Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/670 E. 2023/671 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/670 ESAS
KARAR NO : 2023/671 KARAR
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/08/2023
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ün adi ortaklık sözleşmesindeki tabiri ile “…Adi Ortaklığı’nın ortağı olduğunu, Müvekkilini kâr elde etme vaadiyle kuracağı şirkete ortak eden davalının kendisinin hesaplarının hacizli olduğunu, bu sebeple paraları annesi …’in hesabına göndermesini istediğini, banka dekontlarından da anlaşılacağı üzere annesi üzerine gönderttirdiği para ile kendi iddiası ile müvekkilinden sermaye ve ortaklık parası aldığını, davalının; müvekkilinin yurt dışında yaşaması sebebiyle kendisine ulaşamayacak olmasını fırsat bildiğini ortaklık hakkında bilgi vermediğini, vadettiği kazandırmaları da müvekkile gerçekleştirmediğini, davalının, ana sözleşmede yer alan mali hedeflerini yerine getirmek için çalışma gerçekleştirmediğini, şirketin devamlılığını sağlayacak herhangi bir adım atıp atmadığını da bilmediklerini, davalının müvekkiline bu konularda bilgi vermediğini, davalının davranışları sonucunda kurulan ortaklığın böylelikle müvekkili açısından mali açıdan verimsiz bir hale geldiğini, davalının yönetimi ele geçirdiğini ve müvekkili …’ün aylardır kendisine ulaşmasını engellediğini, şirket hakkında hiçbir şekilde bilgi ve hesap vermediğini, kurulan ortaklık için bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, anlaşmazlıklardan ötürü davalının müvekkilinin ısrarlı taleplerine rağmen T.T.K madde 437 çerçevesinde bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, “T.T.K madde 437 ve TBK madde 631 maddeleri gereğince her ortağın, ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtlarını inceleme, şirkete ait finansal tablolar, faaliyet raporları başta olmak üzere denetim raporlarını, kar dağıtım önerilerini inceleme hakkına sahiptir. Ayrıca her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyeme hakkına sahiptir. Her bir ortağa çağdaş ölçülerle örtüşen ve kamuyu aydınlatma, kurumsal denetim ve dürüst hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bulunan kapsamlı bir bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmıştır.” ancak ifade ettikleri üzere davalının 2023 şubat – mart ayından bu yana müvekkili ile iletişim kurmaktan kaçındığını bilgi ve hesap verme yükümlülüğünü de ihlal ettiğini, belirttikleri bu hususlar çerçevesinde talep edilen bilgilerin verilmemesi şirket veya ortak müvekkil hakkında açılabilecek icra takipleriyle müvekkilinin maddi anlamda zarara uğrama ihtimali bulunduğunu, şirket sebebiyle müvekkilinin gelecek süreçte gerek hukuki gerek cezai gerekse maddi sorumluluk altına girme ihtimali olduğunu, anılı ortaklığın feshini ve tasfiyesini talep ettiklerini, bununla birlikte fesih işlemi sürecinde müvekkilinin ortağı olduğu şirketin mali açıdan açıkça kötü yönetilmesi ve yukarıda açıklanan diğer sebepler çerçevesinde TTK ve TBK ilgili maddeleri uyarınca …adi ortaklığı’na kayyım atanmasını talep etmeleri gerektiğini, anılı ortaklığın mali durumu hakkında müvekkilinin bilgilendirilmemesi sebebiyle mahkemeden adi ortaklığın gerçek kar ve zarar durumu ile tasfiye bilançosuna esas olacak diğer unsurlarda gözetilmek suretiyle ortaklara ödenmesi gereken tasfiye payının olup olmadığı hususunda araştırma yapılmasını, buna göre müvekkilinin alacaklı olduğu bakiye varsa bu bedelin bilirkişi marifetiyle dosyaya sunulmasını, açıkladığı nedenlerle; …Adi Ortaklığı’na dava süresince tedbiren kayyım atanmasını, …Adi Ortaklığı’nın feshini ve tasfiyesini, yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacak olan müvekkilinin ortaklığa koymuş olduğu paranın müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Esnaf – Tacir araştırması
GİB Yazı Cevabı: 25.08 2023 tarihli yazı cevabında davacı …’ ün potansiyel vergi mükellefi olduğu tespit edilm,iştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25.08.2023 tarihli cevabi yazısında; davalı …’ in mükellef kaydının bulunduğu, gerçek usulde vergilendirildiği, 2. Sınıf tacir olduğu, kazancının VUK ‘ na göre 177 maddesindeki hadlerin altında kaldığı, 2022 yılı işletme hesap özetine göre alım tutarının 0,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, katılım payı alacağı istemine ilişkindir.
Adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 18.08.2023 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, taraflar arasında “…Adi Ortaklığı” ‘ nın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Adi ortaklardan davacının potansiyel vergi mükellefi olduğu, davalının ise kazancının VUK 177 maddedeki hadleri aşmadığı, her iki tarafın da ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlarının olmadığı, Bu nedenle her iki tarafın da tacir olmadığı, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin TBK’nunda düzenlendiği, dolayısıyla davanın gerek nispi gerekse mutlak ticari dava niteliğinin bulunmadığı gözetilerek davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla (Yargıtay … HD’nin … esas, … tarihli 18.09.2018 tarihli , Yargıtay … … esas, … karar sayılı 21.01.2019 tarihli Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli … esas – … karar sayılı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 04/06/2020 tarihli … esas – … karar sayılı, İzmir BAM …. Hukuk Dairesi’nin … Esas – … Karar sayılı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı emsal ilamları) görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Davacı vekilinin Adi Ortaklığa dava süresince tedbiren kayyım atanması talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır