Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1155 E. 2021/521 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2008/119
KARAR NO : 2021/491

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/02/2008
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 07.02.2008 tarihli dava dilekçesiyle; davalının merkezi Aliağa İzmir adresinde bulunan müvekkili şirkette vekaletname ile görev yaptığı ve işleri idare ettiği dönemde, 01/01/2005 -25/07/2007 tarihleri arasında müvekkili şirketin … Bankası … Şubesindeki vadesiz hesabında bulunan toplam 95.187,00 TL’yi ve 06/01/2003 -31/08/2007 tarihleri arasında müvekkili şirketin … bank … şubesindeki … numaralı hesabında bulunan toplam 71.160,00 TL ‘yi herhangi bir haklı sebep olmaksızın muhtelif tarihlerde kendi hesabına havale ettiği, davalının bu şekilde toplam 166.347,00 TL parayı sahip olduğu yetkiyi kötüye kullanarak ve haklı bir neden olmaksızın kendi hesaplarına havale ettiğini , davalı tarafa Aliağa… .Noterliğinin 31/12/2007 tarihli ihtarnamesi gönderilerek iş bu bedellerin iade edilmesinin ihtar edildiği, ayrıca davalı aleyhine Aliağa CBS’nin … soruşturma nolu dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, davalının bugüne kadar müvekkili şirketin hesaplarında haksız şekilde aldığı paraları iade etmediğinden fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili 10.03.2008 tarihli cevap dilekçesiyle; davacı şirketin yetkilisi olan …’ın müvekkiline olan borcunu ödemediğinden müvekkiline gerçek olmayan ithamlarda bulunulduğunu, müvekkilinin vekaleten yaptığı tüm işlerin şirketin ve şirket yetkilileri ile onların aile bireylerinin bilgisi dahilinde yapıldığını, işlemlerin yapıldığı tarihlerde hiçbir sorun olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen tarihler arasında davacı şirkete ait hesaplardan çeklien paraların tamamı hatta fazlasının ya davacı şirketin hesabına yatırıldığı, yada davacı şirket yetkilisi …’ın hesabına ve …’ın babası ve aynı zamanda şirket ortağı olan …’ın hesabına ve şirket yetkilisinin kardeşi ve şirket ortağı olan … hesabına şirketin gayri resmi olarak çalıştırdığı işçilere, şirket (otel) için yapılan kredi kartı harcamalarına, yetkilisi … olan … … LTd Şti hesaplarına ve davacı şirket yetkilisinin amcası olan …’a ödemiş, ayrıca otelin elektrik, cep telefonu, telefon, araç masrafları ve daha sayılamayan harcamaları için sarfedildiğini, davacı şirketin tüm defter ve kayıtlarında müvekkilinin borçlu olduğuna dair hiçbir kayıt bulunmadığını, davacı şirketin yetkilileri tarafından 28/07/2008 tarihi itibariyle müvekkilinin tüm hesapları tam olarak teslim ettiğini, ve kendilerinin de eksiksiz olarak aldığına dair ibra belgesi olduğunu, bu ibra belgesi içinde de davacı şirketin SGK ve maliyeye bildirmediği, gelir gider ve işçi çalıştırmalarına dair kayıtlar da dahil olduğunu, davacı şirket yetkilisi … ve müvekkilinin yakın akraba olduğunu, bu güvene dayalı olarak davacıya verilen vekaletname ile …’ın müvekkiline ait Aliağa’da bulunan 500-600 bin TL değerindeki gayrimenkulü kendi kız kardeşine tapudan habersiz olarak devrettiğini, gerçekte bu taşınmazı 500-600 bin TL değerinde satması için kendisine talimat verilmiş olmasına rağmen bu taşınmazı kız kardeşine devrettikten sonra müvekkiline haber dahi vermediğini ardından müvekkilinin haberdar olup da kendisinden bedeli talep ettiğinde bedel almadığını belirterek müvekkilinin yaklaşık 500 bin TL alacağına el koyduğunu, bu taşınmazdan doğmuş alacak ile ilgili olarak davacı aleyhine Aliağa ASHM’nde dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, ASHM ‘ndeki bu davanın davacının davasında samimi olmadığını göstereceğini, davacı tarafın müvekkilinin hizmetlerinin karşılığını dahi ödemediğini buna ilişkin dava haklarının saklı olduğunu, davacının müvekkilinden yaklaşık 500 bin TL taşınmaz alacağını ve ayrıca otelle ilgili hesaplarda çalışmalardan dolayı alacaklarını ödemediği, bunun üzerine davacı aleyhine davalar açılmaya ve ihtarlar çekilmeye başlanınca davacının bu defa bu davayı gerçeğe aykırı olarak ve samimi olmadan açtığını, davadaki taleplerin haksız ve yersiz olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; davacı şirketin … Bankası … Şubesindeki vadesiz hesabına ait 01/01/2005-25/07/2007 tarihleri arasındaki kayıtlar, davacı şirketin … bank … Şubesindeki 06/01/2003 -31/08/2007 tarihleri arasındaki kayıtlar, davacı şirket kayıtları, Aliağa … noterliğinin ihtarnamesi, Aliağa CBS’nin … Sor. nolu dosyası ve ikamesi caiz her türlü yasal ve takdiri delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Aliağa ASHM dosyası, müvekkilinin davacı şirkette çalışmasına dair belge, bilgi ve kayıtlar, müvekkiline ait …bank, …bank, … Bankası, … bank, …bank, …bank, … Bankası, …bank, … Bank kredi kartlarından otele ait alışverişler için yapılan harcamalar, 28/07/2007 tarihli tutanak, müvekkilinin aylık 3.000 USD üzerinden çalıştığı yıllarda aldığı maaş hesabı, davacı taraf defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık, ve her türlü delile dayandığı görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, dosyanın bir bütün olarak bankacı bilirkişi …, SMMM Bilirkişi … ve Hukukçu …’dan oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdii ile davalının cevabında açıkladığı şekilde davacı şirketin vekili sıfatıyla hareket ettiği dönemde davacının banka kayıtlarında tahsil ettiği paraların ne tutarda olduğu, hangi yerlerde ve işlerde harcandığı, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı, defter ve kayıtlarda savunmada geçen harcamaların yer alıp almadığı, vekalet ilişkisinin devam ettiği süre ve yapılan işlerin niteliği dikkate alınarak davacı şirketin bu harcamalara icazet verip vermediği gibi hususlarda dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirket ile davalının banka hesap ekstreleri üzerinde yapılan incelemelerden davacı şirketin … Bankasındaki … nolu hesabından 06/01/2003- 31/08/2007 tarihleri arasında yapılan çok sayıda işlem ile davalı …’ın ay nı bankadaki … nolu hesabına toplam 108.788,46 TL davacı şirketin … Bankası … Şubesi nezdindeki … nolu hesabından 01/01/2005-25/07/2007 tarihleri arasında yapılan çok sayıda işlem ile davalı …’ın aynı banka nezdindeki … nolu hesabına toplam 54.025,00 TL olmak üzere davalı tarafından 2003-2007 yılları arasında davacı şirket adına yapılan çok sayıda banka transferleri vasıtasıyla davacı şirketin banka hesaplarından davalının kişisel banka hesaplarına toplam 162.813,46 TL aktarıldığı, buna karşılık aynı dönemlerde davalının banka hesaplarından davacı şirketin banka hesaplarına aktarılan tutarların 24.885,65 + 17.326,00 = 42.211,65 TL olduğu, bu tespitlere göre davalı tarafından kendi banka hesapları ile davacı şirketin banka hesapları arasında 2003-2007 yılları arasında yapılan para transferleri sonucunda davalı aleyhine 162.813,46 – 42.211,65 = 120.601,81 TL tutarında bir farkın oluştuğu, davalının cevaplarında davacı şirketin banka hesaplarından çekilen paraların şirketin gayri resmi olarak çalıştırdığı işçilere, şirket için yapılan kredi kartı harcamalarına ve ayrıca davacı şirketin işlettiği otelin elektrik, cep telefonu, telefon, otelin araç masraflarına ve sayılamayan harcamalar için sarf edildiği iddia edildiği, söz konusu durumun tespit edilebilmesi için davacı şirketin defterlerinin incelenmesi gerektiği ancak davacı şirkete ait ticari defterlerin bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davalı tarafından davacı şirket temsilcisi olarak şirketin banka hesaplarından şahsi hesaplarına yapılan para transferlerinin 2003-2007 yılları arasında uzun bir dönemi kapsadığı ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacı şirketin yaklaşık 4 yıldan uzun bir süreyi kapsayan bu dönem zarfında banka hesaplarından yapılan işlemlerden bilgi sahibi olmadığının kabul edilip edilemeyeceği ve buna göre davacı şirketin davalının yaptığı bu para transferlerine icazet vermiş olduğu sonucuna varılıp varılamayacağı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememizce davacının Türkiye … bankası … Şubesindeki 16/10/2006 tarihinden sonraki hesap ekstreleri, davacının … bankası … Şubesindeki 24/03/2006 tarihinden sonra hesap ekstreleri celp edilip, ceza dosyası ile birlikte davalı vekilinin rapora itirazının da değerlendirilmesi için dosya aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 16/08/2017 havale tarihli ek raporda; davacıya ait 16/10/2006 tarihinden sonraki hesap ekstreleri ile davalının Türkiye … Bankası hesabına aktarılan tutarlar karşılıklı olarak incelendiğinde, kök raporda yapılan tespitlere ek olarak davalı hesabına davacı şirket hesabından aktarılan toplam tutarın 186.970,04 TL olduğu, kök rapordaki davalı …’ın hesaplarından davacı şirket hesaplarına aktarılan tutarlarda değişiklik olmadığı, davalı tarafından kendi banka hesapları ile davacı şirketin banka hesapları arasında 2003-2007 yılları arasında yapılan para transferleri sonucunda davalının aleyhine 186.970,04 – 42.211,65= 144.758,39 TL tutarında bir farkın oluştuğu, davalı vekilinin itiraz dilekçesinde davalının Türkiye … Bankası … nolu hesabından 2003-2007 yılları arasında yapılan ödemeler toplamının 252.003,38 TL olduğu, bu ödemelerin bir çoğunun şirket ortakları babaları, kardeşleri, diğer şirketleri ve bordrosuz çalıştırılan şirketlere yapılan ödemeler olduğunu beyan ettiği, teslimat tutarları, hesap ekstrelerinden tespit edildiği ve rapordaki hesaplamada dikkate alındığı, … 1 ASCM’ndeki dosyanın incelendiği, kök raporda değişiklik gerektirecek bir durum olmadığı, diğer belirtilen ödemelerin şirket ile ilgili olup olmadığı, şirketin ticari defterleri sunulmadığından tespitinin mümkün olmadığı rapor edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 07/01/2008 tarihinde şikayetçi olması üzerine 01/01/2005-25/07/2007 ve 06/01/2003-31/08/2007 tarihlerinde davalının davacıya ait şirkette çalıştığı ve parasal işleri idare ile yetkilendirildiği, davalı sanığın davacı şirketin … Bankası … Şubesi hesabından 71.950,00 TL ve …bank … Şubesindeki hesabından 132.613,00 TL’yi her iki banka şubesinden kendi adına açılan hesaplara aktararak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde … 1 ASCM’nin … Esas ve … Karar sayılı karar ile davalı sanık hakkında üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin inandırıcı somut delil elde edilemediğinden CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … CD. … Esas … Karar sayılı kararı ile farklı tarihlerde bilirkişilerden aldırılan raporlarda dosyada belge eksikliği nedeniyle herhangi bir sonuca varılamadığının belirtilmesi karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından bilirkişilerin istedikleri tüm fatura, makbuz ve belgelerin temin edilerek üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, bozma sonrası … 1 ASCM’in … esas sayılı dosyasının yapılan yargılamada, atılı suçun uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle taraflar arasında uzlaşma müzakerelerine karar verildiği, 11/06/2020 tarihli uzlaştırma raporuna göre, davacı şirket yetkilisi …’ın ve davalı sanık arasında yürütülen uzlaştırma müzakeresi neticesinde davalı sanığın davacı şirkete 15/06/2020 tarihinde 10.000 TL ödeme yapması karşılığında uzlaştıkları, … 1 ASCM’nin 29/09/2020 tarih … esas … Karar sayılı kararı ile davalı sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zaman aşımına uğraması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmeden 29/12/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından … 1 ASCM’nin … Esas sayılı dosyasından davalı sanığın ödemeyi kabul ettiği 10.000 TL’yi Türkiye … Bankası aracılığıyla davacı şirket yetkilisi … hesabına 15/06/2020 tarihinde ödediğine dair dekontu ibraz etmiştir.
Dava; davacı limited şirket tarafından … Noterliği’nin 23.01.1996 tarih ve … sayılı vekaletname ile vekil tayin ettiği davalının yaptığı işlemler nedeniyle şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının davacı şirket tarafından verilen vekaletnamedeki yetkiye dayalı olarak davacı şirketi temsile yetkili olduğu, 2003-2007 yıllarını kapsayan dönemde davacı şirketin banka hesaplarından kendi şahsi banka hesaplarına yaptığı para transferlerinin davacı şirketin izin veya icazeti ile yapılmış olup olmadığı, davalının şahsi banka hesaplarına aktardığı bu tutarların şirket harcamalarında kullanılmış olup olmadığı, ve buna göre davalının şirket hesaplarından kendi hesaplarına aktardığı tutarlardan dolayı vekaleti kötüye kullanmış olup olmadığı, davacı şirkete karşı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının vekaletname ile görev yaptığı dönemde bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek rapora göre, davalı tarafından kendi banka hesapları ile davacı şirketin banka hesapları arasında 2003-2007 yılları arasında yapılan para transferleri sonucunda davalının aleyhine 186.970,04 – 42.211,65= 144.758,39 TL tutarında bir farkın oluştuğu belirtilmiş ise de, davacı şirketin ticari defterleri sunulmadığından davalının kendi hesabına aktardığı tutarların şirket harcamalarında kullanılmış olup olmadığı konusunda inceleme yapılamadığı, davalının davacı tarafın defter ve kayıtlarına dayandığı, ancak davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi sebebiyle defter ve kayıtların incelenmemiştir.
Davalı hakkındaki … 1 ASCM ‘nin … Esas … Karar sayılı dosyada davacı şirket yetkilisi … ile davalı arasında, davalının 10.000 TL’yi 15/06/2020 tarihinde ödemesi sebebiyle uzlaşmanın sağlandığı, davacı tarafın uzlaşma sırasında tazminat hakkını saklı tutmadığı, bu durumda 5271 sayılı CMK 253/19 maddesi uyarınca açılmış olan tazminat davasından feragat etmiş sayılır düzenlemesinin bulunduğu, Yargıtay … HD. 23/11/2020 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, bu nedenle açılmış olan iş bu davadan davacının dava hakkından feragat etmiş sayıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 135,00 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 75,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır