Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/117 E. 2023/73 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/117
KARAR NO : 2023/73
DAVA : Tasfiye Memurunun Azli
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2023 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gönderme kararı üzerine dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekilinin, davalı şirkette pay sahibi olduğunu, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile “… Makine San. ve Tic. A.Ş.’nin feshi ve tasfiyesi ile tasfiye memuru olarak …’in atanmasına” karar verildiğini, müvekkiline TTK’nın 437. maddesi kapsamında isteğine rağmen bilgi edinme haklarının kullandırılmadığını, şirketin 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yıllarına ilişkin genel kurullarının yapılması çağrılarına cevap verilmediğini, tasfiye memurunun, şirketin diğer ortağı …’nun yararına ve onun talimatları ile hareket ettiğini, tasfiye memurunun, davacı vekili … hakkında yasaya aykırı olarak Ailenin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre uzaklaştırma kararı alınması için başvuruda bulunduğunu, Urla Asliye (Aile Mahkemesi sıfatı ile) Hukuk Mahkemesi tarafından bu konuda karar verildiğini, bu nedenle 09/09/2022 tarihli genel kurula bu vekilin katılmasının engellendiğini belirterek, davalı tasfiye memurunun TTK’nın 537. maddesi uyarınca görevden alınmasına, tasfiye memurundan istedikleri halde vermediği şirketin 2017, 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının, finansal tablo ve bilançolar ile tasfiyeye giriş bilançosunun, envanter bilançosunun, ortak ve şirket vekili Av. …’nun şirket adına yaptığı işlerin, davalar ve aldığı ücretler ile şirketin stok listesinin, imalat makinelerinin listesinin ve satılmış olanların alıcı bilgilerinin, faturaların incelenmesinin temini için TTK’nın 437. maddesi uyarınca bilgi edinme hakkının kullandırılmasına; şirketin yapılmayan 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yılı genel kurullarına dava dilekçesinde belirtilen gündemle TTK’nın 412. maddesi uyarınca çağrıya izin verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin görevden alınma isteğinin tasfiye ve atanma kararı veren İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilebileceğini, mahkemenin görevli olmadığını; ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, davacı tarafın açtığı bu davanın ve tüm isteklerinin amacının müvekkilinin tasfiye memurluğu görevini bırakmasını sağlamak olduğunu, davacının müvekkilini yıldırmaya uğraşarak, üzerinde baskı kurduğunu, buna rağmen müvekkilinin görevine devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2023 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; “davanın, davalı şirketin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince atanan tasfiye memuru …’in haklı nedenle TTK’nın 537. maddesi gereğince görevden alınması isteğine ilişkin olduğu, TTK’nın 537/2 maddesinde; ‘Pay sahiplerinden birinin istemi ile veya haklı sebeplerin varlığında mahkemede tasfiye memuru kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunur’ hükmüne yer verildiği, ‘şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak …’in atanmasına’ ilişkin olarak İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karar verildiği, tasfiye ile ilgili ortaya çıkacak hukuki sorunların tasfiyeye karar veren mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, bu nedenle tasfiye memurunun değiştirilmesi isteklerini değerlendirmeye tasfiye memurunu atayan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle “bu konudaki istekle ilgili davanın tefriki ile ayrı bir dosya oluşturularak İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği; kararın gönderme kararı olarak ve kesin olarak verildiği görülmüştür.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da işaret edildiği şekilde eldeki dava, dava dışı şirkete tasfiye memuru olarak atanan …’in TTK’nın 537. maddesi uyarınca haklı sebeplerle azli istemine ilişkindir.
Konuyla ilgili olarak uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 537. maddesinin ikinci fıkrasında; “Pay sahiplerinden birinin istemi ile veya haklı sebeplerin varlığında mahkeme de tasfiye memuru kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu maddede tasfiye memurunun haklı sebeple azline karar verecek olan mahkemenin hangi mahkeme olacağı konusunda özel bir belirleme yapılmamıştır. Diğer bir anlatımla; 6102 sayılı TTK’nın tasfiye memurunun haklı sebeple azlini düzenleyen 537 ve devam eden maddelerinde azil kararının fesih ve tasfiyeye karar veren mahkeme tarafından verileceği yönünde özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Söz konusu maddede “…..haklı sebeplerin varlığında mahkeme de….” denmek suretiyle genel bir görevlendirme yapılmıştır. Davada genel hükümler uygulama alanı bulacak ve mutlak ticari davası olması nedeniyle yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakılacaktır. Söz konusu madde çerçevesinde ileri sürülen/sürülecek azil isteğinin, aynı dava dosyası üzerinden ek karar şeklinde değil, harç yatırılmak suretiyle açılacak müstakil bir davada değerlendirilmesi ve karara bağlanması gerekir. Şirketin fesih ve tasifyesine mahkememizce karar verilmiştir. Ancak azil kararının da özellikle mahkememizce verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme yoktur. Nitekim ve aksine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/1772 Esas-2019/1536 Karar sayılı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/710 Esas-2017/1359 Karar sayılı emsal kararlarında da görüleceği üzere fesih ve tasfiye kararını veren mahkemeler ile tasfiye memurunun azline karar veren mahkemeler aynı ticaret mahkemeleri değildir. Bu kararlar, tasfiye memurunun azli davasının mutlaka (zorunlu) ve özel olarak mahkememizde görülmesi gerekmediğini ortaya koyan nitelikte kararlardır. Aksi düşünce; tasfiye işlemleri ile ilgili ya da tasfiye memurunun taraf olduğu tüm ticari davaların mahkememizde görülmesi gerektiği sonucunu doğurur. Bu nitelikteki davalar, mahkememizce karara bağlanan fesih ve tasfiye davasının devamı olarak nitelendirilemez. Mahkememiz kararla birlikte davadan el çekmiştir. Mahkememizin tasfiye memurunu denetleme, gözetleme ve talimat verme gibi bir görevi ve yetkisi söz konusu değildir. Böyle bir yetkinin varlığı, tasfiye memurunun hukuki sorumluluğuna gidilemeyeceği sonucuna vardırır ki bu durum tasfiye kurumunun ruhuna aykırılık oluşturur. Tasfiye başlı başına bağımsız ve müstakil bir işlemdir. Sonuçları yani, usulüne uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, buna bağlı olarak tasfiye memurunun cezai ve hukuki sorumluluğu (TTK’nın 546/2, 553 maddeleri) yasal düzenlemeler ile yaptırıma bağlanmıştır.
Diğer yandan 6100 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrasında; “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen karar gönderme kararı olarak ve kesin olmak üzere verilmiştir. Kanun yolu açık tutulmamıştır. Mahkememizin, 6100 sayılı TTK’nın 5/3 maddesinde tanımlandığı şekilde özel ihtisas mahkemesi sıfatı bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere, eldeki azil davasının fesih ve tasfiye kararını veren mahkememizde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme de yoktur. Bu çerçevede İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gönderme kararının 6100 sayılı TTK’nın 5/3 maddesine uygun olarak verilmiş bir gönderme kararı olduğundan söz edilemez. Bu nedenle de TTK’nın 5/3 maddesine uygun olarak verilen gönderme kararına bağlanan sonuçlar, bu maddeye uygun olarak verilmeyen gönderme kararları için geçerli sayılamayacaktır. Yani; bu kararın kesin nitelikte bir karar sayılması mümkün olamayacaktır.
Bu nedenle, davanın ilk açıldığı İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemenin verdiği kararın gönderme kararı niteliğinde ve kesin olarak verilmiş olması karşısında; mahkememizce, dosyanın İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davaya İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2023 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gönderme kararı ile mahkememize gönderilen dava dosyasının bu mahkemeye İADESİNE,
2-İhtiyati tedbir isteğinin görevli İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
3-Harç, yargılama gideri, vekalet ücreti konularında görevli İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır