Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/122 E. 2023/228 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/122
KARAR NO : 2023/228

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 681.749,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 08/01/2022 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu vekili yasal süre içerisinde vekili aracılığıyla verdiği 14/01/2022 tarihli dilekçesi ile; borca itiraz ettiğini bildirmiştir.
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı borçlu müvekkilinin VİOP hesabı müşterisi olduğunu, müvekkilinin aracı kurum ile imzalanan türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi kapsamında işlemler gerçekleştirdiğini, davalı …’in müvekkili şirketin … numaralı VİOP hesabı müşterisi olduğunu, yapılan sözleşmenin davalı borçlunun müvekkili aracı kurum aracılığıyla borsada veya borsa dışında gerçekleştireceği türev araçların vadeli işlem sözleşmeleri ve opsiyon sözleşmeleri alım satım işlemlerinin yapılması ile teminatların yatırılması, çekilmesi, idaresi ve nemalandırmasını kapsadığını, davalının VİOP hesabının teminatının eksiye düştüğünü ve 681.749,00 TL tutarında eksi bakiye oluştuğunu, bu bakiyenin müvekkili tarafından kapatıldığını, davalı tarafça haksız şekilde bu tutarın ödenmediğini, eksi bakiye için müvekkilinin iyi niyet ilkeleri çerçevesinde faiz yapılandırmaları ve sair ödeme kolaylıkları sunduğunu ancak karşı tarafın ödemeden kaçındığını, ilgili alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun haksız şekilde itiraz ettiğini, alacağın tahsili için önce 30/12/2021 tarihinde Beyoğlu Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının temerrüte düştüğünü, bu kez İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız şekilde takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, muaccel hale gelmiş müvekkili alacağının rehinle de teminat altına alınmadığını, bu nedenle ihtiyati haciz isteğinde bulunduklarını, davalının mal kaçırma riskinin bulunduğunu, taşınır ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini istediklerini belirterek, ihtiyati haciz isteğinin kabulüne, borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE;
Dava; VİOP teminatında oluşan eksi bakiyeden kaynaklı cari hesap borcunun tahsili için icra hakkında icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce; “davanın dayanağı taraflar arasında imzalanan türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi olup, Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği ve bu nedenle de taraflar arasındaki uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesinden kaynaklandığından, 6100 sayılı TTK’nın 5/2 maddesi gereğince Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 karar sayılı kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan ticari davalarda 6 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinin münhasıran görevlendirilmesi nedeniyle davaya İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği” gerekçesiyle;
“1-Davacı tarafça açılan bu davaya bakmakla görevli mahkemenin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi (Finans Mahkemesi sıfatıyla) olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme isteğinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne (Finans Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,” ilişkin 29/06/2022 tarihli,… Esas ve … Karar sayılı karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Mahkememiz kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 30/12/2022 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararının gerekçesinde; “Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Aynı Yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. Yine aynı Yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü amirdir. 27.08.2011 tarihli Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğde döviz, mal, kıymetli maden ve Kurulca belirlenecek diğer varlıkların ticari amaçla kaldıraçlı alım satımı, alım satımına aracılık ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesine yönelik hizmetlere ilişkin esaslar düzenlenmiş olup bu kaldıraçlı işlemlerin ticari amaç olmaksızın yapılabileceğine dair düzenleme bulunmamaktadır. Bu işlemlerin ticari amaçla yapılabilecek olmasına rağmen davacının ticari amaçla hareket eden kimse olmaması düzenleyici işlemlere uyulup uyulmadığı sorununu ortaya çıkarır ise de davacının doğrudan ticari amaçla hareket ettiğini göstermez ve davacıyı da tüketici olmaktan çıkarmaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2348 E, 2019/82 K sayılı kararındaki muhalefet şerhi). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2348 Esas 2019/82 Karar sayılı kararında dava konusu Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi yönünden tüketici mahkemesi mi asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu hususu tartışılmış, sözleşmenin “ticari” amaçla yapıldığının açıkca belirtilmiş olması halinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu açıklanmıştır. Doktrinde de tasarruf sahibi bireysel yatırımcının bir aracı kurum ile çerçeve sözleşmesi imzalanmasının tüketici işlemi olduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğu da belirtilmektedir. (Doç. Dr…..; Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi – Tebliğler Tartışmalar, sayfa 24-25) Somut olayda davalı banka ile davalı arasında Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerceve Sözleşmesi imzalanmış olup davacı banka, bu sözleşme nedeniyle yapılan faaliyet sırasında davacı yararına yapılan ödemenin davacıdan tahsiline yönelik itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Dosyadaki belgeler incelendiğinde sözleşmede davalının “müşteri” olarak nitelendirildiği, “kurumsal müşteri”, “ticari müşteri” vb ibarelere yer verilmediği anlaşılmaktadır. Sözleşmeye konu işlem hacmi ve dava değeri dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/(1)-k ve 49. maddeleri uyarınca finansal hizmet sözleşmesi niteliğinde olup davalının dava konusu finansal hizmet işleminde ticari ve meslek amaçla hareket ettiğine dair kayda rastlanmadığı anlaşılmakla davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevlidir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01.11.2016 tarih 2016/11909 Esas 2016/8559 Karar sayılı kararı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … H. D’nin 08.09.2022 tarih … E, …K sayılı kararı da bu yöndedir. Mahkemece tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince tüketici mahkemesi görevli olmasına rağmen yanlış mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” denmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) numaralı bendinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. 6502 sayılı kanunun 73. maddesi ile; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut davada; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin kararının gerekçesinde de belirtildiği şekilde; sözleşmede davalının “müşteri” olarak tanımlandığı, “kurumsal müşteri”, “ticari müşteri” vb ibarelere yer verilmediği; taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun’un 3/(1)-k ve 49. maddeleri gereğince finansal hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının söz konusu finansal hizmet işleminde ticari ve mesleki amaçla hareket ettiğine ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, davaya bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşıldığından, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafça açılan bu davaya bakmakla görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme isteğinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin iki haftalık süre içerisinde gönderme isteğinde bulunmaması durumunda “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilerek, aynı karar ile yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2023

Başkan …
¸E-imza.

Üye ……..
¸E-imza

Üye ……..
¸E-imza

Katip ……..
¸E-imza