Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/135 E. 2023/93 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/135 Esas
KARAR NO : 2023/93

DAVA : Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket, davalı taraftan çeşitli inşaat malzemeleri kiralamak üzere sipariş verdiği, davalı tarafın, davacı şirkete kiraladığı malzemeleri eksik sipariş ettiğini, ancak davalı taraf ek olarak sipariş edilen malzemeleri göndermişse de bir önceki siparişten eksik kalanları yine göndermediğini, ancak bunların da faturasını kestiğini, davacı şirketin süregelen ilişki olması nedeniyle bu bedeli de ödemiş olmasına rağmen malzemelerin yine de tarafına teslim edilmediğini, teslim edilmediği gibi yükleme-boşaltma işleri ve masrafları davalıya ait olmak üzere anlaşılarak, sipariş edilen iskele malzemelerini, davalı tarafça davacı şirkete ait şantiyeye gönderilmiş ise de, boşaltma için personel görevlendirilmediğinden malzeme kamyonda üç gün beklediğini ve malzemeleri iade ettiğini, üç gün kamyonda bekleyen malzemeler için taşımacıya 10.500,00 TL para ödemek zorunda kaldıklarını, davalı tarafın bu şekilde ifa etmediği bir sipariş için de fatura kesmiş olduğunu ve davacı tarafa ödenmediğini, davacı şirketçe bu fatura iade edildiğini, ancak iade edilen fatura bedeli de icra takibine konu edildiğini, en son 2022 yılı aralık ayında adi posta ile bir avukat mektubu ile ihbarname gönderdiklerini, ihbarnameye aynı usulle yanıt verildiğini, davalı taraf, icra takibinde alacak talebiyle bir yandan mükerrer tahsilat yapmakta bir yandan da teslim etmediği malzemelerin kira bedellerini talep ettiğini, bu değerlendirmeler neticesinde davacı şirketin icraya konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takipte kötüniyetli olan davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında bulunan taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın İptali davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK.’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’nın 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık olduğu, davalı tarafından davacı aleyhine İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2023/412 Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığı, kira sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarının da kira ilişkisine bakmakta görevli Sulh Hukuk Mahkemesi olacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK. m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK. m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.’nın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflar vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 17/02/2023

Katip ….
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.