Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/404 E. 2023/802 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/404
KARAR NO : 2023/802
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/05/2023
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı firmada belirsiz süreli iş sözleşmesi ile satış müdürü olarak çalıştığını, 15/06/2021 tarihinde istifa ederek iş yerinden ayrıldığını, davalının davacı şirkette işe başlarken imzalamış olduğu sözleşme uyarınca ” işverenin yanında çalıştığı süre zarfında, gerek görevini yapmakta iken ve gerekse sair sebeplerle öğrendiği ve öğreneceği işverene ait mesleki ve sair nitelikteki iş sırlarını hiçbir şekil ve surette ifşa etmeyeceğini, herhangi bir şekilde ifşa ettiği takdirde hakkında yapılabilecek cezai tatbikata şimdiden rıza gösterdiğini kabul ettiği gibi, bundan dolayı işverenin uğrayacağı zararları tazmin edeceğini taahhüt etmektedir.” maddesini de imzalayarak işi kabul ettiğini, ayrıca davalının 04/01/2017 tarihli rekabet yasağı sözleşmesi imzalayarak: “rekabet yasağına aykırı davranılması durumunda İnka Şirketinin uğradığı ya da uğraması muhtemelen zararlarını tazmin hakkı saklı kalmak üzere 15.000 ABD Doları tutarındaki cezai şart personel tarafından … Şirketine ödenecektir. İşverenin, bu nedenle daha fazla zararı olursa fazlasını talep hakkı saklıdır.” maddesini de kabul ettiğini, davalı yanın davacı şirketten ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren … Ambalaj San. Tic. A.Ş isimli işyerinde çalışmaya başlayarak ilgili bölümün müşteri dosyalarını alarak pazarda dolaşıp davacı firmayı kötüleyerek yeni çalıştığı firmaya müşteri temin ettiğini, hatta haftalık koordinasyon toplantılarına da girdiği için şirket hakkındaki tüm özel bilgileri sahip olduğu için diğer işçilere yüksek maaşlar teklif ederek yanına almaya çalıştığını, bunun üzerine İzmir … Noterliği’nin 25/08/2021 tarih ve … yevmiye nolu cezai şartın ödenmesi talebine ilişkin olarak ihtarname gönderildiği ancak davalın yanın ödeme yapmaması üzerine davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …-… Esas sayılı dosyası ile haksız rekabetten kaynaklanan cezai şart alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durduğunu işbu sebeple borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı … Ambalaj San. Ve İnş. Tic. Ltd. Şti. Nezdinde sigortalı olarak ancak gerçekte ve fiilen Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet göstermekte olan … Ambalaj A.Ş bünyesinde 04/01/2007-15/06/2021 tarihleri arasında çalıştığını, … A.Ş’nin esasen davalının tek ve gerçek işverene olduğunu, davalının sigorta kayıtlarında … A.Ş işyerinde alt işveren olarak gözetin … Ambalaj A.Ş’nin işçisi olarak görülmekte olsa da tüm çalışmasını … A.Ş nezdinde yaptığını ve oranın yöneticilerinden emir aldığını, davalının davacı … Ambalaj A.Ş’de 04/01/2007 tarihinde çalışmaya başladığını başladığı tarihte ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığını, icra dosyasında takip dayanağı olarak gösterilen 04/01/2007 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin davalını imzasını içermekte olsa bile tarihin sonradan doldurulduğunu, imzalanan sözleşmede … Ambalaj değil … Tanıtım hizmetleri A.Ş’nin bulunduğunu ve o tarihlerde bu şirketin var olmadığını, davacı şirketin rekabet yasağı sözleşmesinde taraf olmaması nedeniyle dava açma hakkının bulunmadığını ve haksız taleplerinden dolayı davanın reddinin gerektiğini belirterek, dava dilekçesinin görev ve yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili Manisa Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine, davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: -Manisa Sosyal Güvenlik Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği görüldü.
-İzmir … İcra Dairesine yazılan yazıya cevap verildiği görüldü.
GEREKÇE :
Dava, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay … HD’nin … esas, …, 01.06.2021 tarihli emsal kararında;”…Gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin hükümlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
İşçinin haklarını adalet mercilerinde çabuk, kolay ve ucuz bir surette almasını temin etmek amacıyla özel İş Mahkemeleri Kanunu çıkarılmıştır. Ayrı bir iş yargılaması ve bu yargılamayı uygulayan özel mahkemelerin kuruluşu, esasen iş hukukunun işçiyi koruma hukuki niteliğinden kaynaklanmaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
Benzer bir durum, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 76. maddesinde 03.03.2001 tarih ve 4630 sayılı Kanunun 30. maddesi ile yapılan değişikliğin sonucu olarak kurulan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri için söz konusudur. Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta öngörülen hususlardan doğan davalar da ticari dava sayılmasına rağmen 5846 sayılı Kanun uyarınca kurulan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin düzenlemenin Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde belirtilen aksine hükmü karşıladığı kabul edilmektedir. Aksi halde tüm fikri haklara ilişkin uyuşmazlıklarda ticaret mahkemelerinin görevli olması gibi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir.
İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir.
İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir.
Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır.
Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır.” gerekçesi ile iş mahkemesinin görevine yapılmış olan temyiz itirazı reddedilmiştir.
Somut olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davalarının görülme yerinin iş mahkemeleri olduğu, görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve görev hususunun dava şartı olduğu anlaşılmakla HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.’nın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Nöbetçi İzmir İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
İlişkin, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır