Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1266 E. 2022/7 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1266
KARAR NO : 2022/7

ASIL DAVA DOSYASINDA

DAVA : Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2014

BİRLEŞEN İZMİR … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin… E. – … K. SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2015
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkili …’nın 24.11.2013 günü saat 11.00 sıralarında evlerinin bulunduğu … sokakta dökülen lokmacıya doğru karşıdan karşıya geçişini tamamlamak üzereyken, hızlı bir şekilde gelen … plaka sayılı araç sürücüsü …’ in kendisine çarpması üzerine yaralandığını, aracın müvekkiline sağ tarafından ve aracın da sağ kısmına gelecek şekilde vurduğunu, kazadan sonra araç sürücüsü kendi kusurunun anlaşılmasından korktuğu için aracı kaza mahallinde hareket ettirdiğini, müvekkili … Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildiğini ve burada kalçasından iki kez ameliyat edildiğini, yaklaşık iki ay hastanede kaldığını ve birçok kez müdahale edilmesi gerektiğini, taburcu edildikten sonra 6 ay boyunca evde hiç kıpırdamadan yatmak zorunda kaldığını, davalı …’in olayın kendi kusurundan kaynaklandığını bilmesi nedeniyle olaya ilişkin kaza tespit tutanağı tutturmayarak aracı kaza mahallinden uzaklaştırmayı tercih ettiğini, olayın oluşunda tamamen davalının kusurlu olduğunu , müvekkilinin davalı tarafından hastaneye götürüldüğünü, müvekkilinin kazanın olduğu 2013-2014 eğitim öğretim yılında kazadan sonra hiç okula gidemediğini, 2014-2015 eğitim öğretim yılı başında da ancak annesinin bakım ve gözetimi altında okula gidip geldiğini, bundan sonrada hayatına bu şekilde devam etmek zorunda kalacağını, müvekkilinin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurduğunda yapılan muayenesinde “sağ femur boyun kırığı” tanısı konulduğunu, müvekkilinin şu anda neredeyse sağ bacağıyla ilgili tüm fonksiyonlarını yitirdiğini, günlük basit ve rutin ihtiyaçlarını dahi göremez vaziyette olduğunu, sürekli olarak bakım ve gözetime muhtaç hale geldiğini, bu durumun psikolojik olarak da kendisine büyük zarar verdiğini, ayağındaki aksaklıkta ne derece düzelme olabileceğinin belli olmadığını, hala sık aralıklarla doktor kontrolüne gittiğini, ancak tam bir düzelme sağlanamadığını, tüm bu tedavi süreci içerisinde ve şu anda da çoğu zaman ulaşımını taksi veya ambulans kullanarak yapmak zorunda kaldığını, ayrıca müvekkilinde kalabilecek arazın oranına göre hayatı boyunca ekonomik olarak mağduriyet yaşama ihtimali olduğunu, açıklanan nedenlerle güvence altına alınabilmesi için davalının menkul ve gayrimenkul malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporu ile belirlenecek olan maddi tazminat taleplerinin şimdilik 1.000.00 TL maluliyet/ekonomik geleceğin sarsılması karşılığı tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, bugüne kadar yapılmış olan yol harcamaları olarak 200.00-TL yol giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı müvekkilin sürekli bakım ve gözetime muhtaç hale gelmiş olmasından dolayı 1.000,00 TL bakıcı ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini sadece davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminat taleplerinin poliçe limiti ile bağlı kalmak kaydı ile, maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak işleyecek olan ticari faizin davalı sigorta şirketinden ihbar tarihinden itibaren, davalı “ … San.Tic.A.Ş. ve … “yönünden kaza tarihinden itibaren tahsiline, manevi tazminat yününden, davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı
… San.Tic.A.Ş. ve …’ den, davacı …’in annesi davacı … için 15.000,00TL manevi tazminatın davalılar … San.Tic.A.Ş. ve …’den, davacı …’in babası davacı … için 15.000,TL manevi tazminatın davalılar … San.Tic.A.Ş. ve …’den kaza tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek faizleriyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin sorumlulukları oranında davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacılar vekili 16/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, sürekli iş göremezlik zararı talebini 22.902.51-TL’ye, bakım ücreti talebini 2.112,00-TL’ye, tedavi amaçlı yol giderini 432,00-TL’ye yükselttiği ve kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 20.10.2013/12.02.2014 arası … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, öncelikle davacının iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar gören ile sigortalı aracın bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, ZMMS’nin meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini talep ettiklerini, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sürücünün tali kusurunun tespiti halinde ise davacı yanın kusuru nazara alınarak tazminatın kaldırılmasını talep ettiklerini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olmadığını, davacının şikayetçi olmadığına dair beyanının incelenmesini ve işbu beyanın maddi tazminat isteme hakkından feragati içeriyorsa, davanın reddini talep ettiklerini, bakıcı giderine yönelik talebe itiraz ettiklerini, davacı tarafından bakıcıya harcama yapıldığına ilişkin herhangi bir makbuz vs sunulmadığını, kabul anlamına gelmemekle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararın da kaza ile illiyetinin tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ettiklerini, davacıların Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirkete rücu imkanı doğduğunu, tedavi masraflarından SGK’nın sorumlu olduğunu, bu nedenle tedavi gideri taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, açılan davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Tur. Oto. San. Ve Tic. AŞ vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin 2004 yılından bu yana uzun süreli araç kiralama işi yaptığını, dava konusu aracın 10 ay süresince 23/03/2013 tarihinde uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Paz San.ve Tic. Ltd. Şti’ne kiralandığını, kaza tarihi itibariyle aracın kiracı şirketin tasarrufu altında olduğunu, kaza günü aracın İzmir ilinde bulunmasının ne müvekkilini ilgilendiren bir işi ifa amacıyla olduğu ne de müvekkilinin bilgisi dahilinde olduğunu, diğer davalının müvekkilince tanınmadığını, müvekkilinin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, davacıların belgesiz olarak yapılan giderlere ilişkin maddi tazminat taleplerinin usule aykırı olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, bakıcı ücreti olarak aylık 1.000,00 TL talep edildiğini söz konusu bedelin ödendiğini bakıcı adına SGK primi ödenip ödenmediğinin ispatı gerektiğini, 80.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığını, müvekkilinin kusurlu yada kusursuz bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle maddi ve manevi tazminat taleplerinin yasal dayanağı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin … plakalı aracı uzun süreli kiralama sözleşmesiyle kiraya vermiş olduğu , aracın ayrı bir işleteninin bulunmadığı bu nedenle sir sorumluluğu bulunmaması nedeniyle davanın husumet yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASINDA
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. – … K. Sayılı Dosyasının Mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
DAVA : Birleşen dosya davacısı vekilinin dava dilekçesinde özetle;müvekkili …’i 24/11/2013 tarihinde karşıdan karşıya geçişini tamamlamak üzere iken … plakalı araç sürücüsünün kendisine çarpması üzerine yaralandığını, kazadan sonra araç sürücüsünün kusurunun anlaşılmasından korktuğu için kaza mahallinden hareket ettiğini, müvekkili …’nın kalçasından 2 kez ameliyat edildiğini ve 2 ay hastanede kalarak bir çok kez müdahale edilmesi gerektiğini, taburcu olduktan sonra 6 ay boyunca evde hiç kıpırdamadan yatmak zorunda kaldığını, araç sürücüsü …’in olayın kendi kusurundan kaynaklandığını bilmesi nedeniyle olaya ilişkin kaza tutanağı tutturmadığını ve kaza mahallinden uzaklaştığını, olayın oluşunda %100 kusurlu olduğunu, müvekkili …’nın kazanın olduğu 2013-2014 eğitim öğretim yılında hiç okula gidemediğini, 2014-2015 eğitim öğretim yılı başında da annesinin bakım ve gözetimi ile okula gidip geldiğini ve bu şekilde hayatına devam etmek zorunda kalacağını, müvekkilinin şu anda nerede ise sağ bacağı ile ilgili tüm fonksiyonları yitirdiğini, basit ve rutin ihtiyaçlarını dahi göremez halde olduğunu, sürekli bakım ve gözetime muhtaç hale geldiğini, fiziki acı ve zorluklar yanında bu durumun psikolojik olarak da zarar verdiğini, ayağındaki aksaklığın ne zaman düzeleceğinin belli olmadığını, sık aralıklarla doktor kontrolüne gitmesine rağmen tam düzelme sağlanamadığı, tedavi süreci içinde ve şu anda ulaşımını çoğu zaman taksi veya ambülans kullanarak yapmak zorunda kaldığını, çok küçük yaşta olan müvekkilinin maluliyetine karşılık sürekli iş göremezlik tazminatı, sürekli bir maluliyet söz konusu değil ise kız çocuk olması nedeniyle ekonomik geleceğinin sarsılmasına bağlı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL nakdi tazminat, faturalandırılmamış ve sigorta tarafından karşılanmayan 200,00 TL yol gideri, 1.000,00 TL bakıcı ücreti ile 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ettiklerini, yine davacılar … ve …’in, …’nın anne ve babası olarak psikolojik yönden etkilendiklerini, çocuklarının çektiği üzüntülere tanık olarak ona baktıklarını ve halen de bakım ve gözetimleri altında hayatını devam ettirmeye çalıştıklarını bildirerek 15.000,00’şer TL manevi tazminatın tahsiline ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1266 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şirketine dava dilekçesi tebliğ edilememiştir.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi …/… Esas Sayılı dosyası, …”in okumakta olduğu … İlkokulundan kaza sonrası öğrenciye git tüm kayıt ve belgelerin celbi, Sağlık Bakanlığı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden müvekkil …”e ait tüm kayıtlar, kazaya karışan … plaka Sayılı araç trafik kayıtları, … kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, ve keşif deliline dayandığı görülmüştür.
Davalı … vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; … poliçe no’lu sigorta poliçesi, dava konusu olaya ilişkin açılan ceza soruşturma ve kovuşturma dosyasının celbi, SGK kayıtları, kusur ve zarar yönünden bilirkişi incelemesi, resen tespit edilecek ilgili diğer kanuni delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı … Tur. Oto. San. Ve Tic. AŞ vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; uzun dönem araç kiralama sözleşmesi, fatura, tanık beyanları, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtları, davalı … ‘in 2013 yılına ait sigorta kayıtları, bilirkişi incelemesi deliline dayandığı görülmüştür.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılan asıl davada davalılar … ve … San. Tic A.Ş’nin menkul ve gayrimenkul varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise de; mahkememizin 24/11/2014 tarihli ara kararı ile açılan dava maddi ve manevi tazminat davası olup, davalıların taşınır veya taşınmaz mallarının uyuşmazlık konusu olmadığından davacılar vekilinin yerinde olmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde davacı vekili davalının menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, Mahkemece verilen 12/02/2016 tarihli ara karar ile davanın trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsiline yönelik açılmış olduğu, tedbir talebine konu menkul ve gayrimenkullerin dava konusu olmadığı nazara alındığında HMK 389.madde kapsamında ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin yasal şartların mevcut olmadığı belirlenerek davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 10/01/2018 tarihli dilekçesi ile, müvekkillerinin ekonomik olarak zor durumda olduklarını, …’nın küçük olduğunu ve okula gittiğini, baba …’in emekli olduğunu ve emekli maaşından başka gelirinin bulunmadığını, ikamet ettikleri adreste kiracı olduklarını ve 600,00-TL kira ödediklerini, müvekkillerinin iki çocuklarının olup diğer kızları …’nin de lise son sınıf öğrencisi olduğunu, …’ın da ev hanımı olup çalışmadığını, kredi kartlarının kapandığını ve birçok bankadan ihtarname geldiğini bu nedenle adli yardım talebinde bulunarak, yargılama giderleri ve sair giderlerden muafiyetin sağlanmasına karar verilmesini talep ettiği, Mahkememizin 12/01/2018 tarihli ara kararı ile talep dilekçesi ekinde bulunan fakirlik belgesi, diğer belgeler ve UYAP kayıtlarında yapılan sorgulamada davacılar adına taşınmaz ve menkulün bulunmadığı, davacı …’in aldığı emekli maaşının ancak ailenin geçimini karşılayabildiği, yargılama giderlerini karşılamaya yetmediği görülmekle yapılacak tüm yargılama giderlerinin geçici olarak muafiyeti ile adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi …/… Esas -…/… Karar sayılı dosyası incelendiğinde; taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı açılan kamu davası olduğu, katılanların …, …, …, sanığın … olduğu, sanık hakkında katılan …’in taksirle yaralanmasına neden olmak suçundan 5237 sayılı yasanın 89/1,89/2-b maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılanlar vekilinin sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz ettiği, itirazın İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin 07/01/2016 tarih …/… Değişik İş sayılı kararı ile değerlendirilerek,itirazın kesin olarak reddine karar verildiği ve kararın 07.01.2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacının kaza nedeniyle malul hale gelip gelmediği, gelmiş ise davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ve geçici iş göremezlik süresini gösterir rapor düzenlenmesi hususunda dosya Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş, alınan 26/09/2016 tarihli maluliyet raporunda; davacının 24/11/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen hareket arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ihraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle Grup1 kabul olunarak %9.66 E cetveline göre %7.2 (yüzdeyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici işgörememezlik (iyileşme) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları dikkate alınarak dosyanın İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’ne yeniden gönderilerek itirazları karşılar mahiyette denetime elverişli ek rapor istendiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesi tarafından alınan 10/11/2017 tarihli ek raporunda; 2004 doğumlu …’in maluliyetini etkileyecek mahiyet ve derecede psikiyatrik arazı olduğunu gösterir tıbbi belge mevcut olmadığı, 24/11/2013 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı sağ alt ekstremite kısalığı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ihraz edeceği meslek ve mevkii bilinmediğinden meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak A %3 E cetveline göre %2,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin itirazları ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 26/09/2016 tarihli raporu ile 10/11/2017 tarihli raporları arasındaki bariz farklara binaen her iki raporun da yeniden incelenerek itirazları karşılar mahiyette, raporlar arasındaki çelişkinin sebebini gösterir nitelikte denetime elverişli ek rapor tanzimi hususunda dosya Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’na gönderildiği, 01.01.2018 tarihli raporunda; …’in maluliyetini etkileyecek mahiyet ve derecede psikiyatrik arazı olduğunu gösterir tıbbi belge mevcut olmadığı kişinin sağ femur kırığı sonrası kalça eklemindeki hareket kısıtlılığının zamanla normale dönmesi nedeniyle maluliyetide sadece bacak kısalığının değerlendirildiği cihetle 24/11/2013 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı sağ alt ekstremite kısalığı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ihraz edeceği meslek ve mevkii bilinmediğinden meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak: A %3 E cetveline göre %2,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Davacılar vekilinin itirazına binaen özellikle maluliyet oranının tespitinde kaza tarihi itibarı ile uygulanması gereken yönetmelik hükümlerine dair itirazları da dikkate alınarak itirazları karşılar mahiyette ek rapor aldırılması hususunda dosya yeniden Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna gönderildiği, 02/10/2019 tarihli yazılarında; dosyanın yeniden değerlendirilmesinde; kişi hakkında Adli Tıp İkinci Üst Kurulunca 18.04.2019 tarihli oturumda … karar sayılı mütalaa ile sorulan hususlarda görüş bildirildiği, Üst Kurul mütalaasının düzenlenmesinde dosya içerisinde mevcut tüm tıbbi evrak, adli tahkikat evrakı ve bilirkişi raporları ile taraflara ait itiraz dilekçelerindeki hususların değerlendirildiği ve aynı hususlarda yeniden değerlendirme yapılamayacağı, Adli Tıp Üst Kurulunun Adli Tıp Kurumu açısından son karar mercii olduğu, fakat Adli Tıp Kurumu’nun tüm birimlerince düzenlenmiş mütalaaların birer kanaat raporu oldukları ve karar verme aşamasında mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olmadıkları bununla birlikte sonucu değiştirebileceği düşünülen yeni tıbbi belge olması veya değerlendirilmesi istenen yeni hususlar olması durumunda öncelikle Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulundan görüş alınması çelişki oluşması durumunda yeni hususlarda 2. üst kuruldan tekrar görüş istenebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazı da dikkate alınarak, davacının daimi ve geçici işgücü kayıp oranı ve süresinin 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe giren maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre tespiti hususunda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderildiği, 04/03/2020 tarihli sağlık kurulu raporunda; şahısta birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı olay tarihindeki yaşına göre 02.1 (iki nokta bir) ve bugünkü yaşına göre 2.1 (iki nokta bir) olduğu, şahsın olay tarihinde 9 yaşında olması ve kırığın femur boynunda olması göz önünde bulundurulduğunda tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) ay olarak kabulünün uygun olacağı ancak varsa iş göremezlik/sağlık kurulu raporlarının göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağı, istenildiği takdirde kişinin psikiyatrik şikayetlerine yönelik en az 6 ay boyunca düzenli psikiyatrik izleme alınması ve sonrasında kişide olaya bağlı psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılar kalıcı bir ruhsal bozukluk olup olmadığı, tedavi ile çalışma olanağı veren veya vermeyen şeklinde belirtir en az üç Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanından oluşan kurul raporunun Anabilim Dalına gönderilmesi halinde varsa psikiyatrik arızası göz önünde bulundurularak maluliyet oranı tekrar değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 04/03/2020 tarihli raporuna göre davacının 6 ay süre ile yapılacak tetkik ve muayene tedavisinin tamamlanarak psikiyatri raporunun teminine müteakiben önceki rapora gelen itirazları da karşılar mahiyette ve dosyaya temin edilen psikiyatri raporunun da irdelenerek davacının maluliyet oranı ve süresini gösterir ek rapor temini hususunda, dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderildiği, düzenlenen 07/06/2021 tarihli raporda; bulgulara dayanılarak davacının 24.11.2013 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücünde Meydana Gelen Azalma Oranı olay tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” (Resmi Gazetc, Ağustos 2013, 28727 sayılı) ve bu yönetmeliğin yetersiz kaldığı durumlar için “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespil İşlemleri Yönetmeliği” göre DSM-S5 tanı kriterlerini karşılayacak düzeyde psikiyatrik bir bozukluk saptanmamış olması nedeniyle şahsın taraflarınca düzenlenmiş maluliyet raporuna ek bir psikiyatrik arızası olmadığı anlaşıldığından, 04.03.2020 tarihli … sayılı raporumuzdaki kazaya bağlı uyluk kemiği kırığı nedeniyle hesaplanan Meslekte Kazanma Gücünde Meydana Gelen Azalma Oranında (902.1) ve iyileşme süresinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin 26/04/2021 tarihli Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Adli Kurulu tarafından düzenlenen rapora ve 07/06/2021 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen rapora itiraz ettiği, itirazlarının düzenlenen rapor içerikleri, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde reddine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, kazanın oluşumunda tarafların yüzdelik kusur oranları ile davacıların maluliyet tazminatı, tedavi gideri, bakıcı gideri, ekonomik geleceğin sarsılması tazminat talepleri yönünden hesaplama yapılarak dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor alınması hususunda dosyanın konusunda uzman trafik bilirkişisi … ile aktüerya bilirkişisi …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 09.11.2021 tarihli düzenlenen raporda ; A- Kusur: 1-) Davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tiç. A.Ş. tarafından uzun süreli araç kiralama sözleşmesiyle 23.03.2013 tarihinde, birleşen dosya davalısı … Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ne 10 ay süreyle kiralanmış olan ve diğer davalı … A.Ş. nezdinde 20.10.2013/12.02.2014 tarihleri arasında … sayılı ZMS. (Trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı 2009 model Renault Megana marka otomobil sürücüsü davalı …’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ve 52/B hükümlerini ihlal ettiği; 2-) 28.10.2004 doğumlu olaya müdrik (9) yaşta olmayan davacı yaya … isimli çocuğun, kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasa yönetmeliğinin yaya kusurlarından 2918 138/b-3 ve 138/d hükümlerini ihlal ettiği; B- Davacının kusur oranının taktiri mahkemeye ait olmak üzere (kusur indirimi yapılmadan):1-) 45.805,02.-TL sürekli iş göremezlik zararı,2-) 4.224,60 TL bakıcı gideri,3-) 864,60 TL tedavi amaçlı yol gideri olmak üzere TOPLAM 50.894,22 TL maddi zararının bulunduğunun hesaplandığı;C- Hesaplanan zararın ZMMS poliçe teminat limitleri içinde kaldığı, Sigortalı aracın rent a car vasfının bulunduğunun ve olaydan önce 10 ay süre ile Birleşen dosya davalısına kiralanmış olduğunun tespit edildiği; D- Davacı davasında haklı görüldüğü taktirde dosya kapsamına göre sigortacının dava tarihinden itibaren sorumlu bulunduğu rapor edilmiştir.
Asıl dava ve birleşen dosya davacılar vekili Av. … 24/05/2021 tarihli dilekçesi ile davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ihya davası açmayacaklarını, bu davalı yönünden davayı geri aldıklarını beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Asıl dava ve birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik bedeli, bakıcı ücreti ve tedavi amaçlı yol giderine ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
24.11.2013 günü saat 11:00 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … San. Tic. A.Ş ‘ye ait, davalı … tarafından ZMMS ile sigortalı olan … plakalı otomobil ile İzmir- … ilçesi … mahallesinden … sokağı takiben … Caddesi istikametinden Gediz istikametine doğru seyrederken no:… önüne geldiğinde otomobilinin sağ ön kısmıyla, seyrine göre yolun solundan sağ karşı tarafına doğru geçmekte olan ve yaya kaldırımına 2m. kadar yaklaşan davacılar … ve …’in müşterek çocukları 28.10.2004 doğumlu davacı yaya …’in sağ yanına çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli 09.11.2021 tarihli kusur bilirkişi raporuna göre, davacı yaya …’in yaya geçidi olmayan olay mahallinde karşıdan karşıya geçmek için taşıt trafiğine ait kaplamaya girmeden önce yaya kaldırımı üzerinde durup yolun sağ ve sol tarafından gelen araç trafiğinin hız ve mesafesini etkin bir şekilde kontrol etmesi, sağ taraftan … caddesi istikametinden kendisine emniyetle durdurulamayacak kadar mevcut seyir hızıyla gelen davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araca genel kural gereği ilk geçiş hakkını vererek bu aracın geçişini beklemesi, … plakalı araç sürücüsü kendisini geçtikten sonra tekrar aynı kontrolleri yapıp, yolun boş ve müsait olduğunu gördükten sonra yaya kaldırımından taşıt trafiğine ait kaplamaya giriş yaparak, sola ve sağa bakmak suretiyle en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda yürüyüşüne devamla dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirerek emniyetli bir şekilde taşıt yolunun karşı tarafına bu haliyle geçmesi gerekirken genel kural gereği geçiş önceliğine haiz olan davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araca rağmen yolu karşıdan karşıya geçmek üzere taşıt trafiğine ait kaplamaya kontrolsüzce giriş yapmak suretiyle, kendi can güvenliğini tehlikeye soktuğundan dolayı olayın meydana gelmesinde 2918 sayılı yasa yönetmeliğinin yaya kusurlarından 138/b-3 (Taşıt yolunu karşıdan karşıya geçmek isteyen yayalar, Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçmek, zorundadırlar. Ancak, 100 metre kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler. Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır.) ile 138/d (Yaya yollarında, geçitlerde veya mecburi hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek, tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri, oynamaları veya bu yerleri saygısızca kullanmaları yasaktır.) kurallarını ihlal ettiği, davalı sürücü …’in ise idaresindeki … plakalı otomobil ile seyrederken olay mahalli yaya geçidinin olmadığı no:… önüne dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne verip, aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği mahal şartlarına uyarlayarak, kendisine hitaben olay mahalline 20m. kala, ileride yaya geçidi olduğunu, yaya geçidine yaklaştığını ve hızını 30km/s. ye düşürmesi gerektiğini belirten trafik işaret levhalarına riayet edip aracının hızını 30km/s.ye düşürerek müteyakkız bir şekilde yaklaşması, önünde tamamen görüş alanı içinde düz yolda seyrine göre yolun sol tarafından sağ karşı tarafına geçmekte olan ve yaya kaldırımına 2m. kadar yaklaşmak suretiyle geçişini tamamlamak üzere olan davacı yaya …’e, durum alması için yoldaki varlığını belli edecek tarzda gerekli uyarı ve ikazla birlikte etkin fren tedbirine başvurarak durması ve kazayı önlemek adına sıralanan bu hususlara riayet etmesi gerekirken bu hususlara gerekli önem ve özeni göstermediğinden 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ( Kara yolundan faydalananlar, Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadırlar.) ile 52/B (Sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.) kurallarını ihlal ettiğinin belirtildiği, buna göre somut olayda kaza esnasında 28.10.2004 doğumlu olan 9 yaşındaki davacı yaya …’in yaya geçidi olmayan olay mahallinde davalı sürücü …’e ilk geçiş hakkını vermeden karşıdan karşıya geçmek için taşıt trafiğine ait kaplamaya kontrolsüzce giriş yapmak suretiyle kendi can güvenliğini tehlikeye soktuğundan dolayı olayın meydana gelmesinde kurallara aykırı davranış faktörlerinin sonuç üzerine etken olduğu olayda Mahkememizce %60 oranında kusurlu olduğu takdir edilmiş, davalı sürücü …’in ise yaya geçidinin olmadığı olay mahalline geldiğinde dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne verip, aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği mahal şartlarına uyarlayarak, olay mahalline 20 metre kala ileride yaya geçidi olduğunu, yaya geçidine yaklaştığını ve hızını 30km/s. ye düşürmesi gerektiğini belirten trafik işaret levhalarına riayet edip aracının hızını 30km/s.ye düşürerek müteyakkız bir şekilde yaklaşması, önünde tamamen görüş alanı içinde düz yolda yolun sol tarafından sağ karşı tarafına geçmekte olan ve yaya kaldırımına 2 metre kadar yaklaşmak suretiyle geçişini tamamlamak üzere olan davacı yaya …’e yoldaki varlığını belli edecek tarzda gerekli uyarı ve ikazla birlikte etkin fren tedbirine başvurarak durmadığından Mahkememizce %40 oranında kusurlu olduğu takdir edilmiştir.
Davacı …’in meydana gelen kaza nedeniyle ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 26.09.2016 tarihli raporu ile 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının %7,2 ve iyileşme süresinin 9 ay olduğu belirtilmiş, aynı Kurulun 10.11.2017 tarihli kararında ise aynı yönetmeliğe göre davacının meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının %2,1 ve iyileşme süresinin 6 ay olarak belirlendiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından ATK 2.Üst Kurulu tarafından düzenlenen 01.01.2018 tarihli raporda da aynı yönetmeliğe göre davacının meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının %2,1 ve iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği anlaşılmış ise de, Yargıtay …HD’nin 01.03.2021 tarih …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğin Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik kapsamında düzenlenen Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu’nun 04.03.2020 tarihli raporu ve 07.06.2021 tarihli raporları hükme esas alınmış, sözkonusu raporlara göre davacı …’in meydana gelen kaza nedeniyle meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı %2,1 ve iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmamak kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması gerekmektedir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda … plakalı aracın malikinin davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tic. A.Ş olduğu, ancak malik tarafından sözkonusu aracın kaza tarihinden önce 29.03.2013 tarihinden itibaren 10 ay süre ile uzun süreli olarak birleşen dosya davalısı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi’ne kiralandığı ve teslim edildiği, kira sözleşmesinin Vergi Dairesine bildirildiği dolayısıyla uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunduğundan malikin araç üzerindeki fiili hakimiyeti kalmadığı ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmadığından işleten sıfatı olmadığından davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tic. A.Ş aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, birleşen dosya kapsamında … plakalı aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralayan işleten sıfatı olan davalı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış ise de, bu davalının dava tarihinden önce 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca münfesif sayıldığından ticaret sicilinden resen terkin edildiği, davacılar vekilinin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin ihyası için dava açmayacaklarını beyan ederek bu davalı yönünden davayı geri aldıklarını beyan ettiği, ancak 6100 sayılı HMK’nın 123.maddesine göre davacının davayı geri alabilmesi için davalının açık rızasının gerektiği, bu durumda ticaret sicilinden silinen ve hakkında ihya davası açılmayacağı beyan edilen davalı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin 6100 sy HMK’nun 114/1-d bendi uyarınca dava şartı olan taraf ehliyetinin bulunmadığından bu davalı hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davalı … şirketinin … plakalı aracı 20.10.2013-20.10.2014 tarihleri arasında karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile kaza tarihi itibariyle ölüm-sakatlık ve sağlık giderleri teminatları ayrı ayrı şahıs başına 250.000,00’er TL limitle sigortaladığı, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsü davalı …’in kusuru oranında sorumlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’in Mahkememizce % 40 oranında kusurlu olduğunun takdir edildiği, meydana gelen kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, Yargıtay 4. HD Başkanlığının 2021/9662 E.- 2021/3048 K. sayılı, 07.06.2021 tarihli emsal kararı doğrultusunda ve tazminat hesapları bakımından Poliçe Genel Şartlarına atıf yapan 90.madde hükmü Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle %10 artış – %10 ıskonto esasına dayanan Progresif Rant Yöntemi ile zarar süresi açısından TRH 2010 Ulusal Yaşam Tablosu’ndan yararlanarak düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli 09.11.2021 tarihli aktüerya bilirkişi raporuna göre davacı …’in 45.805,02.-TL sürekli iş göremezlik zararı, 4.224,60 TL bakıcı gideri, 864,60 TL tedavi amaçlı yol gideri maddi zararının oluştuğunun belirtildiği,buna göre davalı sürücü …’in ve davalı sigorta şirketinin Mahkememizce takdir edilen %40 oranındaki kusuru nedeniyle 18.322,00 TL sürekli iş göremezlik bedeli,1.689,84 TL bakıcı ücreti,345,84 TL tedavi amaçlı yol giderinden sorumlu olduğu, davacılar vekilinin 16.11.2021 ıslah dilekçesi ile daimi iş göremezlik bedelini 22.902,51 TL’ye , bakım ücretini 2.112,00TL’ye, tedavi amaçlı yol gideri 432,00TL’ye yükselttiği, davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce davacı tarafça 2918 sayılı yasanın 97.maddesi uyarınca başvuru yapılmadığından davalı sigorta şirketinin dava tarihi olan 21.11.2014 tarihinde temerrüde düştüğü,davalı …’in ise ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiil tarihi olan kazanın meydana geldiği 24.11.2013 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü, davalıya sigortalı aracın rent a car vasfında ticari araç olduğundan avans faizi talep edilebileceği, herne kadar davalı sigorta vekili tarafından söz konusu poliçe ile işletenin sorumluluğunun üzerine alınmış olduğu ve sigorta ettirenin işleten sıfatı bulunmadığı için kendilerinin de davacı zararlarından sorumlu olamayacağını savunmuş ise de, Yargıtay 17.HD’nin 2018/6210 Esas ve 2020/4727 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere işleten değişmiş olsa dahi sigortacının zarar gören 3.şahıslara karşı sorumluluğu devam ettiğinden davalının bu savunmasına itibar edilmemiş ve davacının davalı … Şirketi ve davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 18.322,00 TL sürekli iş göremezlik bedeli, 1.689,84 TL bakıcı ücreti ve 345,84 TL tedavi amaçlı yol gideri olmak üzere toplam 20.357,68 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 21.11.2014 tarihinden (poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla), davalı … yönünden kaza tarihi olan 24.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine davacının fazlaya ilişkin isteğinin reddine karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Davaya konu kaza nedeniyle davacı …’in bedensel bütünlüğünün bozulduğu,kendisinde kalıcı maluliyet meydana geldiği, 4 ay iyileşme süreci geçirdiği dikkate alınarak çektiği elem ve ızdırap ile davaya konu trafik kazasında davalı …’in %40 oranında kusurlu olması ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebileceğinin düzenlendiği, davacılar … ve …’in müşterek çocukları 28.10.2004 doğumlu davacı yaya …’in trafik kazasında yaralanması nedeniyle duydukları elem ve acı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulundukları, Yargıtay 17.HD’nin 13.12.2018 tarih 2016/3674 Esas ve 2018/12183 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebileceklerinin belirtildiği, somut olayda davacıların müşterek çocuklarının kalıcı maluliyet oluşacak şekilde yaralandığı, yaralanmanın mahiyeti ve iyileşme süresi dikkate alındığında davacı çocuğun anne babası olan davacıların çektiği elem ve ızdırap nedeniyle manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu anlaşılmakla, davaya konu trafik kazasında davalı …’in %40 oranında kusurlu olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın , davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … Şirketi ve davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
18.322,00 TL sürekli iş göremezlik bedeli,
1.689,84 TL bakıcı ücreti,
345,84 TL tedavi amaçlı yol gideri,
olmak üzere toplam 20.357,68 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 21.11.2014 tarihinden (poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla), davalı … yönünden kaza tarihi olan 24.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
2- Davacının davalı … San. ve Tic. Ltd. Şirketi hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının, bu davalının dava tarihinden önce ticaret sicilden silinmesi nedeniyle 6100 sy HMK’nun 114/1-d bendi uyarınca dava şartı olan taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu davalı hakkındaki davalarının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
3- Davacının davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tic. A.Ş hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının, pasif husumet yokluğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
4-Davacının, davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 6.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın , davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘ den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Asıl davadaki maddi tazminat davası yönünden;
A)Asıl dosyada alınması gereken 1.390,63-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 7,56-TL ‘nin mahsubu ile bakiye 1.383,07‬-TL ‘nin davalılar … ve …’den alınarak hazineye irad kaydına,
B) Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacılara verilmesine,
C)Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 2.888,83-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine,
D) Davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tic. A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Turizm Otomotiv Tanıtım San. Tic. A.Ş’ne verilmesine,
6-Asıl davadaki manevi tazminat davası yönünden;
A) Alınması gereken 819,72‬-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 273,24-TL ‘nin mahsubu ile bakiye 546,48 TL’nin davalı …’den alınarak hazineye irad kaydına,
B) Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
7)Asıl dosya kapsamında yapılan yargılama giderleri yönünden;
Davacı tarafça yapılan 25,20-TL başvuru harcı,280,80-TL peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı, davacı tarafça adli yardım talebinin kabulünden önce yapılan 1.759,50-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.069,30 -TL’nin davanın kabul oranı nazara alınarak 1.812,08 TL’sinin davalılar … ile …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 339. Maddesi uyarınca davacıların adli yardımdan yararlanması nedeniyle suç üstü ödeneğinden karşılanan tebligat, posta ve adli tıp fatura olmak üzere toplam 1.921,70-TL’nin davanın kabul oranı nazara alınarak 1.682,83 TL’sinin davalılar … ile …’den, bakiye 238,86 TL’sinin ise davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
9-Davacının adli yardımdan yararlanması nedeniyle suç üstü ödeneğinden dosyaya yatırılan avanstan arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde İzmir CBS İdari İşler Müdürlüğü’ne iadesine,
10-Birleşen dava yönünden;
Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 27,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 53,00-TL ‘nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Birleşen dosya kapsamında davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Dair davacılar vekili ile davalı …’in yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğnda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/01/2022

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre elektronik imza ile imzalanmıştır