Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/188 E. 2022/395 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/188
KARAR NO : 2022/395

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/03/2011
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin 23.03.2011 harç tarihli dava dilekçesiyle; Müvekkilinin … Turizm AŞ nin davalılar ile birlikte ortağı olduğunu, şirketin kuruluş aşamasında davalıların talebiyle havale, EFT ve elden ödenmek suretiyle davalılara ve dava dışı … Mimarlık Ltd. Şti. hesabına 61.220,00 TL gönderildiğini, ayrıca … isimli dava dışı bir şahsa da 14.500 Euro gönderildiğini, bu paranın iadesi konusunda davalılara 30.11.2011 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davalıların cevap vermemesi üzerine İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas numaralı dosyasıyla icra takibine başladıklarını, ancak davalıların itirazıyla takibin durduğunu, TTK m.336 ya göre şirket kurucularının müvekkiline karşı sorumlu olduklarını, davalıların müvekkilini dolandırdığını, bu nedenle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına …/… soruşturma sayılı dosyasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin TTK m.340-349 maddelerini yerine getirmelerine istinaden uğranılan zararın müvekkiline ödenmesini talep ettiği, müvekkilinin büyük zarara uğradığını belirterek İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında yapılan 90.974,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte 92.443,77 TL ilamsız icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, % 40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekillerinin 14.06.2011 tarihli cevap dilekçesinde; Davada hasım olarak şirket tüzel kişiliğinin bulunması gerektiği, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacının … AŞ nin kurucu ortağı olduğunu ve bu nedenle ödeme yaptığını kabul ettiğini, TTK m.405/2 gereğince pay sahiplerinin şirkete sermaye olarak verdiklerini geri isteyemeyeceklerini, davacının ortağı olduğu bu şirkete 59.250 TL sermaye koymayı taahhüt ettiğini, koymayı taahhüt ettiği sermaye borcunun tamamını yatırmadığını, 37.270 TL yatırdığını, şirketin halen amaç ve konusuyla mütenasip bir şekilde çalıştığını, şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi ile şirket yöneticilerinin ibra edildiğini, ibra edilen yöneticilerin aradan 9 yıl geçtikten sonra yöneticilerin sorumluluğuna gidilmesinin kötü niyet karinesi olduğunu, davacının belirttiği 14.500 Euro nun da müvekkillerine verilmediğini, TTK m.336 gereği ortakların sorumluluklarının şartlarından olan sadakat ve özen borcuna aykırı davranılmasının somut olayda söz konusu olmadığını, ayrıca şirketin zararın öğrenilmesinden itibaren BK m.126/4 ve TTK m.309/4 fıkra gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, bu sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini, % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 27.06.2011 tarihli replik dilekçesinde; Davalı tarafın cevaplarını kabul etmediğini belirtmiş ve delillerini bildirmiştir.
Davalılar vekillinin 26.07.2011 tarihli düplik dilekçesinde; Davacının şirket başkan vekili olarak genel kurul toplantılarında imzasının bulunduğunu belirterek delillerini bildirmiştir.
Yargılama sırasında davalılardan … vefat etmiş ve mirasçıları …, … ve … davaya dâhil edilmiştir.
Dava; Şirket kurucu ortak ve yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma sayılı dosyası ve İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası, şirketin defter ve kayıtları, ödeme makbuz ve belgeleri incelenmiştir.
İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesiyle; Takip alacaklısı …’ün takip borçlusu … ve … aleyhine 31.12.2010 tarihinde 90.974,00.-TL asıl alacak, 1.308,53.-TL işlemiş faiz ve 161,24.-TL ihtar gideri olmak üzere 92.443,77.-TL üzerinde takibe geçtiği, takip konusu alacağın 61.220,00.-TL ve 14.500,00.-Euro karşılığı toplam bedel üzerinde talepte bulunulduğu, borçlulardan …’e ödeme emrinin 17.01.2011 tarihinde, …’e de 19.01.2011 tarihinde tebliğ edildiği, her iki borçlunun 24.01.2011 tarihinde süresinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Şirketin ana sözleşmesinin incelenmesiyle; 02.05.2003 tarihinde …, …, …, …, …, …, …’dan kurulduğu, kurucu ortakların şirketin sermayesi başlıklı 8. maddede 50.000,00.-TL sermaye karşılığı 48.000,00.-TL sinin …, 500,00.- er TL sinin … ve …, 750,00.-TL sinin …, 100,00.- er TL sinin … ve … ve 50 TL sinin … tarafından sermaye olarak konulduğu, yönetim kurulunun …, …, …, …, …, …, …’dan oluştuğu ve 3 yıllık görev süresi için seçildikleri, yönetim kurulu başkanı olarak … in atandığı belirlenmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesiyle; Şikayetçi … ‘ün … ve … … aleyhine yapmış olduğu şikayetle … kompleksi yapacaklarını söyleyerek müşteki ile güven oluşturdukları, 05.08.2002 ile 14.01.2013 tarihleri arasında toplam 34.045 TL yi havale ettiği, …, …, …, …, …, …, … ile … Turizm AŞ yi kurdukları, … in 48.000 TL lik hissesinin bulunduğu, müştekinin çok az miktarda bir hisseye sahip olduğu, 2009 tarihinde … isimli şahsa elden 14.500 Euro ödendiğini belirterek sanıkların TCK m.158/1-h ve 53,54 maddeleri ile (tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı) suçlarından cezalandırılması için kamu davası açıldığı belirlenmiştir.
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesiyle; Yapılan yargılamada şikâyetçi / davacı …’ ün şirketin yönetim kurulu başkan vekili olduğu, harcamalarda imza yetkisinin bulunduğu, müştekiden 35.045,00 TL ve 14.500,00 Euro para alındığı, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki ihtilaf olduğu, şirketin kurularak faaliyetine devam ettiği, sanıkların aldıkları parayı da inkâr etmedikleri belirterek 17.09.2014 tarihli kararla beraatlarına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesi …/… Esas …/… K sayılı kararla 23.09.2021 tarihinde sanık … yönünden yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı verilen beraat kararların yasaya uygun olduğundan onandığı, diğer sanık … yönünden ise sanığın 16.08.2015 tarihinde öldüğü belirlendiğinden TCK m. 64/1 ve 5271 CMK m. 223/8 gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesine gerektiğinden 23.09.2021 tarihli kararın bozulduğu –İzmir 6. Ağır Ceza Dairesinin …/… E sayılı dosyasında sanık … yönünden sanığın yargılama sırasında 16.08.2015 tarihinde öldüğünden sanık hakkındaki kamu davasının TCK m. 64/1 ve 5271 CMK m. 223/8 gereğince kamu davasının düşmesine 01.12.2021 tarihinde…/… K sayılı karar verildiği belirlenmiştir.
Ancak bu karar sanık … vekili tarafından 20.12.2022 tarihinde sanık hakkında verilen beraat kararın onanması gerektiği, kararda derhal beraat verilecek bir durum bulunduğunda düşme kararı verilemeyeceği, gerektiği belirterek tekrar temyiz edildiği, anlaşılmıştır.
Bilirkişiler … ve …’den alınan 12.04.2017 tarihli raporda; Dava konusu şirkete ait 2009 -2010 yılı defter ve kayıtlarının incelendiği, şirketin defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, şirkette …’ in 4425 adet hisse karşılığı 44.250,00 TL, …’ ün 55 adet hisse karşılığı 550 TL …’ in 50 adet hisse karşılığı 500 TL ve diğer hissedarlarında geri kalan 470 adet hisse karşılığı paylarının bulunduğu, davacı tarafın gerek davalılara gerekse … Mimarlık Ltd Şirketine 61.220,00 TL ödeme yaptığını ileri sürdüğü, davalıların bu ödemeye itiraz etmediği, davacı tarafın yapmış olduğu ödemelerin 35.045 TL olduğunun belirlendiği, bu ödemelerin davacının sermaye payına mahsuben yapıldığının ileri sürüldüğü, ancak bu ödemelerin davacının payı olarak şirket sermayesinde yer almadığı, davacının ödemelerinin şirketin defter ve kayıtlarında bulunmadığı, davacının şirketteki payının 550 TL olduğu, ancak bu pay karşılığı 34.045 TL ödeme yaptığı, böylece 33.495 TL lık fazla bir ödeme yapıldığı, ayrıca şirket kurulduktan sonra ödenen 1.000 TL nın da ilavesiyle 34.595 TL fazla ödemenin bulunduğu, şirketin kurulmasından sonra yönetim kurulu başkan ve üyesi olan davalıların davacının uğradığı doğrudan zararlardan dolayı sorumlu tutulmalarının mümkün olduğu, davacı pay sahibinin doğrudan zarar uğradığı, sorumluluk davasının tüm yönetim kurulu üyelerine açılmasının zorunlu olmayıp sadece kusurlu üyeler aleyhine dava açılabileceğini, dava konusu olayda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığında alınan bilirkişi raporuna belirtildiği üzere şirketin fiktif olarak kurulduğu, şirket sermaye payının yerine getirilmediği, 2004 – 2010 yılları arasında genel kurul toplantısının yapılmadığı, davacının yaptığı ödemelerin dosyada bulunmadığı, bu halde fiktif ödeme yapılmışsa davacının hiçbir alacağının olmayacağı, davacının … isimli kişiye 14.500 Euro havale yaptığı iddiasının ise, takdirinin mahkemeye bırakıldığını belirtmişlerdir.
Bu rapora karşı davalılar vekilleri 09.05.2017 tarihli beyan dilekçesinde; Dosyadaki bilgi ve belgelerin yeterince incelemeden rapor hazırlandığı, ilk tesis, kuruluş ve örgütlenme giderlerinin yapılması için gerekli giderlerin ortaklardan istendiği, ortakların kendi iradeleriyle bu harcamalara hisseleri oranda katıldıklarını, ancak mali müşavir bilirkişinin hiç bir inceleme yapmadığını, şirket kayıtlarında yer aldığı üzere 20.06.2003 tarihli 3 numaralı yönetim kurulu kararında şirket ortaklarının ne oranda sermaye koyacağı, şirket sermayesinin ne olacağının karar altına alındığını, davacının taahhüt ettiği sermaye borcunun 59.250 TL olduğu, bu kararın hiç incelenmediğini belirterek bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirtmişlerdir.
Davacı vekilinin 09.05.2017 tarihli bilirkişi raporuna karış beyanında; Müvekkilinin davalılara elden ödeme yaptığını, tanık dinletebileceklerini, …’ in kasasına aktarıldığını belirterek bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişinin davacının yapmış olduğu ödemeleri inceleyerek, SMMM bilirkişinin gerekli incelemeyi yapmaksızın rapor yazmasının mümkün olmadığından, bu konuda tarafların itirazları ve ceza dosyasını da inceleyerek davacının yaptığı ödemelerin sabit olup olmadığı, ödeme tarihleri, ödemelerin niçin yapıldığı, şirketin faal olup olmadığı konularında 07.06.2017 tarihli ara karar ile bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve 24.11.2017 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu raporda; şirkete ait 2006, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yılı defterleri incelendiğinde, defterlerin kapanış tasdikinin bulunmadığı, sahibinin lehine delil vasfının bulunmadığı, dava konusu şirkette yönetici durumunda bulunan davalıların, davacıdan sermaye dışında başka bir pay alıp almadıklarının belirlenemediği, şirkete yapılan ödemelerin ortak bazında tespit edilemediği 2006, 2008, 2009, 2010 basılı, 2011, 2012 basılı olmayan yevmiye defteri ve defteri kebir fotokopilerinin dosyaya eklendiği TTK m.82/5 gereğince defterlerin 10 yıllık saklama süresi sona erdiğinden bilirkişilere sunulmadığı, 2006, 2008, 2009, 2010 yıllarına ait yasal defterlerde dava konusu ödemelere ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, 2006 yılı yevmiye ve kebir defterlerinde 723,28 TL açılış kaydının bulunduğu, yapılan araştırmalara göre davacının kök raporda belirtilen alacak dışında başka alacak bulunmadığı, davalının itirazlarından olan davacının koyduğu sermaye payını 55 pay karşılığı 550,00 TL’den ibaret olduğu, davacının şirkete 59.250,00 TL sermaye koyma taahhüdünün bulunmasının hukuken değeri olmadığını, sermaye payı 550,00 TL olan davacının 61.220,00 TL ödeme yaptığı iddialarının da bu ödemelerin ancak kuruluş ve örgütlenme giderleri olabileceği, bu ödemelere ilişkin herhangi bir kaydın defterlerde bulunmadığı, davacının şirkete sermaye arttırımı söz konusu olmaksızın fiilen öz sermaye sağlamasının dosyada ispatlanamadığı, ortağın şirkete ödünç para vermesi veya sermaye arttırımına katılarak şirketten pay alabileceği, aksi halde yapılan ödemelerin ortağa faydasının bulunmadığı, davacının 55 pay karşılığı 550,00 TL taahhüt ettiği sermaye payına mahsuben ödediği 34.045,00 TL’nin karşılığı pay sahibi olmadığı, …’a yapılan ödemenin ise tanıkla ispat edilebileceği, zamanaşımı defi iddiasının da 6762 sayılı TTK m.309 uyarınca davacının sorumlu kişiyi ve zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda zararın vuku tarihinden itibaren 5 yıl olduğu, davacının son olarak havale gönderdiği tarih olan 31.03.2009 da 1.000,00 TL gönderdiği davanın 23.03.2011 de açıldığı buna karşılık davacının daha şirket kurulmadan önce 05.08.2002 ve 14.01.2013 tarihleri arasında davalılardan …’in … … hesabına 34.045,00 TL ödeme yaptığı, dava tarihi olan 23.03.2011 tarihinden 8 yıl önce verilen paraların şirkete aktarılmadığını karşılığında şirkete pay verilmediğini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının bizzat yönetim kurulu üyesi olduğuna göre şirket defter ve kayıtlarını tetkik edebileceğini, ayrıca yönetim kurulu olmasa dahi tetkik etme imkanının bulunduğu, fiilin vukuundan itibaren 5 yıllık zamanaşımının geçtiğini olayda, 6762 sayılı TTK m.309 uyarınca ceza dava zamanaşımının da uygulanması mümkün ise de İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında 17.09.2014 tarihinde …/… karar sayılı karar ile beraat karar verildiğinden, bu kararın suç unsuru oluşmadığı gerekçesi ile verilmiş olmakla hukuk hakimini de bağlayacağından, artık ceza zamanaşımının uygulanamayacağını belirterek Borçlar Kanunu m. 60 gereğince öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmuş olduğunu ayrıca taraflar arasında 818 sayılı BK m.125’deki 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının …’in … … şubesi hesabına 34.045,00 TL yapmış olduğu ödemenin 6762 sayılı TTK m.340 atfı ile 6762 sayılı TTK m.309’a göre 2 ve 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, yine 31.03.2009 tarihinde … Mimarlık Ltd. Şti.’ne yapmış olduğu ödeme olan 1.000,00 TL’nin ise davalılardan talep edilebileceği, dava dışı …’a yapılan 14.000,00 USD ödemenin ise, davalıların yönlendirilmesi ile yapıldığının ispatlanması gerektiği, buna ilişkin tanıkların dinlenilmesi ile anlaşılabileceğini, sanıklar üzerinde atılı suçun unsurları oluşmadığından verilen beraat kararı nedeniyle ceza dava zamanaşımının uygulanamayacağı belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 20.12.2017 tarihli beyan dilekçesinde; bilirkişilerin görüşlerini Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının onanması ile değiştirdiğini, zamanaşımı tespitlerine katılmadıklarını, davalıların müvekkili tarafından yapılan ödemeleri inkâr etmediği, şirketteki pay oranının daha yüksek olması gerektiği, ilk rapora aykırı ek raporu kabul etmediklerini belirtmişlerdir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve toplanan delillere göre; davacının dava dilekçesinde yer aldığı üzere şirketin kuruluş aşamasında, kurucu üye olarak davalılara 34.045,00 TL ödeme yaptığı, ödeme tarihinin 2002 ve 2003 yıllarında olduğu, bu ödemeler kapsamında davacının aynı zamanda şirket kurulurken 59.250,00 TL sermaye koymayı taahhüt ettiği 20.05.2003 tarihinde şirket kurulurken bu ödemelerin muhasebe kayıtlarında görülmediği, davacıya 550,00 TL pay karşılığı 55 pay verildiği, davacının kendisine verilen payı bilmemesinin mümkün olmadığı, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olarak şirket defter ve kayıtlarını inceleyebileceği, davalılar hakkında İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde …/… Esas …/… karar sayılı dosyasında 2002-2009 tarihleri arasında sanıkların üzerine atılı olduğu belirtilen suça ilişkin olarak, dolandırıcılık suçlarından dolayı TCK m.158/1-h, 53-54 maddeleri gereğince cezalandırılması için açılan davanın suç unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar verildiği, bu kararın … yönünden 23.09.2021 tarihinde tarihinde kesinleştiği, yine … yönünden de Yargıtay 11. Ceza Dairesi Bozma Kararına istinaden sanık …’in ölmesi nedeniyle 01.12.2021 tarihinde düşme kararı verildiği ve bu halde, ceza zamanaşımının uygulanmasının mümkün olmadığı bu halde, 6762 sayılı TTK m.340 atfı ile 6762 sayılı TTK m.309’a göre yöneticilerin sorumluluğu için açılan davada, davacının doğrudan zararı için dava açma hakkının bulunduğu ancak, davanın zamanaşımı süresinde açılması gerektiği, somut olayda da zararın ve failin 2003 tarihinde öğrenildiği (şirket kurulduğunda) buna rağmen davanın 2 yıl ve 5 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı, bu nedenle davalılara karşı açılan davanın cevap dilekçesinde yer alan zamanaşımı defi ile reddinin gerektiği, aynı zamanda davanın hukuki sebebinin sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilmesi halinde dahi 818 sayılı BK m.60 gereğince 1 yıllık zamanaşımının dolduğu, bunun dışında davacının 31.03.2009 tarihinde … Bank … şubesine gönderdiği 1.000,00 TL ödemenin ise zamanaşımının dolmadığı, bu alacağın davalılardan talep edebileceği belirlenmiştir.
Davacının dava dışı …’a göndermiş olduğu 14.000,00 Euro’nun davalıların talebi üzerine gönderdiğini iddia etmesi ile davacının bu iddiası kabul edilmesi ile birlikte, yapılan ödemenin şirket hesabına yapıldığı kabul edilse dahi, davacının talep hakkı için sürenin dolduğu ve zamanaşımının geçtiği tespit edilmiştir.
Ayrıca davacının dava dışı …’a karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı herhangi bir davası da bulunmamaktadır.
Davacının talebinin şirket kurulmadan önce yapılan ödemelere ilişkin olması nedeniyle, şirket kurulmadan önce kurdukları ilişkinin bir adi ortaklık ilişki olması nedeniyle 818 sayılı BK m.520/2 (TBK m.620/2) olduğu belirlenmekle, 818 sayılı BK m.126/4 fıkra (TBK m.147/4 fıkra) gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu belirlenmiştir. Kısacası davacının 1.000,00 TL ödeme dışında diğer taleplerinin zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının en son yapılan 31.03.2009 tarihli ödeme için yapmış olduğu talep zamanaşımına uğramamış olmakla birlikte husumetin yanlış gösterildiği, bu havalenin … Mimarlık Ltd. Şti.’ne yapıldığı ve … Mimarlık Ltd. Şti.’nin davalı olmadığı tespit edilmekle davanın bu kısmının husumet yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davalılar aleyhine İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu takibe dayalı alacağın zamanaşımına uğramış olduğu tespit edilmekle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine,
Davacının takipte haksız ve kötü niyetli olmadığı belirlenmekle İİK m.67 gereğince davalılar lehine %40 kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacının takip konusu yapmış olduğu alacak içerisinde yer alan 1.000,00 TL havalenin 31.03.2009 tarihinde … Mimarlık Ltd. Şti.’ne yapılmış olduğu tespit edilmekle bu ödemenin yapıldığı şirkete değil ortaklarına karşı husumetin yöneltilmiş olması nedeniyle, (şirkete değil) davalıların sıfat yokluğu nedeniyle bu talebin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın dava açılışında alınan 910,60 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 829,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 12.732,16 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalılara verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır