Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/354 E. 2022/771 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/354
KARAR NO : 2022/771

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10.12.2010
KARAR TARİHİ : 15.09.2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 10.12.2010 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin …. AŞ’de daha önceden hissedar olduğunu, müvekkilinin 2007 yılında acil para ihtiyacı nedeniyle …’tan üç ay sonra ödenmek üzere 15.000 USD nakit para aldığını, ancak üç ay sonra borcunu ödeyemeyeceğini belirtmesi üzerine …’ın lehtar olduğu ve en son hamil … ltd Şti’ne ciro ettiği 50.000 .-TL bedelli bir adet senedi düzenlediği, o günkü kur üzerinden borcunun 30.000 .-TL olduğu ve bu bedeli ödemek istediğini belirtmiş ise de …’ın bunu kabul etmediğini, … adına düzenlenmiş bir fatura bulunmadığını, müvekkilinin bu senedi almak için 30.000 .-TL tutarlı bir çeki …’a verdiğini, bu çeki … isimli kişinin kestiğini ve …’ın lehtar olduğunu, …’ın bu senedi vermediğini ve İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takibe koyduğunu, müvekkilinin daha önceden ortak olduğu … AŞ’nin … aleyhine İzmir 7. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasındaki çeke dayalı takibinden …’ın İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki takibinden vazgeçmesi kaydıyla anlaştıklarını ve bu konuda 07.11.2008 tarihli ibra protokolü düzenlediklerini, buna rağmen; …’ın müvekkiline ait bir adet taşınmazı sattırdığını, toplam 35.100 .-TL tahsilât yaptığını, müvekkilinin….. aleyhine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma nolu dosyasıyla şikayette bulunduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, müvekkilinin icra takibinden hiçbir borcunun olmadığını, İİK m. 72/3 gereği tedbir kararı verilmesini, takibin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, ödenen bedellerin istirdadına ve %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının tedbir talebi değerlendirilmiş ve 14.12.2011 tarihli tensip zaptıyla kabul edilmiş, davacı tarafça da getirilen teminat mektubu ile takip durmuştur.
Davalı vekili 29.12.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacının kötüniyetli olduğunu, borcunu ödemek istemediğini, protokol yapıldığını, ancak protokolün şirket yetkilisi olmayan … tarafından yapıldığını, şirket yetkilisinin … ve … olduğunu, davacının müvekkiline borçlu olduğunu, 30.000 .-TL bedelli …’ın düzenlediği ve …’a ödediğini iddia ettiği çekin şirkete ödenmediğini belirterek davanın reddine ve İİK m. 72/4 gereği kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; 26.04.2022 tarihli beyan dilekçesinde İİK m. 72 gereğince teminatın usulüne uygun alınmadığı, bu nedenle tedbirin kaldırılmasını istediklerini ve davanın reddi ile birlikte kötü niyet tazminatı hükmedilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Dava; menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu, İzmir 7. İcra Müdürlüğü … E. sayılı ve İzmir 7. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyaları, protokol incelenmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Ltd. Şti’nin takip borçlusu … ve … hakkında 50.000 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte 63.641,09 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 31.01.2011 tarihinde takibe geçtiği, takip dayanağının 15….. düzenleme tarihli 30.09.2007 ödeme tarihli 50.000 TL bedelli, düzenleyeni …, lehtarı …, hamili … Tarım Petrol Gıda Ür. Hay. San. Ve Tic. LTD ŞTİ olan bonoya dayandığı, borçluya ödeme emrinin gönderildiği ancak icra hukuk mahkemesinde dava açılmadığı ve takibin durdurulmasına karar verilmediğinden takibin devam ettiği, borçluya ait menkul ve gayrimenkullerin belirlenmesi için talimat yazıldığı ve haciz ihbarnameleri gönderildiği belirlenmiştir.
İzmir 7. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …. AŞ, takip borçlusu … olan 30.04.2008 keşide tarihli 20.000 TL bedelli, düzenleyeni … olan hamiline çekin en son hamil …. A.Ş tarafından bankaya ibraz edilmesiyle karşılıksız kaşesi vurulduğu ve çek bedeli olan 20.000 TL üzerinden işlemiş faiz ve tazminatı ile birlikte 22.965 TL üzerinden 08.09.2008 tarihinde takibe geçildiği belirlenmiştir.
İzmir 7. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …. AŞ. Takip borçlusu … olan 30.04.2008 keşide tarihli 20.000 TL bedelli, keşidecisi … olan hamiline çekin en son hamil …. AŞ tarafından bankaya ibraz edilmesiyle karşılıksız kaşesi vurulduğu ve çek bedeli olan 20.000 TL üzerinden işlemiş faiz ve tazminatı ile birlikte 26.863,19 TL üzerinden 08.09.2008 tarihinde takibe geçildiği belirlenmiştir.
Aydın 1. ASCM’nin ……… Esas – ……. Karar sayılı dosyası incelendiğinde; şikayetçi …’ın şikayeti üzerine İzmir CBS’nın … sor numaralı dosyasında 08.04.2011 tarihli iddianame ile müşteki …’ın şüpheli … ve … hakkında bedelsiz senedi kullanma ve tefecilik yapma suçlarından dolayı TCK m. 156/1, 53 58, 241/1, 53, 58 geregince cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı, kamu davasında davacının şüphelilerin temsilcisi olduğu … Pet. Ltd Şti yetkililerinden 15.000 USD borç aldığı ve süresi içerisinde ödememesi üzerine şüphelilerin şikayetçiden 50.000 TL lik senet istediği, müşteki …’ın 50.000 TL bedelli lehtarı … olan dava konusu senedi verdiği ve karşılığında … ile arasında bir ticari ilişki varmış gibi …’ın 30.000 TL lik fatura düzenlediği, şikayetçinin bir süre sonra dava dışı …’a 30.000 TL lik incir satarak bunun karşılığında lehtarı … olan çek aldığı ve bu çeki şüphelilere verdiği, çekin zamanında ödenmesiyle davacının / şikayetçinin borcu ödediği, fakat 50.000 TL bedelli senedi iade etmedikleri ve İzmir 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtikleri, şikayetçi davacının bu durumu belirterek C.S’na suç duyurusunda bulunduğu, aynı zamanda taraflar arasında bir protokol yapıldığından bahisle bedelsiz kalmış senedi tahsile koymak ve tefecilik suçlarından dolayı İzmir 13. ASCM’ne kamu davası açıldığı, İzmir 13. ASCM’nin … Esas …… Karar sayılı dosyasında; davanın kamu davasının Aydın’da görülmesi gerektiğinden bahisle 28.07.2011 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın Aydın ASCM’ne gönderildiği, Aydın 1. ASCM’nin de 26.09.2011 tarihinde davanın İzmir ASCM’de görülmesi gerektiğinden yetkisizlik kararı verdiği, bilahare Yargıtay 5. CD’nin olumsuz yetki uyuşmazlığını gidermek amacıyla … Esas …… Karar sayılı 06.03.2012 tarihli kararla Aydın 1. ASCM’nin kararını kaldırdığı ve dosyayı Aydın 1. ASCM’ne gönderdiği, Aydın 1. ASCM’nin … Esas sırasına kayıtlanan dosyada mahkemenin kaldırma kararına istinaden müşteki ve sanıkların ifadelerini aldığı, müşteki …’ın savcılıkta ve mahkeme vasıtasıyla alınan ifadesinde … te incir işletme tesisleri bulunduğunu, … ve … ile arkadaş olduklarını, paraya sıkıştıklarında 2007 yılında 15.000 USD nakit para aldığını, 3 ay sonra ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak ödeyemediğini, …’ın kurucusu olduğu şirket üzerinden … isimli şahsa 30.000 TL lik mal satmış gibi fatura kestiğini, ya da mal almış gibi fatura kestiğini, alış veriş yapmış gibi gösterildiğini, 30.000 TL lik senet vermeyi taahhüt ettiğini, ancak 50.000 TL üzerinden anlaştıklarını ve dava konusu senedi verdiğini, senedin vadesi geldiğinde 30.000 TL üzerinden ödeme yaptığını, ödemeyi de lehtarı …, düzenleyeni … olan çek vasıtasıyla yaptığını, çeki ciro etmeden … tarafından … adına ciro edilmek suretiyle verdiğini, … ile alış verişi olmadığını, buna rağmen dava konusu senedin İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu belirterek şikayetçi olduğu, yine … ile sanıkların görüşmesi üzerine bir protokol hazırlandığını belirttiği, sanık … ise savcılıktaki ifadesinde Köşk te tüccarlık yaptığını, özürlü olduğunu, işlerini …’ın takip ettiğini belirttiği, sanık …’ın ise …ı şahsen tanıdığını, alışverişi olmadığını, mal varlığının yüksek olduğunu, alacağının …’tan olduğunu, … ile bir alışverişinin bulunmadığını, iddia edilen 30.000 TL lik …’ın keşidecisi olduğunu, …’ın verdiği çekin …’ın incir satımında verdiği çek olduğunu, bu çekin dava ile alakası olmadığını, davacıların iddialarını yazılı belge ile kanıtlamasının istediğini beyan ettiği, tanık …’ın …’dan sattığı incir karşılığı 50.000 TL lik senet aldığını ve bunu …’a verdiğini, … ile sanıklar arasındaki ilişkiyi bilmediğini, tanık…’ın ifadesinde ise; davacı / müştekinin şüphelilerden 15.000 USD borç aldığını duyduğunu ve karşılığında 50.000 TL lik senet verdiğini duyduğunu, … a müştekinin 30.000 TL lik incir sattığını ve lehtarı kendisinin olan 30.000 TL lik bir çek verdiğini, çeki cirolamadan şüphelilere verdiğini, 30.000 TL bedel ödendiğinden geri kalan 20.000 TL için …’ın ödeme yaptığında 50.000 TL lik senedi iade edeceklerini belirttiklerini, ancak daha sonra senedin icraya konduğunu, tanık ………nın ise savcılıkta ve duruşmadaki ifadelerinde şüphelilerin ……… kasabasındaki benzin istasyonuna gittiklerini, 50.000 TL lik senedin tahsile konulmasını sorduklarını, şüphelilerin bunu düzelteceğiz dediklerini beyan ettikleri, tanık Menaşe …’ın savcılıkta ve mahkemede vermiş olduğu ifadesinde; şikayetçinin ağabeyi olduğunu, aralarında ibra protokolü yapıldığını, ibra protokolünde imza eksikliği bulunduğundan protokolü şüphelilere verdiğini, ancak geri getirilmediğini beyan ettiği, mahkemece yapılan yargılamada; müşteki vergi denetim kurulu başkanlığının tefecilik suçundan zarar görme ihtimaline binaen müdahil olarak kabulüne karar verildiği, mahkemenin … Esas…….Karar sayılı kararla 05.02.2013 tarihinde sanıklar ile müşteki arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğu ve bedelsiz senedi kullanmak suçu için suçunun takibi şikayete bağlı olup, şikayet süresi geçirildiğinden dolayı düşmesine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. CD’nin 2014/9159 Esas 2017/4502 Karar sayılı 24.10.2017 tarihli kararı ile TCK m. 241 e göre düzenlenen tefecilik suçu yönünden kararı bozduğu, bozma gerekçesinde tefeciliğin kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para vermesinin yeterli olduğu, birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmadığı, yakın ilişki ve akrabalık bağı olmayan kişiler arasında önemli miktardaki paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle sanıklar hakkında tefecilik ve örgütlü suçlardan soruşturma dosyalarının bulunduğu anlaşıldığından bu dosyaların araştırılarak faiz karşılığı ödünç para verme işi ile uğraşıp uğraşmadıklarının araştırılması, alacaklı oldukları icra takip dosyaları bulunup bulunmadığının araştırılarak tanık sıfatı ile dinlenmesi gerektiğinden eksik inceleme nedeniyle beraatine karar verilmesi nedeniyle kararın bozulduğu, bunun üzerine bozma kararına istinaden Aydın 1. ASCM’nin… Esas sırasına kayıtlanan dosyada tefecilik suçundan dolayı bozmaya uyularak soruşturmaya devam edildiği, sanıkların faiz karşılığı ödünç para verme işiyle uğraşıp uğraşmadıklarının araştırıldığı, aynı zamanda Aydın İcra Müdürlüğünden alacaklı sıfatıyla icra takip dosyalarının olup olmadığı konularında araştırma yapıldığı, dinlenen tanık beyanlarından hakkında yapılan yargılama ile sanıkların tefecilik yaptığına ilişkin tanık ifadelerinin alındığı, fakat yargılama süresince zamanaşımı geçtiğinden 26.09.2020 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolduğundan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. CD’nin 09.06.2021 tarihli ……. Esas … Karar sayılı kararla TCK m. 241 in topluma karşı suç olduğunda gerçek kişi ödünç para alan tarafın suçun pasif faiili olduğunu, pasif failin cezalandırılmadığını, ancak müdahil olma haklarının da bulunmadığını belirterek temyiz talebinin reddine karar verildiği ve sanıklar hakkında verilen düşme karının 09.06.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde alınan 07.02.2012 tarihli raporda; davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmıştır. İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında …’ın 20.000 TL tutarındaki çekinin hamiline düzenlenerek …. A.Ş ye ciro edildiği, İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki …’ın … adındaki kişiye 30.09.2007 tarihli 50.000 TL bedelli senet verdiği, …’ın bu senedi … Ltd Şti ye ciro ettiği, ayrıca dosyadaki mevcut ibra protokolünün de düzenlenmesi ve ibra edilmesi davanın esası yönünden uyumlu olmadığı, her iki tarafın gerçek ve tüzel kişilik yönünden farklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarında …’tan 118.000 TL alacaklı olduğu ve takipte haklı sebebe dayandığı, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden de; taraflarının …, … A.Ş olduğu ve bu olayla ilgisinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı beyanlarında; davacı tarafın Aydın 1. ASCM’nin …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinin gerektiğini, çekin 50.000 TL bedelli bono için verildiğini iddia ettiklerini, ancak bilirkişinin bu hususa deyinmediğini, ibra protokolünün de taraflarının …, … ve Yalçınkaya Ltd Şti olduğunu, davalı tarafın bu rapora karşı 24.02.2012 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, ciranta …’tan söz konusu bononun alacaklının tahsili için alındığını, davacı ile arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin noter tasdikli delil niteliğindeki haiz defter ve kayıtlarında müvekkilinin … tan 118.000 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının bu dosya ile ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 23.03.2012 tarihli beyan dilekçesinde de; eski beyanlarını tekrar etmiştir.
Davacı tarafın dosyaya ibraz etmiş olduğu 07.11.2008 tarihli protokol incelendiğinde; … AŞ ile … Ltd Şti arasında yapılan protokolde şirket temsilcileri … ve …’ın da protokole imza attıkları ve protokolde …’ın 5000 TL nakit ödeyerek bakiye alacaklarından feragat edeceği ve … tarafından … Esas sayılı dosyasıyla yürütülen takipten … Ltd Şti nin feragat edeceği, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla … a karşı yürütülen icra takibinden vazgeçileceği, …’ın 30.09.2007 ödeme tarihli 50.000 TL bedelli … adına düzenlenen bonoyu da …’a iade etmeyi, …’ın da 20.000 TL bedelli çeki Ertan’a iade etmeyi kabul ettiği belirlenmiştir.
Bu sözleşmenin incelenmesinden sonra davacı taraf 17.05.2012 tarihli mutabakat hükümleri gereğince müvekkilinin ibra koşullarını yerine getirdiği, takip dosyasında tahsilat amaçlı kötü niyetli olarak davalının hareket ettiğini ve bononun davalının elinde bulunmasının açıklanmadığını belirtmiştir.
Yargılama sırasında 08.04.2021 tarihli celsede, … Ltd Şti yetkilisi … protokolde imzasının bulunmadığını, bilgisinin de olmadığını, kardeşinin de prokolü imzalamadığını, protokolün aslının bulunmadığını belirtmiştir.
Davacı taraf dava konusu olarak gösterdiği İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla takibe konu yapılan düzenleyeni …, lehtarı … olan 30.09.2007 tarihli, 50.000 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek … Ltd Şti temsilcisi … ve … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek tefecilikten dolayı yapılan yargılamanın beklenmesini talep etmiş ve bu talep neticesinde Aydın 1. ASCM’nin ……Esas – …..Karar sayılı dosyasında yargılamanın beklenmesine karar verilerek, bu davanın sonuçlanması beklenmiş, ancak yapılan yargılamada tefecilik suçundan dolayı zamanaşımı geçmiş olduğu belirtilerek bu davanın düşmesine, bedelsiz kalmış senedi kullanmak suçundan dolayı ise yine şikâyet süresinin geçtiği belirtilerek bu suçtan dolayı da açılan davanın düşmesine karar verildiği belirlenmiştir.
Davacının iddiaları gereği ceza dosyasındaki ifadeler ve tefecilik suçunun unsurları bulunup bulunmadığı incelendiğinde; mevcut durumda davacının davalılardan bir miktar para aldığı, ancak bunun davalı şirketin kayıtlarında yer almadığı, davalı şirket ile dava dışı; davacının senette lehtar olarak gösterdiği … arasında ticari ilişkinin bulunduğu, bu senetten dolayı davacının davalı şirkete bir ödeme yaptığı iddiasının da ispatlanamadığı (…’a verildiği belirtilen 30.000 TL bedelli çek) ödemeye ilişkin olarak düzenlenen 30.000 TL lik çekin … tarafından …’a verildiği, ancak bu çekin düzenleyenin de davacı olmadığı, düzenleyenin … olduğu, böylece davacının iddia ettiği ticari ilişkinin ispatlanamadığı, dolayısıyla davacının bu senetten borçlu olmadığına ilişkin ceza dosyasından bir sonuç çıkmadığı belirlenmiştir.
Davacının delil olarak gösterdiği ibra protokolünün ise; aslı dosyaya ibraz edilmediği gibi davalı tarafından da bu protokol kabul edilmemiştir. Bu nedenle imza incelemesi yapılması da mümkün olmamıştır.
Davacının dayandığı tarafların ticari defter ve kayıtları da incelendiğinde; davalı şirketin … ile ticari ilişkisinin bulunduğu ancak davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı da belirlenmiştir.
Sonuç olarak davacı iddiasını ispatlayacak olan tüm delilleri ibraz etmiş olmasına rağmen iddiasının sübut bulacak kesin ya da takdiri delil elde edilememiştir. (HMK m. 187 ve 199 vd göre)
Taraflar arasında yapılan protokolde … Ltd Şti yetkili temsilcisi … değil ise de; sözleşme gereğince dava konusu protokole konu yapılan senedin … Ltd Şti’ne verildiği ve … ile … Ltd Şti ile bir ticari ilişkinin bulunduğu anlaşıldığından; toplanan tüm delillerle ve açıklamalarla belirlendiğinden ve bu nedenle davacının davası ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf gerek cevap dilekçesinde ve gerekse sonraki dilekçelerinde ve en son 26.04.2022 tarihli dilekçesinde davanın reddi ile birlikte kötüniyet tazminatı talep ettiğini belirtmiştir.
Davacının dava açtığı 10.12.2010 tarihinde mahkemece 14.12.2010 tarihli tensip tutanağının 1. Maddesinde “İİK m. 72/3’e göre %40 (20.000 TL) teminatı yatırıldığında İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası üzerine ihtiyati tedbir konulmasına” karar verildiği ve davacı tarafından da dosyanın Denizbankın 29.12.2010 tarihli 3360 – TM– 3870 sayılı 20.000 TL bedeli teminat mektubunun yatırmasıyla icra takibinin durduğu, belirlenmiştir.
Mevcut durumda davanın reddi söz konusu olduğunda İİK m. 72/4 gereğince, tedbiren takip durdurulmuş olmakla alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet verecek Mahkemece verilmiş bir tedbir kararı bulunduğundan davalı lehine %40 kötüniyet tazmitana hükmetmek gerekmiştir.( 6352 sayılı kanun madde 38 ile İİK’ya eklenen Geçici Madde 10 gereğince; “GEÇİCİ MADDE 10 – Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir”. kanun değişikliğinden önce başlatılan takip işlemi olduğundan değişiklik hükmü olan madde 11’deki %20 icra inkar tazminatı yerine %40 icra inkar tazminatı uygulanması gerekmiştir.)
HÜKÜM : YUKARIDA AÇIKLANAN SEBEPLERLE;
Davacının ispatlanamayan davasının reddine,
Davacının talebi ile mahkemece 14.12.2011 tarihli tensip tutanağı ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına,
Davacının davası reddedilmiş olmakla davacının tedbir talebi nedeniyle İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla takibin teminat karşılığı durdurulmuş olması nedeniyle İİK m. 72/4 gereğince alacaklının alacağını geç alması nedeniyle %40 icra inkar tazminatı olan 25.456,44 TL nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın dava açılışında alınan 742,50 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 661,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15.09.2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza