Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1455 E. 2022/450 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1455
KARAR NO : 2022/450

ASIL DAVADA
_________________________________________________________
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016

KARŞI DAVADA
____________________________________________

DAVA : Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan dava ve karşı davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
ASIL DAVA DOSYASINDA:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekilinin arkadaşı ile birlikte motosikletleri ile Menderes … mevkiinde kendi şeritlerinde ilerlerken davalı …’e ait …’in kullandığı … plakalı aracın aniden yola çıkarak ve sinyal vermeden sola dönüş yaplığı sırada müvekkilinin motoronun çarpmak suretiyle ağır yaralandığını, ön kolu, el bileği, ayak parmağı ve kaburgalarının kırıldığını, diğer iç organlarında hasar meydana geldiğini, 3 ay istirahat aldığını, çalışamadığını, bakıma muhtaç olduğunu, kazadan önce gemi kaptamı olarak çalıştığını, bu işinden mahrum kaldığını, bir daha hiç çalışamama ihtimali de mevcut olduğunu, kazadan önce aylık gelirinin 11.000 USD civarında olduğunu, tüm haslane masraflarının SGK’ca karşılanmadığını, 1.575 TL hastane yatma masrafı ödediklerini, bunun dışında eşinin de gerek hastaneye gelmesi ve gerekse kontrollerde masraflarının olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istediklerini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 20/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL maddi tazminat taleplerini davalı sigorta şirketi yönünden sigorta üst sınır limiti dahilinde 309.000,00 TL arttırarak 310.000,00 TL’ye çıkarttıklarını belirterek ıslah tarihi itibariyle 309.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22/03/2022 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde talep edilen 1000,00 TL’nin 500,00 TL’sinin geçici iş görmezlik, 500,00 TL’sinin ise sürekli iş göremezlik maddi tazminat istemine ilişkin olduğunu, davalı sigorta şirketi yönünden sigorta üst sınırı limiti dahilinde 500,00 TL geçici iş göremezlik talebini 47.500,00 TL arttırarak 48.000,00 TL’ye, 500,00 TL sürekli iş görmezlik talebini 261.500,00 TL arttırarak 262.000,00 TL’ye yükselttiklerini belirterek dava ve ıslah dilekçesindeki taleplerini ayrıştırmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın şirketlerine Zorunlu Mali Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının başvuru şartını yerine getirmeden davayı açtığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranının ve maluliyet oranının Adli Tıp Kurumundan tespil edilmesini, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ek kısmında belirtildiği üzere bakıcı giderlerinin %69 maluliyet oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlık sebebiyle dalep edilen bakıcı giderlerinden davalı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, dava ile bakıcı gideri de talep edilmesi halinde genel şartlara göre değerlendirme yapılması gerektiğini, mahkemece tüm bakıcı giderlerinin tedavi teminatı kapsamında olduğuna dair karar verilmesi halinde 6111 S.Y kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiğinden bu yönü ile müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının talebine konu geçici iş göremezlik ve tadevi giderleri talebinin de reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 S.Y. ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, davacının kaza esnasında kask kullanmadığı tespit edildiği takdirde müterafik kusuru bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar …-… vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; her iki davalı müvekkilinin dava dilekçesinde adreslerinin davacı yanca gösterilmediğini, müvekkillerinin karı-koca olup her ikisinin ikametgah ve mernis adresleri “… Cad. No :… Menderes / İzmir” adresi olduğunu, keza trafik kazasının MENDERES ilçe sınırları içerisinde meydana geldiğini, bu nedenle de HMK gereğince yer itibariyle yetkili mahkemenin Menderes Mahkemeleri olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, kazaya karışan araçlardan … plaka sayılı araç davalı müvekkillerden … adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı müvekkil …, kaza öncesinde, eşine ait olan araç ile hız sınırlarına ve trafik kurallara riayet eder şekilde seyir halindedir ve kontrollü bir şekilde bulunduğu sağ şeritten Menderes İlçesi … Mahallesine sola doğru sinyal vererek dönüşünü tamamlamak üzereyken, hız sınırlarına uymadığı ve araç manevra kurallarını ihlal ettiği kaza sonrası tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile sabit olan davacı … sevk ve idaresindeki
… plaka sayılı YARIŞ MOTORSİKLETİ ile müvekkilinin aracına arka tarafından çarptığını, bu nedenlerle sevk ve idaresindeki YARIŞ MOTORU ile HIZ SINIRLARINI AŞARAK ve ŞERİT İHLALİ YAPARAK, kontrollü bir şekilde düşük hızla ve sinyal vererek dönüşünü tamamlamak üzere olan davalı müvekkil idaresindeki araca hızla arkadan çarpan ve aracın hurdaya ayrılmasına sebebiyet veren davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA:
DAVA : Davalılar …-… vekili süresinde sundukları cevap dilekçesinde müvekkillerden … adına olan araç trafik kazası sonrasında kullanılamaz hale gelmiş olup hurda olduğunu, … plakalı araç müvekkil tarafından hurda olarak elden çıkartıldığını ve satışı yapıldığını, bu nedenle piyasa değeri takriben 15.000,00.-TL. olan ve kaza sonrası kullanılamaz hale gelen aracını hurda olarak satan müvekkil …’in maddi zarara uğradığını, bu nedenle net zararın bilirkişiler tarafından belirlenene kadar fazlaya ve faizine ilişkin istem hakları saklı kalmak ve şimdilik kaydı ile … den 1.000,00.-TL. maddi tazminat talebinin karşı davada, müvekkillerden … ve araç sahibi … adına kaza sebebiyle yaşadıkları korku ve panik üzüntü neticesinde … den 5.000,00.-TL. manevi tazminat talebinin davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Karşı davada davalı … vekili tarafından sunulan 15.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde, davalı/karşı davacı … ve araç işleteni eşi … tarafından aracın kaza sonrası hurda haline geldiği, panik ve korku yaşadıkları iddia edilerek kendilerine karşı maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, davanın haksız olduğunu, Borçlar Kanunu ilkelerine göre haksız fiilin unsurlarının hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı olduğunu, haksız fiilin tüm unsurlarının taşındığı durumlarda, haksız fiilin meydana gelmesine sebep olan kişi veya kişiler bunu tazminle yükümlü hale geldiğini, somut olaya bakıldığında haksız fiile sebep olan kişinin hukuka aykırı fiili gerçekleştiren … olduğunu, davalı/karşı davacılardan …’in haksız fiilin meydana gelmesine kendi kusuruyla sebep olduğunu, kendisi kurallara aykırı davranarak sola geçmeye çalışmış ve müvekkiline bedensel zarar veren kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, kişinin kendi kusuruyla sebep olduğu zararlandırıcı olayın yükünü müvekkiline yükleyemeyeceğini, bu zararının tazmininin istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaza sırasında seyir halindeki aracın içinde bulunan, araç işleteni … ise kendisinde meydana geldiğini iddia ettiği maddi ve manevi zararın tazmini için müvekkiline başvuramayacağını, zira haksız fiilden dolayı zararının tazmini için husumetini yönelteceği kişinin hukuka aykırı fiilide bulunan kişi olduğundan husumetin müvekkile yöneltilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Asıl davada davacı iddiasını ispata yönelik olarak; kaza tespit tutanağı ve ilgili belgeler, hastane faturaları, jandarma ifadeleri, ATK incelemesi, gemi adamı belgesi, davacının aylık geliri gösterir belge, bilirkişi, tanık ve delillerine dayandığı görülmüştür.
Asıl davada ve karşı davada …-… vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Menderes C. Savcılığı …/… Soruşturma dosyası, keşif, bilirkişi, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokileri, … plakalı araca ait satış belgeleri, hasara ilişkin resimler, araçların ZMMS ve kasko poliçeleri, tarafların SGK kayıtları ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı … Sigorta vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; … no’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Trafik Kayıtları, Tanık ve Bilirkişi delilerine dayandığı görülmüştür.
Mahkememizce 21/09/2017 tarihinde keşfin yapıldığı, keşifte taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı … Beyanında “olay günü ayrı ayrı motorsikletlerimizle arka arkaya davacı ön tarafta ben arka tarafta olmak üzere İzmir yönünden Kuşadası yönüne doğru yaklaşık 70-80 km hızla seyir halinde iken bu görmüş olduğumuz kaza mahaline yaklaştığımız sırada önde bulunan ve aracın yarısı emniyet şeridinde yarısı da gidiş yönündeki şeridin içinde bulunan aracın 10-20 KM hızla kuşadası yönüne doığru seyir halinde iken aniden herhangi bir sinyal vermeden sol şeride yönelmesi üzerine önde bulunan davacı araca çarpmamak için yönünü sağ doğru çevirip fren yaptı ancak aralarında yaklaşık 10 metre mesafe var iken aracın sola doğru aniden hareket etmesi nedeniyle motorsikletin aracın arka tarafına çarpmasına engel olamadı, davacının motorsikleti, davalının aracın sol arka tekeri ile arka bagaj kapağının sol kısmı arasına çarptı çarpma sırasında davalı aracı henüz karşı şeride geçmemişti, kaza bizim gidiş yönümüzdeki şerit üzerinde oldu, kaza sonrasında yaralanan arkadaşın tedavisi için ambulans çağrıldı, ambulans geldi, arkadaşı götürdü, davacıyı götürünceye kadar araçlar kaza mahalinde durdu, davalının aracı kaza sırasında hareketle karşı tarafta bulunan evin bahçesine dibine gitti, davacıya ait araç ise yol ortasında kaldı, askerler gelip olay yerini tespit ve fotoğrafların çekilmesinden sonra yol kenarına kaldırıldı” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı karşı davacı tanığı … Beyanında; “Ben davalının karıştığı kazanın nasıl olduğunu bilmiyorum, ancak olay günü hatırladığım kadarıyla sabah saatlerinde saat 0-10:00 civarlarında kuşadası yönünden İzmir yönüne doğru traktör ile seyir halinde iken izmir yönünden çok hızla kuşadası yönüne hareket eten iki motorsiklet gördüm, yoluma devam ettim 15 dakika sonra bu görmüş olduğu yerde davalının kaza yaptığı haberini köyde süt toplayan ismini bilmediğim sütçü söyledi, kazaya karışan motosikletlerin yanından hızla geçen motorsikletler olup olmadığını bilmiyorum, ancak yanımda başkaca motorsiklet geçmedi, o kadar hızlı gidiyorlardı ki ben virajı alamayıp yoldan çıkacaklar diye korktum dönüp de geriye baktım yola devam ettiklerini gördüm, motorsikletleri burdan 500-600 metre ilerde bulunan keskin virajın olduğu yerde gördüm ben yoluma traktörle devam ettim, herhangi bir çarpışma sesi duymadım arada mesafe vardı” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Keşif sonrasında bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 26/09/2017 tarihli raporda; davaya konu trafik kazasında davacı …’nin kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu, davalı …’in ise %25 oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında meydana gelen kazanın oluşumunda kazaya karışan araçların kusur oranlarının tespiti hususunda dosya ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından dosyaya sunulan 16/08/2018 tarihli raporda; davalı …’in %70 oranında kusurlu, davacı …’nin %30 oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ATK’ya gönderilerek davacının kaza nedeniyle malul hale gelip gelmediği, gelmiş ise davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ve geçici iş göremezlik süresini gösterir rapor tanzimi talep edilmiş, Ege Üni. ATK tarafından dosyaya sunulan 22/03/2019 tarihli raporda Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engelllilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, meydana gelen kaza nedeniyle davacıda olaya bağlı gelişen birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında kişinin sakatlık oranının 19,7 tıbbi iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekiline, müvekkilinin keşif sırasında kazadan kısa bir süre önce geriye doğru bakıp yoluna devam ettiği ve kazanın bu şekilde gerçekleştiğine dair beyanda bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi …’e ihtaratlı davetiye çıkarıldığı, adı geçen bilirkişinin 24/01/2019 tarihli duruşmada hazır olduğu, bilirkişi …’e önceki kimliği ve yemini hatırlatılıp sorulduğunda; “keşif mahallinde hazır olan davacı, kazanın oluşuna dair beyanda bulunurken, kaza olmadan önce motosiklet ile seyir halinde iken, çarpma noktasına henüz gelmeden geride gelen diğer arkadaşını kontrol maksadıyla başını sola doğru hafif kontrol amaçlı çevirdiğini ve bu şekilde yoluna devamla kazanın gerçekleştiği şeklinde beyanda bulunduğunu duydum, ancak başın geriye doğru çevirdiği kısmın, kaza mahalline, yani çarpma noktasına ne kadar mesafede olduğuna dair herhangi bir beyanı bulunmadığı, bu beyanı bulunduğu sırada mahkeme heyetinin yanımızda olup olmadığı konusunda tam bir bilgi sahibi değilim, mahkeme heyetinizce beyanların tutanağa geçirilmesi işlemi yapıldığı sırada, tarafımdan da kaza mahallinde, çarpma noktası ve yolu gösterir fotoğraf çekimi ve ölçümleri yaptığım sırada, yanımda olduğu sırada da söylenmiş olabilir, söylediği zamanı hatırlamıyorum , her ne kadar raporda, davacının çarpma noktasına gelmeden evvel, arka taraftan motosikleti ile gelmekte olan arkadaşına bakmak için başını hafif geriye çevirip baktığı sırada, ön tarafta bulunan araca çarptığını beyan ettiği şeklinde beyanda bulunduğu rapora yazılmış ise de, ben sadece davacının kazadan önce arkadaşını kontrol amacıyla geriye doğru baktığına dair beyanını tutanağa geçirmek için bu şekilde beyanda bulundum, geriye doğru baktığı an ile çarpmanın gerçekleştiği anın aynı olduğu şeklinde herhangi bir beyanı olmadı”şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dosya tarafların kusur oranlarına ilişkin ek rapor tanzimi hususunda ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, Trafik İhtisas Dairesi tarafından dosyaya sunulan 20/05/2019 tarihli ek raporda; davalı …’in %70 oranında, davacı …’nin ise %30 oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davalılar karşı davacılar vekilinin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporuna ilişkin itirazları da dikkate alınarak, davacının maluliyet oranı ve süresine ilişkin, itirazları karşılar mahiyette, dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor aldırılması hususunda dosya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilmiş, Ege Üni. ATK tarafından dosyaya sunulan 26/06/2019 tarihli ek raporda; engellilik yüzdelerinin meydana gelen trafik kazası sonrasında konulan teşhis ve tedaviler ile raporu alınan şahsın anlatımları nazara alındığında afaki olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 ay olarak belirlenmesinin, şahsın kaza sonrası tedavi süreci ile taburcu edildiği tarih nazara alındığında afaki bir zaman tespiti olduğunun taraflarına mütalaa edildiği, raporda belirtilen 4 aylık tıbbi iyileşme süresi şahsın arızaları kapsamında fizyolojik ortalama iyileşmesini gösterin bir süredir. İyileşme süresi sadece hastanede yatarak yapılan tedavi süresi değildir. Ancak kişiden kişiye farklılık gösterebileceğinden kesin iyileşme süresinin kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği mütalaasına varılmıştır şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, davacının daimi ve geçici iş gücünden doğan maddi zararını ve davalı karşı davacıların araç hasarından dolayı oluşan zarar miktarını gösterir rapor tanzimi hususunda dosya Aktüerya Bilirkişi Dr. … ile Hasar Uzmanı …’a tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 16/02/2020 tarihli raporda; A) Dava konusu … plaka sayılı aracın vaki kaza nedeniyle: sol arka ve sol yan kısımlarından ağır hasar aldığı, araçta oluşan hasarların 01/11/2016 tarihili resmi makamlarca düzenlenen tespit tutanak ve krokisi ile uyumlu olduğu, bununla birlikte aracın onarımı sırasında çıkabilecek ek parçalarla aracın hasarının daha da yükseleceği, … plaka sayılı aracın kaza öncesi 2. el rayiç değerinin 13.000 TL ve sovtaj (Hurda) bedelinin 5. 000 TI olduğu, Yargıtay 17.Hukuk Dalresinin 18/05/2016 gün 2016/3196 esas 2016/6048 Karar sayılı kararında “dairemiz uygulamasına göre hasar bedeli araç rayicinin %50’sini aştığında aracın tamirinin ekonomik olmadığı hükmünü içerdiği, bu bağlamda: Kaza sonrası oluşan hasar miktarının araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert-total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, Buna göre: Araç Piyasa Değeri.. .. 13.000 TL, Aracın Sovtaj (Hurda Değeri)….. 5.000 TL, Toplam Gerçek Hasar…8.000 TL olduğu, B) Sürücü davacı-karşı davalı …’nin %30 kusuruna isabeten davalı-karşı davacıların bakiye hasar miktarının 2.400 TL olduğu, C) Yukarıda da izah edildiği üzere davacının gemi kaptanı olması sebebi ile elde edebileceği kazançların yıllara göre tespitinin yapılıp, dosya kapsamına alınması ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödemenin olup olmadığı hususlarının da tespitinden sonra tarafımızca maddi tazminat talepleri yönünden değerlendirme yapılabilecektir şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Davacının yıllara göre gelir durumunun tespiti, davacıya dava konusu kaza sebebiyle rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yapılan ödeme miktarları ve tarihlerini gösterir kayıtların Mahkememize gönderilmesi hususunda SGK İl Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Davacı vekili tarafından müvekkilinin hangi sınıf kaptan olduğuna dair belge ve kayıtların Mahkememiz dosyasına sunulduğu, işbu belge ve kayıtların da eklenerek bu sınıftaki bir kaptanın aylık ve yıllık gelirinin ne miktarda olduğunun tespiti amacıyla İzmir Deniz Ticaret Odasına yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin İPTALİNE karar verilmiş olup, iptal kararının RG’de yayınlanmış olması ve gerekçesi göz önünde bulundurulduğunda zarar hesaplamasının genel şartlara göre yapılamayacağı, dosyada alınan maluliyet raporu raporunun genel şartlara göre alındığı anlaşılmakla,
a)Davacı-karşı davalı …’nın 01.11.2016 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasından kaynaklanan; geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığının, geçici iş göremezlik süresinin ne olduğu,tespit edilmesi halinde geçici iş göremezlik/sürekli iş göremezlik ile gerçekleşen kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, çalışma gücü kaybı var ise, sürekli iş göremezlik oranının haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan MALULİYET TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ hükümlerine göre tespiti amacıyla heyet raporu düzenlenmesi için dosya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş, Ege Üni. ATK tarafından dosyaya sunulan 10/03/2021 tarihli raporda; davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre %32/2, bugünkü yaşına göre ise %34 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 4 ay olduğu şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
Kaza nedeniyle davacının daimi ve geçici iş gücünden doğan maddi zararının tespiti hususunda dosya Aktüerya Bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 05/10/2021 tarihli raporda; I) davacının özür oranı %19,7 kabul edildiğinde: I/A) Dosya kapsamına göre davacı için Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E.-2020/40 K. sayılı ve 09.10.2020 tarihinde RG de yayınlanarak yürürlüğe giren İPTAL kararının bu davada da uygulanmasına karar verilmesi halinde TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemi ile: a)48.473,41 geçici iş göremezlik zararı, b)1.519.556,91 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 1.568.030,32 TL maddi zarar hesaplandığı; I/B) poliçe genel şartlarına uygun olarak hesaplama yapılmasına karar verilmesi halinde: a) 48.473,41 geçici iş göremezlik zararı, b)1.264.140,57 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 1.312.613,98 TL maddi zarar hesaplandığı; II) davacının meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı olan %32,2 esas alındığında: II/A) Dosya kapsamına göre davacı için Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E.-2020/40 K. sayılı ve 09.10.2020 tarihinde RG de yayınlanarak yürürlüğe giren İPTAL kararının bu davada da uygulanmasına karar verilmesi halinde TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemi ile: a)48.473,41 geçici iş göremezlik zararı, b)2.483.742,77 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 2.532.216,18 TL maddi zarar hesaplandığı; II/B) poliçe genel şartlarına uygun olarak hesaplama yapılmasına karar verilmesi halinde: a)48.473,41 geçici iş göremezlik zararı, b)2.066.260,23TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 2.114.733,64 TL maddi zarar hesaplandığı; III)Hesaplanan zararlardan geçici iş göremezlik tazminatı alacağının … sigorta tarafından düzenlenen ZMMS poliçesinin sağlık giderleri teminat limiti içinde kaldığı; Sürekli iş göremezlik zararlarından ise Sigortacının ölüm/sakatlık teminat limiti olan 310.000,00 TL sına kadar sorumlu bulunduğu; IV) Sigortalı aracın hususi otomobil vasfında olduğu; V) Sigortacıya dava açılmadan önce başvuru yapılmamış olmakla, sigortacının dava tarihinden itibaren sorumlu tutulabileceği şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME : Asıl dava; trafik kazası nedeniyle davacı tarafından davalılar karşı araç sürücü, işleteni ve ZMMS aleyhine açılan geçici ve sürekli iş gücü kaybından doğan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Karşı dava ise, asıl davadaki davacı aleyhine karşı araç işleteni tarafından açılan trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli maddi istemi ile karşı araç işleteni ve sürücüsü tarafından açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalılar-karşı davacılar vekili tarafından görev itirazında bulunulmuş, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu savunmuş ise de, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan kaynaklanan davaların ticari dava olduğu, TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğu, asıl davada davacı trafik kazasına karışan karşı araç ZMMS poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketinden maddi zararının giderilmesini talep ettiği, sigorta hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunduğundan davalılar-karşı davacılar vekilinin görev itirazı reddedilmiştir.
Her nekadar davalılar-karşı davacılar vekili tarafından yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle yetki itirazı reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı sigorta vekili tarafından asıl davada davacının dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapmadığının savunulduğu, davacı tarafça dava açıldıktan sonra asıl davada davalı sigorta şirketine 2918 S.Y’nın 97.maddesi uyarınca başvuru yapılarak dava şartı tamamlanmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,
01/11/2016 tarihinde saat 09:30 sıralarında asıl davada davacı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile Menderes istikametinden Kuşadası istikametine doğru seyir halindeyken … Sokak kavşağına doğru geldiğinde, kendisi ile aynı istikamette yolun sağ kenarında düşük hızda seyir halindeyken … Sokağa dönmek üzere sola manevra yapan davalı-karşı davacı sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin sol yan-arka kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen kazada dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli 16.08.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalı-karşı davacı sürücü …’in idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken sola dönüş yapacağı olay mahalli kavşağa yaklaştığında yeterli mesafede sinyalle beraber şeridinin soluna yerleşmesi, her iki yön trafiğine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve ilk geçiş hakkını yolda düz devam etmek suretiyle seyrini sürdürmekte olan araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, yolun sağından kontrolsüz biçimde gerçekleştirdiği manevra ile de sol gerisinden yaklaşan motosikletin seyir istikametini kapamakla kazaya sebebiyet verdiği olayda %70 oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nin ise, idaresindeki motosiklet ile meskun mahaldeki yolda seyir halindeyken hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, olay yeri kavşak mahalline yaklaştığında sağ ilerisinde düşük hızla ilerleyen otomobilin de varlığını dikkate alarak bu mahalde kontrollü biçimde devam etmesi gerektiği hususuna riayet etmediği, yola gereken dikkatini vermediği ve sağ ilerisinde sola dönüşe geçen otomobile karşı ikazla beraber zamanında yeterli tedbire başvurmayarak otomobile çarptığı olayda %30 oranında tali derecede kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 17.HD’nin 01.03.2021 tarih 20/7120 Esas ve 21/2627 Karar sayılı emsal kararına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğin Engellilik Ölçütü ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik kapsamında düzenlenen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun 22/03/2019 tarihli raporunun hükme esas alındığı, sözkonusu rapora göre davacı …’de trafik kazası nedeniyle %19,7 oranında sürekli maluliyet oluştuğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 ay olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketinin davalı-karşı davacı … adına kayıtlı … plakalı hususi aracı 13.10.2016-13.10.2017 tarihleri arasında karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile kaza tarihi itibariyle ölüm-sakatlık halleri ve sağlık giderleri bakımında şahıs başına 310.000,00’er TL limitle sigortaladığı anlaşılmıştır.
Davacı-karşı davalı …’nin geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanırken Türk Borçlar Kanunu hükümleri ve Yargıtay tarafından benimsenmiş tazminat hukuku ilkeleri ile hesaplama yöntemi çerçevesinde, Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında belirtildiği üzere tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak, peşin değer hesabı olarak her yıl %10 artırım ve iskonto yöntemi uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği, bu kapsamda denetime ve hüküm kurmaya elverişli 15.10.2021 tarihli aktüerya bilirkişi … tarafından düzenlenen rapora göre, davacı -karşı davalı …’nin 48.473,41 TL geçiçi iş göremezlik zararının ve 1.519.556,91 TL sürekli iş göremezlik zararının meydana geldiği, hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçesinin sağlık giderleri teminat limiti içinde kaldığı, sürekli iş göremezlik zararının ise, ölüm /sakatlık teminatı limiti olan 310.000,00 TL’sine kadar sorumlu olduğu, davalı sigortanın davacıya herhangi bir ödeme yapmadığının belirtildiği görülmüştür.
Sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 Yaşam tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan hesaplamaya göre 1.519.556,91TL, geçici iş göremezlik zararının ise 48.473,41 TL olduğu, davacının ıslah dilekçesiyle sadece davalı sigorta şirketi yönünden geçici iş göremezlik bedelini 48.000,00 TL’ye, sürekli iş göremezlik zararını ise 262.000 TL’ye yükselttiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapılmadığı, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen geçici ve sürekli iş görmezlik maddi zararından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, davacının ıslah ettiği geçici ve sürekli iş göremezlik zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunduğu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığından temerrüdün dava tarihi itibariyle oluştuğu, ancak davacı-karşı davalı tarafından ıslah tarihinden itibaren faiz talep edildiğinden taleple bağlı kalınmış, davacı-karşı davalının motosikleti kullandığı esnada kask takıp takmadığının tespit edilemediği gibi davalı sigorta şirketinin ve davalı-karşı davacıların bunun aksini gösterir delil sunmadığından müterafik kusur indiriminin yapılmadığı, davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararları ile tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunmuş ise de, ZMMS yapan sigortacının zarar görenlerin tedavi giderlerinden sorumlu olduğu gibi poliçe genel şartları ile SGK tarafından karşılanamayan geçici iş görmezlik zararlarının poliçenin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğundan davalı sigortanın bu savunması yerinde görülmemiş, davalı-karşı davacı araç sürücüsü …’in TBK’nın 49.maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde davalı-karşı davacı …’in ise 2918 sayılı kanunun 85.maddesi hükmü çerçevesinde ise araç işleten olarak meydana gelen geçici ve sürekli iş gücü kaybı maddi tazminattan sorumlu oldukları anlaşılmakla, asıl davada davacı …’nin maddi tazminat davasının kabulü ile, 48.000,00 TL geçici iş göremezlik bedelinin 500,00 TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 47.500,00 TL’sinin ise taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinden ıslah tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,262.000,00 TL geçici iş göremezlik bedelinin 500,00 TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 261.500,00 TL’sinin ise taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinden ıslah tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Davaya konu kaza nedeniyle davacının bedensel bütünlüğünün bozulduğu, %19,7 oranında maluliyetinin oluştuğu ve 4 ay iyileşme süreci geçirdiği dikkate alınarak çektiği elem ve ızdırap ile davaya konu trafik kazasında davalı-karşı davacı sürücü …’in %70 oranında kusurlu olması ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 12.000,00 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalı-karşı davacılar davalı … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş , davacı-karşı davalı tarafça ZMMS sigortacısı olan davalı sigorta şirketi aleyhine manevi tazminat davası açılmış ise de, ZMMS poliçesinde manevi tazminat klozu bulunmadığından davacının iş bu davalı aleyhine açtığı manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Karşı davada ise, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı-karşı davacı işleten … tarafından davacı-karşı davalı … aleyhine … plakalı hususi araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemiyle maddi tazminat davası açıldığı, dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli otomobil hasar uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 16.02.2020 tarihli rapora göre, davalı-karşı davacı işleten …’e ait … plakalı aracın ağır hasar aldığı,yapılan piyasa araştırmalarında aracın tamiratı için yedek parça ve işçilik bedelinin 8.000,00 TL olduğu, meydana gelen hasarın kazayla uyumlu olduğu, tamirin değerinden çok fazla masraf gerektireceğinden tamir edilmeden mevcut hali ile hurda(sovtaj) olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı, … plakalı aracın mevcut hasarlı hali ile kaza tarihi itibariyle sovtaj değerinin 5.000,00 TL civarında olabileceği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayicinin 13.000,00 TL civarında, hasarlı olarak değerinin 5.000,00 TL civarında olduğu, bu durumda uğranılan zararın 13.000TL -5.000 TL= 8.000,00 TL olduğunun belirtildiği, meydana gelen kazada hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre, davacı-karşı davalı …’nin %30 kusurlu olduğundan meydana gelen maddi zararın 2.400,00 TL’sinden sorumlu olacağı ancak davalı-karşı davacının talebinin 1.000,00 TL olduğundan taleple bağlı kalınmış, davacı- karşı davalı …’nin TBK’nın 49.maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde ve 2918 sayılı kanunun 85.maddesi hükmü çerçevesinde ise araç işleteni olarak meydana gelen zarardan sorumlu olduğundan karşı davada … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne, 1.000,00 TL hasar bedeli maddi tazminatın kaza tarihi olan 01.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte …’nden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karşı davada … ve … tarafından davalı-karşı davacı … İşeri aleyhine meydana gelen trafik kazasında yaşadıkları korku,panik ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat davası açılmış ise de, TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davalı-karşı davacılar … ve …’in meydana gelen trafik kazasında yaralanmadıklarından bedensel zarara uğramadıkları, kaza esnasında yaşadıkları korku,panik ve üzüntünün ise yasanın aradığı manevi zarar kapsamı içinde değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla manevi tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Asıl dava dosyasında;
1-Davacı …’nin maddi tazminat davasının KABULÜ ile,
Geçici iş göremezlik bedeli yönünden;
48.000,00 TL geçici iş göremezlik bedelinin 500,00 TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 47.500,00 TL’sinin ise taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinden ıslah tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
Sürekli iş göremezlik bedeli yönünden;
262.000,00 TL geçici iş göremezlik bedelinin 500,00 TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 261.500,00 TL’sinin ise taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinden ıslah tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacı …’nin davalı sigorta şirketi aleyhine açtığı manevi tazminat davasının reddine,
3-Davacı …’nin davalı … ve davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
12.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karşı Dava Dosyasında;
Karşı davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne,
1.000,00 TL hasar bedeli maddi tazminatın kaza tarihi olan 01.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
Karşı davacı … ve karşı davacı … tarafından davalı … İşeri aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine,
Asıl Dava Dosyasında yapılan harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden;
Asıl davada maddi tazminat ve manevi tazminat yönünden; alınması gereken 21.995,82-TL karar ve ilam harcından davacı-karşı davalı … tarafından yatırılan (peşin harç+ıslah harcı) 5.307,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.688,17-TL’nin (davalılar -karşı davacılar …-… 699,23 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla), davalı sigorta şirketi ve davalılar-karşı davacılar …-…’ten müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE gelir kaydına,
Asıl davada maddi tazminat davası yönünden;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 30.150,00-TL vekalet ücretinin (davalılar -karşı davacılar
…-… 1.000,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla), davalı sigorta şirketi ve davalılar-karşı davacılar …-…’ten alınarak davacı-karşı davalı …’ye verilmesine,
Asıl davada manevi tazminat davası yönünden;
Manevi tazminat davası davalı sigorta şirketi yönünden tamamen reddedildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 vekalet ücretinin davacı-karşı davalı …’den alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
Manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar …-…’ten alınarak davacı-karşı davalı …’ye verilmesine,
Manevi tazminat davası kısmen reddedildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı …’den alınarak davalılar-karşı davacılar …-…’e verilmesine,
Karşı Dava Dosyasında yapılan harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden;
Alınması gereken 68,31-TL karar ve ilam harcından davalı-karşı davacılar tarafından yatırılan 14,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 53,81-TL’nin davacı-karşı davalı …’nden alınarak HAZİNEYE gelir kaydına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı …’den alınarak davalı -karşı davacılar …’e verilmesine,
Manevi tazminat davası reddedildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.000,00TL vekalet ücretinin davalılar-karşı davacılar …-…’ten alınarak alınarak davacı-karşı davalı …’ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, asıl dava yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere, karşı dava yönünden verilen kararın ise dava konusunun miktar ve değeri istinaf sınırının altında olması nedeniyle kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.