Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/158 E. 2023/770 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/158
KARAR NO : 2023/770
DAVA : Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/10/2023
Mahkememizde açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili sigorta şirketi ile sigortalı arasında … numaralı “… İşyeri Sigorta Poliçesi”nin düzenlendiğini, poliçe kapsamında dava dışı sigortalıya ait taşınmaz ve demirbaşların (makineler) başta yangın olmak üzere çeşitli hasarlara karşı teminat altına alındığını, sigorta poliçesinde koasüransın uygulandığını, poliçe hükümleri uyarınca müvekkili şirketin hasarın % 10’undan sorumlu olduğunu, bununla birlikte koasürans usulü uygulanan poliçede “…” sıfatıyla hareket edenin … Sigorta A.Ş. olduğunu, poliçe şartları, teminat tutarları, riziko adresi ve sigorta teminatı kapsamı bakımından … numaralı poliçenin ve …. ile … numaralı hasar dosyasının önem taşıdığını, ilgili hasara ilişkin diğer sigorta şirketleri tarafından açılan hasar dosyalarının da bulunduğunu; 23/09/2022 tarihinde “İzmir İli Torbalı İlçesi… ” adresinde bulunan taşınmazda yangın çıktığını, toplam 37.800 m2 üzerinde kurulu taşınmazda davalı … Yatak A.Ş ve dava dışı … şirketlerinin faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin bu adreste yatak ve koltuk üretimi yaptığını, dava dışı … şirketinin ise halı ve yatak depolaması yaptığını, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan yangın raporunda ve dosya kapsamında hazırlanan ekspertiz raporunda “yangının … Yatak A.Ş’nin faaliyet gösterdiği alanda başladığı, … Yatak tarafından kullanılan kaynak atölyesinde arka kısımda kalan keçe ve sünger deposu bölümünde yoğunlaştığı” hususlarının belirlendiğini, bu tespitlerin Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ve Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen uzman görüşü ile de desteklendiğini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 13/10/2022 tarihli ve … kayıt numaralı yangın raporunda yangının çıkış nedeninin; “Yangın yerinde yapılan tetkikte, yangın başlangıcının fabrikanın girişine göre tam karşıda bulunan depo kısmında, kaynak bölümünü ayıran sac duvar dibinde olduğu görülmüş olup, yapılan araştırma ve soruşturmada kaynak bölümünde yapılan kaynak çalışması sırasında çıkan kıvılcımların bitişiğindeki galvaniz sac ile ayrılan depo kısmına bir boşluktan sıçrayarak buradaki kolay yanıcı yatak, elyaf, sünger gibi malzemeleri tutuşturarak yangın çıktığı, çatıda oluşan aşırı ısının da ışık alması için aralara konulan plastik polyester karışımı eternitleri eriterek diğer bölmelere düşmesi neticesi bu bölümlerde bulunan malzemeleri yakarak yangının çabuk yayılarak büyüdüğü kanaatine varılmıştır.” denilerek açıklandığını; Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği … D.İş sayılı bilirkişi raporunda da sonuç bölümünde; “yangın öncesi metal bölümünde kaynak ypılarak çalışmalara devam ettikleri sırada etrafa sıçrayan ve kaynak ve metal kesimi yapılırken oluşan kıvılcımların saç duvar arkasında yer alan keçeleri, saç duvarların altında bulunan boşluktan geçerek tutuşturduğu ve sonrasında yangının gelişerek yatak süngerlerine sirayet etmesi ile büyüdüğü kanaatine varılmıştır.”; Doç. Dr. Öğr. Üyesi … tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde; “Yukarıdaki tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda; 23.09.2022 tarihinde meydana gelen yangın hadisesinin; … Yatak firmasının kullanımında olan kaynak atölyesinde yangın hadisesi öncesinde yapılan kaynak işlemleri esnasında sıçrayan kıvılcımın, depo ile kaynak atölyesini ayıran trapez sac duvar levhasını geçerek, duvara bitişik durumda monte edilmiş çelik raf sistemi içerisine istif edilmiş emteayı (keçe, sünger vb.) tutuşturması ile başladığı ve binanın geneline yayılmış olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” denildiğini, bu raporlar ve diğer tüm ekspertiz işlemleri dikkate alındığında, yangının kaynağının davalı … Yatak şirketi olduğunun görüldüğünü, yangının davalı şirketin faaliyet gösterdiği alanda başladığını, bu alanın sorumluluğunun davalıya ait olduğunu, kaynak faaliyeti yapıldığı ve kolay yanabilir maddelerin istiflendiği bu noktada ortaya çıkması muhtemel riskler için önlem alınmadığını, hasardan davalı … Yatak A.Ş’nin sorumlu olduğunu, yine davalı … Yatak şirketinin sorumluluk sigortacısı… Türk Sigorta Şirketi’nin de poliçe limitleri doğrultusunda zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, bununla birlikte sigorta şirketi yönünden isteklerinin poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, dava konusu hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısının toplam zararının % 10.00’una (koasürans hükümleri gereği) karşılık 10/10/2022 tarihinde 200.000 USD avans hasar ödemesi, 22/11/2022 tarihinde 410.300 USD hasar ödemesi ve makine hasarlarına karşılık 24/01/2023 tarihinde 63.218,82 USD hasar ödemesi olmak üzere toplam 673.518,82 USD ödeme yapıldığını, bu ödemenin temelinde hasar gören bina ve makine bedellerinin bulunduğunu, poliçe kapsamında yapılan bu ödeme ile müvekkilinin TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu; uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurulduğunu ancak sürecin anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; toplam 673.518,82 USD hasar tazminatı alacağının ödeme tarihinden itibaren Devlet bankalarının USD cinsinden dövize uyguladıkları 1 yıllık mevduata dair en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla) müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalılardan … Yatak A.Ş’ye ait, Torbalı İzmir adresindeki işyerinin … numaralı, 31/12/2021-31/12/2022 vadeli Yangın Ticari Sigorta Poliçesi ile müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta poliçesinde yangına bağlı mali mesuliyet sorumluluğunun 810.000,00-USD limitli olarak verildiğini, davalılardan … Yatak A.Ş’nin dava konusu tazminat isteğinden sorumlu olduğunun kabulü anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla aksi durumun varlığı halinde dahi müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ödenebilir tazminat tutarı hesaplanırken garame usulüne göre hesaplama yapılacağından dava konusu tazminat isteğinin tamamından müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ödenen 673.518.82-USD tazminatın tamamının müvekkillerinden müteselsilen tahsilinin istendiğini, davaya dayanak sigorta poliçesinin müşterek poliçe esaslarına göre düzenlendiğini, davacının poliçedeki payının % 10 olduğunu, bu kapsamda dava konusu hasar nedeniyle davacı ve diğer sigorta şirketleri tarafından sigortalılarına ödenen toplam tazminat tutarının 6.103.000,00 USD olduğunu, diğer sigorta şirketleri tarafından da müvekkili şirkete ve sigortalısına rücuen tazminat isteklerinin iletildiğini ancak bu steklerin müvekkili şirketin sigortalısının yangının meydana gelmesinde kusur ve sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle reddedildiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde sigorta şirketinin sorumlu olacağı tutarın 524.475,00-USD (832.500,00-USD tazminat tutarından poliçede yer alan koasürans ve muafiyet muafiyet tutarı düştükten sonra kalan ödenebilir tazminat tutarının 524.475,00-USD olduğunu) olduğunu; İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakmaya görevli ve yetkili olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığını, zira; davacının sigortalısı ile … Yatak A.Ş. arasında kira ilişkisinin bulunduğunu, yangının meydana geldiği yerin sahibinin … Proje Müşavirik İnsaat A.Ş.olduğunu, müvekkili şirketin ikametgahının bulunduğu İstanbul Sulh Hukuk Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu; davacı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin “hatır ödemesi” olduğunu, bu nedenle de TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin “halef” sıfatıyla dava açma koşullarının oluşmadığını, yangının meydana geldiği “… Torbalı/İzmir” adresinde bulunan fabrika binasının müvekkili şirket tarafından davacı sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı … Proje Müş. İnş. A.Ş’den 01/10/2018 tarihli kira sözleşmesi uyarınca “yatak imalathanesi ve depo” olarak faaliyet gösterilmek üzere kiralandığını; yangın olayı sonucu doğan zarardan davacı şirket sigortalısının TBK’nın “Yapı Malikinin Sorumluluğu” başlıklı 69.maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, ödenen tazminat tutarının “Kiracı” sıfatına sahip müvekkili şirketten ve sigorta şirketinden rücuen tahsilinin mümkün olmadığını, yapı maliki davacı sigorta şirketinin sigortalısının yangının meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu; itfaiye ekiplerinin somut ve objektif bir delile dayanmayan tespitlerin kabulünün mümkün olmadığı hususunun bilimsel raporlar ile sabit olduğunu, itfaiye ekiplerince hazırlanan yangın raporunda “yangının gaz altı kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların bitişiğindeki galvaniz sac ile ayrılan depo kısmına bir boşluktan sıçrayarak hammadde deposunda bulunan kolay yanıcı malzemeleri tutuşturduğu” hususunun ifade edildiğini ancak gerek yangın olayından sonra gerekse olay öncesi çekilen fotoğraflar incelendiğinde olası bir kıvılcımıngalvaniz panelleri geçebileceğibir açıklık bulunmadığının belirlendiğini, olay öncesi inceleme konusu alanda çekilen fotoğraflardan da panellerin zemin ile birleştiği noktalarda beton süpürgelik bulunduğu, panellerde herhangibir açıklığın bulunmadığı, zeminden tavanın birkaç cm altına kadar tamamen ayrımın sağlandığı hususunun görülebildiğini, bu durumun olay yeri inceleme raporunda yer alan tespitler ile de sabit olduğunu, yangın sonrası tamamen harap olmuş, yangının söndürülmesi için üzerinden silindir ile geçilmiş bir alanda itfaiye raporundaki gibi bir tespitin yapılmasının hayatın olağan akışı kriterine aykırı olduğunu, yangın merkezinin kaynak işleminin yapıldığı bölümün hemen arkası olmadığı, bu noktadan çok daha uzakta (kaynak kıvılcımlarının ulaşmasının mümkün olmadığı bir uzaklıkta) bulunduğu hususunun belirlendiğini, ayrıca iş makineleri son sistem teknolojiye sahip olup, yere düşen kıvılcımların kısa bir süre sonra sönmekte olduğunu, raflardaki keçe emtiasının da yanmazlık sertifikasına sahip olduğunu, dava konusu yangının; elektrik panosu üzerinde yapılan incelemelerde “faz giriş kablolarından bir tanesinde kısa devre sonucu oluşması beklenen, bakırın atom yapısındaki değişime bağlı kopma ve kopma noktasında tomurcuklanma emarelerinin bulunduğunu, hattın devamı boyunca da yüksek akım geçişine bağlı renk değişimi ve kırılganlığın devam ettiği” tespiti uyarınca binanın elektrik tesisatının eski ve bakımsız olması, kaçak akım rölesinin bulunmaması sebebiyle başladığını, fabrikanın yangın pompa istasyonunda bulunan bir adet elektrikli ve bir adet dizel yangın pompasının devreye alınmaması ve çalışır durumda olmaması, imar barışı ile yapı kayıt belgesi alınan binanın yapı özelliklerinin yangının gelişimine etkili olması, bina çatı panellerinde kolay yanma özelliğine sahip PUR malzeme ile izolasyon sağlanması, zaten yüksek yangın yüküne sahip olan işletmenin bulunduğu yapının olası bir yangının hızla taşınmasına neden olacak şekilde kurulması ve bu haliyle kiraya verilmesi gibi hususların yangının büyümesine neden olduğunu, Elektrik Tesisleri İç Tesisat Yönetmeliğine göre bina sahiplerinin kendi tesislerinde meydana gelmesi muhtemel kısa devrelere karşı ve bu akımın dağıtım sistemine sirayet etmemesi için uygun sigortalar ve kaçak akım röleleri ile her türlü önlemi almak zorunda olduklarını, davacının sigortalısı şirketin, mevzuat kapsamında alması gerekli tedbirleri almayarak TBK’nın 69. madde hükmüne aykırı davrandığını, bu nedenle de yangının meydana gelmesinde ve büyümesinde asli ve tek kusurlu olup, davacının halef sıfatı davayı açmasının mümkün olmadığını, yangın olayı meydana gelmeden önce müvekkili şirket tarafından davacının sigortalısı/mal sahibi şirkete gerek yazılı gerekse de sözlü olarak defalarca başvurulduğunu ve binanın sabit tesisatından kaynaklanan sorunların giderilmesinin, kaçak akım rölelerinin doğru ve sigortaları attırmayacak şekilde çalışır halde takılmasının, elektrik tesisatının yenilenmesinin, yangın dedektörlerinin, yangın pompalarının takılmasının vs. istendiğini, yapı sahibinin gerekli önlemleri almadığını, davaya konu sigorta poliçesinin, müşterek sigorta poliçesi esaslarına göre 9 sigorta şirketi tarafından mutabakatlı kıymet takdir analizi dikkate alınarak düzenlendiğini, sigorta şirketlerinin poliçe düzenlenmesinden önce risk mühendislerini göndererk sigorta konusu fabrika binasını teftiş etmeleri gerektiğini, oysa ki davacı tarafından, dava dosyasına böyle bir raporun sunulmadığını, yangın yükü oldukça yüksek olan bimaları sigortalayan sigorta şirketlerinin, yangın olayı sonrası ödedikleri tüm tutar için kiracıya rücu etmelerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğunu, fahiş tazminat tutarını kabul etmediklerini, tazminat tutarının belirlenmesi için sigortacı ile sigortalı arasındaki özel anlaşma esaslarının değil, piyasa rayiçlerinin dikkate alınması gerektiğini, hasar tazminat hesabı gerçek ve somut hara tespit çalışmalarını içermediğinden yanlış ve eksik yapıldığını, sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını, davacının sigortalısının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının tenkis yaparak sigortalısına ödeme yapması gerekirken bunu yapmadığını ve fazla ödeme yaptığını, bu nedenle tazminattan tenkis yapma yoluna gidilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; davaya konu 23/09/2022 tarihli yangın olayından dolayı meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin halefiyet ilkesinden harekete “yangına ve zarara sebebiyet verdiği” ileri sürülen davalı … Yatak A.Ş.’den ve sigortacısından rücuya dayalı tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası ele alınarak incelendiğinde; davacısının … Sigorta A.Ş., davalısının … Yatak A.Ş., dava tarihinin 22/12/2022 olduğu, aynı davaya konu 23/09/2022 tarihli yangın olayı nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin halefiyet ilkesinden harekete “yangına ve zarara sebebiyet verdiği” ileri sürülen davalı … Yatak A.Ş.’den rücuya dayalı tahsilinin istendiği, davanın derdest olduğu, müşterek sigorta kapsamında diğer sigorta şirketlerinin açmış olduğu davaların da bu dava ile birleştirildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 166. maddesinin 1. fıkrasında; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.”; 4. fıkrasında da; “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yapılan değerlendirme sonucunda; eldeki bu dava ile mahkememizin … Esas sayılı davanın ve … Esas sayılı dava ile birleştirilen davaların konusunun aynı olması, yangına sebebiyet verdiği ileri sürülen … Yatak A.Ş.’nın tüm davalarda “davalı” olarak gösterilmesi, tüm davaların sigorta şirketleri tarafından sigortalı aynı şirkete yapılan ödemeler nedeniyle halefiyet ilkesi uyarınca açılması ve rücuen tazminat istemini içermesi; diğer bir anlatımla gerek bu davada gerekse mahkememizin … esas sayılı davasında ve birleşen diğer davalarda dayanılan sebeplerinin aynı olması, tüm davalarda delillerin ortak olması, aynı araştırmaların yapılacak olması karşısında; usul ekonomisi de gözetildiğinde davaların birlikte görülerek sonuçlandırılmasında yarar bulunduğu kanaatine ulaşıldığından, aradaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle mahkememizin … Esas sayılı bu davası ile yine mahkememizin … Esas sayılı davasının 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Aradaki fiili ve hukuki bağlantı sebebiyle mahkememizin … Esas sayılı bu davası ile yine mahkememizin … Esas sayılı davasının HMK’nın 166. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Birleştirme nedeniyle mahkememizin bu dosyasının esas kaydının kapatılmasına,
3-Yargılamaya mahkememizin … Esas numaralı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
4-Yargılama giderinin birleştirilen dosya üzerinden esas hükümle birlikte karara bağlanmasına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, tarafların yokluğunda, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/10/2023
Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır