Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/718 E. 2021/786 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/718
KARAR NO : 2021/786

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/07/2012
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … AŞ vekilinin 24.03.2011 harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili taşıyan tarafından keşide edilen … … nolu, …’a ait konşimento tahtında, 23.10.2009 tarihinde İzmir Limanı’na ulaşan ve 02.03.2011 tarihinde İzmir Liman Sahası’na boşaltılan … …nolu konteynerin, davalı şirketin talebi üzerine İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyasında verilen karar gereğince boşaltıldığını, bu konteynerin 23.09.2009–02.03.2010 tarihleri arasındaki dava konusu olan konteynerlerinin haksız ve fuzuli olarak işgal edildiğini, bu konteynerlerin ticari faaliyetlerde kullanılmadığını, bu nedenle demuraj alacaklarının oluştuğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak bu konteynerleri elinde tuttuğunu, 477 gün boyunca müvekkilinin kullanamadığı konteynerlerden dolayı 41.670,00-USD demuraj alacağının oluştuğunu, TTK m. 1059 gereğince; davalının malları gecikmeden almaya mecbur olmasına rağmen almadığını, bilahare İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyasından alınan kararla bu malları teslim alabilmesi için demuraj alacağını ödemesi gerektiğini, aksi halde; müvekkilinin kanuni rehin hakkını kaybedeceğini belirterek; TTK m. 1077’ye göre yük üzerinde kanuni rehin hakkı tanınmasına ve 41.670,00-USD demuraj bedelinin davalıdan tahsiline, ayrıca bu malın tedbiren davalıya teslim edilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. Ltd. Şti vekilinin 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinde; davaya konu malın 23.10.2009 tarihinde İzmir Limanı’na ulaştığını, … Liman İşletmesi’nin eşyanın yüklenmesini haksız olarak engellediğini, açılan
…/… E. sayılı dosyanın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyası ile birleştirildiğini, konteynerlerin boşaltılması konusunda davacıya ihtar yapıldığı halde, davacı tarafından herhangi bir cevap verilmediği gibi işlem de yapılmadığını, bu nedenle konteynerler içerisindeki malların bozulmaması için …/… E. sayılı dosyada konteynerden malların tahliyesine karar verildiği, davacının konteyner değerinden çok daha fazla miktarda kira bedeli istediğini, müvekkilinin acente ve taşıyana hiçbir borcunun olmadığını, müvekkilinin malların teslimini istediği halde; özet beyanın davacı tarafından verilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili 15.07.2011 tarihli replik dilekçesinde; davalı ile …Liman İdaresi arasındaki anlaşmazlığın müvekkilini ilgilendirmediğini, demuraj ücretinin tazminat ve cezai şart olmayıp; konteynerin satın alma değeri ile ilgisinin olmadığını, davalının konteynerleri boş olarak müvekkiline iade etmediğinden; fuzuli şagil olarak sorumlu olduğunu, 477 gün sonra (02.03.2011 tarihinde) iade edilen konteynerlerden dolayı 41.670,00-USD alacaklarının olduğu, ayrıca yükün limana indirilmesinden sonra, her zaman ardiye ve liman masrafları kendisine ait olmak üzere, yükün konteynerden liman içerisine boşaltılmasında, liman sahası içinde açık veya kapalı bir antrepoya depo edilmesini isteme hakkı bulunduğu, yani yük alıcısı davalının elinde bulunan konşimentoyu, taşıyana ibraz ederek liman içerisindeki konteynırın boşaltılmasını talep etmesi, talep tarihine kadar olan masrafları ve liman içi boşaltma ücretini taşıyana ödemesi ve konteynırın boşaltılacağı sahayı liman idaresinden öğrendikten sonra boşaltma günü taşıyıcı veya temsilcisinin de bulunacağı tarihte boşaltmaya eşlik etmesi gerektiğini, aksi halde konteynır mührünün açılması durumunda bu işlemi yapanın sorumlu olacağını, davalının müvekkiline başvurarak konşimentonun orijinalini ibraz etmediğinden yük alıcısı olduğunu ispat edemediğini, müvekkilinin davalının yük alıcısı olacağını bilemeyeceğini, yine liman içi boşaltım masraflarını da taşıyana ödemediğini, davalı kendi kusuru ile yükü teslim almadığını, yükün teslim alınabilmesi için mutlaka konşimentonun taşıyana teslim edilmesi gerektiğini, liman işletmesinin vedia akdi gereğince sorumlu olduğunu, taşıyanın taşıdığı yükü gümrük idaresine teslim etmesi ile tüm sorumluluğunun sona ermediğini, yükün liman kapısından çıkana kadar sorumluluğunun bulunduğunu belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
İhbar olunan …vekili 18.01.2013 tarihli dilekçesiyle; davalının ihbar talebi ile iki yıl sonra kendilerine davanın ihbar edildiğini, davalının 23.10.2009 tarihinde limana gelen eşyayı teslim almadığını, konşimento üzerindeki gemi isminin limana gelen gemi ile uyuşmaması nedeniyle teslim yapılamadığını, limanın taşıyıcının temsilcisi olarak gerekli kontrolleri yapmaksızın malları teslim edemeyeceğini, limana getirilen malların doğru kişiye teslim edilmesi gerektiğini belirterek; davalının iddialarının reddini talep etmiştir.
Dava; davalı taşıyanın konteyner demuraj alacağına ilişkin davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Taşımaya ilişkin konşimentolar, ihbarname, manifesto, fatura, tarafların ticari defter ve kayıtları, Serbest Bölge İşlem Formu, Varış İhbarı, Deniz Ticaret Odası’nın 12.09.2011 tarihli konteyner yükleri hakkındaki bilgi yazısı, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D. İş sayılı dosyası, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyası ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Deniz Ticaret Odası’nın 12.09.2011 tarihli konteyner yükleri hakkındaki bilgi yazısında, uygulamadaki teamülün ne olduğu konusunda yaptığı açıklamada; yurtdışından gelen malların Liman İşletmesi’nde taşıyan adının saklanmak üzere teslim alındığı, bu emtia ile ilgili olarak taşıyan tarafından gümrük makamlarına konteynerlerle muhtevasının ve özet beyanın Gümrük Müdürlüğü’ne bildirildiği, konşimentodaki ihbar adresinde gösterilen ilgililere acente tarafından yüklerin geldiğinin ihbar edildiği, bu ilgililerin ellerinde bulunan orijinal konşimentoyla acenteye başvurarak hamil olduklarını ispatlamaları kaydıyla ordino verildiğini, böylece yükün ilgilisine teslim edildiğini belirtmiştir.
Davacı vekili 06.02.2012 tarihli beyanıyla; dava konusu konteynerlerin 02.03.2011 tarihinde limana boşaltıldığını ve müvekkiline iade edildiği, 23.10.2009 ile 02.03.2011 tarihleri arasında fuzuli şagil oluştuğunu, bu tarihler arasındaki demuraj ücretini talep ettiklerini belirtmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişiler … …, … … … ve … …’dan 16.10.2012 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişiler raporlarında; dava konusu olan konteynerin bekleme süresi olan 477 gün süre içerisinde davacı nakliyat acentesinin 45 günlük ambar bekleme süresi sonunda konteyneri geri alması gerektiğini, bu süre içerisinde konteyneri almadığından 7 günlük muafiyet süresi düşüldükten sonra geri kalan 38 gün için bilirkişiler tarafından hesaplama yapılarak, 1.275,00-USD davacının alacağı olduğunu belirtmişlerdir.
Davacı vekili bilirkişi raporundaki 45 günlük sürenin doğru olmadığını, boş konteynerin iade edildiği tarih olan 02.03.2011 tarihine kadar hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekili de bilirkişi raporuna karşı itirazında; bilirkişi raporunu kabul etmediğini, davanın liman işletmesine ihbarının gerektiğini belirtmişlerdir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … Ltd. Şti. davalı …Liman işletmesi aleyhine açmış olduğu davada yurt dışından ithal edilen ve gönderilen olarak konşimentoda yer aldığı, bu konşimentonun …Liman İşletmesine ibraz edilmesiyle malın kendisine teslim edilmesi gerektiği, ancak davalının malı ordino emri olmasızın kendisine teslim etmediği iddiasına dayalı olarak açmış olduğu maddi ve manevi istemli davasının İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararla dosyanın mahkememize devri ile …/… E sayılı numarayı aldığı ve yapılan yargılamada; malların hala limanda bulunduğu, davacının ordino emri almaksızın malı teslim alamayacağı konusunda …/… K sayılı kararla 30.05.2013 tarihinde karar verildiği, dosyanın halen Yargıtay … Hukuk Dairesinde temiz incelmesinde bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 20.01.2014 tarih, …/… Esas – …/… sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş olduğu, karar davacı vekilince temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/… Esas – …/… Karar sayılı 26.02.2015 tarihli ilamı ile, ”
1- Dava, demuraj alacağının tahsili ve 6762 sayılı TTK.’nın 1077. maddesi uyarınca kanuni rehin hakkının tanınması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davalının taşıtan değil gönderilen olduğu, bu nedenle de yükü teslim almaması halinde taşıma sözleşmesinin tarafı olmayıp demuraj alacağından da sorumlu bulunmayacağı, somut uyuşmazlıkta da davalının malı teslim almadığının İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E.-…/… K. sayılı hükmünden anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak mahkemenin taşıtanın kim olduğunu bildirmesi için süre verilmesi üzerine davacı vekilince sunulan 26.07.2013 havale tarihli dilekçede, konişmentoyu düzenleyen Hindistanda’ki acentelerinden aldıkları bilgiye göre, taşıtanın ihbarın yapılacağı kişi olarak gözüken davalı olduğu bildirilmiştir. Yine davacı vekili tarafından konişmentonun sağ üst köşesinde rezervasyon numarasının (booking number) yer aldığı, taşıma rezervasyonunu yapanın da davalı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece davalının taşıtan olup olmadığı konusunda, davacı vekilinin bu iddiaları konusunda hiçbir inceleme yapılmamıştır.
O halde mahkemece davacı vekilinin anılan iddialarının incelenip değerlendirilerek, davalının taşıtan olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Yine mahkemece davalının gönderilen olduğu ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E.-…/… K. sayılı dava dosyasına göre malları teslim almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E.-…/… K. sayılı hükmü, Dairemize ait 06.11.2014 gün ve …/… E.-…/… K. sayılı ilam ile davacı (işbu davada davalı) … Ltd. Şti.’nin davadan kısa bir süre önce malları teslim aldığını bildirdiği, davalı …’nin de bu iddiayı doğruladığı, malların davacıya teslim edilip edilmediğinin ve bu durumda davanın konusuz kalıp kalmadığının incelenip değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. İşbu davada davacı … A.Ş. vekili de, mahkemece kabul edildiği gibi davalının gönderilen olması halinde dahi, anılan davanın sonucunda malları teslim alması durumunda, müvekkilinin hak kaybına uğrayacağını ileri sürmüştür.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıdaki 1. bentte açıklanan inceleme sonucunda, davalının gönderilen olduğunun anlaşılması halinde dahi, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E.-…/… K. sayılı kararının kesinleşmesinin beklenmesi, davalının o davada malları teslim alıp almadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması dahi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozularak dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 18.07.2016 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi ibraz ettiği 10.02.2017 tarihli raporunda, davalının toplam 28.455-USD konteyner demurajından sorumlu olduğu, konteyner demurajının hukuki mahiyetine bağlı olarak davalının kusurunun şart olmadığı, davalının konteyner demurajının oluşmasına sebebiyet veren üçüncü kişilere rücuunun farklı bir mesele olduğu, gönderilenin eşyayı kabul ile birlikte davaya konu demurajdan sorumlu olduğu; nitekim borçlar hukuku manasında üçüncü kişinin lehine kararlaştırılan edimi kabulünün önem arz ettiği, yoksa edimi kabul için konişmentonun ibrazının şart olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 02.03.2017 tarihli rapora beyan dilekçesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi 09.03.2017 tarihli rapora beyan dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 08.12.2020 tarihli oturumunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ibraz ettiği Nisan 2021 tarihli ek raporunda, dosya kapsamında yer alan tüm hususlar ve yukarıda detaylı olarak açıklanan mevzuat hükümleri göz önüne alındığında; kök bilirkişi raporunda yer alan görüş ve kanaatte bir değişiklik olmamakla birlikte ek olarak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/4789 E., 2015/2631 sayılı kararında “davalının o davada malları teslim alıp almadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması dahi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmekte olduğu, dava konusu … …numaralı konteyner ve içinde yükün taşınması sürecinde yukarıda … … … Ltd. tarafından tanzimli … … numaralı Konşimento ve … … … … tarafından tanzim edilmiş 31/08/2009 tarihli satış faturasında anlaşılacağı üzere davalının gönderilen olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9792 E., 2018/3430 K. sayılı Kararında, “asıl dava- yönünden malların teslimi gerçekleşmiş olup, davacının 01.07.2009 tarihinde malların kendisine teslim edildiğini belirttiği, asıl dava konusu olan konteynerdeki tüm malların davacıya teslim edildiği” denilmekte olduğu, Ege Serbest Bölge Müdürlüğü ve Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü tarafından müştereken tanzimli … sayılı 13/10/2009 tarihli Serbest Bölge İşlem Formunda ise dava konusu konteynerin içinde butunan 31 kap 22.112 kg net ağırlığındaki çelik çubuk cinsi eşyaların 02/03/2011 tarihinde Ege Serbest Bölgeye girişinin yapıldığı, ancak bu giren eşyaların Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü tarafından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine muhatap 20 Eylül 2013 tarihli … sayılı yazıdan anlaşılacağı üzere gümrük idaresi tarafından muhafaza altında tutulduğu ve firmaya teslim edilmediği görüş ve kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 20.07.2021 tarihli rapora beyan dilekçesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 02.09.2021 tarihli rapora beyan dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve Yargıtay ilamına göre; davacı taşıyıcının taşıdığı emtiayı gönderilen davalıya tesliminin sağlanamadığı, bunun sebebinin emtianın … … isimli gemiye yüklendiği ve yükle ilgili olarak … nolu konşimento düzenlendiği, boşaltma limanında ise … … gemisi ile getirildiği, yükün taşıma esnasında gemi değiştirdiği, ancak bununla birlikte konşimento düzenlemesinin yapılmadığı, ilk yüklemenin yapıldığı gemi ile ilgili konşimentonun gönderilene verildiği, bu konşimento ile gümrük idaresine yapılan başvuru ve davalının acentasına yapılan başvuruların sonuç vermediği, bu sebeple gönderilen tarafın da yükün teslim alınmasının mümkün olmadığı, yükün halen gümrük idaresinin muhafazası altında bulunduğu, konteyner demurajının oluşmasında davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, yükün teslim alınmaması sebebiyle de 6102 sayılı yasaya göre sorumluluğunun doğmadığı anlaşıldığından; davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Alınması lazım gelen 59,30-TL harcın peşin alınan 959,15-TLden mahsubu ile fazla yatan 899,85-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 9.196,44-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 md gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair verilen kararın tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2021

Katip…
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)