Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2003/527 E. 2022/686 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2003/527
KARAR NO : 2022/686

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2003
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili bankanın kredi borçlusu …’ın, borçlarının teminatı olarak gayrimenkullerini banka lehine 1. ve 2. derecelerde 27 milyar liralık limit ipoteği tesis ettirdiğini, borçlunun borçlarını ödemediği için hesabın katedildiğini, tüm borçlulara ihtarname keşide edildiğini, hesabın katını 18/06/2001 tarihinde tebellüğ eden borçlu …’ın 31/06/2001 tarihinde dava konusu … ve … nolu gayrimenkulleri ipotekle yükümlü olarak …’a sattığını, hesabın katından hemen sonra gerçekleştirilen bu tasarrufun müvekkili alacaklı bankayı ızrar kastı ile yapıldığı araştırılmak üzere, geçilen icra takibinde muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali hakkının saklı tutulduğunu, müvekkili banka tarafından yapılan incelemelerde üzerlerinde 27 milyar lira ipotek bulunan taşınmazların değerinin çok daha fazla olduğunu, bu suretle 3.kişiye borçlu tarafından satılarak ipoteklerin altındaki sıraya haciz konulmasının engellendiğini, alacaklı bankanın böylece zarara uğratılmaya çalışıldığını, borçlu aleyhine geçilen icra takibini 3. Kişi olan …’ın hemen öğrendiğini ve 22/08/2001 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına müracaat ederek ipotek limiti dışında sorumlu olmayacağını, ipotek bedellerini de daha sonra ödeyeceğini beyan ettiğini, tüm bunların müvekkili bankaya takip tarihinde yaklaşık 7 trilyon lira borçlu olan …’ın gayrimenkullerin üzerindeki limit ipoteği değerlerinin düşük kalması dolayısıyla hesap katedilir edilmez acilen satış yaptığını, böylece sair borçlarından dolayı gayrimenkullerin üzerine alacaklı bankanın haciz koymasını engellediğini, üzerinde ipotekler bulunan taşınmazları hesabın katından hemen birkaç gün sonra satın alan …’ın iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, tarafların bilerek alacaklı bankayı zarara soktuklarını belirterek, İzmir ili, … İlçesi …, …/… pafta, … ada, … parselde kayıtlı … ve … nolu gayrimenkuller üzerine icra takibine konu banka alacağı kadar İİK’nın 281/2 maddesi hükmünce ihtiyati haciz konulmasına, söz konusu gayrimenkullerin … tarafından …’a satılmasına dair tasarrufların iptaline, taşınmazların … üzerine tesciline, bu suretle banka alacağının teminini sağlanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin davaya konu olan İzmir İli … İlçesi … Mah. …/…pafta,… ada … parselde kayıtlı bulunan … ve … numaralı bağımsız bölümlerin bulunduğu, … No: …/… İzmir adresindeki gayrimenkulde 19992 yılından beri ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin işinin merkezinin İzmir’in gelişmeye açık bölgesinde olan bu bağımsız bölümlerin olduğu bulunduğu gayrimenkule naklettiğinden itibaren davaya konu bağımsız bölümleri satın almadan ve aldıktan sonra da sözkonusu gayrimenkulde, çevresinde ve başka yerlerde birçok bağımsız bölüm ve müstakil gayrimenkul satın aldığını, …’ın Şubat 2001 ekonomik krizi sonrası söz konusu gayrimenkuldeki davaya konu … ve … nolu bağımsız bölümleri satmak istemesi üzerine öncelikle bağımsız bölümlerin bulunduğu gayrimenkulde bunu duyurduğunu, bunun üzerine … ve … nolu bağımsız bölümde ticari faaliyetlerini sürdüren şahısların ekonomik nedenlerden dolayı satın almak istememeleri üzerine müvekkilinin söz konusu bağımsız bölümlerin kendi mevcut bürolarının bir kat üzerinde ve çok yakında olması, işlerinin büyüklüğü, gayrimenkuldeki bağımsız bölüm paylarını attırmak, gerektiğinde kullanmak ve başlı başına bir yatırım aracı olduğu için bu bağımsız bölümleri satın almayı kabul ettiğini, bunun üzerine müvekkili ile … ‘ın 27.04.2001 tarihinde İzmir …Noterliği’nin … yevmiye numarası ile sözkonusu … ve … numaralı bağımsız bölümlerin müvekkiline satımı hususunda toplam 123.000.000.000 TL bedel üzerinden satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, daha sonra bu satış vaadi sözleşmesine istinaden 20/06/2001 tarihinde İzmir … 1.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünde sözkonusu … ve …nolu bağımsız bölümleirn müvekkiline resmi satışının gerçekleştiğini, müvekkilinin bu bağımsız bölümleri alırken …’ın mali durumunu ve iş ilişkilerini bilmediği gibi aynı iş kolunda da faaliyet göstermediğinden, …’ın sözkonusu bağımsız bölümleri satmak istemesi ve diğer şahısların bu bağımsız bölümleri satın almak istememesi üzerine müvekkilinin sözkonusu bağımsız bölümleri satın aldığını, sözkonusu bağımsız bölümlerin 2001 yılının Nisan ayı ve üzerilerindeki ipotek miktarları gözönüne alındığında rayiç değerleri üzerinden satın alındığını,müvekkilin … ile hiçbir ticari ve hısımlık bağının olmadığı ve hiç bir şekilde aynı iş kolunda faaliyette bulunmadığı da gözönüne alındığında ticari ilişkileri ile borç ve alacak durumunu bilmesi de sözkonusu olmadığından müvekkilinin kötüniyetinden bahsedilemeyeceğini, davacı bankanın iddia ettiği gibi müvekkilin mal kaçırmaya yönelik harekete iştirak etmediğini, müvekkilinin varlıklı bir kimse olduğunu ve bugüne kadar yatırımlarının çoğunun gayrimenkule yaptığını, müvekkilinin İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında yapılan takipte kendisine 16.08.2001 tarihinde tebligat yapıldığından icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçe ile ipotek limitleri içinde bulunan borcu ödemeye hazır olduğunu açıkladığını, bu durumda hukuka aykırılık bulunmadığını, bunların yanında dava koşulu olan borçlular aleyhine alınmış herhangi bir aciz vesikasının dava dosyasında bulunmadığından davanın bu yönden de reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının İİK 277.maddesi uyarınca iptal davası açabilmesi için elinde kat’i veya geçici aciz vesikasının bulunması gerektiğini ancak davacıda her iki belgenin de bulunmadığını, yine davacının iptal davasını açabilmesi için alacaklının alacağının kesinleşmesi gerektiğini, oysa davalı müvekkilinin
… A.Ş. Firmasının borcuna kefil olduğuna dair açılan icra takibine iddia edilen kefillik nedeniyle borçlu olmadığını ifade ederek itiraz ettiğini, bu borcu halen de kabul etmediğini, söz konusu itirazın iptali ile ilgili olarak İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, kesinleşmemiş bir borca dayalı olarak iptal davasının ikame edilmesinin mümkün olmayacağından bu dava ön şartının gerçekleşmediğini, davaya konu iki parça gayrimenkulun müvekkili üzerine kayıtlı ve üzerinde davacının 27 milyar TL tutarında ipotek tesisi edilmiş halde iken 20.06.2001 tarihinde 123.000.000.000 Tl bedel üzerinden tapudan yapılan satış işlemi ile diğer davalı …’a satıldığını, bu satış işleminin bedelinin o tarih için rayiç (hatta yüksek olarak değerlendirilebilecek ) değerde olduğunu, yapılan işlemin örtülü bir işlem olmayıp her iki tarafın asıl iradelerinin yer aldığı gerçek bir işlem olduğunu,tapuda yapılan işlem öncesinde satış bedelinin tamamamının davalı …’ın … İzmir Şubesi nezdindeki hesabından 24.04.2001 tarihinde davalı müvekkiline ödendiğini, akabinde 27.04.2001 tarihinde İzmir …Noterliğinde … yevmiye nosu ile gayrimenkul satış vaadi yapıldığı ve nihayetinde de 20.06.2001 tarihinde tapudan satış işleminin gerçekleştiğini, davalının içinde bulunduğu kriz ortamı nedeniyle fahiş oranlara yükselen faiz işletilmesinden kurtulmak düşüncesiyle tüm gayrimenkullerini satışa çıkardığında aynı binada taşınmazları bulunan …’ın sadece müvekkilinin istediği bedeli verebildiğini, bu satışın davacının alacağını elde etmesini önlemek gibi bir niyetle yapılmadığını, müvekkilinin 2001 yılında davacı bankaya kredi ödemeleri için yüzbinlerce Amerikan Doları ödediğini, mal kaçırma niyeti olan bir kişinin alacaklısına borç ödemeye çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin gerçek tasarrufu 24.04.2001 tarihinde gerçekleştiğini, bu tarihte daha müvekkilinin kefil olduğu … Pazarlama A.Ş’ye davacı banka tarafından çekilmiş hesap kat ihtarı da bulunmadığını, davacı banka tarafından hesap katı amacıyla … A.Ş’ye çekilen tüm ihtarların daha vadesi gelmemiş borçlara ait kötüniyetli işlemler olduğunu, taşınmaz satışından elde paranın ortağı olduğu … Pazarlama A.Ş’nin hesaplarına aktardığı ve aynı tarihlerde bu paraların banka kredi borcunun ve diğer tüzel kişilere olan borcun kapatılması için kullanıldığını, böylece davanın ön
Dava şartlarının olmaması nedeniyle davanın usulden, içeriği itibariyle de yerinde olmayan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; takip dosyası,sözleşmeler,ihtarnameler, tapu kayıtları, ipotek belgeleri, kredi sözleşmeleri, ekspertiz incelemesi,keşif, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı … vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; satış vaadi sözleşmesi, tapu kaydı, banka kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı … vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, … İzmir Şubesinin 24/04/2001 tarihli makbuz ve dekontları, tapu kaydı,20.06.2001 tarihli tapu satış işlemleri, … Bankası … şubesindeki … firmasına ait hesap hareketleri ihtarname, … A.Ş.’ye ait defter ve kayıtlar, İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı dosyası, takip dosyası ve sair delillere dayandığı görülmüştür.
İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …bankası A.Ş.tarafından takip borçluları … … Pazarlama A.Ş., … ve … aleyhine ipotek belgeleri ,kredi sözleşmeleri ve ihtarnamelere dayalı olarak 7.278.442.825.663 TL alacaktan ipotek limitli ile sınırlı 360.000.000.000-TL alacak üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin …’a 16.08.2001 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Halk Bankası tarafından Mahkememize sunulan 05/04/2004 tarihli yazı ekinde … … Paz. A.Ş.’ye ait banka nezdindeki … TL ve … nolu USD hesaplarının 01/01/2001 ile 31/12/2001 tarihleri arasındaki ekstrelerin gönderildiği görülmüştür.
İzmir … Noterliğinin 11/03/2004 tarihli yazısı ekinde 27/04/2001 tarih ve … yevmiye nolu Düzenleme Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Mahkememize gönderildiği, sözkonusu satış vaadi incelendiğinde İzmir ili, … İlçesi …, …/… pafta, … ada, 1 parselde kayıtlı … ve … nolu bağımsız bölümlerdeki büroların 123.000.000.000 TL bedel üzerinden satımı üzerinden satış vaadi sözleşmesi yaptıkları görülmüştür.
Dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kaydı dosyaya getirtilmiştir.
Davalı … tanıkları Mahkememizce dinlenmiştir.
Davalı … tanığı …beyanında;”Dava konusu … Merkezi No:… K.:…’nin satılık olduğunu … A.Ş şirketimizin burada olması nedeniyle haberdar olduk, bizim o yerde de yerimiz olduğundan komple o yeri aldığımız takdirde kullanma imkanı daha geniş olacağından ilgimizi çekti, dönem olarak krizlerin başlangıcı olduğu için ve elimizdeki imkanlar dar olduğu için zaten şubatta da kriz büyük bir seviyede olunca bundan vazgeçtik. 7. Kat olduğu için çatı katı da olduğundan bu saydığımız etkenler nedeniyle almadık. Aşağı yukarı sekiz aydan önce gibi …in aldığını duyduk. … ve …’ın hisseleri yarıyı geçiyordu, ben buna da biliyorum. Ben ne kadar fiyata aldığını bilmiyorum. Tahmin ettiğime göre 130-140 milyar civarı olabilir, pazarlıkta bu rakam ne kadar düşebilir bilemem ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı … tanığı … beyanında:”… bizim iş hanında komşumuz olur.2001 yılı kriz zamanında yeri satmak istediğini bize bildirdi, bizim nakit durumumuz iyi değildi, dolayısıyla almayı düşünmediğimizi söyledik, takip edebildiğimiz kadarıyla 5 veya 6 ay satamadılar, daha sonra işhanında yine komşumuz olan …’in burayı aldığını duyduk…. hanın hemen hemen yarı sahibidir “şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı … tanığı … beyanında:”Biz de aynı işhanında …kattayız.2001 yılıydı, hangi aydı bilemiyorum, şubat veya marttı, satış olayı vardı,…’in talip olduğunu duydum işyerinde zaten çoğu dükkanın sahibidir…. hanın yarı sahibidir,alma gücü oldukça fazladır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 22/09/2004 tarihinde Bankacı Bilirkişi…, Kadastro bilirkişisi … ve İnşaat Mühendisi Bilirkişi … refakatinde dava konusu bağımsız bölümlerin bulunduğu …/… Sk. No:… … Merkezi …/İzmir adresindeki keşif yapıldığı, keşif sonrasında bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 04/10/2004 tarihli raporda; devir tarihi olan 20/06/2001 tarihi itibariyle, … nolu büronun değerinin 31.5000.000.000 TL; … nolu büronun değerinin 62.212.500.000 TL olduğu, dava tarihi olan 15/04/2003 tarihi itibariyle … nolu büronun değerinin 67.5000.000.000 TL, … nolu büronun değerinin ise 133.312.000.000 TL olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili 28.02.2004 tarihli dilekçe ile, davalı …’ın davacı bankaya İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında belirtilen borcunun 30.04.2001 tarihi itibariyle 7.278.442.825.663 TL olduğunu, bu miktarın sadece 360.000.000.000TL olan kısmının ipotekle temin edildiğini, aynı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı doyasında başlatılan alacağın tamamına itiraz ettiğini, itirazın iptali davasının İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bu durumda borçlu hakkında muvakkat yahut kesin aciz vesikası almak mümkün olmayacağından, aciz vesikasının karar kesinleşinceye kadar her aşamada alınabileceğinden ve itirazın iptali davasının ön mesele sayılması gerektiğinden itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 28.04.2005 tarihli celsesinde İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.
Bekletici mesele yapılan İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı( İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası) incelendiğinde; Davacı … A.Ş tarafından davalı … , … ve … … Paz. Tur. Ve Tic. A.Ş aleyhine itirazın iptali davasının açıldığı, davacı banka, davacı ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan kredi sözleşmelerini diğer davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredinin geri ödenmesinde yaşanan aksama nedeniyle hesabın 11.06.2001 tarihli ihtarname ile kat edildiğini, ipotek ile teminat altına alınan miktar indirilerek 6.918,442.-TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine asıl borçlunun kısmi, kefillerin icra borcunun tamamına itiraz ettiklerini ileri sürerek, asıl borçlu yönünden 2.126.411,44 TL, kefiller yönünden ise itirazın tamamen iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği, Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davalı asıl borçlunun 6.427.183,69 TL bakiye alacağın kat tarihinden temerrüt tarihine kadar %150 akdi faiz, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar da %210 temerrüt faizi ile sorumlu olduğu, ancak davalı asıl borçlunun kısmı kabulü nedeniyle kabul edilen kısım dışında kalan ve itiraz edilen kısım olan 2.115.024,81 TL asıl alacak üzerinden de takibin devamına, müteselsil borçlu davalılar … ve … yönünden itirazın kısmen iptali ile 6.427.183,69 TL nakit asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, asıl alacağa kat tarihinden temerrüt tarihine kadar %150 akdi faiz, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar da %210 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına karar verildiği, verilen kararın davacı vekili ile davalılardan … ve Tasfiye Halinde … … Pazarlama Turizm ve Tic. A.Ş. vekilince temyizi üzerine Yargıtay …HD’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile hüküm fıkrasının (A) bendinde yer alan “ve %5 BSMV”, (B) bendinin 2. ve 3. paragraflarında yer alan “ve %5 BSMV” söz ve rakamları ile (E) bendinin tamamen hükümden çıkartılarak 6100 HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına, takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve Tasfiye Halinde … … Pazarlama Turizm ve Tic. A.Ş.’ye verilmesine, BSMV ve gayrı nakdi kredilerin faiz ve BSMV’si yönünden mümeyyiz davalılar düzeltilerek onanmasına karar verildiği, taraf vekillerinin karar düzeltme isteminde bulunmaları üzerine Yargıtay …HD’nin…/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile taraf vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteklerinin reddine 10.03.2022 tarihinde karar verildiği ve mahkeme kararının 10/03/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME : Dava İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114. maddesinde düzenlenen ve bütün davalar için geçerlilik taşıyan genel dava şartları yanında bir takım özel dava şartlarının varlığı da aranmaktadır. HMK’nın 114/2. maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmek suretiyle bazı münferit davalarda özel bir takım dava şartlarının öngörüldüğü kanuni düzenlemelerin varlığına da işaret edilmiştir. Nitekim tasarrufun iptali davasının kendine özgü dava şartlarından biri olan “alacaklının kesin veya geçici aciz vesikasına haiz olması” İİK’nın 277. maddesinin 1/1. bendinde düzenleme altına alınmıştır. Ancak bunun dışında öğretide ve Yargıtay kararlarında benimsenen özel dava şartları da bulunmaktadır. Bu özel şartları, Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2013 tarihli ve 2013/17-224 E., 2013/1478 K.; 30.03.2016 tarihli ve 2014/17-843 E., 2016/433 K.; 15.11.2017 tarihli ve 2017/17-2361 E., 2017/1371 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi davacının gerçek bir alacağının olması, borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması ve iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır.
