Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/334 E. 2023/663 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/334
KARAR NO : 2023/663
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili … ile davalı … Güvenlik Sistemleri Anonim Şirketi’nin 18.05.2022 tarihinde Güvenlik Sistemi Abone Sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye göre müvekkiline ait İzmir ili Buca ilçesindeki iki adet depoya güvenlik sistemleri üzerine cihaz ve ekipmanlar sağlanacağını ancak davalı şirket temsilcisinin taahhüt ettiği hizmetlerin eksik olarak gerçekleştirilmesi üzerine müvekkilinin sözleşmeden caydığını davalı şirkete bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin kurulum aşamasında şirket temsilcisinin 14 (ondört) gün içinde koşulsuz ve masrafsız olarak cayma hakkı olduğunu bildirmesine güvenerek sözleşmeyi imzaladığını, davalının bildirimi aldıktan sonra 22.07.2022 tarihinde müvekkilinin işyerine gelerek ürünlerini teslim aldığını, müvekkilinin sözleşmeden süresi içinde caydığını davalıya bildirse de davalı tarafından müvekkilinin … ait kredi kartından otomatik olarak 3.068,00 TL çekiş işlemi yapıldığını, sözleşmenin kuruluş aşamasında sözleşmenin iptali halinde müvekkilinden herhangi bir ücret tahsil edileceğine dair bir bilgi ya da bildirim de bulunmadığını, davalı yanca müvekkilinin hesabından müvekkilinin banka bilgilerinin mevcut olması sebebiyle keyfi olarak ücret kesintisi yapıldığını, söz konusu işlemin haksız olup iadesi için taraflarınca İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine de arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra takibine haksız itirazı nedeniyle %25 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; açılan işbu davaya ilişkin husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin davacı ile diğer davalı şirket arasındaki ilişkinin tarafı olmadığından davacının iddia ve taleplerinin müvekkiline karşı yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın, söz konusu abonelik sözleşmesini müvekkili şirket ile değil; “… Güvenlik Sistemleri ve Tek. Hizm. Tic. Ltd.Şti.” ile imzaladığını, huzurdaki davanın … güvenlik sistemleri ve tek. hizm. tic. ltd.şti. ‘ne ihbarını talep ettiklerini, davanın yetkili olmayan mahkemede açıldığından davanın usulden reddinin gerektiğini, asıl yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, davacının eksik hizmete yönelik hiçbir delil veya belge sunamamış olduğunu, iddia edilen eksik hizmetin neye ilişkin olduğunun belli olmadığını, davacı tarafın taahhüt süresine uymayarak eksik hizmet aldığını ileri sürdüğünü, bu doğrultuda taahhüt süresine uymamasına ilişkin birtakım gerekçeler ürettiğini, davacı tarafın tacir olduğundan sözleşmede belirtilen 14 günlük cayma süresine uyarak sözleşmeden caydığına ilişkin bildirimde bulunduğuna da ileri süremeyeceğini, davacının iş yerinde kullanmak amacıyla ve ticari işletmesi adına işbu sözleşmeyi akdetmiş olup tüketici sıfatına haiz olmadığından süresi içerisinde cayma bildiriminde bulunduğunu iddia etmesinin hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı tarafın iddialarının aksine, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyen taraf davacı olduğundan Müvekkili Şirket aleyhine icra takibi başlatmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından takibe konu edilen alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, izah edilen ve re’sen tespit edilecek diğer nedenlerle; davanın … Güvenlik Sistemleri ve Tek. Hizm. Tic. Ltd.Şti.’ye ihbarına, yetkili olmayan Mahkemede açılan davanın usulden reddine, davacının iddia ve taleplerinin muhatabı müvekkili şirket olmadığından huzurdaki davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeni ile reddine, neticeden ispatlanamayan haksız ve dayanaksız davanın tümden reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin karşı yana tahmiline, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Esnaf-Tacir araştırması:
Balçova Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/05/2023 tarihli cevabi yazısında; davacının kazancının gerçek usülde ticari kazanç olduğunun, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun, VUK’nun 178. maddesi uyarınca 2. sınıf tüccar sayıldığı bildirilmiştir.
İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğünün 03/05/2023 havale tarihli cevabi yazısından; davacı …’ın, … Yapı İnşaat Mantolama Müteahhitlik Temizlik Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olduğu ve şirketin faal olduğu görülmüştür.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin 02/05/2023 tarihli cevabi yazısından; davacı …’ın Lokantacılık mesleği ile uğraştığı, kayıt tarihinin 15/12/2022 olduğu anlaşılmıştır.
Dava, güvenlik sistemi abonelik sözleşmesinden cayılması nedeniyle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamından, davacının kendi adına “Yiyecek ağırlıklı hizmet veren kafe ve kafeterya faaliyeti” nedeniyle vergi mükellefiyet kaydının bulunduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, gayrisafi milli hasılasının bilanço usulüne göre defter tutma hadlerinin altında kaldığı, davacının gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, dava dışı bir ticaret şirketinde ortak olduğu, davacının ortak olduğu dava dışı limited şirketteki ortaklığının davacı gerçek kişiye tacir sıfatını kazandırmayacağı, tacir olanın dava dışı şirket olduğu ve eldeki icra takibinin tarafları ile takibe dayanak güvenlik sistemleri abonelik sözleşmesindeki tarafların davacının ortağı olduğu dava dışı şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla davacının tacir sıfatını haiz olmayıp, esnaf olduğu, davacının tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca güvenlik hizmetine ilişkin abonelik sözleşmesi TBK’nunda düzenlenmiş olup, davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay … HD:’nin … esas, … kara sayılı, 03/11/2015 tarihli, … esas, … karar sayılı, 25/01/2016 tarihli yargı yeri belirleme kararlarının, Yargıtay … HD’nin … esas, … karar sayılı, 21/03/2016 tarihli kararının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/09/2023
Katip …
e imzalıdır
Hakim …
e imzalıdır