Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1278 E. 2021/197 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1278 Esas
KARAR NO : 2021/197

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili tarafından verilen 27/10/2016 tarihli dava dilekçesi ile, davalı ile yapılan 26/07/2016 tarihli Sinek İlacı Alım Sözleşmesi uyarınca … 280 litre, … 280 litre ve … 140 litre halk sağlığı ilaçlarının 98.000,00 TL bedel üzerinden davalıya teslimi hususunda anlaşmaya varıldığını, davacının yüklenici sıfatı ile üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, sözleşmeye konu malları sözleşmede belirlenen süre, miktar ve bedel üzerinden teslim ederek üzerine düşen edimi kusursuz olarak ifa ettiğini, davalının kendisine teslim edilen … 280 litre, … 280 litre ve …(250 li) 140 litre halk sağlığı ilaçlarının satışı için gerekli donanım izin belgesi, ruhsat ve kanuni yeterlik şartlarını taşımaması nedeniyle ilaçları satamadığını davacıya bildirdiğini, 26/07/2016 tarihli Sinek İlacı Alım Sözleşmesi uyarınca davacının görevinin eksiksiz ve kusursuz mal teslimi ile sınırlı olduğunu, davalı tarafından alınan ilaçların davalının bünyesinde bulunan 12 ilçedeki şubelerinde satılmak istendiğini, ancak ürünler satılırken davalının yasal belgeleri olmadığı için bu hususun satışa engel ve mani teşkil ettiği ve ürünlerin birlik tarafından toplatılarak satışının durdurulduğunu ve depoya alındığını, davalı yanın sözleşmeye konu malların satışı için gerekli kanuni yeterlilik ve belgelere sahip olmamasının, hem sözleşmeye aykırılık, hem iyi niyet kurallarına aykırılık hem de suç teşkil ettiğini, Bakırköy … Noterliğinden 05/10/2016 tarihinde keşide edilen … yevmiye sayılı ihtarname ile 26/07/2016 tarihli sözleşme ile sözleşmenin 25. Maddesine göre haklı olarak fesh ettiğini, ihtarnamenin 10/10/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının davacıya verdiği maddi zararın yüksek olduğunu, davacının davalıya güvenerek bayilik verdiğini, davacının davaya konu ilaçları başkaca firmalara satmak istediğini, davalı yanın buna da karşı çıktığını ilaç sattırmadığını, yine davacının, davalıya güvenerek diğer firmalara ilaç satmadığını, davalının yanıltıcı taahhütlerle davacıyı oyaladığını, 98.000,00 TL bedelli malı satınca ikinci siparişini de vereceğini davacıya beyan ettiğini, ancak davalının donanım izin belgesi, ruhsat ve kanuni yeterlik şartlarını taşımaması nedeniyle, malların toplanması üzerine taahhüt edilen 2. Siparişi vermediğini, davacı 2. Siparişi vereceği taahhüdünde bulunan davalıya 1. Parti malları satamadıklarını ve 2. Siparişi veremeyeceklerini davacıya ancak sezon sonunda haber verdiğini, davacının davaya konu ilaçları davalı için ürettiğinden ve 2. Sipariş verilmediğinden tüm ilaçların davacının elinde kalması nedeniyle, tüm talep, kalem ve tazminatlar bakımından fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak koşuluyla davacı lehine, davalının kanuni yeterlik şartlarını taşımaması sonucu malların toplatılmasından kaynaklı, 25.000,00 TL maddi zararın, başka satışlara engel olup 2. Siparişi vermemesinden kaynaklı 75.000,00 TL maddi zararın, davacının ticari itibar kaybına uğraması nedeniyle, 100.000,00 TL maddi zararın toplam şimdilik 200.000,00 TL maddi tazminatın mevduata uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı – karşı davacıya tebliğ edilmiş, davalı -karşı davacı vekili tarafından 07/11/2016 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacı-karşı davalı ile davalı karşı davalı arasında “Sinek İlacı Alım sözleşmesinin ” imzalandığını, ancak sözleşmeden doğan satılmayan malları iade almak ve bedellerini de ödemek yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçınan davacı – karşı davalının, davalı -karşı davalıya ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini, fesih gerekçesi olarak da davalı – karşı davacıya birliğin “sözleşmeye konu malların satışı için gerekli kanuni yeterlilik ve belgelere sahip olmamasının hem sözleşmeye hem de iyi niyet kurallarına aykırılık hem de suç teşkil ettiği” gerekçesini sunduğunu, 31/10/2016 tarihli … nolu KDV dahil 88.295,52 TL bedelli iade faturası bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini, ve iade faturasının aslını da ihtarname ekinde davacı şirkete gönderdiğini, davacı-karşı davalı tarafın sözleşmeyi feshettiği ve huzurdaki davayı açarak mesnetsiz ve fahiş tazminat ve alacak talepleri ile diğer tüm iddiaları ve taleplerinde haksız olduğu gibi aynı zamanda kötü niyetli olduğunu ve hiç bir iddia ve talebi davalı-karşı davacı tarafından kabul edilmediğini, davalı -karşı davacı tarafından davacı -karşı davalı şirketin verdiği bilgilere güvenilerek ilaçların alındığını ancak 19/07/2016 tarih, … sayılı yazıyla Ankara’da bulunan …Birliğine ilaçların satılmasında engel bir durum olup olmadığının sorulduğunu, birlik tarafından 27/01/2005 tarihli ve 25709 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları hakkında Yönetmelik” hükümleri gereğince birlikler tarafından son tüketiciye satılmasının uygun olmadığının bildirildiğini, Bu nedenle satılmasına yasal olanak bulunmayan ilaçların sözleşmenin 8.4.1 maddesi hükümleri gereğince davacı şirkete iadeye hazır hale getirildiğini ve gerekli iade faturasının düzenlenerek davacı-karşı davalı şirkete gönderildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, karşı dava yönünden davaya yanıtlara ilişkin kısımlar tekrarlanarak, davalı-karşı davacı birliğin sözleşmenin 8.4.1 maddesi gereğince, ürünlerin iade alınması gerektiği hususunu davacı -karşı davalıya keşide edilen İzmir … Noterliğinin 30/10/2016 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile aynı tarih itibariyle satılmayan ürünlerin nelerden ibaret olduğu açıklanarak, ürünlerin birlik adresinde hazır durumda bekletildiğinin ve aynı sözleşme hükmü gereğince, 31/10/2016 tarihli … nolu ve KDV dahil 88.295,52 TL bedelli iade faturasında gösterilen bedelin ihtarnamenin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesini talep ettiklerini, karşı davalının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde iade faturasında gösterilen bedeli ödemediğini ve bu şekilde temerrüde düştüğünü, davalı-karşı davacı birlik tarafından dava hazırlıkları sürerken davacı tarafın iş bu davayı açtığını, açıklanan nedenlerle, 88.295,52 TL bedelinin temerrüt tarihi olan 09/11/2016 gününden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini, dava ve karşı davanın yargı harç ve giderleriyle vekalet ücretinin davacı -karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi davacı-karşı davalıya tebliğ edildiği, davacı- karşı davalı vekili tarafından verilen 26/12/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, davalı -karşı davacı tarafından yasal süresi içinde keşide edilmeyen ihtarnamenin haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşmenin feshi ve davanın usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı -karşı davacının tazminat taleplerini haksız göstermek için ileri sürdüğü iddiaların mesnetsiz olduğunu ve itiraz ettiklerini, iade faturası gönderilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu ve davacı-karşı davalının iadeye zorlanamayacağını, davalı karşı davacı tarafından sözleşme imzalanırken davacı -karşı davalının yeterliliklerini bilmediği zehabı yaratılmak istediğinde itiraz ettiklerini, davalı-karşı davacı tarafından yasal şartları taşımaması nedeniyle ilaç satamamasında davacı-karşı davalının sözde kusurlu gösterilmek istendiğini kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, tazminat taleplerinin haklı ve usule uygun olduğunu, davanın kabulünü, davalı – karşı davacı yanın cevaplarının reddi ile haksız ve hukuka aykırı karşı davanın tümden reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı -karşı davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava taraflar arasında imzalandığı kabul edilen 26/07/2016 tarihli sözleşmede davalı karşı davacı tarafından taahhüt edilen siparişlerin verilmediği, davacıdan teslim alınan ürünlerin satılmadığı ve davacıya iade edilmek istendiği gerekçesiyle davacının teslim ettiği malların toplatılmasından kaynaklı maddi zarar ile davalı tarafın sipariş vermemesinden ve bu nedenle elde kaldığı iddia edilen ürünler nedeniyle uğranılan zarar olduğu beyan edilerek bu zararın tazmini ile ticari itibarın kaybından kaynaklı maddi zararın tazmini istemi ile açılan tazminat davasıdır.
Karşı dava ise, taraflar arasında varlığı kabul edilen 26/07/2016 tarihli, sözleşme hükümlerine göre, davalı karşı davacı tarafından bedeli ödenmek suretiyle teslim alınan ancak, satılmayan ürünlerin davacı-karşı davalı tarafından iade alınması ve bu ürün bedellerinin karşı davacıya iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
26/07/2016 tarihli sözleşmenin yapılan incelemesinde, sinek ilacı alım sözleşmesi başlıklı olduğu, sözleşme taraflarının dosyamız tarafları olduğu, sözleşmenin konusunun davalı-karşı davacı birliğin ihtiyacı olan ve sözleşmede miktarı belirtilen ve sinek ilaçlamasında kullanılan sağlık bakanlığının ruhsatlı …, … ve … (250) halk sağlığı ilaçlarının yüklenici davacı tarafından temini ve davalı birliğe teslimi işi olduğu, taraflar arasındaki edimlerin sözleşmede ayrıntılı şekilde gösterildiği, sözleşmenin 20. Maddesinde, sözleşmenin feshinin ve 8 maddesinde, ilaçların teslim alma şekil ve şartları ile teslim programının ilaçların iade şekli ve şartlarının ayrıntılı olarak gösterildiği görülmüştür.
Davacı-karşı davalı tarafından davalı- karşı davacıya keşide edilen Bakırköy … Noterliğinin 05/10/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı-karşı davacı tarafından keşide edilen İzmir … Noterliğinin 31/10/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinin dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı-karşı davacı birlik Ankara’da genel merkezi bulunan … Birliğine bağlı birlik olup bu birlik tarafından faaliyetine izin verilen hususlara ilişkin işlem yapmayla görevli birliktir.
Davalı -karşı davacı birlik tarafından verilen karşı dava dilekçesine ekli olarak Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu tarafından davalı birliğin, merkez birliğine hitaben yazılan … nolu 02/08/2016 tarihli yazıda, sözleşmeye konu ürünlerin 27/01/2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Biosidal Ürünlerin Kullanım Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik gereğince, genel halk tarafından kullanılan ve piyasada herhangi bir rafta satılan ürünler olmayıp mesul müdür nezaretinde kurumumuzdan biosidal ürün uygulama yetkisi almış işyerleri tarafından kullanılan biosidal ürünler olması sebebiyle birlik aracılığıyla son tüketiciye satılmasının uygun görülmediği hususunun bildirildiği görülmüştür.
Davacı – karşı davalı tarafların tanık bildirmiş olmaları nedeniyle, gerek mahkememiz nezdinde gerekse, yönerge yolu ile tanıkların dinlendiği ve yeminli beyanlarının alındığı görülmüştür.
Davacı-karşı davalıya ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi için İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine yönerge yazılmış, davacı -karşı davalı şirkete ait defterlerin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası içerisinde olması nedeniyle incelenemediğinin bildirildiği görülmüş, … Asliye Hukuk Mahkemesi ile yapılan yazışma sonucunda, davacı-karşı davalıya ait 2016 yılı ticari defterlerinin fiziki olarak dosyamıza gönderildiği anlaşılmış, taraf defterleri üzerinde, inceleme yapılması hususunda mahkememizce verilen ara kararı üzerine dosya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenen 07/09/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde, davacı-karşı davalıya ait ticari defter ve kayıtların zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen 118.944,00 TL tutarındaki faturaya karşılık davalının 45.000,00 TL ve 56.944,92 TL ödeme yaptığı, davalı -karşı davacı tarafından düzenlenen 31/10/2016 tarihli … nolu KDV dahil 88.295,52 TL bedelli iade faturasının davacı karşı davalıya tebliğ edildiği, iade faturasının davacı kayıtlarında olmadığı, davacı yevmiye defterinin 31/12/2016 tarihli kapanış fişinde ise taraflar arasında borç alacak kalmadığı dolayısıyla … alt hesabının sıfırlandığının tespit edildiği, sözleşmenin iptalinden kaynaklı olarak zarara uğrayıp uğramadığı yönünde defterler üzerinde yapılan incelemeye göre, davacı -karşı davalının 25/08/2016 tarihinde 22/09/2016 tarihinde 06/10/2016 tarihinde dava dışı 3. Firmalara satış yaptığı, bu satış toplamının 256.184,70 TL olduğu, davalıya satılan ürün toplamının ise 118.944,00 TL olduğu, ayrıca davalı karşı davacı tarafın 31/12/2016 tarihli kapanış fişinde davacı envanterinde kalan stoklarında, dava konusu ürünlerin bulunmadığının tespit edildiği, davacı-karşı davalının fesihten kaynaklı zarara uğramayacağı zira stoklarında dava konusu ilaçların olmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı-karşı davacı birliğe ait defterlerin incelenmesi için dosyanın yeniden rapor düzenleyen bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından düzenlenen 21/12/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde, davalı – karşı davacı birlik tarafından tutulan defterlerin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılı olduğu, birlik ticari defterlerinde davacı – karşı davalı şirketin alıcılar ve satıcılar hesaplarında olmak üzere iki hesap kullanıldığı, satıcılar hesabında hesabın sıfırlandığının tespit edildiği, alıcılar hesabında ise davacı – karşı davalı şirkete davalı birlik tarafından kesilen 31/10/2016 tarihli iade faturasının düzenlendiği, faturanın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı birlik defterlerinde ise, davalı birliğin davacıdan 88.295,27 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, sonuç itibariyle davacı – karşı davalı tarafından sözleşmeye istinaden 25/07/2016 tarihinde 118.944,00 TL satış yapıldığı, davacı – karşı davalı defterlerinin 31/12/2016 tarihli kapanış fişinde davacının davalıdan alacak kaydının bulunmadığı, davalı takip edildiği, … alt hesabının sıfırlandığı, davalı- karşı davacı birlik defterinde davacı- karşı davalının 2 farklı alt hesapta işlem gördüğü, davacı – karşı davalıya ait satıcılar alt hesabının sıfırlandığı, bu hesaptaki tüm muhasebe hareketlerinin davacı- karşı davalı şirkete ait alt hesabında da kayıtlı olduğu, ancak davalı- karşı davacı birlik ticari defterlerinde davacı -karşı davalı şirketin aynı zamanda bir alt hesabının daha olduğu ve bu hesap ile davalı birlik tarafından davacıya kesilen 88.295,27 TL tutarındaki iade faturasının bulunduğu, davacı -karşı davalı şirket defterlerinde bu faturanın kayıtlı olmadığı, iade faturasının sözleşmenin 8.4.1 maddesi gereği, düzenlendiği ve davalı birlik tarafından keşide edilen ihtarnameye ekli olarak davalı- karşı davacıya tebliğ edildiği, mahkemece iadenin haklı bulunması halinde davalı – karşı davacı birliğin davacı – karşı davalıdan 88.295,27 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, aksi halde tarafların cari hesaplarına göre borç alacak hesaplanmadığı, davacı-karşı davalı tarafından dava konusu edilen 200.000, TL tazminat yönünden ise davacı defterlerine göre sözleşmenin feshinden kaynaklı zarar tespit edilemediği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafından davalı birlik ile aralarında imzalanan sözleşmede gösterilen edimlerin davalı tarafından yerine getirilmediği, sözleşmede kararlaştırılan ürün satışının gerçekleştirilmediği ve ikinci siparişin verilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshine neden olunduğu ve zarara uğradığı iddasında bulunularak davalı birlikten tazminat isteminde bulunulduğu, davalı birlik tarafından ise davanın reddini istenmesi ile birlikte süresinde karşı dava açıldığı ve karşı dava ile sözleşme sonrası bedeli ödenmek suretiyle teslim alınan ürünlerin satılmaması nedeniyle düzenlenen iade faturasında gösterilen bedelin davalı -karşı davacıya iadesi isteminde bulunulduğu görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalı tarafa teslim edilen halk sağlığı ilaçlarının satışının davalı tarafından mümkün olup olmadığı ve bu satışının mümkün olmaması halinde iadenin ve satılmayan ürünlerin bedelini tahsilinin istenip istenemeyeceği hususlarının incelenmesi gerekmektedir. Davacı şirket ile davalı birlik arasında sözleşme imzalandıktan sonra davalı birlik tarafından sözleşmeye konu ürünlerin birlik şubelerinde satışının mümkün olup olmadığı hususu 19/07/2016 tarihli yazı ile merkez birlikten sorulmuş olup, merkez birlik tarafından sağlık bakanlığı halk sağlığı kurumu ile yapılan yazışma sonucunda, biosidal ürünlerin kullanım usul ve esasları hakkında yönetmeliğin 4. Maddesinin I bendinde mesul müdürü hekim, veteriner hekim, eczacı, kimyager, mühendis (kimya, ziraat, çevre, gıda, su ürünleri, tütün teknolojisi) biyoloji alanında lisans veya entomoloji, toksikoloji alanında yüksek lisans veyahut doktora diplomasına sahip kurumdan sertifika almaya hak kazanın kişiyi tanımladığı, söz konusu ürünler ile ilgili yönetmelik gereğince, genel halk tarafından kullanılan ve piyasada herhangi bir rafta satılan ürünler olmayıp, mesul müdür nezaretinde Halk Sağlığı Kurumundan biosidal ürün uygulama yetkisi almış iş yerleri tarafından kullanılan biosidal ürünler olması nedeniyle birlikler aracılığıyla son tüketiciye satılmasının uygun görülmediği bildirilmiş, sözleşmeye konu ürünlerin tanımlanan ürünlerden olduğu görülmekle, davalı-karşı davacı birliğin o tarihe kadar yapmış olduğu, satışlar yönünden herhangi bir talepte bulunmamakla birlikte yazı tarihinden itibaren satış gerçekleştirememesi nedeniyle, ürünlerin davacı – karşı davalıya iadesi için işlem yapılması gerektiği ve bu işlemlerin usulüne uygun şekilde yapıldığının kabulü gerektiği görülmüştür. Kaldı ki, sözleşmenin 8.4.1 nolu ilaçların iade şekli ve şartlarına ilişkin bendinde 31/10/2016 tarihi itibariyle davacı -karşı davalının davalı birlik elinde bulunan ve satılamayan ilaçları alış fiyatı üzerinden davalı birliğin adresinde iade alınacağı ve davalı birliğin satılamayan ilaçlar ile ilgili yükleniciye iade faturası keseceği ve bu fatura bedelinin yüklenici davacı -karşı davalı tarafından, davalı-karşı davacı birliğin banka hesabına en geç 7 gün içerisinde ödeme yapılacağı hususunun kararlaştırıldığı, davalı – karşı davacı birlik tarafından sözleşmedeki bu hükme uygun şekilde işlem yapıldığı görülmüştür.
Davacı -karşı davalının davalı karşı davacı tarafından 2. Siparişin verilmemesi sebebiyle zarara uğradığı iddası bulunmakta ise davacı -karşı davalı defterlerinde yapılan incelemede, davacı şirketin 3. Firmalara bu süre zarfında satış gerçekleştirdiği ve satış miktarının davalı birlik ile yapılan sözleşmede gösterilen bedelden fazla olduğu ve herhangi bir zarar kaydının bilirkişi raporunda tespit edilemediği görülmüş rapora bu haliyle itibar edileceği anlaşılmıştır.
Asıl dava yönünden yapılan incelemeye göre, davacı tarafça her ne kadar sözleşmeye konu ürünlerin toplatılmasından kaynaklı zarara uğradığı iddia edilmekte ise, yapılan toplatma işleminin davalı birliğin yönetimsel olarak üst birliğe karşı sorumlu olduğu ve birlik nezdinde sözleşmeye konu ürünlerin satılamayacağı hususu bildirildiğinden toplatma işleminin bu sebebe dayandığı ve sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilmesini gerektirir bir husus olmadığı, bu istemin reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
Yine her ne kadar asıl davada davacının sözleşmeye konu ilaçlarla ilgili bayilikler verilmesine engel olunduğu ve ikinci siparişi vermediği iddasında bulunulmuş ise de, bu iddianın davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının başka firmalara bayilik vermesinin engellenmesi yönünde maddi delillerin dosyada tespit edilemediği, ikinci sipariş yönünden ise davalı birliğin bağlı olduğu genel merkez tarafından verilen yanıt üzerine ikinci siparişin verilmesinin mümkün olmayacağı bu nedenle davalı birliğin zararlandırıcı bir eylemde bulunduğunun tespit edilemediği, bu istemin reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
Her ne kadar davalı birliğin sözleşmeye aykırı davranışlarda bulunduğu ve taahhütlerini yerine getirmediği iddiası ile tazminat isteminde bulunulmuş ise davalı birliğin sözleşmeye aykırı herhangi bir işlem veya eyleminin tespit edilemediği ayrıca, taahhütlerin yerine getirilmediği ve bu nedenlede davacının itibar kaybının oluştuğunu gösterir herhangi bir delillin tespit edilemediği aksine davacı şirketin dava dışı 3. Kişilere satışlarının devam ettiği bu nedenle, istemin reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
Karşı davaya ilişkin istemin yapılan incelemesinde, karşı davacı birlik ile karşı davalı şirket arasında mevcut sözleşme uyarınca, birliğin teslim aldığı ürünlerin birlik tarafından bedelinin karşı davalıya ödendiği, satın alınan ürünlerin birlik tarafından satışı devam etmekte iken, bu satışının yapılıp yapılamayacağı hususunun merkez birlikten sorulduğu ve merkez birlik tarafından satış yapılamayacağı hususunun bildirilmesi üzerine, satışların durdurulduğu ve ürünlerin karşı davalıya iadesine ilişkin iade faturası düzenlendiği ve bu bedelin karşı davalıdan istendiği, yapılan işlemlerin birliğin kuruluş ve yönetim ilkeleri doğrultusunda yapıldığı, sözleşmenin 8.4.1 bendinde iade edilecek ürünlerin prosedürünün açıklandığı ve bu prosedüre uygun olarak işlem yapıldığı, sözleşmeye aykırılık teşkil eden herhangi bir işlemin olmadığı tespit edilmekle iade faturasında gösterilen bedelin karşı davalıdan tahsili isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği iade faturasında gösterilen bedel olan 88.295,52 TL nin karşı – davalıya hitaben düzenlenen ihtarnamede, tebliğden itibaren 7 günlük süre sonunda iadesinin istendiği görülmekle, temerrüdün 09/11/2016 tarihinde oluştuğunun kabulü gerektiği, sonuç itibariyle karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN REDDİNE,
KARŞI DAVANIN KABULÜNE,
88.295,52 TL alacağın 09/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak davalı -karşı davacıya ödenmesine,
Asıl davada,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile bakiye 3.356,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ASIL DAVACIYA İADESİNE,
Davalı birlik kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Birliğe ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Karşı davada,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 6.031,46 TL harçtan, peşin alınan 1.506,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.525,46 TL karar ve ilam harcının karşı davalı şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karşı Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 12.278,42 TL vekalet ücretinin karşı davalı şirketten alınarak, karşı davacı Birliğe ödenmesine,
Karşı Davacı tarafından yapılan 1.541,50 TL başvuru harcı ve 280,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.821,50 TL yargılama giderinin karşı davalı şirketten alınarak karşı davacı Birliğe ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı – karşı davalı vekilinin ve davalı – karşı davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır