Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/89 E. 2023/76 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/89
KARAR NO : 2023/76

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2023
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; dava dilekçesinde özetle; 19/07/2022 tarihinde …Sağlık Malzemeleri A.Ş’ye ait ……..’ta bulunan …mağazasından biri kadın diğeri erkek için üretilmiş olan iki adet terlik aldığını terliklerin ikisinin de gerçek deri ve mantar tabanlı olduğunu, müvekkilin eşi ile birlikte balayında oldukları sırada 31/07/2022 tarihinde aynı özelliklere sahip terlikleri aynı kullandıkları halde bir haftalık kullanım sonucunda müvekkilin eşinin kullandığı terlikte deformasyonlar oluştuğu gerekçesiyle 08/08/2022 tarihinde müvekkil terlikleri mağazaya götürüp, değişim talep ettiğini, incelemeye giden terlikler için 16/08/2022 tarihinde mağaza yetkilileri terliklerin kullanım kaynaklı bu duruma geldiğini iddia ederek değişim sağlamayacaklarını bildirip, terliği sattıkları sırada tüketiciye sunmadıkları kullanım kılavuzunu da bu bildirimle gönderdiklerini, terliği satın aldığında mağaza görevlileri tarafından suyla temas etmemesine dair herhangi bir uyarı almadığını, kutusunda veya üzerinde kullanım koşullarıyla ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamadığını belirterek ayıplı malın satım bedeli olan 2000 TL ve satım tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR: 19/07/2022 tarihli ürün alım faturası
Ayıplı terliklerin fotoğrafları
01/09/2022 tarihli tüketici hakem heyeti başvuru formu
08/12/2022 tarihli tüketici hakem heyeti cevap yazısı formu
Arabuluculuk son tutanağı
GEREKÇE:
Açılan dava; davacının, kendi ve eşi için satın almış olduğu terliklerin ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın satım bedelinin davalıdan tahsili davası olduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK.’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Somut olayda; davacı şirketin tacir olduğu sicil kaydından anlaşılmakta ise de davacının kendi ve eşi için aldığı terliklerin, davacı şirketin ticari işletmesine ilişkin olmadığı, bir işin ticari iş sayılabilmesinin kanunun da açıkça belirtiği üzere ” her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili ” olması gerektiği, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılmasının, davanın niteliğini ticari hale getirmeyeceği, davacının kendi ve eşinin şahsi kullanımı için aldığı terliklerin ticari işletmeyi ilgilendiren bir husus olmadığı anlaşılmakla, davacının satın alma işleminin tüketici işlemi sınırında kaldığı kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddesi gereğince karar verildiği anda kesinse bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İZMİR TÜKETİCİ MAHKEMESİNE ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince davaya gönderme kararından sonra görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerini görevli mahkeme tarafından hükmedilmesine, davaya görevli mahkeme tarafından devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememiz tarafından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair tarafların yokluğunda tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345 maddesi uyarınca 2 haftalık süresi içinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi.15/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır