şirkete gönderilmediğini, dava dışı şirketin söz konusu çeki hakkaniyete aykırı olarak iade etmediğini, çekin iadesi için davacıya ve dava dışı şirket yetkilisine ulaşılamadığını, açılan davanın haksız olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Yanıt dilekçesinin verildiği tarih dikkate alındığında süreside olmadığı ve bu nedenle dilekçede dayanılan deliller yönünden davacı tarafın muvafakati olmaması nedeni ile herhangi bir inceleme yapılamayacağı anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde; Alacaklısını dosyamız davacısı şirket olduğu, borçluların dosyamız davalı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti., … ve … olduğu, … A.Ş …’ne ait 15/02/2017 ibraz tarihli … nolu 35.000,00 TL tutarlı çekin borç sebebi olarak gösterildiği ve genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesi ile çekin avans olarak yazıldığı ve çeki kendilerinin alıp gittiği beyanında bulunulduğu, borca takibe ve faize itiraz edildiği, İcra Müdürlüğü tarafından davalı şirket yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, davacının yetkili hamili olduğunu beyan ettiği çekin 6 aylık ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmemesi nedeni ile zaman aşımına uğrayan çeke dayalı alacaklı olduğu iddiası ile çek keşidecisi aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın niteliği gereği TTK mad. 732 uyarınca çek keşidecisinin çeki elinde bulunduran kişi yönünden sebepsiz yere zenginleşmediği hususunu ispatlaması gerektiği dikkate alındığında, çeki elinde bulunduran davacıya karşı davalının kanun gereği belirtilen hususta delillerini dosyaya sunması gerektiği anlaşılmış ise de davalı tarafın süresinde dava dilekçesine karşı HMK mad. 317/2 uyarınca 2 haftalık süre içinde herhangi bir yanıt vermediği gibi delillerini de bu süre içinde bildirmediği, HMK mad. 318 hükmü uyarınca tarafların tüm delillerini açıkça dilekçeleri ile birlikte hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirme yükümlülüğünde oldukları ancak dosyamızda bu yükümlülüğün davalı tarafça yerine getirilmediği görülmüştür.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 27/03/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtildiği üzere ” Dava konusu çekte davalı keşideci davacı ise hamil konumundadır, söz konusu çek icra takibi sırasında 6 aylık takip zamanaşımına uğramış olması nedeni ile davacının davalı keşideci hakkında 6102 Sayılı TTK 732 maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde başvuru hakkı bulunmaktadır, bu durumda davalı keşideci sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. ” şeklinde tespiti dikkate alındığında davacı çeki elinde bulunduran hamile karşı davalı tarafın usulüne uygun şekilde ispat vasıtalarını dosyaya sunması gerektiği, ancak dava dosyamızda bu husususun yerine getirilmediği, bu nedenlerle icra takibine konu edilen çek bedeli ve bu bedele ibraz edilmesi gereken tarihten itibaren takip tarihine kadar işleyecek faizden davalı tarafın sorumlu olduğunun kabulü gerektiği ve bu hali ile davalı tarafın itirazında haksız olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmış davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın kabülüne,
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline,
Takibin 35.000,00 TL asıl alacak 897,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.897,53 TL alacak üzerinden devamına,
İcra İnkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hüküm olunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.453,00 TL harçtan, peşin alınan 433,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.019,44 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.384,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 469,56 TL başvuru harcı, 183,33 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 652,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2021

Yazman …
E-İmza

Yargıç …
E-İmza