19.10.2005 tarihinde kabul edilen ve 1.11.2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesinde, kamu bankalarının da aciz belgesi olmadan tasarrufun iptali davalarını açabilecekleri, Geçici 16. maddesinde de bu değişikliğin makable şamil (geçmişe yürüyeceği) olacağı öngörülmüştür. Eldeki davada, borcun kaynağını oluşturan kredi sözleşmesi 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13 ve 16. maddelerinde belirtilen 26.12.2003 tarihinden önce düzenlendiğinden davacı aciz belgesi ibrazından muaf tutulmuştur.
Somut olayda takip dayanağının kredi genel sözleşmesine dayalı olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafça asıl borçlu dava dışı … … A.Ş, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller davalı … ve dava dışı … aleyhine İzmir …İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosya ile takip yapıldığı, takibe yapılan itirazın İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı ve …/… Karar sayılı kararı ile kısmen iptaline, takibin davalı … yönünden 6.427.183,69 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verildiği, verilen kararın 10.03.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı … ile davalı … arasında İzmir ili, … İlçesi … mahallesi …/… pafta, … ada, … parselde kayıtlı … ve … nolu bağımsız bölümlerin İzmir …Noterliğinde 27.04.2001 tarih … yevmiye nolu düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı, ardından sözkonusu bağımsız bölümlerin üzerlerindeki toplam 27 milyar lira bedelli ipotekle birlikte 64 nolu bağımsız bölümün 37.650.000.000 TL bedelle, … nolu bağımsız bölümün ise 85.350.000.000 TL bedelle 20.06.2001 tarihinde davalı …’a satıldığı, Mahkememizce yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu … nolu bağımsız bölümün devir tarihindeki değerinin 31.500.000.000TL, … nolu bağımsız bölümün değerinin 62.212.500,00 TL olduğunun belirtildiği; buna göre satış tarihi itibariyle dava konusu bağımsız bölümlerin davalı …’a gerçek değerlerinden daha yüksek bedelle satıldığı ve sözkonusu satış bedellerinin davalı … tarafından davalı …’a ödendiği, davaya konu bağımsız bölümlerin satış vaadinin kredi sözleşmelerinin kat ihtar tarihi olan 30/04/2001 tarihinden önce 27.04.2001 tarihinde gerçekleştiği, satış vaadinin yapıldığı tarihte davalı …’ın borçlarının banka tarafından kat edilmediğinden davalı …’ın borçlarını ödeyip ödemeyeceğinin belli olmadığı bir dönemde davalı … ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapılması nedeniyle davalı …’ın borçlu …’ın borçlarını bilecek durumda olmadığı, Mahkememizce davalıların nufus kayıt örnekleri üzerinde yapılan incelemede tarafların akrabalık bağının da tespit edilemediği, dinlenen tanık beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirirldiğinde davalıların davacı bankaya zarar vermek için mal kaçırma kastı ile hareket ettiklerine dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/14598 Esas ve 2015/3346 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davalarında, tarifeye göre hesaplanacak vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi olarak belirlenmesi gerektiğinden adı geçen davalılar yönünden vekalet ücretinin alacak miktarına göre daha düşük olan bilirkişi tarafından belirlenen bağımsız bölümlerin devir tarihindeki satış bedelleri olan 123.000 TL üzerinden hesaplanarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Dava reddolduğundan; davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dava reddolduğundan; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 15.635,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.30/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.