Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/255 E. 2022/186 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/255
KARAR NO : 2022/186

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının sevk ve idaresindeki motorsiklet niteliğindeki araç ile 13.06.2015 tarihinde Karabağlar Eskiizmir caddesinde davalılardan …’ a ait ve diğer davalı … tarafından kullanılan … plakalı ticari taksinin çarpması ile yaralandığını, trafik kaza tespit tutanağına göre davalıların asli ve tam kusurlu olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle davacıya İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinden kalıcı olarak %16 oranında özürlü raporu verildiğini, tedavisinin devam ettiğini, kazadan sonra kaldırıldığı hastanede 10 gün yattığını, sonra taburcu olduğunu ancak uzun süre başkalarının yardımı olmadan hareket edemediğini, yatağa bağımlı kaldığını, halen raporunun devam ettiğini, kazada sorumlu … hakkında İzmir Cumhuriyet Savcılığının …/… sayılı soruşturma dosyası bulunduğunu, davalılardan … Sigortaya başvuru yapıldığını ve sigorta şirketi tarafından 44.850,00-TL sürekli sakatlık tazminatı ödendiğini, hesaplanan tazminatın 59.800,19 TL olduğunu ancak davacının ehliyetsiz oluşunu %25 kusur olarak gören sigorta bilirkişisinin raporuna göre indirim yapıldığı ve 44.850,00-TL ödemede bulunulduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalarak kısmen – tahsil edilen miktar kadar sigorta şirketinin ibra edildiğini, sigorta şirketinin sadece kalıcı sakatlık tazminatı açısından ödemede bulunduğunu, davacının yaşı , kalıcı özür durumu , gördüğü tedavi düşünüldüğünde ödenmesi gereken maddi tazminatın daha fazla olması gerektiğini, kazada müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, ehliyetsiz olmasının kusurlu olması için yeterli bir neden olmadığını, kaza ile ehliyetsiz araç kullanma arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının kaza olmadan önce 1.267,81 TL net ücret ile tekstil sektöründe çalıştığını, dosyadaki 07.07.2015 tarihli adli tıp raporuna göre birden fazla kırık olması nedeniyle ağır derecede hayati fonksiyonlarının da etkilendiğini, davacının bir süre dahi olsa başkalarının yardımına muhtaç yaşamak zorunda kaldığı için bakıcı ücreti talepleri bulunduğunu, açıklanan nedenlerle şimdilik belirsiz açılan davanın fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL geçici ve kalıcı sakatlık ve işgörmezlik tazminatı , 250,00 TL bakıcı gideri, 200,00 TL taksi gideri, 50,00 TL SGK’ca karşılanmayan yardımcı tedavi/pansuman vs. giderinin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kaza nedeniyle aylarca ayağa kalkamayan fiziksel ve ruhsal anlamda yıkıma uğrayan , başkalarına bağımlı hale gelen, tedavisi devam ettiği için vatani görevini sağlık sorunu nedeniyle tecil ettirmek zorunda kalan müvekkili için araç sahibi … ve araç sürücüsü …’den müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile zararın haksız eylemden kaynaklandığından, tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini, bu nedenle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilerek davalılar … ve … hakkında UYAP sisteminden araştırma yapılarak işbu dava sonuçlanıp kesinleşinceye kadar adlarına kayıtlı taşınmazların tespiti halinde ilgili tapu Müdürlüklerine müzekkere yazılarak ihtiyati haciz şerhi koydurulmasına, yine … plakalı araç ile her iki davalının adlarına kayıtlı başkaca araçlar bulunması halinde üzerine ihtiyati haciz şerhi eklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin … plakalı aracına atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, dava dilekçesindeki aleyhe beyan ve iddiaları kabul etmediklerini, yine davacı tarafından talep edilen tazminat kalemlerinin fahiş olduğunu, tazminat taleplerinin zenginleşme amacı taşıyamayacağı ancak tarafların kusur oranları ortaya çıktıktan sonra ve ekonomik durum araştırmaları tamamlandıktan sonra tarafların maddi durumuna göre makul oranda, tarafları mağdur etmeyecek miktarda tazminat belirlenmesi yoluna gidilmesini , aksi halde davacının fahiş tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacının ehliyetsiz olarak araç kullanarak trafiğe çıkmamış olsa bu kazanın meydana gelmeyeceğini, kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, kaza ile ehliyetsiz araç kullanma arasında doğrudan illiyet bağı bulunduğundan davacının haksız istemleri ve müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmenin mümkün olmadığını, davacının kalıcı sakatlığının %16 olarak belirtilmiş olmasını ve sakatlık oranını kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını talep ettiklerini, … plakalı aracın … Şirketi AŞ.’ye … poliçe numarasıyla ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilin kazadaki olası kusuru ve riskinin ZMMS şirketince teminat dâhilinde olduğundan, davada taraf olarak sigorta şirketinin davalı olarak gösterildiğinden, işbu davanın ihbarına da gerek bulunmadığını, karar verilirken trafik mali mesuliyet sigortası poliçesi limitinin talep edilen tazminat bedellerini karşıladığı hususunun göz önüne alınmasını, müvekkilin aracının riskini karşılayan poliçe gereği sigorta şirketinden alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, bakıcı ücreti, geçici iş göremezlik ve taksi/ulaşım giderlerini de kabul etmediklerini, sigorta primi aktarılması sebebiyle SGK tarafından ödenmesi gereken alacak kalemleri yönünden davada taraf olmayan SGK ‘ya davanın ihbarını talep ettiklerini, maddi tazminata dair taleplerin de fahiş olduğunu, … Anonim Sigorta Şirketi tarafından %25 kusur indirimi yapılarak ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin tam kusurlu olduğu beyanlarını kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerle müvekkilinin aracının ZMMS poliçesiyle teminat limitleri dâhilinde olduğunun gözetilmesine, ihtiyati haciz isteminin reddine, davalının fahiş istemlerinin, yine şartları olmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davanın SGK ‘ya ihbarına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 04.12.2014 – 04.12.2015 vadeli … no.lu ZMM(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, poliçede sigortalanan araç ile kazaya karışan aracın aynı araç olup olmadığının da tespiti gerektiğini, poliçe vadede değilse veya kazaya karışan araç ile sigortalı araç aynı değilse, davanın reddini talep ettiklerini, işbu dava açılmadan önce müvekkiline yapılan poliçeden kaynaklı tazminat talebi dolayısıyla, davacı vekiline 14.01.2016 tarihinde EFT ile 44.850,00-TL ödeme yapıldığını, sigorta tazminatı kapsamında olan zararların karşılanarak, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, ödemenin davacı tarafından da kabul edildiğinden çekişmesiz olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğinden ve davacının zararı karşılandığından geçerli ibraname uyarınca davanın reddini talep ettiklerini, ancak aleyhlerine tazminata karar verildiğinde yasal faiz oranı dikkate alınarak güncellenmiş tazminat tutarının hesaplanan tazminattan düşülerek ödenebilir ek tazminat farkının hesaplanmasını talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetinin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkini talep ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu olayda kusuru olmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davacının gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına neden olduğunu, tazminata hükmedilmesi durumunda, kask takmama ve motorbisiklet kullanımına uygun giysi giymeme hususunun değerlendirilerek, uygun bir oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, yine davacının kaza ile illiyeti bulunan maluliyeti bulunmadığından davanın reddini talep ettiklerini, yine zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin uygun olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesi gerektiğini, davacının afaki bakıcı ücreti talebinin bulunduğu bu nedenle itiraz ettiklerini, geçici iş göremezlik zararı, kendiliğinden bakıcı gideri zararı oluşturmadığını, ve davacı geçmiş döneme dair bakıcı gideri talep ettiğinden, bakıcı tuttuğunu ve ilgili giderlerin yapıldığını ispat etmek zorunda olduğunu, ayrıca trafik kazalarından doğan tedavi giderlerinin; refakatçi gideri, yol masrafı, ilaç masrafı, tıbbi malzeme masrafı gibi sair tüm masraflar dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanacağını, bu nedenle refakatçi gideri talebinin SGK’ya yöneltilmesi gerektiğini, eğer davacı Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirkete rücu imkanı doğduğunu, açıklanan nedenlerle, açılan davanın gerçekleştirilen ödeme neticesinde davacının zararı karşılandığından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … ‘e dava dilekçesi, ekleri ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde yasal süresi içerisinde davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; tarafların nüfus kaydı, mali sosyal durum araştırması, davacının SGK kaydı, … Plakalı aracın trafik kaydı, İzmir Cumhuriyet Savcılığı …/… nolu soruşturma dosyası , kaza tespit tutanağı, İzmir Bozyaka Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 11.11.2015 tarihli sağlık kurulu raporu, tüm tedavi evrakları, davacının iş yeri maaş bordrosu fotokopisi, … Plakalı aracın ZMMS diğer davalı … Sigorta AŞ. … nolu poliçe fotokopisi, … Plakalı aracın ZMMS diğer davalı … Sigorta AŞ. … nolu poliçe kazayla ilgili hasar dosyası, … Plakalı aracın ZMMS diğer davalı … Sigorta AŞ. … nolu poliçe kazayla ilgili tarafımıza yapılacak ödeme için verilen 30.12.2015 tli ibraname fotokopisi, tanık anlatımları, keşif, bilirkişi incelemesi vesair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı … vekili savunmasını ispat yönünde; trafik kaydı, Trafik Kaza Tespit Tutanağı, ZMMS, … plakalı araç … SİGORTA A.Ş.’ye … nolu poliçe, ZMMS, … plakalı araç … Sigorta A.Ş.’ye … nolu poliçe ile ilgili karşı tarafa yapılan ödemelerin sübutu için ödeme makbuzlarıyla beraber hasar dosyasının celbi, bilirkişi incelemesi, tanık, keşif, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinden davacının tedavi gördüğü kayıtlar, Adli Tıp incelemesi, uzman görüşü, ekonomik durum araştırması, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… nolu savcılık dosyası münderecatı, Davacının ehliyetinin olup olmadığına dair emniyete yazı yazılması vs. her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı … şirketi vekili savunmasını ispat yönünde ; … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ve hasar dosyası, ibraname, Trafik Sigortası Genel Şartları, ceza dosyası, davacıların kaza sonrası hastane evrakları ve özellikle epikriz raporları, SGK’ya müzekkere yazılarak davacının kaza sonrasında almış olduğu peşin değerli sermaye ya da başkaca ödenekler olup olmadığının sorulması, kusur ve zararın tespiti yönünden bilirkişi incelemesi, vesair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Kazaya karışan araçların sürücülerinin kusur oranlarının yüzdesel olarak tespiti yönlerinde, dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, 05/04/2017 tarihli düzenlenen raporda; davalı sürücü … ‘in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü … ‘in %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Davacıya 13.06.2015 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yapılan ödeme miktarı ile bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile kaza tarihinden sonrasına ait medula kayıtlarının SGK il müdürlüğünden istenildiği, Gaziemir Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 08/04/2016 tarihli cevabi yazısında davacı hakkında 13/06/2015-22/06/2015 tarihleri arasında yatarak tedavi gördüğü, 23/06/2015 tarihinden buyana istirahatli bırakıldığı, davacı sigortalının ehliyetsiz sürü olarak trafik kazasına karıştığı ve tali kusurlu olduğu tespit edildiğinden işgöremezlik ödemelerinde 1/2 oranında kesinti yapıldığı ve toplamda 5.861,17 TL tutarında işgöremezlik ödeneği ödendiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalıların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının yapıldığı görülmüştür.
Davacının tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı tanığı … beyanında ; “Ben oğlumun yaptığı kazayı görmedim, kaza yaptıktan sonra yaklaşık 9 ay boyunca gerek hastanede gerekse de evde yatarak tedavi gördü, tedavisi boyunca sürekli olarak yanında durdum, tedavisi sırasında bacağına metal taktılar, ancak tedavisi tamamlanmasına rağmen halen yürümekte ve hareket etmekte zorlanmaktadır, işlerini güçlerini yapmakta güçlük çekmektedir, 9 ay boyunca tedavi süresince büyük acı ve ızdırap çekti, psikolojik olarak çok yıprandı, psikolojisi bozuldu, halen de bu kazanın etkisi kendisinde vardır ” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davacı tanığı … beyanında; “Davacı benim oğlum olur, ben kazanın oluşuna dair görgüye dayalı bilgi sahibi değilim, oğlumun kaza yaptığı ve hastaneye kaldırıldığı bildirilmesi üzerine hastaneye gittim, yaklaşık 1,5 ay kadar İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi yapıldı, tedavisi sırasında kalçasına ve diz kısmına platin takıldı, hastanedeki tedavisine müteakiben yaklaşık 1 yıl kadar da evde yatarak tedavi gördü, bu süre içerisinde herhangi bir iş yapamadı, tedavisi süresince çok büyük bir acı ve ızdırap yaşadı, hareket yeteneği kısıtlandığı için psikolojisi bozuldu, haliz hazırda hareket ederken kalçası ve dizleri ile bileğinden dolayı zorlanmakta ve acı hissetmektedir, oğlum tedavisini tamamladıktan sonra askerlik hizmetini yapmak üzere askere gitti ve askerliğini tamamladı, rapor sebebiyle askere 1 sene geç gitti, oğlum şimdi tekstil işinde ütücülük veya bulursa başka işler yapmaktadır. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacının İstanbul ‘da askerlik görevini yapması sebebiyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak kazadan dolayı davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ile geçici iş göremezlik süresinin tespiti için davacının Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevkinin sağlanarak rapor aldırılmasına karar verildiği, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlen 12/01/2018 tarihli raporunda; kişinin yaşı, kazaya bağlı oluşan kırıkların niteliği ve olay sonrası uygulanan tedavi, olaydan yaklaşık 5 ay sonra yapılan muayenesinde saptanan bulgular birlikte değerlendirildiğinde iş görememezlık süresinin, olay tarihinden itibaren iyileşme süresi olan 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği; her ne kadar olay tarihinden beş ay sonra İzmir Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesinde yapılan muayenesinde saptanan bulgular yönünden özür oranı %16 ve özürlülük kalıcı olduğu belirtilmiş ise de bu tür kırıklarda iyileşme süresinin 12- 18 aya kadar uzayabileceği tıbben bilindiği, bu nedenle iş güç kaybı yönünden değerlendirmenin olay tarihinden en az bir yıl sonra yapılacak muayene ile tespit edilmesinin doğru olacağı, kişinin 04.12.2017 tarihinde Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anahilim Dalında yapılan muayenesinde kişinin tamamen iyileşmiş bulunduğundan, daimi iş güç kayıp oranı tayinine mahal olmadığı rapor edilmiştir.
Davacı hakkında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/06/2018 tarihli raporda “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacıda trafik kazası nedeniyle %7,9 oranında sakatlık olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları dikkate alınarak, dosyanın yeniden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderildiği, 31/10/2018 tarihli düzenlenen raporda; “Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre davacıda trafik kazası nedeniyle olay tarihindeki yaşına göre %23.2 ve bugünkü yaşına göre de %24 oranında sakatlık olduğu, tıbbi iyileşme süresi 9 (dokuz) ay olduğu belirtilmiştir.
Davalı tarafın maluliyet raporuna ilişkin itirazları ve dosyaya sunulan birden fazla raporlar arasındaki çelişkiye binaen kaza ve poliçe tarihleri de dikkate alınarak, davacının kaza sebebiyle malul hale gelip gelmediği, gelmiş ise işbu nedenle davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ile geçici iş gücü kayıp süresinin tespiti hususunda dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kuruluna gönderilmiş, 28/08/2020 tarihli düzenlenen raporda;” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmelik” hükümlerine göre davacıda trafik kazası nedeniyle %4 oranında sakatlık olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin İPTALİNE karar verilmiş olup, iptal kararının RG’de yayınlanmış olması ve gerekçesi göz önünde bulundurulduğunda zarar hesaplamasının genel şartlara göre yapılamayacağı, dosyada alınan maluliyet raporu genel şartlara göre alındığı anlaşılmakla, davacının 13.06.2015 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasından kaynaklanan; geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığının, geçici iş göremezlik süresinin ne olduğu,tespit edilmesi halinde geçici iş göremezlik/sürekli iş göremezlik ile gerçekleşen kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, çalışma gücü kaybı var ise, sürekli iş göremezlik oranının haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre tespiti hususunda dosya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş, 28/04/2021 tarihli düzenlenen raporda ; “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve bu yönetmeliğin yetersiz kaldığı durumlar için “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden” faydalanılarak hesaplama yapıldığında sakatlık oranının %23,2, bugünkü (27.04.2021) yaşına göre de 24,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı ancak mahkeme dosyası incelendiğinde şahsa ait istirahat raporlarının da dosyada mevcut olduğu görülmüştür. Bu nedenle; Gaziemir Sosval Güvenlik Merkezi’nin 08.04.2016 tarihli … sayılı yazısı ve ekindeki 10 adet iş göremezlik raporuna (incelenen evrak no:1) göre tıbbi iyileşme süresinin 300 (üçyüz) gün olarak kabulünün daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin 18/06/2021 tarihli dilekçe ile maddi tazminat ve maddi tazminata karşılık gelecek ferileri açısından davadan feragat ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı … Anonim vekilinin 23/06/2021 tarihli dilekçe ile ibraname ve sulh anlaşması gereğince davacı ile sulh sağlandığını davacının davadan feragat etmesi nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
Davacı vekilinin Mahkememizin 22/02/2022 tarihli duruşmasında; davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat ve maddi tazminata karşılık gelecek feriler açısından davadan feragat ettiklerini, davaya araç sahibi ve araç sürücüsü yönünden manevi tazminat davası olarak devam ettiklerini, davalı sigorta şirketi ile yaptıkları sulh uyarınca yargılama giderlerini aldıkları için devam edecek yargılamada yargılama giderleri yönünden tarafları lehine hüküm kurulmamasını talep ettiklerini, manevi tazminat davası yönünden vekalet ücreti talebi bulunduğunu, imzası tahtında beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; trafik kazasından kaynaklanan bakiye iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, SGK sorumluluğunda olmayan sağlık giderleri ile ulaşım gideri ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
13.06.2015 günü, saat 00:10 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı olomobil ile Eşrefpaşa istikametinden Eskiizmir istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalli üçlü kavşağa geldiğinde, sol tarafta kalan … nolu sokağa dönmek istediği sırada, Eskiizmir istikametinden gelmekle olan davacı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı motosiklet ile şarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında, hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/04/2017 tarihli rapora göre davalı sürücü …’in yönetimindeki otomobil ile olay mahalli kavşakta sola dönüş kurallarına riayet etmediği, sağ tarafinı kontrol etmeksizin sola dönüşe geçip davacı idaresindeki motosikletin önünü kapatttığı, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket ettiğinden olayda asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in ise yönetimindeki motosiklet ile kavşağa asgari hızla müteyakkız bir şekilde yaklaşmadığı, dönüşe geçen vasıtaya önlemsiz vaziyette çarpıp dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığından tali kusurlu olduğu, buna göre davalı sürücü … ‘in %75 oranında, davacı sürücü … ‘in ise %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 17.HD’nin 01.03.2021 tarih 20/7120 Esas ve 21/2627 Karar sayılı emsal kararına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğin Engellilik Ölçütü ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik kapsamında düzenlenen İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28/08/2020 tarihli düzenlenen rapor hükme esas alınmış, sözkonusu rapora göre davacıda trafik kazası nedeniyle %4 oranında sakatlık meydana geldiği, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 18/06/2021 tarihli dilekçe ile maddi tazminat ve maddi tazminata karşılık gelecek ferileri açısından davadan feragat ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı … Anonim vekilinin 23/06/2021 tarihli dilekçe ile ibraname ve sulh anlaşması gereğince davacı ile sulh sağlandığını davacının davadan feragat etmesi nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
Davacı vekili Mahkememizin 22/02/2022 tarihli duruşmasında davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat ve maddi tazminata karşılık gelecek feriler açısından davadan feragat ettiklerinden davaya araç sahibi ve araç sürücüsü yönünden manevi tazminat davası olarak devam ettiklerini, davalı sigorta şirketi ile yaptıkları sulh uyarınca yargılama giderlerini aldıkları için devam edecek yargılamada yargılama giderleri yönünden tarafları lehine hüküm kurulmamasını talep ettiklerini, manevi tazminat davası yönünden vekalet ücreti talebi bulunduğunu beyan etmiştir.
Davacılar vekilinin vekaletnamesindeki feragat özel yetkisine dayanarak tüm davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasından feragat ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü gereğince davacıların maddi tazminat davasından tüm davalılar lehine feragat etmeleri nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Davaya konu kaza nedeniyle davacı …’in bedensel bütünlüğünün bozulduğu, kendisinde %4 oranında kalıcı maluliyet meydana geldiği, 9 aya kadar uzayabilen iyileşme süreci geçirdiği dikkate alınarak çektiği elem ve ızdırap ile davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’in %75 oranında kusurlu olması ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’den kaza tarihi olan 13.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 3,42 TL harcın mahsubuyla bakiye 77,28 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı sigorta şirketi tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden, davalı sigorta lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve davalı …’den kaza tarihi olan 13.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 683,1‬0-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 68,31-TL ‘nin mahsubu ile, bakiye 614,79‬-TL ‘nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça manevi tazminat davasında yargılama gideri talep edilmediğinden, davacı lehine yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
Davalı … tarafından yapılan 81,00 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranı nazara alınarak 40,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dava kısmen kabul edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dava kısmen reddedildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve sarf edilmeyen avansın artan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekili, davalı … vekili ve ihbar olunan … vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)