Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/875 E. 2021/323 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/875
KARAR NO : 2021/323

DAVA : Alacak (Ticari Satım Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 09/06/2015
KARAR TARİHİ : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Vekilinin 09.06.2015 havale tarihli İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesine açtığı davada dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 11.06.2013 tarihinde … Hastane Projesinde kullanılmak üzere davalı …. den bir adet … yi satın aldığını, satın alınan cihazın su soğutmalı ısıtma soğutma yapabilen 2 ayrı devreli ve her iki devrede iki kompresör bulunduran özel bir cihaz olduğunu, ürünün kontrolünün bizzat üretici İtalyan firması teknisyenleri tarafından yapıldığını, ürünün kurulum ve devreye alma işlemlerini takiben ürünün bir çok kez arıza verdiğini, müvekkilinin müşterisi olan dava dışı şirketin bu arızalara bağlı olarak kullanılamaz hale geldiğini, yapılan kontrollerde kompresör yağının ısınması için şar tellerin açıldığını fakat cihazın çalışmadığını, davalının teknik servisi tarafından cihazın tek devre olarak çalıştırılmasına karar verildiğini, ilk devre alındıktan 1,5 saat sonra kompresörden gelen sesler ile emniyet şar telinin kapatıldığını, kompresörlerinin yağ seviyesinin kontrol edildiğini, kompresörde yağ kalmadığının tespit edildiğini, cihazda herhangi bir arıza koduna rastlanmadığını, cihazın 2. devresi ekranda hiç görünmediğinden, kontrol edilemediğini, 19.06.2013 tarihinde ses çıkaran arızalanan kompresörlerin incelendiğinde aşırı mekanik ses getirdiğinin tespit edildiğini ve kompresörün kapatıldığını, teknik servisin ayarlar ile 2. devreye ulaşarak gerekli kontrolleri yaptığını, fakat cihazın 5-6 dakika çalıştıktan sonra kompresörlerindeki arıza nedeniyle durduğunu, müvekkili şirket tarafından su soğutmalı bir cihaz kiralandığını ve ilave hat üzerinden çalıştırıldığını, davalı tarafından 4 adet yeni kompresör getirtilerek montaj yapıldığını, ancak çalışma sırasında sisteme sürüklenen yağın geri gelmediğinin tespit edildiği, İtalya dan gelen teknisyenin durumu tespit ettiğini, cihaza ilave yağ geri döndürücü ve kompresör gaz çıkışı hattına sıcaklık sensörü ilave ettiğini, aradan birkaç ay geçtikten sonra cihazın devrelerinden birinin arızalandığını, toplam 6 adet kompresörün bu cihaz üzerine arızalandığını, davalının sorunu çözemediğini, müvekkilini oyaladığını, arızanın giderilmesinin söz konusu olamayacağının tespit edildiğini, cihaz ancak kompresör yandıktan sonra şartel atarak durduğunu, cihazın koruma sisteminin ve tasarımının ayıplı olduğunun belirlendiği, uzun bir süre geçmesine rağmen cihazın tamir edilmemesi nedeniyle müvekkilinin yeni bir cihaz alarak kurulumunu yaptığını, cihazın kullanıldığı projenin 65 yatak kapasitesi, 3 ameliyathanesi, 33 yoğun bakım ünitesi olan hastane olduğunu belirterek ürünün ayıplı olduğunu, karşı tarafa gönderilen ihtar ile bildirildiği ve bedelin iadesinin istendiği, davalının ürünün ayıbını kabul etmediği, ancak üründeki ayıbın gizli ayıp niteliği olduğundan ürünün kullanılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin uğramış olduğu 164.574,15 TL zararın bulunduğu, belirterek davanın kabulü ile sözleşmeden dönme beyanı doğrultusunda sözleşmenin feshi ve ayıplı ürün nedeniyle davalıya ödenen 159.224,08 TL’nin ödeme tarihinden yine ayıplı mal nedeniyle doğan 164.574,15 TL zararın da ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline ve cihazın davalıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …nin 27.07.2015 tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasında 13.03.2013 tarihli sipariş sözleşmesinin eki olan ve fatura ekinde de gönderilen tamir garanti sözleşmesinin garanti dışında kalan hususlara ilişkin son maddesinde uyuşmazlık halinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, bu nedenle yetki ilk itirazında bulunduğunun, yetkili Mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu beyan ettiği, davanın … firmasına ihbar edilmesini istediklerini, davacının süresi içerisinde ihbar talebinde bulunmadığını, taraflar arasında bir ticari satım sözleşmesinin bulunduğunu, cihazda meydana gelen arızaların montaj, tesisat veya yanlış kullanımdan kaynaklandığın, bu sebeplerle akitten dönülemeyeceğini, TTK m. 23’e göre 2 ve 8 günlük ihbar sürelerine uyulmadığını, ayıbın gizli olduğunun kabulünde dahi TBK m. 223’e göre ihbarın derhal yapılması gerektiği, davacının iddia ettiği ayıpları ancak 10.09.2014 tarihli ihtarname ile bildirdiğini, servis tutanaklarının ayıp ihbarı yerine geçmeyeceğini, TBK m. 223’e göre süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, bu nedenle davanın zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esas yönünden de ticari satış sözleşmesi yapılan cihazda herhangi bir ayıp bulunmadığını, teknik ve özelliği olan bir cihaz olduğunu, cihazın kapalı alana yerleştirilmesi gerekirken açık alana yerleştirildiğini, sulu ısıtma yapan bir cihaz olması sebebiyle suyun debisinin ve temizliğinin önemli olduğunu, ancak cihazın kendi tesisatına uydurulmaya çalışıldığını, davacı tarafın basiretli tacir gibi davranmadığını, kullanım hatasından dolayı cihazın garanti kapsamı dışına çıktığını belirterek davanın yetkisizlik, hak düşürücü süre ve zamanaşımı ve olmadığı taktirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 31.08.2015 tarihli replik dilekçesinde; faturanın ekinde yer alan garanti belgesinde uyuşmazlıkların çözümünde yetkili Mahkemelerin İzmir Mahkemeleri olduğuna ilişkin iddiayı kabul etmediklerini, taraflar arasında ticari satış olduğu konusunda bir ihtilafın bulunmadığını, davalının ürünün hangi projede kullanılacağının ve projenin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağını bildiğini, bu nedenle proje ve montajdan kaynaklı bir aksaklık varsa davalının bunu dikkate alması gerektiğini ancak proje ve montajdan kaynaklı bir aksaklık bulunmadığını, söz konusu ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle durumun öğrenilir öğrenilmez davalıya bildirildiğini, TTK m. 23/1-c maddesi uyarınca ayıp ihbarlarının süresinde yapıldığını, davalının müvekkilini oyaladığını, arızanın giderilemediğini, bu nedenle müvekkilinin bu cihaz yerine başka bir cihazı kiraladığını, davalının tanık dinletme talebini kabul etmediklerini, belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin 14.10.2015 tarihli düplik dilekçesinde; davanın yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine görülmesi gerektiği, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, müvekkilinin sadece cihazı sattığını ve teslim ettiğini, cihazın tesis edileceği yer ile ilgili projelerin davacının hazırladığını, davacının 1 yıllı garanti süresini kaçırdığını, tesisatta bulunması gerekli su basıncının ve suyun içinde bulunan pislik tutucularının kontrolünün ve test edilmesinin cihazı satın alan firmanın sorumluluğunda olduğunu, davacının proje ve tesisatının hatalı olduğunu, cihazın kapalı bir alanda çalışması gerektiğinin bildirildiğini, garanti süresinin de dolduğunun davacı şirkete bildirildiğini, davacının bu işlemlerin hiçbirini yapmadığını, davacının projeyi hazırlayanın kendileri olduğunu kabul ettiğini, projenin hazırlanmasından sorumlu olmadığını, garanti süresinden sonra başvuruda bulunduğunu belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi 23.03.2016 tarihli … Esas – … Karar sayılı kararla taraflar arasında bulunan sözleşmedeki yetki şartını ve itirazını kabul ederek, davanın yetkisizlik kararı vermiş ve dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Bu karar tarafların temyiz etmemesi ile 05.05.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya mahkememize tevzi edilmesiyle, 2016/875 Esas numarası almıştır.
28.09.2016 tarihinde yapılan ön inceleme duruşması ile keşif ve bilirkişi incelemesi ile davalının ihbar talebi kabul edilmiştir.
Davalının ihbar talebi gereğince dava … ye usulüne uygun olarak 11.11.2016 tarihinde ihbar edilmiş, ihbar olunan taraf beyanda bulunmamıştır.
Dava; Ticari satım sözleşmesine dayalı olarak açılan sözleşmenin feshi ve satılan malın ile bedelinin iadesi ve davacının uğradığını belirttiği zararın tazminine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Sipariş sözleşmesi, fatura ve sevk irsaliyeleri, garanti prosedürü, servis formu, e-mail kayıtları, bilirkişi raporu, incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Dosyada bilirkişi incelemesi yapılarak taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ticari satım sözleşmesinin unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, bu satım sözleşmesi kapsamında iddia olunan ayıbın niteliği, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, sözleşmeden dönmenin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, feshin haklı olması halinde TTK ve TBK hükümlerine göre davacının malın iadesini ve satım bedelini talep etmeye hakkının olup olmadığı, aynı zamanda istemiş olduğu zararın tayini ve talep etmeye hakkının olup olmadığı konularında bilirkişilerden rapor alınmasına, bu nedenle İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Üniversitenin Borçlar Hukuku Kürsüsünden seçilecek bir Borçlar Hukuku öğretim üyesi ve Makine Mühendisi ve SMMM den oluşan heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ile birlikte dava konusu mamulün İstanbul da bulunması nedeniyle talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde; Bilirkişiler Dr. …, … ve …’den alınan 13.04.2018 tarihli asıl raporda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespit edildiği, teknik incelemede; Davacı … AŞ tarafından davalı … den 11.06.2013 tarihli 159.224,08 TL bedelli bir adet … grubu makinenin satın alındığını ve bu makinenin montajının İtalya’dan gelen … ile …nın teknik elemanlarının birlikte 11.06.2013 tarihinde satın alınıp, montajının yapıldığını, davacının defter ve kayıtlarının incelenmesiyle davacının 2013 / 2014 / 2015 / 2016 defterleri açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, dava konusu olan faturaların defterlerinde kayıtlandığı, davacının iddia etmiş olduğu 164.574,15 TL zararına ilişkin faturalarında incelendiği, bunlardan bazılarının belgesinin bulunmadığı, zararının 30.217,36 TL olarak tespit edildiği, belgesi olmayan zarar kalemlerinin ise 105.520,00 TL olarak belirlendiği, dosyada yapılan servis hizmetinin ve hizmetteki belgelerin bulunmadığı, bu nedenle ürünün ayıplı olmadığı, belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 17.05.2018 tarihli beyan dilekçesinde; heyetin 1 yıl 8 ay sonra verdikleri raporda makine üzerinde inceleme yapılmadan ve e-posta kayıtları incelenmeden davalının savunması baz alınarak rapor hazırladıklarını, müvekkilinin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, belgesiz harcamaların Yargıtay uygulamasında halin icabına uygun olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğinin bildirildiğini, bilirkişi heyetinin cihazı ve cihazın kullanıldığını projeyi keşif yaparak harcama ve masrafların uygunluğunu tespit etmesi gerektiği, dosya da formların mevcut olmadığı iddiasıyla malın ayıplı olmadığının değerlendirilmesinin teknik ve hukuki yönden mümkün olamayacağını, davanın konusunun ürünün projeye uygun olup olmadığı değil, ayıplı olup olmadığına ilişkin olduğu, kaldı ki bilirkişi heyetinin proje üzerine inceleme yapmadan cihazın ayıplı olmadığını, tespit ettiğini cihazın kullanılacağı projenin müvekkili tarafından hazırlandığını, İtalyan firmanın bu cihazın hangi projede kullanılacağını bildiğini, üretici firmanın ve davalının bir ihtirazı kaydı bulunmadığının, cihazın davalı tarafından devreye alındığını, aksi halde bu makinenin kurulmaması gerektiğini, belirterek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 17.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanında; raporda yer alan tespitlere katılmadıklarını, e-posta kayıtları incelendiğinde cihazın kurulduğu tesisatın davacı tarafından hazırlandığını, müvekkili şirketi üretici firmaya bildirildiğini, ürünün ayıplı olmadığının bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, belirterek bilirkişilerden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Tarafların bilirkişi rapora itirazları ve beyanları dikkate alınarak 20.06.2018 tarihli celsede dosyadaki e-posta kayıtları da incelenerek yine keşif yapılarak makinenin incelenmesi suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği, bu karar üzerine yazılan talimat ile bilirkişilerden alınan 08.02.2019 tarihli raporda; tarafların itirazlarının değerlendirildiği, 13.04.2018 tarihli kök raporda belirtilen dava konusu … Grubunun garanti süresi içerisinde yapılan incelemeler ve arıza bakım servis fişleri (iki adet) değerlendirildiğinde, … cihazı 11.06.2013 tarihinde satın alınıp, hastaneye montajının yapılmasından hemen sonra 19.06.2013 günü saat 11.00’da servis talep edildiği, bu tarihteki arıza takip fişinde kompresörlerdeki arızanın tespit edildiği ve kompresörlerdeki aynı sorun nedeniyle 16.08.2013 tarihindeki ikinci servis bakımında cihazın devre dışı bırakıldığı, kompresörlerin sesli çalışıp sıkıştığı, yağsız kalıp ısındığı, ancak servis ile arızaların giderilemediği ve servis ekibinin cihazı devreden çıkardığı, söz konusu cihazın gizli ayıplı olduğu, ayıp konusu mal bedelinin 159.224,08 TL olup, ayrıca ayıplı cihazın yerinden sökülmesi, kiralık … Grubunda bir başka cihazın takılması, vinç ve nakliye giderleri gibi toplam 14.793,27 TL zarar kaleminden de davalının sorumlu olduğu, cihazın hurda bedeli 4.017,35 TL mahsup edilmesiyle 170.000,00 TL zararın oluştuğu, TBK m. 219 hükmüne göre ayıbın eşyanın kullanılmasının ve elverişliliğini ortadan kaldıran bir noksanlık olup, TTK m. 23/c hükmüne göre ticari satıştan ayıp ihbar süresinin gizli ayıplarda TBK m. 223’e atıf yaptığı, gizli ayıplarda bu sürenin ayıbın ortaya çıkmasıyla birlikte derhal yapılması gerektiği, somut olayda da 20.06.2013 ve 16.08.2013 tarihlerinde ayıp ihbarlarının yapıldığı, satılandaki ayıpların giderilmesinin imkânsızlaştığı, satıcının onarım çabalarının sonuç vermediğini, böylece onarım gerçekleşmediği tespit edilmekle alıcının diğer seçimlilik hakları olan TBK m. 227’deki haklardan satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden döndüğü ve genel hükümlere göre tazminat isteyebileceği, davacının sözleşmeden döndüğü, satış bedelini faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği, ayrıca zarar kalemi olan 14.793,27 TL zararının da bulunduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 13.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; asıl ve ek raporun çeliştiğini, ilk rapordan gerekçesiz olarak bilirkişi heyetinin ayrılarak aykırı bir rapor verdiğini, aynı zamanda davacının ayıp ihbarını yapmadığını, usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından haklarını kaybettiğini, davacının aracını hurdaya çıkardığını, oysa cayma ve tazminat hakkının kullanılabilmesi için malın iade edilmesi gerektiğini, cihazın davacı tarafından monte ettirildiğini, gizli ayıbın çıkmasından hemen sonra TBK m. 223’e göre ihbar yapılması gerektiğini, ancak 59 gün sonra yapılan ihbarın süresinde olmadığını belirterek ayıp ihbarı konusunda uzman bilirkişiye dosyanın tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilini 29.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; 08.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda 43 kalem masraflarının dikkate alınmadığını, eksik hesaplama yapıldığını, yeni cihaz alınmak zorunda kalındığını ve fazladan 13.071,26 TL ödeme yapıldığını belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce ilk bilirkişi heyetinden alınan asıl ve ek raporlar arasında çelişki olması nedeniyle İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak seçilecek bilirkişiler vasıtasıyla asıl ve ek rapor değerlendirilerek yeni bir rapor alınmasına karar verilmiş ve bu konuda İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla alınan 21.02.2020 tarihli raporda; tarafların iddia ve savunmaları daha önceki bilirkişi heyetinden alınan asıl ve ek raporlar ile tespitler ve tarafların defter ve kayıtları değerlendirilerek yapılan incelemede, … cihazlarının garanti prosedürünün 11. maddesinde cihazların geri alınamayacağına ilişkin hüküm bulunduğu, davacının, davalı şirkete tesliminden sonra 19.06.2013 ve 16.08.2013 tarihinde arıza bakımının yapıldığı ve cihazların ayıplı olduğu, bu cihazın ayıbı nedeniyle davacı şirketin başka bir şirketten kiralama sözleşmesiyle soğutma cihazı kiraladığı, daha sonra …’den yeni cihaz satın alındığı, arızanın süresine göre ödenen kira bedellerinin 12 x 8.000,00 TL = 96.000,00 TL olduğu, toplam 105.020,00 TL yeni cihaz takılıp sökülmesi giderlerinin bulunduğu, …’den alınan cihaz bedelinin KDV hariç 134.935,66 TL (KDV dâhil 159.224,08 TL) ve yeni alınan … cihazın fiyat farkı KDV hariç 47.933,35 TL (KDV dâhil 56.561,35 TL) olup, toplam zararının KDV hariç 182.869,01 TL olduğu, davacının eski makine sökülmesi ve taşınması, yeni makinenin kurulması masraflarını davalıdan talep edebileceğini, ancak davacının yeni makine kiralamak için ödediği kira bedellerinin talep edemeyeceği, zira 05.06.2013 tarihinde yapılan kira sözleşmesinin … cihazının satın alınma tarihi olun 11.06.2013 tarihinden önce olması nedeniyle bu tarihin gerçeği yansıtmadığını ve başka bir makinenin kiralandığının ispat edilemediğini, yeni satın alınan makinenin fiyat farkının ise istenebileceğini belirterek KDV hariç 178.851,66 TL zarar kalemi olduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 06.05.2020 tarihli beyan dilekçesinde; kira giderinin hesaplandığını, ancak bilirkişi raporunda hesaba dâhil edilmediğini, 96.000,00 TL kira bedelinin ödenmesi gerektiğini, makinenin hurda bedelinin mahsup edilmesini kabul ettiklerini belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 12.05.2020 tarihli beyan dilekçesinde; kendilerinin keşfe davet edilmediğini, alınan bu raporun da önceki raporlarla çeliştiğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, müvekkiline ait cihazın uygun çalışma koşullarında çalıştırılmadığını, yanlış yerde montaj edildiğini, cihazın nemli ortamda çalıştırıldığını, tesisat hatalarının garantiyi sona erdirdiğini, servis tutanaklarının ayıp ihbarı yerine geçemeyeceğini, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce Bilirkişi raporunda davacının dava dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınarak hesaplama yapılmadığı, bu miktarlara dikkat edilmesiyle talep edebileceği giderlerin hesaplanarak bildirilmesi ve raporun çelişmeden açıklamalı olarak düzenlenmesi, yine davacının dilekçesinde netice ve talep kısmında … ayıplı cihazın davalıya iadesini talep ettiği halde hurda bedelinin düşülmesi gerekçesinin açıklanması gerektiği, ayrıca yeni makine satın alınması halinde yapılan sözleşmeyle birlikte eski sözleşmeden dönülmesi dikkate alınarak müspet ve menfi zarar kavramları da incelenerek yeni makine bedeli farkının hesaba dâhil edilip edilmeyeceği, ayrıca heyetin bir bütün halinde rapor hazırlaması gerektiğinden rapor içerisinde çelişkinin oluşmaması, varsa ayrık görüşünün gerekçesiyle açıklanması ile tarafların rapora itirazları da dikkate alınması gerektiğinden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bu konuda İstanbul … ATM’ne 24.06.2020 tarihinde verilen ara karar gereğince talimat yazılmış, bilirkişilerden alınan 06.12.2020 tarihli (ancak mahkememize 11.02.2021 tarihinde gönderilen) ek raporda; ısıtma ve havalandırma cihazlarının iki yıl garanti süresiyle satılmasının zorunlu olduğunu, garanti belgesini dolduran ithalatçının bu sorumluluğu taşıdığı, cihazların iyi çalıştırma servis formuyla devreye alınmasının akabinde yetkili servis veya ithalatçı teknik ekiplerinin garanti belgesi düzenleyeceğini ve garantinin bu tarihte başlayacağını, davaya konu … cihazının kompresörünün ısınması, ses ve gürültü yapması, yanması, yağ seviyesinin eksilmesi, teknik olarak surge olarak tanımlanan bir durumu ifade ettiğini ve kompresör basıncının zorlanmasını gösterdiğini, bu durumda cihazın kompresörü kapatarak ve kendini koruma altına alması gerektiği, ancak somut olayda cihazın kendini koruma altına almadığı, kapalı ortamda izole durumda bulunması gerektiği, 11.06.2013 tarihinde üretici firma teknisyenlerinin cihazın devreye alınması, test edilmesi ve garanti belgesi düzenlenmesinde bu duruma dikkat etmeleri gerektiği, eğer alt yapıda bir uygunsuzluk varsa cihazı devreye almamaları ve bu durumu cihazı kullanacak olanlara tebliğ etmeleri, garanti belgesi düzenlememeleri gerektiği, servisin defalarca onarım yaptığı, böylece alt yapının garanti dışı uygunsuz olmadığı anlamına geldiği, defter ve belgelere göre işlenen kiralık … cihazının montajının, nakliyesinin, sökülmesinin ve yeni cihazın takılmasının kök raporda tespit edildiği, …in fiyat farkı dâhil KDV hariç 47.933,33 TL olduğu, …’den alınan ayıplı kabul edilen cihazın bedelinin KDV hariç 134.935,66 TL olması sebebiyle toplam faturalı maliyetin 182.869,01 TL olduğunu, ayıplı makine ile sonradan satın aldığı makine arasında fiyat farkının ödenmesini davalıdan talep edebileceğini, eski makinanın kurulumu / montajı sonradan sökülmesi, taşınması, nakliyesi ve yeni makinanın kurulması masrafların ödenmesini davalıdan talep edebileceğini, fakat kiralanan herhangi bir makineyle ilgili kira bedelini talep edemeyeceğini, yeni satın alınan makineyle ayıplı makine arasındaki fiyat farkının hesaplamaya dahil edilmesi, demontaj ve montaj bedeli kiralanan …in değil, satın alınan cihazın montajı ve demontaj bedeli olduğundan hesaplamaya dahil edilmesinin gerekmediği, buna göre cihaz bedelinin KDV hariç 134.935,66 TL, fatura giderlerinin demontaj, montaj bedeli, 47.933,35 TL ile cihazın hurda bedelinin mahsup edilmesiyle 178.851,66 TL olduğu, bu alacağın talep gibi ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilebileceğini, ancak davacının talebinin 10.09.2014 (sözleşmeden döndüğü tarih) olduğundan bu tarihten itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 14.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; yeni alınan 06.12.2020 tarihli ek raporda dava konusu ürünün gizli ayıplı olduğu, sözleşmeden dönme talebinin haklı olduğunun belirtildiğini, ek raporda dava konusu ürün sebebiyle davalıya ödenen satış bedelinin de davacıya ödenmesi gerektiğini, ürün bedelinin KDV hariç gösterildiğini, müvekkilinin davalıya KDV dâhil 159.224,08 TL ödediğini, bu miktarın ödeme tarihi olan 10.06.2013 tarihinden itibaren avans faiziyle ödenmesi gerektiği, yine ek raporda faturalı ilave masraflara yönelik davacının zararının KDV hariç 47.933,35 TL olarak belirlendiği, KDV dâhil ise bu zararın 56.509,00 TL olduğunu, bu miktarın talep edildiği, faturasız olan giderlerin ise son raporda kiralamanın kabul edilmediği ancak kök raporda kiralama bedeli olan 96.000,00 TL’nin de kabul edilmesi gerektiğini, ürünün ayıplı çıkması ve kullanılmaması nedeniyle müvekkili şirket yetkilisinin kiralamayı yaptığı halde bilirkişinin bu duruma dikkat etmediği, projenin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin … – … firmasında 05.06.2013 tarihinde … kiralama ile aylık 8.000,00 TL ile fiyat teklifi aldığını, 21.06.2013 tarihinden yeni cihazın alındığı 13.06.2014 tarihine kadar 96.000,00 TL ödendiği, cihazın ayıplı olduğu, kullanılamadığı, kiralık cihazın kullanılmak zorunda kalındığı belirlendiğinden 96.000,00 TL kira bedelinin de dâhil edilmesi gerektiğini, böylece cihazın satış bedeli KDV dâhil 159.224,08 TL’den hurda bedeli 4.017,35 TL’nin mahsubuyla 155.206,73 TL’nin 10.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ve ilave masraflardan belirlenenlerin talebi dâhil 56.509,00 TL’nin ve kira bedeli 96.000,00 TL’nin faturasız giderler 9.020,00 TL’nin toplamı 161.579,00 TL’nin 10.09.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 04.03.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; garanti süresinin bir yıl olduğunu, davacıyla … Hastanesi arasında istisna akdinin kurulduğunu, müvekkilin ticari satış sözleşmesiyle cihazı sattığını, davacının projesinin davalı şirkete sunulmadığını, malın İzmir’de teslim edildiğini, tesisatın davacı tarafından yapıldığını, müvekkilinin sattığı cihazının ısıtma – soğutma yaptığını, ancak davacının kiraladığı cihazın soğutma yapan bir cihaz olduğunu, yine sonradan soğutma yapan bir cihaz aldığını, müvekkiline usulüne uygun bir ayıp ihbarının gönderilmediğini, keşif için kendilerine bildirim yapılmadığını, cihazda bir ayıp olmadığı belirtilmişken kök rapordan farklı bir görüş bildirildiğini belirterek davanın ayıp ihbarı konusunda uzman bir öğretim üyesine gönderilerek İzmir’den bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemeler göre; dava konusu … marka cihazın davalı tarafından davacıya satıldığı ve cihazın satımıyla birlikte alınan bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere gizli ayıp bulunduğu, durumun davalıya bildirildiği ve davalının cihazın arızalanmasıyla ilgili olarak teknik servis gönderdiği ve fakat arızanın giderilemediği, davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu, servis fişi dökümünden arızanın giderilemediği, 19.06.2013 ve 16.08.2013 tarihli servislerde sonuç alınamadığı, cihazın üretimiyle ilgili bir sorun bulunduğu, davacının bu ayıplı cihaz nedeniyle yapmış olduğu fatura ve giderler toplamının 47.933,35 TL olup, faturalı bedelin KDV dâhil miktarının 56.558,00 TL olarak hesaplandığı, faturasız talep edilen giderlerinin ise toplam 105.020,00 TL olarak belirlendiği, kiralık … cihazının gideri olan 96.000,00 TL’nin ise defter ve belgelere işlenmediği, davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu, sözleşmeden dönmesi nedeniyle ödemiş olduğu satım bedelinin KDV dâhil 159.224,08 TL’sinin talep edebileceği, ancak bu bedelden hurda bedelinin mahsup edilmesi gerektiği ve hurda bedelinin 4.017,35 TL olduğu, mahsupla birlikte kalan alacağının 155.206,73 TL olarak hesaplandığı, bu halde hurda makinanın iadesinin de yükümlülüğünün bulunmadığı (TBK m. 229/1f), aynı zamanda davacının makinanın gizli ayıplı olması nedeniyle uğradığı doğrudan ve dolaylı zararları da isteyebileceği (TBK m. 229/3f), davacının bu makineyi kullanamaması nedeniyle bir başka makine almak zorunda kaldığı, fiyat farkını talep edebileceği, ayrıca eski makinenin kurulması – sökülmesi – taşınması ve yeni makinanın kurulması masraflarını da davalıdan isteyebileceği, bu masrafların tümünün 47.933,35 TL + KDV = 56.558,00 TL olduğu, davacının talep ettiği diğer bir bedel olan kira bedelinin ise sözleşme tarihinin 21.06.2013 olmasına rağmen yürürlük tarihinin 05.06.2013 olması ve … ile yapılan satım sözleşmesinin fatura tarihinin 11.06.2013 olması gözetilerek bu tarihten önce kiralamanın yapılmasının açıklanamadığı, daha sonra davacının 13.06.2014 tarihinde …’den yeni makine aldığı, makine alımından sonra … kira ödemelerinin de bulunduğu, buna göre davacının ayıplı makine nedeniyle bu makine kiraladığını ispatlayamadığının bilirkişi raporuyla belirlendiğini, buna göre davacının cihaz bedeli olarak 159.224,08 TL’den hurda bedeli olan 4.017,35 TL’nin mahsubuyla kalan alacağının 155.206,73 TL olduğu, ayrıca fatura edilmiş giderlerin KDV dâhil 56.561,35 TL’den davacının talep ettiği miktarla bağlı kalmak kaydıyla 56.559,00 TL’den davalıdan sorumlu olduğunu, böylece toplam alacağın KDV dâhil 211.765,73 TL olduğu belirlenmiştir. Davacının kira bedeline ilişkin talebinin ise bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
Dava konusu olan … marka ayıplı ürün bedeli olan 155.206,73 TL (KDV dahil) ile yapılan faturalı ilave masraflardan ispatlanmış olan ve taleple bağlı kalınarak 56.559,00 TL (KDV dahil) toplamı olan 211.765,73 TL’nin davacının sözleşmeden döndüğü belirlenmekle davalının temerrüde düştüğü dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi (taleple bağlı kalınarak) ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının kira bedeline ilişkin talebinin ve diğer ispatlanamayan taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 14.465,71 TL harçtan dava açılışında alınan 5.529,67 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 8.936,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 27,70 TL ve peşin harç 5.529,67 TL ile yazışma ve tebligat gideri 12.983,77 TL ve talimat gideri 7.289,40 TL olmak üzere toplam 12.983,77 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 10.414,27 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 23.273,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/2. maddesine göre belirlenen 14.593,09 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır